Arapça:
وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحًا ۖ إِنَّكَ لَن تَخْرِقَ الْأَرْضَ وَلَن تَبْلُغَ الْجِبَالَ طُولًا
Çeviriyazı:
velâ temşi fi-l'arḍi meraḥâ. inneke len taḫriḳa-l'arḍa velen teblüga-lcibâle ṭûlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin.
Diyanet İşleri:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yeryüzünde kibirlenerek yürüme; çünkü ne yeri yarabilirsin, ne de boyun dağlara erer, onlara erişebilirsin.
Şaban Piriş:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Sen, ne yeri yarabilirsin ne de boyca dağlara erişebilirsin.
Edip Yüksel:
Yeryüzünde kibirli kibirli dolaşma sen ne yeri delebilirsin ne de dağlar kadar boylu olabilirsin.
Ali Bulaç:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin.
Suat Yıldırım:
Hem kibirli kibirli yürüme!Zira ne kadar kibirlenirsen kibirlen, ne yeri yarabilirsin, ne de dağların boyuna erişebilirsin.Böylesi davranışların hepsi kötü olup, Rabbinin nazarında hoş görülmeyen şeylerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve yeryüzünde mütekebbirâne bir halde yürüme. Şüphe yok ki, sen ne yeri yırtabilirsin ve ne de boyca dağlara yetişebilirsin.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.
Bekir Sadak:
De ki: «Eger dedikleri gibi Allah´la beraber tanrilar bulunsaydi, o takdirde hepsi arsin sahibiyle savasmaya bir yol ararlardi.»
İbni Kesir:
Yeryüzünde kibirlenerek yürüme. Şüphesiz ki sen, ne yeri yarabilirsin, ne de boyca dağlara ulaşabilirsin.
Adem Uğur:
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.
İskender Ali Mihr:
Ve yeryüzünde azametle (gururla) yürüme! Muhakkak ki sen, yeryüzünü asla tahrik edemezsin (hareket ettiremezsin). Ve asla dağların boyuna erişemezsin (dağ kadar yüksek olamazsın).
Celal Yıldırım:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme
Tefhim ul Kuran:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme
Fransızca:
Et ne foule pas la terre avec orgueil : tu ne sauras jamais fendre la terre et tu ne pourras jamais atteindre la hauteur des montagnes !
İspanyolca:
No vayas por la tierra con insolencia, que no eres capaz de hender la tierra, ni de alzarte a la altura de las montañas.
İtalyanca:
Non incedere sulla terra con alterigia, ché non potrai fenderla e giammai potrai essere alto come le montagne!
Almanca:
Und gehe auf Erden nicht freudenerregt! Gewiß, dabei wirst du weder die Erde zerlöchern können, noch wirst du die Berghöhen an Höhe erreichen.
Çince:
你不要骄傲自满地在大地上行走,你绝不能把大地踏穿,绝不能与山比高。
Hollandaca:
Wandel niet trotsch op aarde; want gij kunt die niet splijten, noch de bergen in grootte gelijk worden.
Rusça:
Не ступай по земле горделиво, ведь ты не пробуришь землю и не достигнешь гор высотой!
Somalice:
Hana u soconin Dhulka kibir Illeen ma Jeexi Kartid Dhulka kumana gaadhaysid Buuraha dherare.
Swahilice:
Wala usitembee katika ardhi kwa maringo. Hakika wewe huwezi kuipasua ardhi wala kufikia urefu wa milima.
Uygurca:
سەن زېمىندا مەغرۇرانە يۈرمىگىن، (ھاكاۋۇرلۇقتىن ئايىغىڭ بىلەن) يەرنى تېشىۋېتەلمەيسەن، (ھەرقانچە گىدەيگىنىڭ بىلەن) ئېگىزلىكتە تاغلارغا تەڭلىشەلمەيسەن
Japonca:
また横柄に地上を歩いてはならない。あなたがたは大地を裂くことも出来ず,また(背丈が)山の高さにもなれない。
Arapça (Ürdün):
«ولا تمش في الأرض مرحا» أي ذا مرح بالكبر والخيلاء «إنك لن تخرق الأرض» تثقبها حتى تبلغ آخرها بكبرك «ولن تبلغ الجبال طولاً» المعنى أنك لا تبلغ هذا المبلغ فكيف تختال.
Hintçe:
और (देखो) ज़मीन पर अकड़ कर न चला करो क्योंकि तू (अपने इस धमाके की चाल से) न तो ज़मीन को हरगिज़ फाड़ डालेगा और न (तनकर चलने से) हरगिज़ लम्बाई में पहाड़ों के बराबर पहुँच सकेगा
Tayca:
และอย่าเดินบนแผ่นดินอย่างเย่อหยิ่งแท้จริงเจ้าจะแยกแผ่นดินไม่ได้เลย และจะไม่บรรลุความสูงของภูเขา
İbranice:
ואל תתהלך ביהירות על פני האדמה, כי לא תבקע את האדמה ומעולם לא תגיע (בקומתך) אל גובה ההרים
Hırvatça:
Ne hodi po zemlji nadmeno! Zemlju sigurno ne možeš probiti ni brda visinom dostići.
Rumence:
Nu umbla pe pământ cu ifose, căci tu nu poţi sfâşia pământul, şi nici să atingi munţii în înălţime!
Transliteration:
Wala tamshi fee alardi marahan innaka lan takhriqa alarda walan tablugha aljibala toolan
Türkçe:
Yeryüzünde kasılıp kabararak yürüme! Çünkü sen, yeri asla yırtamazsın, uzunlukça da dağlara ulaşamazsın.
Sahih International:
And do not walk upon the earth exultantly. Indeed, you will never tear the earth [apart], and you will never reach the mountains in height.
İngilizce:
Nor walk on the earth with insolence: for thou canst not rend the earth asunder, nor reach the mountains in height.
Azerbaycanca:
Yer üzündə təkəbbürlə gəzib dolanma. Çünki sən nə yeri yara bilər, nə də (boyca) yüksəlib dağlara çata bilərsən
Süleyman Ateş:
Yeryüzünde kabara kabara yürüme. Çünkü sen yeri yırtamazsın, boyca da dağlara erişemezsin!
Diyanet Vakfı:
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.
Erhan Aktaş:
Yeryüzünde büyüklenerek yürüme! Sen asla yeri yaramazsın ve boyca dağlara erişemezsin.
Kral Fahd:
Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin.
Hasan Basri Çantay:
Yer (yüzün) de kibr-ü azametle yürüme. Çünkü (ne kadar bassan) arzı cidden yaramazsın, boyca da asla dağlara eremezsin!..
Muhammed Esed:
Ve yeryüzünde kurumlanarak dolaşma; çünkü (böyle yapmakla) sen ne yeri yarabilir ne de boyca dağlara ulaşabilirsin!
Gültekin Onan:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme
Ali Fikri Yavuz:
Yer yüzünde kibir ve azametle yürüme, çünkü sen, aslâ Arz’ı yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin.
Portekizce:
E não te conduzas com jactância na terra, porque jamais poderás fendê-la, nem te igualar, em altura, às montanhas.
İsveççe:
Och trampa inte jorden med dryga översittarfasoner; du kan aldrig borra dig igenom dess [innandömen] och inte heller kan du nå högre än bergens krön.
Farsça:
و در زمین، با تکبّر و سرمستی راه مرو که تو هرگز نمی توانی [با قدم هایت] زمین را بشکافی، و هرگز در بلندی قامت نمی توانی به کوه ها برسی.
Kürtçe:
وە مەڕۆ بە زەویدا بە فیز زلی و شانازیەوە (چونکە) بەڕاستی تۆ نە دەتوانی زەوی کون کەیت وە نە دەگەیتە شاخەکان لە درێژیدا
Özbekçe:
Ер юзида кибру ҳаво ила юрма! Албатта, сен зинҳор ерни тешиб юбора олмайсан ва зинҳор бўйда тоғларга ета олмассан!
Malayca:
Dan janganlah engkau berjalan di bumi dengan berlagak sombong, kerana sesungguhnya engkau tidak akan dapat menembusi bumi, dan engkau tidak akan dapat menyamai setinggi gunung-ganang.
Arnavutça:
Mos ecën nëpër tokë me mendjemadhësi, se ti, me të vërtetë, nuk mund ta shposh tokën e as të arrish lartësinë e maleve.
Bulgarca:
И не върви по земята с надменност! Ти нито ще пробиеш земята, нито ще се въздигнеш колкото планините.
Sırpça:
Не ходај по Земљи охоло! Земљу сигурно не можеш да пробијеш ни брда висином да достигнеш.
Çekçe:
A nevykračuj si po zemi troufale, vždyť zemi nemůžeš rozpoltit a nedosáhneš výškou svou hor vrcholku.
Urduca:
زمین میں اکڑ کر نہ چلو، تم نہ زمین کو پھاڑ سکتے ہو، نہ پہاڑوں کی بلندی کو پہنچ سکتے ہو
Tacikçe:
Ба худписандӣ бар замин роҳ марав, ки заминро нахоҳӣ шикофт ва ба баландии кӯҳҳо нахоҳӣ расид.
Tatarca:
Җир өстендә зураеп күкрәк киереп йөрмә! Чөнки син никадәр зурайсаң да җирне ертырга хәлеңнән килмәс һәм никадәр зурайсаң да таулар хәтле зурая алмассың!
Endonezyaca:
Dan janganlah kamu berjalan di muka bumi ini dengan sombong, karena sesungguhnya kamu sekali-kali tidak dapat menembus bumi dan sekali-kali kamu tidak akan sampai setinggi gunung.
Amharca:
በምድርም ላይ የተንበጣረረክ ሆነህ፤ አትሂድ፡፡ አንተ ፈጽሞ ምድርን አትሰረጉድምና በርዝመትም ፈጽሞ ጋራዎችን አትደርስምና፡፡
Tamilce:
இன்னும், பூமியில் கர்வம் கொண்டவனாக நடக்காதே. நிச்சயமாக நீ பூமியை அறவே கிழிக்கவும் முடியாது. இன்னும், நீ மலைகளின் உயரத்தை அறவே அடையவும் முடியாது.
Korece:
오만함으로 대지를 걷지 말 라 너희가 그 대지를 가르지 못하며 산 높이에 이르지 못하니라
Vietnamca:
Và ngươi cũng chớ bước đi với dáng điệu ngạo mạn trên mặt đất, bởi chắc chắn các ngươi chẳng thể chẻ đôi được trái đất và cũng chẳng thể đứng cao bằng núi được.
Ayet Linkleri: