Arapça:
وَجَاوَزْنَا بِبَنِي إِسْرَائِيلَ الْبَحْرَ فَأَتَوْا عَلَىٰ قَوْمٍ يَعْكُفُونَ عَلَىٰ أَصْنَامٍ لَّهُمْ ۚ قَالُوا يَا مُوسَى اجْعَل لَّنَا إِلَٰهًا كَمَا لَهُمْ آلِهَةٌ ۚ قَالَ إِنَّكُمْ قَوْمٌ تَجْهَلُونَ
Çeviriyazı:
vecâveznâ bibenî isrâîle-lbaḥra feetev `alâ ḳavmiy ya`küfûne `alâ aṣnâmil lehüm. ḳâlû yâ mûse-c`al lenâ ilâhen kemâ lehüm âliheh. ḳâle inneküm ḳavmün techelûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık? Derken bir kavme vardılar ki, onlar, kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. Dediler ki; Ey Musa! Onların tanrıları gibi, sen de bize bir tanrı yap! Musa da onlara dedi ki: Siz gerçekten cahillik eden bir kavimsiniz.
Diyanet İşleri:
İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık. Puta gönülden tapan bir millete rastladılar. "Ey Musa! Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap" dediler, Musa: " Doğrusu siz bilgisiz bir milletsiniz, bunlar yok olacaklar ve işledikleri boşa gidecektir" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İsrailoğullarını denizden geçirdik de putlara tapmakta olan bir topluluğa rastladılar. Ya Musa dediler, onların taptığı putlar gibi bize de putlar yap. Musa, şüphe yok ki dedi, siz bilgisiz bir kavimsiniz.
Şaban Piriş:
İsrailoğulları'nı denizden geçirmiştik. Kendilerine ait bir takım putlarına ibadet eden bir topluma uğradılar. Ey Musa, bunların ilahları gibi bize de bir ilah yapsana! dediler. Musa da onlara: Şüphesiz, cahillik eden bir toplumsunuz! dedi.
Edip Yüksel:
İsrail oğullarını denizden geçirdik. Kendilerine özgü heykellere tapan bir topluluğa rastladılar ve: "Musa, bunların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap," dediler. "Siz, gerçekten cahil bir topluluksunuz!," dedi.
Ali Bulaç:
İsrailoğulları’nı denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa'ya dediler ki: "Ey Musa, onların ilahları (var; onlarınki) gibi, sen de bize bir ilah yap." O: "Siz gerçekten cahillik etmekte olan bir kavimsiniz" dedi.
Suat Yıldırım:
İsrailoğullarını denizden geçirdik.Derken yolları, kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir topluluğa uğradı.“Mûsâ! dediler, bunların tanrıları olduğu gibi bize de bir tanrı yapıver!” O ise:“Siz” dedi, “gerçekten cahil bir milletsiniz!Çünkü şu imrendiğiniz kimselerin dini yıkılmıştır ve yaptıkları bütün ameller de boşunadır.Hem Allah size bunca lütufta bulunup öteki insanlara üstün kılmış olduğu halde, hiç ben sizin için O'ndan başka bir tanrı arar mıyım?” [2,47]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik. Kendilerine ait birtakım putlara ibadette bulunan bir kavme uğradılar. Dediler ki: «Ya Mûsa! Bize de put yap, nasıl ki onların putları vardır.» Dedi ki: «Muhakkak siz cahillik eder bir kavimsiniz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İsrailoğullarına denizi geçirttik. Özel putlarına tapan bir topluluğa rastladılar. Bunun üzerine: "Ey Mûsa, dediler, bunların ilahları olduğu gibi sen de bize bir ilah belirle!" Mûsa dedi: "Siz cahilliği sürdürmekte olan bir toplumsunuz."
Bekir Sadak:
Musa, tayin ettigimiz vakitte gelip Rabbi onunla konusunca, Musa: «Rabbim! Bana Kendini goster, Sana bakayim» dedi. Allah: «Sen Beni goremeyeceksin ama daga bak, eger o yerinde kalirsa sen de Beni goreceksin» buyurdu. Rabbi daga tecelli edince onu yerle bir etti ve Musa da baygin dustu
İbni Kesir:
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Onlar, gönülden putlara tapagelen bir topluluğa rastladılar ve dediler ki: Ey Musa
Adem Uğur:
İsrailoğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onların tanrıları olduğu gibi, sen de bizim için bir tanrı yap! dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi.
İskender Ali Mihr:
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik kendilerinin olan (yalnız onlara ait) putlara devamlı tapan bir kavimle karşılaştılar. Şöyle dediler: “Ey Musa! Onların ilâhları gibi bize de ilâh yap.” Musa (A.S): “Muhakkak ki siz, cahillik eden bir kavimsiniz.” dedi.
