Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

22

Ayet No: 

1824

Sayfa No: 

263

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ فَأَنزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَسْقَيْنَاكُمُوهُ وَمَا أَنتُمْ لَهُ بِخَازِنِينَ

Çeviriyazı: 

veerselne-rriyâḥa levâḳiḥa feenzelnâ mine-ssemâi mâen feesḳaynâkümûh. vemâ entüm lehû biḫâzinîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.

Diyanet İşleri: 

Rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik; yukarıdan su indirdik de sizi onunla suladık. Yoksa siz onu toplayamazdınız.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Yüklü rüzgarlar gönderdik de gökten yağmur yağdırdık, suya kandırdık sizi ve onu koruyup saklayan siz değilsiniz.

Şaban Piriş: 

Rüzgârları da (bulutlara yağmur )aşılayıcılar olarak gönderdik. Sonra gökten (buluttan) su indirdik de onunla sizleri suladık ve onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.

Edip Yüksel: 

Rüzgarı aşılayıcı olarak gönderdik; gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Oysa siz onu depo edemezdiniz.

Ali Bulaç: 

Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz.

Suat Yıldırım: 

Aşılayıcı Rüzgârlar gönderdik. Derken gökten yağmur indirip onunla sizi suladık.Halbuki o suyu hazinelerde depolayan da sizler değilsiniz. [39,21; 56,68-74; 16,10; 67,30]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve rüzgârları da aşılayıcılar olarak gönderdik. Sonra gökten su indirdik de onunla sizleri suvardık ve siz onun için hazinedar değilsiniz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.

Bekir Sadak: 

Cinleri de, daha once, dumansiz atasten yarattik.

İbni Kesir: 

Rüzgarları da aşılayıcı olarak gönderdik, gökten su indirip onunla sizi suladık. Yoksa siz onu biriktiremezdiniz.

Adem Uğur: 

Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.

İskender Ali Mihr: 

Ve Biz, rüzgârları (yağmur) yüklü olarak gönderdik. Böylece semadan su indirdik de, sizi onunla suladık. Ve onun (suyun) hazinelerini (denizleri, nehirleri, toprak altı ve toprak üstü su kaynaklarını, gölleri) oluşturan siz değilsiniz.

Celal Yıldırım: 

Rüzgârları da aşılayıcılar olarak gönderdik. Gökten su indirdik de onunla sizi suladık

Tefhim ul Kuran: 

Ve aşılayıcılar olarak rüzgârları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine koruyucuları değilsiniz.

Fransızca: 

Et il n'est rien dont Nous n'ayons les réserves et Nous ne le faisons descendre que dans une mesure déterminée.

İspanyolca: 

Hemos enviado los vientos, que fecundan, y hacemos bajar del cielo agua, de la que os damos a beber y que no sabéis conservar.

İtalyanca: 

I venti mandammo, portatori di fertilità, e dal cielo facemmo scendere l'acqua con la quale vi dissetiamo e che non sapreste conservare.

Almanca: 

Und WIR schickten die Winde als Befruchtende. Dann ließen WIR vom Himmel Wasser fallen, das WIR euch zum Trinken gaben. Doch ihr seid keineswegs dessen Aufbewahrer.

Çince: 

我派遣滋润的风,我就从云中降下雨水,以供给你们饮料,你们绝不是雨水的蓄藏者。

Hollandaca: 

Wij zenden ook de winden, die de bezwangerde wolken voortstuwen en wij zenden water van den hemel waarvan wij u geven te drinken, en hetwelk gij niet bewaart.

Rusça: 

Мы послали ветры, оплодотворяющие облака водой, а потом низвели с неба воду и напоили вас ею, но не вам ее сберегать.

Somalice: 

waxaana dirnaa dabaysha oo Tallaasha (Daruurta) waxaana ka soo dajina samada Biyo aan idinku waraabinno idinkoo ahayn kuwo ka keydsan kara (gudhidda).

Swahilice: 

Na tunazipeleka pepo za kupandishia, na tunateremsha kutoka mbinguni maji, kisha tukakunywesheni maji hayo. Wala si nyinyi mnayo yaweka.

Uygurca: 

بىز يامغۇرنى ھەيدەيدىغان شاماللارنى ئەۋەتتۇق، بىز بۇلۇتتىن يامغۇر ياغدۇرۇپ سىلەرنى سۇغاردۇق، سىلەر ھەرگىز ئۇنى ساقلاشقا قادىر ئەمەسسىلەر

Japonca: 

またわれは豊沃にする風を送り,天から雨を降らせて,それをあなたがたに飲ませる。だがあなたがたはその(宝庫の)管理者ではない。

Arapça (Ürdün): 

«وأرسلنا الرياح لواقح» تلقح السحاب فيمتلئ ماء «فأنزلنا من السماء» السحاب «ماء» مطرا «فأسقيناكموه وما أنتم له بخازنين» أي ليست خزائنه بأيديكم.

Hintçe: 

और हम ही ने वह हवाएँ भेजी जो बादलों को पानी से (भरे हुए) है फिर हम ही ने आसमान से पानी बरसाया फिर हम ही ने तुम लोगों को वह पानी पिलाया और तुम लोगों ने तो कुछ उसको जमा करके नहीं रखा था

Tayca: 

และเราได้ส่งลมผสมเกสร แล้วเราได้ให้น้ำลงมาจากฟ้า แล้วเราได้ให้พวกเจ้าดื่มมัน และพวกเจ้าก็มิได้เป็นผู้สะสมมันไว้

İbranice: 

שילחנו את הרוחות להפרות את הצמחים וכדי שיביאו את העננים, והורדנו את המים מהשמים כדי להשקות אתכם, שהרי לא יכולתם לאגור אותם בעצמכם

Hırvatça: 

Mi šaljemo vjetrove da oplođuju, a iz neba spuštamo vodu pa vas njome napajamo - vi je niste u stanju zadržati.

Rumence: 

Noi am trimis vânturile cu nori grei şi am trimis din cer apă cu care vă adăpăm şi pe care voi nu aveţi putinţa s-o păstraţi.

Transliteration: 

Waarsalna alrriyaha lawaqiha faanzalna mina alssamai maan faasqaynakumoohu wama antum lahu bikhazineena

Türkçe: 

Rüzgârları dölleyiciler olarak gönderdik; gökten bir su indirdik de onunla sizi suvardık. Onun depolayıcıları siz değilsiniz.

Sahih International: 

And We have sent the fertilizing winds and sent down water from the sky and given you drink from it. And you are not its retainers.

İngilizce: 

And We send the fecundating winds, then cause the rain to descend from the sky, therewith providing you with water (in abundance), though ye are not the guardians of its stores.

Azerbaycanca: 

Biz (buludla) yüklənmiş (bitkilərə, ağaclara həyat verən, onları tozlandıran) külək göndərdik, göydən yağmur endirib sizə su verdik (içirtdik). Yoxsa onu yığıb saxlayan (bir yerə toplayan) siz deyilsiniz! (Allah yağış suyunu saxlayıb istədiyi vaxt, istədiyi yerə yağdırar).

Süleyman Ateş: 

Rüzgarları, aşılayıcı olarak gönderdik de gökten su indirdik, böylece sizi suladık. Onu depolayan siz değilsiniz.

Diyanet Vakfı: 

Biz, rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirdik de onunla su ihtiyacınızı karşıladık. (Biz bunları yapmasaydık) siz onu (yeterli) suyu depolayamazdınız.

Erhan Aktaş: 

Biz, rüzgârları aşılayıcı olarak gönderdik. Gökten su indirdik ve sizi onunla suya kavuşturduk. Onun hazinelerini(1) oluşturan siz değilsiniz.

Kral Fahd: 

Bulut yüklü rüzgarları gönderdik de gökten su indirdik ve onunla sizi suladık. Yoksa siz suyu toplayamazdınız.

Hasan Basri Çantay: 

Biz aşılayıcı rüzgârlar gönderdik. Gökden de su indirib onunla sizleri sıvardık. Bunların hazinedarları da siz değilsiniz.

Muhammed Esed: 

(Bitkileri) döllendirmek, bereketlendirmek için rüzgarları gönderiyor; ve ayrıca, susuzluğunuzu gidermek için gökten su indiriyoruz; yoksa onun kaynağını elinde tutan siz değilsiniz.

Gültekin Onan: 

Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik, böylece gökten su indirdik de sizleri suladık. Oysa siz onun hazine koruyucuları değilsiniz.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz (bitki ve bulutlar için) aşılayıcı rüzgârlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suvardık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.

Portekizce: 

E enviamos os ventos fecundantes e, então, fazemos descer água do céu, da qual vos damos de beber e que não podeisarmazenar (por muito tempo).

İsveççe: 

Vi lösgör vindarna som biträder vid [växternas] befruktning och Vi låter regn falla så att ni får [vatten] att dricka; men det är inte ni som förfogar över det.

Farsça: 

و بادها را باردار کننده فرستادیم، و از آسمان آبی نازل کردیم و شما را با آن سیراب ساختیم و شما ذخیره کننده آن نیستید.

Kürtçe: 

وە بـا ( ھەوا) مان ناردووە کە پیتێنەری دارو درەخت بێت ئەمجا لە ئاسمانەوە بارانمان باراندووە, وە ئێوەمان پێ تێراو کردووە لە کاتێکدا ئێوە نەتان دەتوانی ئەو (ئاوە) خەزن بکەن

Özbekçe: 

Биз шамолларни урчитувчилар этиб юбордик. Бас, осмондан сув тушириб, у ила сизларни сероб қилдик. Сизлар уни тўплаб олувчи эмассиз. (Яъни, Биз шамолларни ўлчов билан булутларни урчитувчи, бир-бирига қўшиб сув ҳосил қилувчи этиб юбордик. Асосан, ёмғирнинг ёғишига шамоллар сабаб бўлади. Улар маълум қоидаларга кўра эсади. Пайдо бўлган булутларнинг бир-бирлари ила қўшилишларидан сув ҳосил бўлади. Ана шундан кейин осмондан сув тушади, ёмғир ёғади. Аллоҳ таоло у сув билан ер юзини, одамларни сероб қилади. Деярли ҳамма ризқ осмондан тушган шу сувга боғлиқ бўлади. Инсон эса, Аллоҳ тайёр ҳолда унга осмондан тушириб берган сувни тўплаб олишга ҳам қодир эмас. Уни тўплашни ҳам булоқ, қудуқ, анҳор, ер ости кўллари ва бошқа воситалар орқали Аллоҳ таолонинг Ўзи амалга оширади.)

Malayca: 

Dan Kami hantarkan angin sebagai pembawa air dan pemindah benih; maka dengan itu Kami menurunkan air (hujan) dari langit, kemudian Kami berikan kamu meminumnya; dan bukanlah kamu yang (berkuasa menurunkannya atau) menyimpannya.

Arnavutça: 

Na dërgojmë erërat për të frytnuar, e zbresim shiun nga qielli e ju kemi furnizuar me ujë – dhe depot e tij (ujit) nuk gjenden tek ju.

Bulgarca: 

И изпращаме ветровете - оплождащи, и утоляваме жаждата с вода, която изсипваме от небето, а вие не можете да я съхраните.

Sırpça: 

Ми шаљемо ветрове да оплођују, а из неба спуштамо воду па вас њоме напајамо - ви нисте у стању да је задржите.

Çekçe: 

A poslali jsme větry oplodňující a seslali jsme z nebe vodu, jíž vás napájíme, vždyť vy v zásobě ji nemáte.

Urduca: 

بار آور ہواؤں کو ہم ہی بھیجتے ہیں، پھر آسمان سے پانی برساتے ہیں، اور اُس پانی سے تمہیں سیراب کرتے ہیں اِس دولت کے خزانہ دار تم نہیں ہو

Tacikçe: 

Ва бодҳои обистанкунандаро фиристодем ва аз осмон обе нозил кардем ва шуморо ба он сероб сохтем ва шуморо нарасад, ки хазинадори он, бошед.

Tatarca: 

Дәхи болытны китерүче җилне җибәрдек вә күктән яңгыр иңдереп, сезне суга тук иттек, боларны сез булдыручы вә саклаучы да түгелсез, фәкать Безнең рәхмәтебездәндер.

Endonezyaca: 

Dan Kami telah meniupkan angin untuk mengawinkan (tumbuh-tumbuhan) dan Kami turunkan hujan dari langit, lalu Kami beri minum kamu dengan air itu, dan sekali-kali bukanlah kamu yang menyimpannya.

Amharca: 

ነፋሶችንም (ደመናን) ተሸካሚዎች አድርገን ላክን፡፡ ከሰማይም (ከደመና) ዝናብን አወረድን፡፡ እርሱንም አጠጣናችሁ፡፡ እናንተም ለእርሱ አድላቢዎች አይደላችሁም፡፡

Tamilce: 

(மேகத்தை) கருக்கொள்ள வைக்கக்கூடிய காற்றுகளை அனுப்புகிறோம். ஆக, அம்மேகத்திலிருந்து மழை நீரை இறக்கி, அதை உங்களுக்கு நீர் புகட்டுகிறோம். மேலும், அதை நீங்கள் சேகரிப்பவர்களாக இல்லை. (நாமே அதை உங்களுக்காக பூமியில் சேகரித்து வைக்கிறோம்.)

Korece: 

하나님은 비구름을 보내어 하늘로부터 비를 내리게 하사 그 것으로 너희를 충족시키나 너희는그것을 저장하지 못하며

Vietnamca: 

Chính TA đã gởi đi những luồng gió gieo tinh, ban mưa từ trên trời xuống cho các ngươi để các ngươi sử dụng mặc dù các ngươi không phải là chủ nhân giữ kho chứa của nó.