-
Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi
Ayet sayısı: 128
Başka isimleri: Arı Suresi
Geliş zamanı: Mekke Dönemi
Harf sayısı: 7642
İsmin anlamı: Bal arısı
Kelime sayısı: 1845
Sure numarası: 16
Arapça:
ثُمَّ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ أَنِ اتَّبِعْ مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا ۖ وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
Çeviriyazı:
ŝümme evḥaynâ ileyke eni-ttebi` millete ibrâhîme ḥanîfâ. vemâ kâne mine-lmüşrikîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra da (ey Muhammed!) sana: "Hakk'a yönelen ve müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine tabi ol" diye vahyettik.
Diyanet İşleri:
Şimdi sana, "Doğruya yönelen, puta tapanlardan olmayan İbrahim'in dinine uy" diye vahyettik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Sonra sana da, doğru hareket eden İbrahim'in dinine uy diye vahyettik ve o, müşriklerden değildi.
Şaban Piriş:
Sonra sana “ İbrahim’in hanif dinine tabi ol!” diye vahyettik. O müşriklerden değildi.
Edip Yüksel:
Nitekim, İbrahim'in dinini bir monoteist olarak izlemen için sana vahyettik; o asla putperestlerden olmadı.
Ali Bulaç:
Sonra sana vahyettik: "Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi."
Suat Yıldırım:
Sonra da sana vahyettik ki: Doğru yola yönelerek İbrâhim'in dinine tâbi ol; zira o müşriklerden değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sonra sana vahyettik ki, İbrahim´in milletine nezih bir muvahhid olarak tâbi ol. Ve (O) asla müşriklerden olmadı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi.
Bekir Sadak:
Allah suphesiz sakinanlarla ve iyilik yapanlarla beraberdir. *
İbni Kesir:
Sonra sana: Hanif olarak İbrahim´in dinine uy
Adem Uğur:
Sonra da sana: "
İskender Ali Mihr:
Sonra da sana "
Celal Yıldırım:
Sonra da biz Hanîf olan, müşriklerden olmayan İbrahim´in dinine uy, diye sana vahyettik.
Tefhim ul Kuran:
Sonra sana vahyettik: «Hanif (muvahhid) olan İbrahim´in dinine uy. O müşriklerden değildi.»
Fransızca:
Puis Nous t'avons révélé : "Suis la religion d'Abraham qui était voué exclusivement à Allah et n'était point du nombre des associateurs".
İspanyolca:
Luego, te hemos revelado: «Sigue la religión de Abraham, que fue hanif y no asociador».
İtalyanca:
Quindi ti rivelammo: «Segui con sincerità la religione di Abramo: egli non era affatto un associatore».
Almanca:
Dann ließen WIR dir Wahy zuteil werden, daß du der Gemeinschaft von Ibrahim, der hanif war, folgst. Und er war nicht von den Muschrik.
Çince:
然后,我启示你说:你应当遵守信奉正教的易卜拉欣的宗教,他不是以物配主的。
Hollandaca:
Wij hebben ook tot u, o Mahomet! door openbaring gesproken, zeggende: Volg den godsdienst van Abraham, die vroom en geen afgodendienaar was.
Rusça:
Затем Мы внушили тебе: "Исповедуй религию Ибрахима (Авраама), будучи единобожником, ведь он не был из числа многобожников".
Somalice:
markaas waxaan kuu waxyoonay Nabiyow raac Diinta (Nabi) Ibraahim ee Toosan kama mid ahayn Mushriikiinta.
Swahilice:
Kisha tukakufunulia ya kwamba ufuate mila ya Ibrahim, mwongofu, wala hakuwa miongoni mwa washirikina.
Uygurca:
ئاندىن ساڭا: «باتىل دىنلاردىن ھەق دىنغا بۇرالغۇچى (يەنى ھەق دىنغا ئېتىقاد قىلغۇچى) ئىبراھىمنىڭ دىنىغا ئەگەشكىن، ئىبراھىم مۇشرىكلاردىن ئەمەس ئىدى» دەپ ۋەھيى قىلدۇق
Japonca:
そこでわれはあなたに啓示して,「純正なイブラーヒームの道に従え。」と(告げた)。かれは,偶像信者の仲間ではなかった。
Arapça (Ürdün):
«ثم أوحينا إليك» دينه يا محمد «أن اتبع ملة» دينه «إبراهيم حنيفا وما كان من المشركين» كرر ردا على زعم اليهود والنصارى أنهم على دينه.
Hintçe:
और वह आख़िरत में भी यक़ीनन नेको कारों से होगें ऐ रसूल फिर तुम्हारे पास वही भेजी कि इबराहीम के तरीक़े की पैरवी करो जो बातिल से कतरा के चलते थे और मुशरेकीन से नहीं थे
Tayca:
แล้วเราได้วะฮีแก่เจ้าว่า “จงปฏิบัติตามศาสนาของอิบรอฮีมผู้เที่ยงธรรม และเขามิได้อยู่ในมหู่ผู้ตั้งภาคี”
İbranice:
ואמרנו לך : לך בדרך האמונה של אברהם אשר היה מתמסר (לאלוהים,) ולא היה בין המשתפים
Hırvatça:
Poslije smo tebi objavili: "Slijedi vjeru Ibrahimovu, on je bio vjere čiste, on nije bio od onih koji Allahu druge u obožavanju pridružuju!"
Rumence:
Noi ţi-am dezvăluit ţie apoi: “Urmează credinţa lui Abraham — un drept credincios. El nu a fost dintre cei închinători la idoli!”
Transliteration:
Thumma awhayna ilayka ani ittabiAA millata ibraheema haneefan wama kana mina almushrikeena
Türkçe:
Daha sonra sana şunu vahyettik: Bir hanîf olarak İbrahim'in milletine uy! O, müşriklerden değildi.
Sahih International:
Then We revealed to you, [O Muhammad], to follow the religion of Abraham, inclining toward truth; and he was not of those who associate with Allah.
İngilizce:
So We have taught thee the inspired (Message), "Follow the ways of Abraham the True in Faith, and he joined not gods with Allah."
Azerbaycanca:
Sonra (Ya Rəsulum!) sənə: “Batildən haqqa dönərək müşriklərdən olmayan İbrahimin dininə tabe ol!” – deyə vəhy etdik.
Süleyman Ateş:
Sonra sana: "Allah'ı birleyerek İbrahim'in yoluna uy; o, ortak koşanlardan değildi" diye vahyettik.
Diyanet Vakfı:
Sonra da sana: "Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy! O müşriklerden değildi" diye vahyettik.
Erhan Aktaş:
Sonra sana: “Hanif olarak İbrâhîm’in milletine(1) uy, o Müşriklerden değildi.” diye vahyettik.
Kral Fahd:
Sonra da sana: «Doğru yola yönelerek İbrahim'in dinine uy! O müşriklerden değildi» diye vahyettik.
Hasan Basri Çantay:
Sonra (Habibim) sana: «Müvahhid bir müslüman olarak Ibrâhîmin dînine uy. O, (hiçbir zaman) müşriklerden olmadı» diye vahyetdik.
Muhammed Esed:
Ve sonuç olarak sana, "Yalan ve sahtelik taşıyan her şeyden sakınan ve hiçbir şekilde Allah´tan başkalarına tanrılık yakıştırmayan İbrahim´in dinine uy!" diye vahyettik,
Gültekin Onan:
Sonra sana vahyettik: "
Ali Fikri Yavuz:
Sonra ey Rasûlüm, sana şöyle vahyettik: Doğru yola yönelerek İbrahîm’in dinine uy, o hiç bir zaman müşriklerden olmadı.
Portekizce:
E revelamos-te isto, para que adotes o credo de Abraão, o monoteísta, que jamais se contou entre os idólatras.
İsveççe:
Och tiden kom då Vi gav dig, [Muhammad, ingivelsen] att följa Abraham i hans rena, ursprungliga tro, han som inte var en sådan som ger avgudar sin dyrkan.
Farsça:
آن گاه به تو وحی کردیم که از آیین [یکتاپرستیِ] ابراهیم حق گرا پیروی کن که از مشرکان نبود.
Kürtçe:
پاشان نیگامان بۆ کردیت کە پەیڕەوی ئاینی ئیبراھیم بکە چونکە پاک و ڕاست بوو بەھیچ جۆرێک لە ھاوبەشدانەران نەبوو
Özbekçe:
Сўнгра сенга: «Иброҳимнинг ҳаққа мойил миллатига эргаш. У мушриклардан бўлмаган эди», деб ваҳий қилдик.
Malayca:
Kemudian Kami wahyukan kepadamu (wahai Muhammad): Hendaklah engkau menurut ugama Nabi Ibrahim, yang berdiri teguh di atas jalan yang benar; dan tiadalah ia dari orang-orang musyrik.
Arnavutça:
Pastaj ty të kemi porositur: “Paso fenë e Ibrahimit – të prirur kah e mira!” Ai nuk ka qenë prej idhujtarëve.
Bulgarca:
После ти разкрихме [о, Мухаммад]: “Следвай религията на Ибрахим правоверния!” Той не бе от съдружаващите.
Sırpça:
После смо теби објавили: „Следи Аврамову веру, праву веру, он није био од оних који су друге поред Аллаха обожавали!“
Çekçe:
A pak jsme ti vnukli: 'Následuj náboženství Abrahama, jenž hanífem byl, vždyť on věru mezi modloslužebníky nepatřil!'
Urduca:
پھر ہم نے تمہاری طرف یہ وحی بھیجی کہ یک سو ہو کر ابراہیمؑ کے طریقے پر چلو اور وہ مشرکوں میں سے نہ تھا
Tacikçe:
Ба ту низ ваҳй кардем, ки аз дини поки Иброҳим пайравӣ кун, ки ӯ аз мушрикон набуд.
Tatarca:
Соңра, ий Мухәммәд г-м, Без сиңа вәхий кылып боердык: "Батылдан хакка авышкан Ибраһим диненә ияр!" Ул Ибраһим мөшрикләрдән булмады һәм мөшрикләр динендә дә түгел иде.
Endonezyaca:
Kemudian Kami wahyukan kepadamu (Muhammad): "Ikutilah agama Ibrahim seorang yang hanif" dan bukanlah dia termasuk orang-orang yang mempersekutukan Tuhan.
Amharca:
ከዚያም ወደ አንተ የኢብራሂምን ሃይማኖት ቀጥተኛ ሲኾን ተከተል፤ ከአጋሪዎቹም አልነበረም ማለት አወረድን፡፡
Tamilce:
பிறகு, (நபியே!) நீர் இஸ்லாமியக் கொள்கையில் உறுதியுடையவராக இருக்கின்ற நிலையில் இப்ராஹீமின் மார்க்கத்தை பின்பற்றுவீராக என்று உமக்கு வஹ்யி அறிவித்தோம். இன்னும், அவர் இணைவைப்பவர்களில் இருக்கவில்லை.
Korece:
그러므로 하나님은 그대에 게 우상을 섬기는자 가운데 있지 아니한 아브라함의 신앙과 을바른 길을 따르라 하였노라
Vietnamca:
Sau đó, TA đã mặc khải cho Ngươi (Thiên Sứ Muhammad): “Hãy đi theo tín ngưỡng thuần túy của Ibrahim bởi Y không phải là một kẻ thờ đa thần.”
Ayet Linkleri: