Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

62

Ayet No: 

2410

Sayfa No: 

315

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَىٰ

Çeviriyazı: 

fetenâza`û emrahüm beynehüm veeserrü-nnecvâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular

Diyanet İşleri: 

Sihirbazlar işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Sonra bu iş hakkında aralarında çekişeçekişe görüşüp gizlice danıştılar.

Şaban Piriş: 

Sihirbazlar durumlarını aralarında tartışarak gizlice fısıldaştılar.

Edip Yüksel: 

Aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.

Ali Bulaç: 

Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.

Suat Yıldırım: 

Bunun üzerine onlar aralarında tartışmaya ve fısıldaşmaya, kulislere başladılar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık (sahirler) aralarında işlerine dair münakaşada bulundular ve gizlice konuştular.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar, fısıltıyı koyulaştırdılar.

Bekir Sadak: 

«orkma, sen muhakkak daha ustunsun» dedik.

İbni Kesir: 

Derken onlar işi aralarında tartıştılar ve gizlice müşavere ettiler.

Adem Uğur: 

Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar

İskender Ali Mihr: 

Böylece işlerini (hilelerini), kendi aralarında görüştüler (tartıştılar) ve gizlice konuştular.

Celal Yıldırım: 

Sihirbazlar durumlarını (ne yapacaklarını) kendi aralarında tartıştılar ve konuştuklarını gizli tutmaya çalıştılar..

Tefhim ul Kuran: 

Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.

Fransızca: 

Là-dessus, ils se mirent à disputer entre eux de leur affaire et tinrent secrètes leurs discussions.

İspanyolca: 

Los magos discutieron entre sí sobre su asunto y mantuvieron secreta la discusión.

İtalyanca: 

Discussero in proposito [i maghi], in segreti conciliaboli.

Almanca: 

Und sie waren in ihrer Angelegenheit uneins und verheimlichten ihre Unterredung.

Çince: 

他们为这件事,议论纷纷,并且隐匿他们的议论;

Hollandaca: 

En de toovenaars twistten onder elkander nopens hunne zaak en spraken met elkander in het geheim.

Rusça: 

Они стали спорить между собой о своих действиях и сохранили свой разговор в тайне.

Somalice: 

Waxayna ku Doodeen amarkooda dhexdooda wayna faqeen.

Swahilice: 

Basi wakazozana kwa shauri yao wenyewe kwa wenyewe, na wakanong'ona kwa siri.

Uygurca: 

ئۇلار ئۆز ئىشى (يەنى مۇسا ۋە ھارۇننىڭ ئىشى) ئۈستىدە دەتالاش قىلىشتى، قىلغان دەتالاشنى يوشۇرۇشتى

Japonca: 

そこでかれらはお互いに策を練って論じあったが,勿論その相談は秘密にした。

Arapça (Ürdün): 

«فتنازعوا أمرهم بينهم» في موسى وأخيه «وأسرُّوا النجوى» أي الكلام بينهم فيهما.

Hintçe: 

और (याद रखो कि) जिसने इफ्तेरा परदाज़ियाँ न की वह यकीनन नामुराद रहा उस पर वह लोग अपने काम में बाहम झगड़ने और सरगोशियाँ करने लगे

Tayca: 

พวกเขาได้โต้แย้งกันในเรื่องของพวกเขา และได้มีการพูดกันอย่างลับ ๆ

İbranice: 

אז התייעצו הקוסמים ונועצו ביניהם

Hırvatça: 

I oni se, o tome šta im je činiti, stadoše između sebe raspravljati, a tiho su šaptali.

Rumence: 

Ei discutară despre treaba lor împreună, şi ţinură sfat în taină.

Transliteration: 

FatanazaAAoo amrahum baynahum waasarroo alnnajwa

Türkçe: 

Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar, fısıltıyı koyulaştırdılar.

Sahih International: 

So they disputed over their affair among themselves and concealed their private conversation.

İngilizce: 

So they disputed, one with another, over their affair, but they kept their talk secret.