Celal Yıldırım:
Ve İsrail oğulları´nın denizden (salimen) geçmelerini sağladık. Az sonra kendilerine mahsûs putlarına, üzerlerine kapanırcasına tapmakta olan bir kavme rasladılar. «Ey Musa !» dediler, «bunların ilâhları olduğu gibi bize de bir ilâh yap!» Musa, onlara dedi ki: «Siz gerçekten cahillik eden bir topluluksunuz.
Tefhim ul Kuran:
İsrailoğullarını denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa´ya dediler ki: «Ey Musa, onların ilahları (var
Fransızca:
Et nous avons fait traverser la Mer aux enfants d'Israël. Ils passèrent auprès d'un peuple attaché à ses idoles et dirent : "ô Moïse, désigne-nous une divinité semblable à leurs dieux." Il dit : "Vous êtes certes des gens ignorants.
İspanyolca:
E hicimos que los Hijos de Israel atravesaran el mar y llegaron a una gente entregada al culto de sus ídolos. Dijeron: «¡Moisés! ¡Haznos un dios, como ellos tienen dioses!» «¡Sois un pueblo ignorante!», dijo.
İtalyanca:
Facemmo traversare il mare ai Figli di Israele. Incontrarono un popolo che cercava rifugio presso i propri idoli. Dissero: «O Mosè, dacci un dio simile ai loro dèi». Disse: «In verità siete un popolo di ignoranti».
Almanca:
Und WIR ließen die Kinder Israils das Meer überqueren, dann kamen sie zu Leuten, die sich eigenen Götzen zuwendeten. Sie sagten: "Musa! Richte für uns einen Gott wie ihre Götter ein!" Er sagte: "Gewiß, ihr seid unwissende Leute!
Çince:
我曾使以色列后裔渡过海去。当他们经过一伙崇拜偶像的民众时,他们说:穆萨啊!请你为我们设置一个神灵,犹如他们有许多神灵一样。他说:你们确是无知的民众。
Hollandaca:
En wij deden den kinderen Israëls door de zee trekken, en zij kwamen tot een volk, dat afgoden aanbad, en zij zeiden: O Mozes! maak ons een God, evenzoo als de goden van dit volk. Mozes antwoordde: Waarlijk, gij zijt een onwetend volk.
Rusça:
Мы переправили сынов Исраила (Израиля) через море, и они прибыли к народу, который был предан своим идолам. Они сказали: "О Муса (Моисей)! Сделай нам божество, такое же, как у них". Он сказал: "Воистину, вы - невежественные люди.
Somalice:
Waxaana Tallaabinay Banuu Israa'iil baddii waxayna u Yimaadeen Qoom ku Nagi Sanamyadoodii markaasay dheheen Muusow Nooyeel Ilaah siday iyaba Ilaahyo u yeesheen wuxuuna ku Yidhi idinku waxaad tihiin Qoom Jaahiliina.
Swahilice:
Na tukawavusha bahari Wana wa Israili, wakafika kwa watu wanao abudu masanamu yao. Wakasema: Ewe Musa! Hebu tufanyie na sisi miungu kama hawa walivyo kuwa na miungu. Musa akasema: Hakika nyinyi ni watu msio jua kitu.
Uygurca:
ئىسرائىل ئەۋلادىنى بىز (قۇلزۇم) دېڭىزىدىن ئۆتكۈزۈۋەتتۇق، ئۇلار بۇتلىرىغا چوقۇنۇۋاتقان بىر قەۋمنىڭ يېنىدىن ئۆتكەندە: «ئى مۇسا! بىزگىمۇ ئۇلارنىڭ بۇتلىرىغا ئوخشاش بۇت ئورنىتىپ بەرگىن» دېدى. مۇسا: «سىلەر ھەقىقەتەن نادان قەۋم ئىكەنسىلەر» دېدى
Japonca:
われはイスラエルの子孫に海を渡らせたが,かれらはある偶像に仕えているある民族のところに来た。かれらは言った。「ムーサーよ,かれらが持っている神々のような一柱の神を,わたしたちに置いてくれ」。かれは言った。「本当にあなたがたは無知の民である。
Arapça (Ürdün):
«وجاوزنا» عبرنا «ببني إسرائيل البحر فأتوا» فمروا «على قوم يعكُِفون» بضم الكاف وكسرها «على أصنام لهم» على عبادتها «قالوا يا موسى لنا اجعل إلها» صنما نعبده «كما لهم آلهة قال إنكم قوم تجهلون» حيث قابلتم نعمة الله عليكم بما قلتموه.
Hintçe:
और हमने बनी ईसराइल को दरिया के उस पार उतार दिया तो एक ऐसे लोगों पर से गुज़रे जो अपने (हाथों से बनाए हुए) बुतों की परसतिश पर जमा बैठे थे (तो उनको देख कर बनी ईसराइल से) कहने लगे ऐ मूसा जैसे उन लोगों के माबूद (बुत) हैं वैसे ही हमारे लिए भी एक माबूद बनाओ मूसा ने जवाब दिया कि तुम लोग जाहिल लोग हो
Tayca:
“และเราได้ให้วงศ์วานอิสรออีลข้ามทะเลไปได้ แล้วพวกเขาก็มายังกลุ่มชนหนึ่ง ซึ่งกำลังประจำอยู่ที่บรรดาเจว็ดของพวกเขา พวกเขาได้กล่าวขึ้นว่า โอ้มูซา!จงให้มีขึ้นแก่พวกเราด้วยเถิดสิ่งซึ่งเป็นที่เคารพสักการะสักองค์หนึ่ง เช่นเดียวกับที่พวกเขามีสิ่งที่เป็นที่เคารพสักการะหลายองค์เขากล่าวว่า แท้จริงพวกท่านเป็นพวกที่โฉดเขลา”
İbranice:
והקלנו על בני-ישראל לחצות את הים, והם באו אל עם שהיו משתחווים לאליליהם. אז אמרו, 'הוי משה! עשה לנו אלוה כמו אליליהם (.'ומשה) אמר להם, 'אנשים חסרי דעת אתם
Hırvatça:
I Mi sinove Israilove preko mora prevedosmo, pa oni naiđoše na narod koji je privržen obožavanju kumira svojih bio. "O Musa", rekoše, "napravi i ti nama boga kao što i oni imaju bogove!" "Vi ste, uistinu, narod koji ne zna!", reče on.
Rumence:
Noi i-am pus pe fiii lui Israel să străbată marea. Ei ajunseră la un popor legat de idolii săi şi ei spuseră: “O, Moise! Fă-ne un dumnezeu asemenea dumnezeilor lor.” El spuse: “Sunteţi un popor lipsit de ştiinţă.”
Transliteration:
Wajawazna bibanee israeela albahra faataw AAala qawmin yaAAkufoona AAala asnamin lahum qaloo ya moosa ijAAal lana ilahan kama lahum alihatun qala innakum qawmun tajhaloona
Türkçe:
İsrailoğullarına denizi geçirttik. Özel putlarına tapan bir topluluğa rastladılar. Bunun üzerine: "Ey Mûsa, dediler, bunların ilahları olduğu gibi sen de bize bir ilah belirle!" Mûsa dedi: "Siz cahilliği sürdürmekte olan bir toplumsunuz."
Sahih International:
And We took the Children of Israel across the sea; then they came upon a people intent in devotion to [some] idols of theirs. They said, "O Moses, make for us a god just as they have gods." He said, "Indeed, you are a people behaving ignorantly.
İngilizce:
We took the Children of Israel (with safety) across the sea. They came upon a people devoted entirely to some idols they had. They said: "O Moses! fashion for us a god like unto the gods they have." He said: "Surely ye are a people without knowledge.
Azerbaycanca:
Biz İsrail oğullarını dənizdən keçirtdik, (sonra) onlar öz bütlərinə tapınan bir tayfaya uğradılar. (İsrail oğulları) dedilər: “Ya Musa! Bizə onların sitayiş etdikləri bütlər kimi bir büt düzəlt!” (Musa belə) cavab verdi: “Siz, doğrudan da, cahil bir tayfasınız!
Süleyman Ateş:
İsrail oğullarını denizden geçirdik, kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar: "Ey Musa, dediler, (bak) bunların nasıl tanrıları var, bize de öyle bir tanrı yap!" (Musa) dedi: "Siz, gerçekten cahil bir toplumsunuz."
Diyanet Vakfı:
İsrailoğullarını denizden geçirdik, orada kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir kavme rastladılar. Bunun üzerine: Ey Musa! Onların tanrıları olduğu gibi, sen de bizim için bir tanrı yap! dediler. Musa: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi.
Erhan Aktaş:
İsrâîloğullarını denizden geçirdik. Kendilerine özgü putlara tapan bir halka rastladılar. Ey Mûsâ! “Bize de bunların ilâhları gibi bir ilâh yap.” dediler. “Siz gerçekten cahil bir kavimsiniz.” dedi.
Kral Fahd:
İsrailoğullarını denizden geçirmiştik. Bu sırada, kendilerine ait bir takım putlara tapan bir kavme rastlamışlar ve (Musa'ya): "Ey Mûsâ! Şunların ilâhları gibi bize de bir ilâh yap" demişlerdi. (O da onlara): "Siz hakikaten cahillik eden bir kavimsiniz" demişti.
Hasan Basri Çantay:
İsrâîl oğullarını denizden geçirdik. Şimdi putlarının önünde tapagelen bir kavme rast geldiler. Dediler ki: «Yâ Musa, onların nasıl Tanrıları varsa sen de bize öyle bir Tanrı yap»! «Siz, dedi, cidden ne cahillik eder bir kavmsiniz»!
Muhammed Esed:
Ve İsrailoğullarını denizden geçirdik; derken, birtakım putlara tapınıp duran bir toplulukla karşılaştılar. (İsrailoğulları): "Ey Musa," dediler, "Bize de onların tanrıları gibi bir tanrı yapıver!" (Musa): "gerçekten de siz (eğri doğru nedir) bilmeyen bir toplumsunuz!" dedi,
Gültekin Onan:
İsrail oğullarını denizden geçirdik. Putları önünde bel büküp eğilmekte olan bir topluluğa rastladılar. Musa´ya dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Biz, İsrailoğullarını denizden geçirdik. Onlar, putlara ibâdet eden bir kavme uğradılar. (İçlerinde câhil olanlar şöyle) dediler: “- Ey Mûsa, bunların taptıkları tanrıları gibi, bize de bir tanrı yap.” Mûsâ, onlara dedi. “- Siz, bir topluluksunuz ki gerçekten cahillik ediyorsunuz.
Portekizce:
Fizemos os israelitas atravessar o mar, e eis que encontrando (depois) um povo devotado a alguns de seus ídolos,disseram: Ó Moisés, faze-nos um deus como os seus deuses! Respondeu-lhes: Sois um povo de insipientes!
İsveççe:
OCH VI förde Israels barn genom havet och därefter träffade de på ett folk som hängav sig åt avgudadyrkan. Israels barn sade: "Moses! Låt oss få en gud liksom de har gudar!" Han svarade: "Ni är sannerligen ett dåraktigt släkte!
Farsça:
و بنی اسرائیل را از دریا [یی که فرعونیان را در آن غرق کردیم] عبور دادیم؛ پس به گروهی گذر کردند که همواره بر پرستش بت های خود ملازمت داشتند، گفتند: ای موسی! همان گونه که برای آنان معبودانی است، تو هم برای ما معبودی قرار بده!! موسی گفت: قطعاً شما گروهی هستید که جهالت و نادانی می ورزید.
Kürtçe:
ئەمجا نەوەی ئیسرائیلمان لەو دەریا پەڕاندەوە (فیرعەون و گەلەکەیمان تێدا خنکاند) ئەمجا تووشی خەڵکانێک بوون بەردەوام خەریکی پەرستنی بتەکانیان بوون (جولەکەکانیش) ووتیان: ئەی موسا ھەروەک ئەو پەرستراوانەی ئەوان تۆیش پەرستراوێکمان بۆ دابنێ موسا فەرمووی: بەڕاستی ئێوە ھۆزێکی نەفامن
Özbekçe:
Ва Бани Исроилни денгиздан олиб ўтдик. Бас, улар ўз санамларига берилиб сиғинаётган қавм устига келдилар. Улар: «Эй Мусо, бизга ҳам худди уларнинг худоларига ўхшаш худо қилиб бер», дедилар. У: «Албатта, сиз жоҳил қавм бўлаётибсиз.
Malayca:
Dan Kami bawakan Bani Israil ke sebarang Laut (Merah) itu lalu mereka sampai kepada suatu kaum yang sedang menyembah berhala-berhalanya. (Melihatkan yang demikian) mereka (Bani Israil) berkata: "Wahai Musa buatlah untuk kami suatu tuhan (berhala) sebagaimana mereka mempunyai beberapa tuhan". Nabi Musa menjawab: "Sesungguhnya kamu ini adalah kaum yang jahil.
Arnavutça:
Na i kaluam bijtë e Israelit përtej detit, ku hasën në popull që i luteshin putave të tyre; (Ata) thanë: “O Musa, bëna edhe neve një zot, ashtu si kanë ata zotëra”. (Musai) tha: “Ju me të vërtetë, jeni populli injorant”.
Bulgarca:
И преведохме синовете на Исраил през морето, и минаха покрай хора, посветили се на своите идоли. Казаха: “О, Муса, направи ни божество, както те си имат божества!” Каза: “Наистина сте хора невежи.
Sırpça:
И Ми синове Израиљеве преведосмо преко мора, па они наиђоше на народ који је био привржен обожавању својих кипова. „О Мојсије“, рекоше, „направи и ти нама бога као што и они имају богове!“ „Ви сте, уистину, народ који не зна!“ Рече он.
Çekçe:
A převedli jsme přes moře dítka Izraele; i přišli k lidem, kteří horlivě uctívali modly své. I řekli: 'Mojžíši, udělej nám božstvo podobné božstvům, která mají tito!' Odpověděl: 'Vy věru jste lidé pošetilí!
Urduca:
بنی اسرائیل کو ہم نے سمندر سے گزار دیا، پھر وہ چلے اور راستے میں ایک ایسی قوم پر اُن کا گزر ہوا جو اپنے چند بتوں کی گرویدہ بنی ہوئی تھی کہنے لگے، "اے موسیٰؑ، ہمارے لیے بھی کوئی ایسا معبود بنا دے جیسے اِن لوگوں کے معبود ہیں" موسیٰؑ نے کہا "تم لوگ بڑی نادانی کی باتیں کرتے ہو
Tacikçe:
Ва банӣ-Исроилро аз дарё гузаронидем. Бар қавме гузаштанд, ки ба парастиши бутҳои худ дил баста буданд. Гуфтанд: «Эй Мӯсо, ҳамон тавр, ки онҳоро худоёнест, барон мо ҳам худое бисоз». Гуфт: «Шумо мардуме бехирад ҳастед.
Tatarca:
Ягъкуб балаларын дәрьядән үткәрдек, дәрьядән үтеп киткәч, сынымга табынучы каум янына бардылар һәм сынымнарга кызыктылар: "Ий Муса! Син дә безгә шундый сыным ясап бир", – диделәр. Муса әйтте: "Тәхкыйк сез бик надан каумсез, шунлыктан мәгънәсез сүзләрне сөйлисез".
Endonezyaca:
Dan Kami seberangkan Bani Israil ke seberang lautan itu, maka setelah mereka sampai kepada suatu kaum yang tetap menyembah berhala mereka, Bani lsrail berkata: "Hai Musa. buatlah untuk kami sebuah tuhan (berhala) sebagaimana mereka mempunyai beberapa tuhan (berhala)". Musa menjawab: "Sesungguh-nya kamu ini adalah kaum yang tidak mengetahui (sifat-sifat Tuhan)".
Amharca:
የእስራኤልንም ልጆች ባሕሩን አሻገርናቸው፡፡ ለእነርሱ በኾኑ ጣዖታት (መገዛት) ላይ በሚዘወትሩ ሕዝቦች ላይ አለፉም፡፡ «ሙሳ ሆይ፡- ለእነርሱ (ለሰዎቹ) አማልክት እንዷላቸው ለእኛም አምላክን አድርግልን» አሉት፡፡ «እናንተ የምትሳሳቱ ሕዝቦች ናችሁ፤» አላቸው፡፡
Tamilce:
இன்னும், இஸ்ரவேலர்களை கடலைக் கடக்க வைத்தோம். ஆக, தங்கள் சிலைகளுக்கருகில் (அவற்றை வழிபடுவதற்காக) தங்கியிருந்த ஒரு சமுதாயத்தின் அருகில் (அவர்கள்) வந்தனர். (அதை பார்த்துவிட்டு) கூறினார்கள்: “மூஸாவே! வணங்கப்படும் கடவுள்(சிலை)கள் அவர்களுக்கு இருப்பது போல் வணங்கப்படும் ஒரு கடவுளை (-ஒரு சிலையை) எங்களுக்கும் ஏற்படுத்து!” (மூஸா) கூறினார்: “நிச்சயமாக நீங்கள் (அல்லாஹ்வின் கண்ணியத்தை) அறியாத மக்கள் ஆவீர்கள்.”
Korece:
하나님은 이스라엘 자손들 로하여 바다를 안전하게 건너게 하니 그곳은 우상을 섬기는 사람 들이 있는 곳이더라 그들이 말하 길 모세여 그들이 가진 것과 같은 신을 만들어 주오 라고 하니 모 세 가로되 실로 너희는 무지한 백 성들이라
Vietnamca:
TA đã cho dân Israel bình an băng qua biển (hồng hải). Sau đó, họ đi ngang qua một đám người đang thờ phượng các bục tượng (thần linh), họ bảo: “Này Musa, xin Người hãy tạo cho chúng tôi một thần linh (để chúng tôi có thần linh) giống như họ.” (Musa) đáp: “Các ngươi thật đúng là đám người ngu muội!”
Ayet Linkleri: