Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

99

Ayet No: 

1572

Sayfa No: 

233

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَأُتْبِعُوا فِي هَٰذِهِ لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ ۚ بِئْسَ الرِّفْدُ الْمَرْفُودُ

Çeviriyazı: 

veütbi`û fî hâẕihî la`netev veyevme-lḳiyâmeh. bi'se-rrifdü-lmerfûd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hem burada, hem de kıyamet gününde lanetle izlendiler. Onlara verilen bu karşı destek ne fena bir destektir!

Diyanet İşleri: 

Hem burada ve hem kıyamet gününde lanete uğratılırlar. Bu ne kötü bir bağıştır!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Burada da lanete uğradılar, kıyamet gününde de. Şu bağışlanan bağış, ne de kötü bağıştır.

Şaban Piriş: 

Hem burada da kıyamet gününde de lanete uğrarlar. Onlara peşpeşe verilen bu şeyler ne kötüdür.

Edip Yüksel: 

Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!

Ali Bulaç: 

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

Suat Yıldırım: 

Bu dünyada da, kıyamet gününde de lânetle kovalandılar. Peşlerindeki destek, ne kötü bir destek! [28,42; 40,46]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Burada da bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de. Ne kötü bir yardımdır bu yapılmış olan yardım.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Peşlerine lanet takılmıştır: Hem burada hem kıyamet gününde ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!

Bekir Sadak: 

Biz, o gunu, ancak belli bir sureye kadar geciktiririz.

İbni Kesir: 

Hem burada, hem de kıyamet gününde la´nete uğratıldılar. Kendilerine verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır.

Adem Uğur: 

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

İskender Ali Mihr: 

Ve burada, kıyâmet gününde lânete tâbî tutuldular. Verilen bahşiş (ne) kötü bir bağıştır.

Celal Yıldırım: 

Burada lanet peşlerine takıldı

Tefhim ul Kuran: 

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

Fransızca: 

Et ils sont poursuivis par une malédiction ici-bas et au Jour de la Résurrection. Quel détestable dont leur sera donné !

İspanyolca: 

En esta vida fueron perseguidos por una maldición y lo serán también el día de la Resurrección. ¡Qué mal regalo...!

İtalyanca: 

Una maledizione li perseguiterà in questo mondo e nel Giorno della Resurrezione. Che detestabile dono ricevono!

Almanca: 

Und sie werden in diesem (Diesseits) mit Fluch verfolgt sowie am Tage der Auferstehung. Erbärmlich ist die (ihnen) mitgegebene Gabe.

Çince: 

他们在今世受诅咒,在复活日也遭受诅咒。他们所受的援助真恶劣!

Hollandaca: 

Zij werden in dit leven door een vloek gevolgd, en op den dag der opstanding zal de vergelding ellendig zijn, die hen gegeven zal worden.

Rusça: 

Проклятия будут преследовать их здесь и в День воскресения. Отвратителен дар, которым их одарили!

Somalice: 

waxaana la raacsiiyey Adduunyada Lacnad iyo maalinta Qiyaamaba, wax laysu kordhiyana waxaa u xun (Arrintaa).

Swahilice: 

Nao wamefuatishiwa laana hapa duniani na Siku ya Kiyama. Ni mabaya yalioje watakayo pewa!

Uygurca: 

ئۇلار بۇ دۇنيادىمۇ، قىيامەت كۈنىدىمۇ لەنەتكە ئۇچرايدۇ، ئۇلارغا بېرىلگەن (ئىككىلا دۇنيادا لەنەتكە ئۇچراشتىن ئىبارەت) بۇ سوغا نېمىدېگەن يامان!

Japonca: 

かれらは現世においても復務の日にも呪いに付き纏われた。何と恐しい賜物であることよ。

Arapça (Ürdün): 

«وأتبعوا في هذه» أي الدنيا «لعنةّ ويوم القيامة» لعنة «بئس الرِّفد» العون «المرفود» رفدهم.

Hintçe: 

और (इस दुनिया) में भी लानत उनके पीछे पीछे लगा दी गई और क़यामत के दिन भी (लगी रहेगी) क्या बुरा इनाम है जो उन्हें मिला

Tayca: 

และพวกเขาถูกติดตามด้วยการถูกสาปแช่งในโลกนี้และวันกิยามะฮ์ มันเป็นความช่วยเหลือที่ชั่วช้าที่พวกเขาได้รับความช่วยเหลือ

İbranice: 

וקללה רדפה אותם בעולם הזה, וקללה תרדוף אותם גם ביום תחיית-המתים. כמה נורא מה שהם יקבלו בנוסף למה שקיבלו בעולם הזה

Hırvatça: 

Na ovom svijetu ih je pratilo prokletstvo a pratit će ih i na Kijametskom danu; strašan će biti dar kojim će darivani biti.

Rumence: 

De blestem vor fi urmăriţi în Viaţa de Acum şi în Ziua Învierii. Ce dar rău!

Transliteration: 

WaotbiAAoo fee hathihi laAAnatan wayawma alqiyamati bisa alrrifdu almarfoodu

Türkçe: 

Peşlerine lanet takılmıştır: Hem burada hem kıyamet gününde ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!

Sahih International: 

And they were followed in this [world] with a curse and on the Day of Resurrection. And wretched is the gift which is given.

İngilizce: 

And they are followed by a curse in this (life) and on the Day of Judgment: and woeful is the gift which shall be given (unto them)!

Azerbaycanca: 

Onlar burada (dünyada) da, qiyamətdə (axirətdə) də lə’nətə düçar olmuşlar. Onların qisməti necə də pisdir!

Süleyman Ateş: 

Bu dünyada da (onların) ardına la'net takılmıştır, kıyamet gününde de (burada da la'netle anılacaklardır, ahirette de)! Bu vergi, ne kötü bir vergidir!

Diyanet Vakfı: 

Onlar burada da, kıyamet gününde de lanete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

Erhan Aktaş: 

Bu dünyada da Kıyamet Günü’nde de lânete(1) uğratıldılar. Paylarına düşen ne kötü bir paydır.

Kral Fahd: 

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

Hasan Basri Çantay: 

Burada da, kıyaamet gününde de lâ´nete tâbi tutuldular onlar. (Kendilerine) verilen bu vergi ne kötü vergidir!

Muhammed Esed: 

Öyle ya; burada (bu dünyada, Allah´ın) laneti kovaladı durdu onları, Kıyamet Günü´nde de (onunla tepelenecekler:) ne kötü bir pay, bu paylarına düşen!

Gültekin Onan: 

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

Ali Fikri Yavuz: 

Hem burada (dünyada), hem de kıyamet gününde bir lânete uğratıldılar. Onlara verilen bu bahşiş ne kötü bir bahşiştir!...

Portekizce: 

E foram perseguidos pela maldição, neste mundo, tal como o serão no Dia da Ressurreição. Que detestável presenteser-lhes-á outorgado!

İsveççe: 

Och [Guds] fördömelse följde dem i [livet] och [skall vila tungt över dem] på Uppståndelsens dag. Vilken ödesdiger gåva!

Farsça: 

و در این دنیا و روز قیامت به لعنتی بدرقه شدند [و آن لعنت] بد عطیه ای است که به آنان می دهند.

Kürtçe: 

وە لەم (دونیا) دا نەفرەتیان بەشوێندا نێرراوە ھەروەھا لەڕۆژی دواییشدا ئای چەند خراپە ئەو بەخشراوەی پێیان بەخشرا

Özbekçe: 

Бу дунёда ҳам, қиёмат кунида ҳам уларга лаънат эргашадир. Бу қандай ҳам ёмон ёрдамдир!

Malayca: 

Dan mereka diiringi oleh laknat yang tidak putus-putus di dunia ini, dan pada hari kiamat. (Sebenarnya) laknat itu adalah seburuk-buruk pemberian yang diberikan.

Arnavutça: 

Ata do të përcillen me mallkim në këtë jetë dhe në jetën tjetër. E sa “dhuratë” e shëmtuar është ajo që do t’u jepet!

Bulgarca: 

И бяха следвани от проклятие на този свят, и в Деня на възкресението. Колко лошо е дарението, което ще им бъде дадено!

Sırpça: 

На овом свету их је пратило проклетство а пратиће их и на Судњем дану; страшна је казна којом ће да буду кажњавани.

Çekçe: 

A byli prokletím pronásledováni na tomto světě a budou tak i v den zmrtvýchvstání - jak hnusný je dar, jenž bude jim darován!

Urduca: 

اور ان لوگوں پر دنیا میں بھی لعنت پڑی اور قیامت کے روز بھی پڑے گی کیسا برا صلہ ہے یہ جو کسی کو ملے!

Tacikçe: 

Лаънати инҷаҳонӣ ва лаънати рӯзи қиёматро аз пай доранд ва чӣ бад атое ба онон дода шудаст!

Tatarca: 

Аларга дөньяда һәм ахирәттә ләгънәт яуды. Нинди ямандыр аларга бирелгән урын.

Endonezyaca: 

Dan mereka selalu diikuti dengan kutukan di dunia ini dan (begitu pula) di hari kiamat. La'nat itu seburuk-buruk pemberian yang diberikan.

Amharca: 

በዚችም (በቅርቢቱ ዓለም) እርግማንን አስከተልናቸው፡፡ በትንሣኤም ቀን (እንደዚሁ)፡፡ የተሰጡት ስጦታ ምንኛ ከፋ!

Tamilce: 

இன்னும், இ(ம்மை வாழ்வாகிய இ)திலும் மறுமை நாளிலும் (அல்லாஹ்வின்) சாபம் அவர்களை பின்தொடரும். அது (அவர்களுக்கு) கொடுக்கப்பட்ட மிகக் கெட்ட சன்மானமாகும்.

Korece: 

그리하여 현세에서 저주가 그들을 뒤따랐듯이 내세에서도 그 러하도다 이것은 불행한 선물이라

Vietnamca: 

Sự nguyền rủa đeo bám chúng suốt cuộc đời này và cả Đời Sau. Thật xấu xa cho món quà chúng được ban tặng.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: