Al-Haaqqa—الحاقة

 
00:00

innehû leḳavlü rasûlin kerîm.

Arapça:

إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ

Türkçe:

Ki o, çok soylu bir elçinin sözüdür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği sözdür.

Diyanet Vakfı:

Hiç şüphesiz o (Kur'an), çok şerefli bir elçinin sözüdür.

İngilizce:

That this is verily the word of an honoured messenger;

Fransızca:

que ceci [le Coran] est la parole d'un noble Messager ,

Almanca:

gewiß, er ist zweifelsohne das Wort eines edlen Entsandten,

Rusça:

Это - слова благородного посланца (Мухаммада или Джибриля).

Açıklama:
 
00:00

vemâ hüve biḳavli şâ`ir. ḳalîlem mâ tü'minûn.

Arapça:

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ ۚ قَلِيلًا مَّا تُؤْمِنُونَ

Türkçe:

Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz.

Diyanet Vakfı:

Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!

İngilizce:

It is not the word of a poet: little it is ye believe!

Fransızca:

et que ce n'est pas la parole d'un poète; mais vous ne croyez que très peu,

Almanca:

und er ist nicht das Wort eines Dichters. Ein wenig ist es, daß ihr den Iman verinnerlicht.

Rusça:

Это - не слова поэта. Мало же вы веруете!

Açıklama:
 
00:00

velâ biḳavli kâhin. ḳalîlem mâ teẕekkerûn.

Arapça:

وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍ ۚ قَلِيلًا مَّا تَذَكَّرُونَ

Türkçe:

Bir kâhinin sözü de değildir o. Ne kadar da az araştırıp düşünüyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz!

Diyanet Vakfı:

Bir kahin sözü de değildir (o). Ne de az düşünüyorsunuz!

İngilizce:

Nor is it the word of a soothsayer: little admonition it is ye receive.

Fransızca:

ni la parole d'un devin, mais vous vous rappelez bien peu.

Almanca:

Er ist auch nicht das Wort eines Wahrsagers. Ein wenig ist es, daß ihr euch besinnt.

Rusça:

Это - не слова прорицателя. Мало же вы поминаете назидания!

Açıklama:
 
00:00

tenzîlüm mir rabbi-l`âlemîn.

Arapça:

تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ

Türkçe:

Âlemlerin Rabbi'nden bir indiriştir o.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

Diyanet Vakfı:

(O), alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

İngilizce:

(This is) a Message sent down from the Lord of the Worlds.

Fransızca:

C'est une révélation du Seigneur de l'Univers.

Almanca:

Er ist die sukzessive Hinabsendung vom HERRN aller Schöpfung.

Rusça:

Это - Ниспослание от Господа миров.

Açıklama:
 
00:00

velev teḳavvele `aleynâ ba`ḍa-l'eḳâvîl.

Arapça:

وَلَوْ تَقَوَّلَ عَلَيْنَا بَعْضَ الْأَقَاوِيلِ

Türkçe:

Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı,

Diyanet Vakfı:

Eğer (Peygamber) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,

İngilizce:

And if the messenger were to invent any sayings in Our name,

Fransızca:

Et s'il avait forgé quelques paroles qu'ils Nous avait attribuées,

Almanca:

Und hätte er in Unserem Namen etwas Erdichtetes erdichtet,

Rusça:

Если бы он приписал Нам некоторые слова,

Açıklama:
 
00:00

leeḫaẕnâ minhü bilyemîn.

Arapça:

لَأَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَمِينِ

Türkçe:

Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık.

Diyanet Vakfı:

Elbette onu kıskıvrak yakalardık.

İngilizce:

We should certainly seize him by his right hand,

Fransızca:

Nous l'aurions saisi de la main droite,

Almanca:

gewiß hätten WIR ihm seine Rechte weggenommen,

Rusça:

то Мы схватили бы его за правую руку (или схватили бы его крепко),

Açıklama:
 
00:00

ŝümme leḳaṭa`nâ minhü-lvetîn.

Arapça:

ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ

Türkçe:

Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra da onun şah damarını keser atardık.

Diyanet Vakfı:

Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).

İngilizce:

And We should certainly then cut off the artery of his heart:

Fransızca:

ensuite, Nous lui aurions tranché l'aorte.

Almanca:

dann ihm doch die Hauptschlagader durchgeschnitten.

Rusça:

а потом перерезали бы ему аорту,

Açıklama:
 
00:00

femâ minküm min eḥadin `anhü ḥâcizîn.

Arapça:

فَمَا مِنكُم مِّنْ أَحَدٍ عَنْهُ حَاجِزِينَ

Türkçe:

Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız.

Diyanet Vakfı:

Hiçbiriniz buna mani de olamazdınız.

İngilizce:

Nor could any of you withhold him (from Our wrath).

Fransızca:

Et nul d'entre vous n'aurait pu lui servir de rempart.

Almanca:

So gibt es von euch keinen, der es von ihm zurückhält.

Rusça:

и никто из вас не избавил бы его.

Açıklama:
 
00:00

veinnehû leteẕkiratül lilmütteḳîn.

Arapça:

وَإِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِّلْمُتَّقِينَ

Türkçe:

Gerçek şu ki o, sakınanlar için tam bir uyarıcı ve düşündürücüdür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür.

Diyanet Vakfı:

Doğrusu o (Kur'an), takva sahipleri için bir öğüttür.

İngilizce:

But verily this is a Message for the Allah-fearing.

Fransızca:

C'est en vérité un rappel pour les pieux.

Almanca:

Und gewiß, er ist doch eine Ermahnung für die Muttaqi.

Rusça:

Воистину, это - Назидание для богобоязненных.

Açıklama:
 
00:00

veinnâ lena`lemü enne minküm mükeẕẕibîn.

Arapça:

وَإِنَّا لَنَعْلَمُ أَنَّ مِنكُم مُّكَذِّبِينَ

Türkçe:

Ve biz, içinizden onu yalanlayanların bulunduğunu kesinlikle biliyoruz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var.

Diyanet Vakfı:

İçinizde (onu) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.

İngilizce:

And We certainly know that there are amongst you those that reject (it).

Fransızca:

Et Nous savons qu'il y a parmi vous qui le traitent de menteur;

Almanca:

Und gewiß, WIR wissen doch, daß unter euch Ableugnende sind.

Rusça:

Нам известно, что среди вас есть считающие его ложью.

Açıklama:

Pages

Subscribe to Al-Haaqqa—الحاقة