Azerbaycanca: 

Onlar (bu Musa heç sehrbaza oxşamır; əgər qalib gəlsək, heç; yox əgər qalib gələ bilməsək, ona iman gətirərik, deyə) öz aralarında öz işləri barədə mübahisə edir və xəlvətcə pıçıldaşırdılar.

Süleyman Ateş: 

(Fir'avn'ın topladığı büyücüler), işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli konuştular.

Diyanet Vakfı: 

Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar.

Erhan Aktaş: 

Firavunun adamları fısıltı ile aralarında ne yapacaklarını tartıştılar.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar.

Hasan Basri Çantay: 

Derken (sihirbazlar) aralarında işlerini çekişe çekişe (görüş) düler. (Sonra) gizlice müşavere etdiler.

Muhammed Esed: 

(Firavun ve adamları) yapacakları şey konusunda aralarında tartıştılar, fakat konuşmalarını gizli tuttular;

Gültekin Onan: 

Bunun üzerine, kendi aralarında buyruklarını / (işlerini) tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.

Ali Fikri Yavuz: 

Sihirbazlar aralarında işlerini görüştüler. (Mûsa galib gelirse ona iman edelim, dediler) ve (bunu) gizlice fısıldaştılar.

Portekizce: 

Eles discutiram o assunto entre si e deliberaram confidentemente.

İsveççe: 

De överlade i avskildhet om vad som var att göra

Farsça: 

پس فرعونیان میان خود در کارشان [نسبت به موسی] نزاع و ستیز کردند و این رازگویی را از دیگران پنهان داشتند.

Kürtçe: 

ئەمجا (جادوگەرەکان) سەبارەت بەکارەکەیان لە نێوانیان دا جیاوازی پەیدا بوو و بەنھێنی چرپەیان دەکرد

Özbekçe: 

Бас, улар ишлари ҳақида ўзаро аста шивирлашиб, мунозара қила бошладилар.

Malayca: 

Maka merekapun berbantahan dan berunding sesama sendiri mengenai perkara sihir mereka, dan mereka rahsiakan apa yang mereka rundingkan.

Arnavutça: 

Ata (magjistarët), polemizuan – për punën e tyre – në mes vete, duke pëshpëritur dhe tinëzisht u morën vesh.

Bulgarca: 

И спореха помежду си за своето дело, и скришом си шепнеха.

Sırpça: 

И они су стали да се расправљају међу собом, тихо шапћући.

Çekçe: 

A o věci své se mezi sebou radili a tajně se dorozumívali.

Urduca: 

یہ سُن کر اُن کے درمیان اختلاف رائے ہو گیا اور وہ چپکے چپکے باہم مشورہ کرنے لگے

Tacikçe: 

Пас ба якдигар дар кори худ ба машварат пардохтанд. Ва пинҳон розҳо гуфтанд:

Tatarca: 

Фиргаунның сихерчеләре Мусаның сүзләрен ишеткәч, үзара ихтилаф кылыштылар, кайберләре бу сихерче сүзе түгел диделәр, әгәр Муса җиңсә, аңа иман китерербез дигән сүзләрен Фиргавеннән яшерделәр.

Endonezyaca: 

Maka mereka berbantah-bantahan tentang urusan mereka di antara mereka dan mereka merahasiakan percakapan (mereka).

Amharca: 

(ድግምተኞቹ) በመካከላቸውም ነገራቸውን ተጨቃጨቁ፡፡ ውይይትንም ደበቁ፡፡

Tamilce: 

ஆக, (மூஸாவை எதிர்த்து சூனியம் செய்வதற்காக அழைத்து வரப்பட்ட) அவர்கள் தங்களுக்கு மத்தியில் தங்கள் காரியத்தில் விவாதித்தனர். இன்னும், அவர்கள் இரகசியமாக பேசினர்.

Korece: 

그러나 그들은 서로간에 그 들의 일을 논쟁하며 그것을 비밀 로 하노라

Vietnamca: 

Rồi họ bàn cãi với nhau về công việc của họ và giấu kín cuộc mật nghị.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: