Arapça:
فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُم بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَىٰ
Çeviriyazı:
fetenâza`û emrahüm beynehüm veeserrü-nnecvâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular
Diyanet İşleri:
Sihirbazlar işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra bu iş hakkında aralarında çekişeçekişe görüşüp gizlice danıştılar.
Şaban Piriş:
Sihirbazlar durumlarını aralarında tartışarak gizlice fısıldaştılar.
Edip Yüksel:
Aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.
Ali Bulaç:
Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.
Suat Yıldırım:
Bunun üzerine onlar aralarında tartışmaya ve fısıldaşmaya, kulislere başladılar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık (sahirler) aralarında işlerine dair münakaşada bulundular ve gizlice konuştular.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar, fısıltıyı koyulaştırdılar.
Bekir Sadak:
«orkma, sen muhakkak daha ustunsun» dedik.
İbni Kesir:
Derken onlar işi aralarında tartıştılar ve gizlice müşavere ettiler.
Adem Uğur:
Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar
İskender Ali Mihr:
Böylece işlerini (hilelerini), kendi aralarında görüştüler (tartıştılar) ve gizlice konuştular.
Celal Yıldırım:
Sihirbazlar durumlarını (ne yapacaklarını) kendi aralarında tartıştılar ve konuştuklarını gizli tutmaya çalıştılar..
Tefhim ul Kuran:
Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.
Fransızca:
Là-dessus, ils se mirent à disputer entre eux de leur affaire et tinrent secrètes leurs discussions.
İspanyolca:
Los magos discutieron entre sí sobre su asunto y mantuvieron secreta la discusión.
İtalyanca:
Discussero in proposito [i maghi], in segreti conciliaboli.
Almanca:
Und sie waren in ihrer Angelegenheit uneins und verheimlichten ihre Unterredung.
Çince:
他们为这件事,议论纷纷,并且隐匿他们的议论;
Hollandaca:
En de toovenaars twistten onder elkander nopens hunne zaak en spraken met elkander in het geheim.
Rusça:
Они стали спорить между собой о своих действиях и сохранили свой разговор в тайне.
Somalice:
Waxayna ku Doodeen amarkooda dhexdooda wayna faqeen.
Swahilice:
Basi wakazozana kwa shauri yao wenyewe kwa wenyewe, na wakanong'ona kwa siri.
Uygurca:
ئۇلار ئۆز ئىشى (يەنى مۇسا ۋە ھارۇننىڭ ئىشى) ئۈستىدە دەتالاش قىلىشتى، قىلغان دەتالاشنى يوشۇرۇشتى
Japonca:
そこでかれらはお互いに策を練って論じあったが,勿論その相談は秘密にした。
Arapça (Ürdün):
«فتنازعوا أمرهم بينهم» في موسى وأخيه «وأسرُّوا النجوى» أي الكلام بينهم فيهما.
Hintçe:
और (याद रखो कि) जिसने इफ्तेरा परदाज़ियाँ न की वह यकीनन नामुराद रहा उस पर वह लोग अपने काम में बाहम झगड़ने और सरगोशियाँ करने लगे
Tayca:
พวกเขาได้โต้แย้งกันในเรื่องของพวกเขา และได้มีการพูดกันอย่างลับ ๆ
İbranice:
אז התייעצו הקוסמים ונועצו ביניהם
Hırvatça:
I oni se, o tome šta im je činiti, stadoše između sebe raspravljati, a tiho su šaptali.
Rumence:
Ei discutară despre treaba lor împreună, şi ţinură sfat în taină.
Transliteration:
FatanazaAAoo amrahum baynahum waasarroo alnnajwa
Türkçe:
Bunun üzerine işlerini aralarında tartıştılar, fısıltıyı koyulaştırdılar.
Sahih International:
So they disputed over their affair among themselves and concealed their private conversation.
İngilizce:
So they disputed, one with another, over their affair, but they kept their talk secret.
Azerbaycanca:
Onlar (bu Musa heç sehrbaza oxşamır; əgər qalib gəlsək, heç; yox əgər qalib gələ bilməsək, ona iman gətirərik, deyə) öz aralarında öz işləri barədə mübahisə edir və xəlvətcə pıçıldaşırdılar.
Süleyman Ateş:
(Fir'avn'ın topladığı büyücüler), işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli konuştular.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar.
Erhan Aktaş:
Firavunun adamları fısıltı ile aralarında ne yapacaklarını tartıştılar.
Kral Fahd:
Bunun üzerine onlar, durumlarını aralarında tartıştılar; gizli gizli fısıldaştılar.
Hasan Basri Çantay:
Derken (sihirbazlar) aralarında işlerini çekişe çekişe (görüş) düler. (Sonra) gizlice müşavere etdiler.
Muhammed Esed:
(Firavun ve adamları) yapacakları şey konusunda aralarında tartıştılar, fakat konuşmalarını gizli tuttular;
Gültekin Onan:
Bunun üzerine, kendi aralarında buyruklarını / (işlerini) tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler.
Ali Fikri Yavuz:
Sihirbazlar aralarında işlerini görüştüler. (Mûsa galib gelirse ona iman edelim, dediler) ve (bunu) gizlice fısıldaştılar.
Portekizce:
Eles discutiram o assunto entre si e deliberaram confidentemente.
İsveççe:
De överlade i avskildhet om vad som var att göra
Farsça:
پس فرعونیان میان خود در کارشان [نسبت به موسی] نزاع و ستیز کردند و این رازگویی را از دیگران پنهان داشتند.
Kürtçe:
ئەمجا (جادوگەرەکان) سەبارەت بەکارەکەیان لە نێوانیان دا جیاوازی پەیدا بوو و بەنھێنی چرپەیان دەکرد
Özbekçe:
Бас, улар ишлари ҳақида ўзаро аста шивирлашиб, мунозара қила бошладилар.
Malayca:
Maka merekapun berbantahan dan berunding sesama sendiri mengenai perkara sihir mereka, dan mereka rahsiakan apa yang mereka rundingkan.
Arnavutça:
Ata (magjistarët), polemizuan – për punën e tyre – në mes vete, duke pëshpëritur dhe tinëzisht u morën vesh.
Bulgarca:
И спореха помежду си за своето дело, и скришом си шепнеха.
Sırpça:
И они су стали да се расправљају међу собом, тихо шапћући.
Çekçe:
A o věci své se mezi sebou radili a tajně se dorozumívali.
Urduca:
یہ سُن کر اُن کے درمیان اختلاف رائے ہو گیا اور وہ چپکے چپکے باہم مشورہ کرنے لگے
Tacikçe:
Пас ба якдигар дар кори худ ба машварат пардохтанд. Ва пинҳон розҳо гуфтанд:
Tatarca:
Фиргаунның сихерчеләре Мусаның сүзләрен ишеткәч, үзара ихтилаф кылыштылар, кайберләре бу сихерче сүзе түгел диделәр, әгәр Муса җиңсә, аңа иман китерербез дигән сүзләрен Фиргавеннән яшерделәр.
Endonezyaca:
Maka mereka berbantah-bantahan tentang urusan mereka di antara mereka dan mereka merahasiakan percakapan (mereka).
Amharca:
(ድግምተኞቹ) በመካከላቸውም ነገራቸውን ተጨቃጨቁ፡፡ ውይይትንም ደበቁ፡፡
Tamilce:
ஆக, (மூஸாவை எதிர்த்து சூனியம் செய்வதற்காக அழைத்து வரப்பட்ட) அவர்கள் தங்களுக்கு மத்தியில் தங்கள் காரியத்தில் விவாதித்தனர். இன்னும், அவர்கள் இரகசியமாக பேசினர்.
Korece:
그러나 그들은 서로간에 그 들의 일을 논쟁하며 그것을 비밀 로 하노라
Vietnamca:
Rồi họ bàn cãi với nhau về công việc của họ và giấu kín cuộc mật nghị.
Ayet Linkleri: