Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

193

Ayet No: 

200

Sayfa No: 

30

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّىٰ لَا تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ لِلَّهِ ۖ فَإِنِ انتَهَوْا فَلَا عُدْوَانَ إِلَّا عَلَى الظَّالِمِينَ

Çeviriyazı: 

veḳâtilûhüm ḥattâ lâ tekûne fitnetüv veyekûne-ddînü lillâh. feini-ntehev felâ `udvâne illâ `ale-żżâlimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hem bir fitne kalmayıp, din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Vazgeçerlerse, düşmanlık ancak zalimlere karşıdır.

Diyanet İşleri: 

Fitne kalmayıp, yalnız Allah'ın dini ortada kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse sataşmayın. Zulmedenlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bir fitne kalmayıncaya, din tamamıyla Allah'ın dini oluncaya dek onlarla çarpışın. Vazgeçtiler mi artık düşmanlık, yalnız zalimleredir, başkalarına değil.

Şaban Piriş: 

Fitne kalmayıncaya, din/ibadet yalnız Allah'a yapılıncaya kadar, onlarla savaşın. Eğer savaşa son verirlerse zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Edip Yüksel: 

Zulüm ve işkence ortadan kalkıncaya ve din ALLAH için oluncaya kadar onlarla savaşın. Son verirlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Ali Bulaç: 

(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.

Suat Yıldırım: 

Bu fitne (işkence) ortadan kalkıp din ve itaat yalnız Allah'a mahsus oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer inkârdan ve tecavüzden vazgeçerlerse, bilin ki zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur. [2,191; 16,126; 42,40]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve bir fitne kalmayıp din yalnız Allah için oluncaya kadar onlar ile savaşa devam ediniz. Eğer onlar nihâyet verirlerse artık husumet ancak zalimlere karşı (olur).

Yaşar Nuri Öztürk: 

Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez.

Bekir Sadak: 

Fitne kalmayip, yalniz Allah´in dini ortada kalana kadar onlarla savasin. Eger vazgecerlerse satasmayin. Zulmedenlerden baskasina dusmanlik yoktur.

İbni Kesir: 

Fitne kalmayıp, din de Allah´ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Vaz geçerlerse, artık zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Adem Uğur: 

Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

İskender Ali Mihr: 

Ve fitne kalmayıncaya ve dîn, Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın (onları öldürün). Bundan sonra eğer vazgeçerlerse o zaman zalimlerden başkasına karşı düşmanlık yoktur.

Celal Yıldırım: 

Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah´a ait oluncaya kadar onlarla savaşın

Tefhim ul Kuran: 

(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah´ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur.

Fransızca: 

Et combattez-les jusqu'à ce qu'il n'y ait plus d'association et que la religion soit entièrement à Allah seul. S'ils cessent, donc plus d'hostilités, sauf contre les injustes.

İspanyolca: 

Combatid contra ellos hasta que dejen de induciros a apostatar y se rinda culto a Alá. Si cesan, no haya más hostilidades que contra los impíos.

İtalyanca: 

Combatteteli finchè non ci sia più persecuzione e il culto sia [reso solo] ad Allah. Se desistono, non ci sia ostilità, a parte contro coloro che prevaricano.

Almanca: 

Und führt gegen sie den bewaffneten Kampf, damit es keine Fitna gibt und der Din (nur) für ALLAH (praktiziert wird). Und wenn sie sich (der Aggression) enthalten, dann gibt es keine Aggression außer gegen die Unrecht-Begehenden.

Çince: 

你们当反抗他们,直到迫害消除,而宗教专为真主;如果他们停战,那末,除不义者外,你们绝不要侵犯任何人。

Hollandaca: 

Bestrijdt hen daarom, tot de verzoeking ophoudt en Gods richting gezegevierd heeft. Maar indien zij zich beteren, dan geene vijandelijkheid meer, behalve tegen de boozen.

Rusça: 

Сражайтесь с ними, пока не исчезнет искушение и пока религия целиком не будет посвящена Аллаху. Но если они прекратят, то враждовать следует только с беззаконниками.

Somalice: 

la dagaalama intaan la helin gaalnimo, oo Diintu u ahaan Eebe, hadday reebtoomaan lalama Collaytamo cidaan xadgudbayn.

Swahilice: 

Na piganeni nao mpaka pasiwepo fitina, na Dini iwe ya Mwenyezi Mungu tu. Na kama wakiacha basi usiweko uadui ila kwa wenye kudhulumu.

Uygurca: 

تاكى زىيانكەشلىك تۈگىگەن ۋە اﷲ نىڭ دىنى يولغا قويۇلغانغا قەدەر ئۇلار بىلەن ئۇرۇشۇڭلار؛ ئەگەر ئۇلار ئۇرۇشنى توختاتسا، زۇلۇم قىلغۇچىلاردىن باشقىلارغا دۈشمەنلىك قىلىشقا بولمايدۇ

Japonca: 

迫害がなくなって, この教義がアッラーのため(最も有力なもの)になるまでかれらに対して戦え。だがもしかれらが(戦いを)止めたならば,悪を行う者以外に対し,敵意を持つべきではない。

Arapça (Ürdün): 

«وقاتلوهم حتى لا تكون» توجد «فتنة» شرك «ويكون الدين» العبادة «لله» وحده لا يعبد سواه «فإن انتهوا» عن الشرك فلا تعتدوا عليهم دل على هذا «فلا عدوان» اعتداء بقتل أو غيره «إلا على الظالمين» ومن انتهى فليس بظالم فلا عدوان عليه.

Hintçe: 

और उन से लड़े जाओ यहाँ तक कि फ़साद बाक़ी न रहे और सिर्फ ख़ुदा ही का दीन रह जाए फिर अगर वह लोग बाज़ रहे तो उन पर ज्यादती न करो क्योंकि ज़ालिमों के सिवा किसी पर ज्यादती (अच्छी) नहीं

Tayca: 

และจงสู้รบกับพวกเขา จนกว่าการก่อความวุ่นวาย จะไม่ปรากฏขึ้น และจนกว่าการอิบาดะฮ์ ทั้งหลายจะเป็นสิทธิของอัลลอฮ์เท่านั้น แต่ถ้าพวกเขายุติ ก็ย่อมไม่มีการเป็นปฏิปักษ์ใด ๆ นอกจากแก่บรรดาผู้อธรรมเท่านั้น

İbranice: 

הילחמו בהם עד שלא תהיה מזימה (ללחוץ עליכם חזרה לכפירה באלוהים,) ודת הכול תהיה לאלוהים. ואם יפסיקו, אין להילחם אלא נגד המקפחים

Hırvatça: 

I borite se protiv njih dok smutnje ne nestane i dok vjera ne bude samo Allahu iskazivana. Pa, ako se okane, onda neprijateljstvo prestaje, a jedino protiv zulumćara ostaje.

Rumence: 

Luptaţi-vă cu ei până când nu va mai fi nici o ispită, ci va fi doar Legea lui Dumnezeu. Dacă se opresc, nu-i vrăjmăşiţi decât pe cei nedrepţi.

Transliteration: 

Waqatiloohum hatta la takoona fitnatun wayakoona alddeenu lillahi faini intahaw fala AAudwana illa AAala alththalimeena

Türkçe: 

Fitne kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla çarpışın. Eğer çarpışmaktan vazgeçerlerse artık zulme sapanlardan başkasına düşmanlık edilmez.

Sahih International: 

Fight them until there is no [more] fitnah and [until] worship is [acknowledged to be] for Allah. But if they cease, then there is to be no aggression except against the oppressors.

İngilizce: 

And fight them on until there is no more Tumult or oppression, and there prevail justice and faith in Allah; but if they cease, Let there be no hostility except to those who practise oppression.

Azerbaycanca: 

Fitnə (müşriklərin fitnəsi) aradan qalxana qədər və din (ibadət) ancaq Allaha məxsus edilənədək onlarla vuruşun; əgər onlar (bu cür hərəkətlərə) son qoyarlarsa (siz də onlarla vuruşmaqdan vaz keçin!), çünki düşmənçilik ancaq zülm edənlərə qarşı olur.

Süleyman Ateş: 

Onlarla savaşın ki, fitne (baskı) ortadan kalksın, din yalnız Allah'ın dini olsun. (Yalnız O'na tapılsın) Eğer (saldırılarına) son verirlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık olmaz.

Diyanet Vakfı: 

Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

Erhan Aktaş: 

Fitne(1) kalmayıp, din(2) tamamıyla Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse zâlimlerden başkasına düşmanlık yoktur.

Kral Fahd: 

Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse (siz de vazgeçin) zâlimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.

Hasan Basri Çantay: 

Fitne (den eser) kalmayıncaya, dîn de (şunun bunun değil) yalınız Allahın (dîni diye tanılmış) oluncaya kadar onlarla savaşın. Vaz geçerlerse artık zaalimlerden başkasına hiç bir husumet yokdur.

Muhammed Esed: 

O halde, artık zulüm ve baskı kalmayıncaya ve yalnızca Allah´a kulluk edilinceye kadar onlarla savaşın; ancak vazgeçerlerse, (bilinçli olarak) zulüm işleyenlerin dışındakilere karşı tüm düşmanlıklar sona erecektir.

Gültekin Onan: 

(Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din yalnızca Tanrı´nın oluncaya kadar onlarla savaşın. Son verirlerse, artık zalimlerden başkasına karşı düşmanlık yoktur.

Ali Fikri Yavuz: 

Fitneden eser kalmayıncaya ve din de yalnız Allah’ın oluncaya kadar (ibadet yalnız Allah için oluncaya kadar) o müşriklerle savaşın. Vazgeçerlerse, artık düşmanlık ancak zâlimlere karşıdır.

Portekizce: 

E combatei-os até terminar a perseguição e prevalecer a religião de Deus. Porém, se desistirem, não haverá maishostilidades, senão contra os iníquos.

İsveççe: 

Och kämpa mot dem till dess allt förtryck upphör och all dyrkan kan ägnas Gud. Om de då slutar [strida] skall alla fientligheter upphöra utom [mot] de orättfärdiga [som vill kämpa vidare].

Farsça: 

و با آنان بجنگید تا فتنه ای [چون شرک، بت پرستی و حاکمیّت کفّار] بر جای نماند و دین فقط ویژه خدا باشد. پس اگر بازایستند [به جنگ با آنان پایان دهید و از آن پس] تجاوزی جز بر ضد ستمکاران جایز نیست.

Kürtçe: 

جەنگیان لەگەڵ بکەن تا دوژمنایەتی بۆ ئاین وھاوەڵ بڕیاردان نەمێنێ وە ئاین و ملکەچی ھەر بۆ خوا دەبێت ئەمجا ئەگەر دەستیان ھەڵگرت ئیتر دەست درێژی نیە مەگەر لەسەر ستەمکاران نەبێت

Özbekçe: 

Фитна бўлмаслиги ва дин Аллоҳга бўлиши учун улар билан жанг қилинг. Агар тўхтасалар, золимлардан бошқаларга душманлик йўқ.

Malayca: 

Dan perangilah mereka sehingga tidak ada lagi fitnah, dan (sehingga) menjadilah ugama itu semata-mata kerana Allah. Kemudian jika mereka berhenti maka tidaklah ada permusuhan lagi melainkan terhadap orang-orang yang zalim.

Arnavutça: 

Luftoni ata deri sa të zhduken ngatërresat dhe deri sa të bëhet besimi vetëm për Perëndinë! E në qoftë se ata heqin dorë (prej ngatërresave), atëherë s’ka armiqësi, përveç atyre që kanë tejkaluar kufirin.

Bulgarca: 

И се сражавайте с тях, докогато не ще има заблуда и религията ще е на Аллах! А престанат ли, тогава да не се враждува, освен против угнетителите!

Sırpça: 

И борите се против њих док смутње не нестане и док вера не буде само Аллаху исказивана. Па, ако се окане, онда непријатељство престаје, а једино против насилника остаје.

Çekçe: 

A bojujte proti nim, dokud nebude konec svádění od víry a dokud nebude všechno náboženství patřit Bohu. Jestliže však přestanou, pak skončete nepřátelství, ale ne proti nespravedlivým.

Urduca: 

تم ان سے لڑتے رہو یہاں تک کہ فتنہ باقی نہ رہے اور دین اللہ کے لیے ہو جائے پھر اگر وہ باز آ جائیں، تو سمجھ لو کہ ظالموں کے سوا اور کسی پر دست درازی روا نہیں

Tacikçe: 

Бо онҳо биҷангед то дигар фитнае набошад ва дин танҳо дини Худо шавад. Вале агар аз дини хеш даст бардоштанд, таҷовуз ҷуз бар ситамкорон раво нест!

Tatarca: 

Көферләрне һәм мөшрикләрне үтерегез җир өстендә фетнә беткәнгә чаклы һәм җир өстендә Аллаһ дине – ислам гына калганга чаклы. Әгәр көферлекне ташлап, исламга керсәләр, аларга дошманлык күрсәтү юк, мәгәр Коръән юлына кермәгән залимнәргә дошман булу һәм аларны үтерү дөрес.

Endonezyaca: 

Dan perangilah mereka itu, sehingga tidak ada fitnah lagi dan (sehingga) ketaatan itu hanya semata-mata untuk Allah. Jika mereka berhenti (dari memusuhi kamu), maka tidak ada permusuhan (lagi), kecuali terhadap orang-orang yang zalim.

Amharca: 

ሁከት እስከማይገኝና ሃይማኖት ለአላህ ብቻ እስከሚኾን ድረስ ተጋደሉዋቸው፡፡ ቢከለክሉም ወሰንን ማለፍ፤ በበዳዮች ላይ እንጂ የለም (ወሰን አትለፉባቸው)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (மக்காவில்) இணைவைத்தல் நீங்கும் வரை, வணக்க வழிபாடு அல்லாஹ்விற்கு மட்டும் ஆகும் வரை அவர்களிடம் போர் புரியுங்கள். ஆக, அவர்கள் (உங்களிடம் சண்டை செய்யாமல்) விலகிக் கொண்டால் அப்போது அறவே தாக்குதல் (நிகழ்த்துவது) இல்லை, அநியாயக்காரர்கள் மீதே தவிர.

Korece: 

박해가 사라질 때까지 그들에게 대항하라 이는 하나님을 위 한 신앙이니라 그들이 박해를 단 념한다면 우매한 자들을 제외하 고는 적대시 하지 말라

Vietnamca: 

Các ngươi hãy tiếp tục đánh họ cho đến khi nào họ chấm dứt hành động quấy nhiễu (ngăn cản mọi người đến với tôn giáo Islam) và chịu để tôn giáo của Allah được tự do. Nhưng nếu họ chịu ngưng chiến thì không còn mối hận thù nào đối với họ nữa ngoại trừ những kẻ làm điều sai quấy.