Ash-Shuara—الشعراء

 
00:00

veinne rabbeke lehüve-l`azîzü-rraḥîm.

Arapça:

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ

Türkçe:

Kuşkusuz, senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

Diyanet Vakfı:

Şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

İngilizce:

And verily thy Lord is He, the Exalted in Might, Most Merciful.

Fransızca:

Et Ton Seigneur, c'est Lui vraiment le Puissant, le Très Miséricordieux.

Almanca:

Und gewiß, dein HERR ist doch Der Allwürdige, Der Allgnädige.

Rusça:

Воистину, твой Господь - Могущественный, Милосердный.

Açıklama:
 
00:00

keẕẕebet ŝemûdü-lmürselîn.

Arapça:

كَذَّبَتْ ثَمُودُ الْمُرْسَلِينَ

Türkçe:

Semûd da peygamlerleri yalanladı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.

Diyanet Vakfı:

Semud (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla suçladı.

İngilizce:

The Thamud (people) rejected the messengers.

Fransızca:

Les Tamud traitèrent de menteurs les Messagers.

Almanca:

Thamud hat den Gesandten der Lüge bezichtigt.

Rusça:

Самудяне сочли лжецами посланников.

Açıklama:
 
00:00

iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm ṣâliḥun elâ tetteḳûn.

Arapça:

إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ صَالِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ

Türkçe:

Kardeşleri Sâlih onlara demişti ki: "Siz hiç sakınmıyor musunuz?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

Diyanet Vakfı:

Kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

İngilizce:

Behold, their brother Salih said to them: "Will you not fear (Allah)?

Fransızca:

Quand Salih, leur frère (contribule), leur dit : "Ne craindrez-vous pas [Allah] ? "

Almanca:

Als ihnen ihr Bruder Salih sagte: "Wollt ihr nicht Taqwa gemäß handeln?

Rusça:

Вот их брат Салих сказал им: "Неужели вы не устрашитесь?

Açıklama:
 
00:00

innî leküm rasûlün emîn.

Arapça:

إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ

Türkçe:

"Ben sizin için emin bir resulüm."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.

Diyanet Vakfı:

Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

İngilizce:

I am to you a messenger worthy of all trust.

Fransızca:

Je suis pour vous un messager digne de confiance.

Almanca:

Ich bin für euch ein treuer Gesandter,

Rusça:

Я являюсь посланником к вам, достойным доверия.

Açıklama:
 
00:00

fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.

Arapça:

فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ

Türkçe:

"Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.

Diyanet Vakfı:

Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

İngilizce:

So fear Allah, and obey me.

Fransızca:

Craignez Allah donc et obéissez-moi.

Almanca:

so handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber und gehorcht mir.

Rusça:

Бойтесь же Аллаха и повинуйтесь мне.

Açıklama:
 
00:00

vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn.

Arapça:

وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Türkçe:

"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir.

Diyanet Vakfı:

Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak alemlerin Rabbidir.

İngilizce:

No reward do I ask of you for it: my reward is only from the Lord of the Worlds.

Fransızca:

Je ne vous demande pas de salaire pour cela, mon salaire n'incombe qu'au Seigneur de l'univers.

Almanca:

Und ich bitte euch dafür um keinen Lohn. Mein Lohn obliegt nur Dem HERRN aller Schöpfung.

Rusça:

Я не прошу у вас за это вознаграждения, ибо вознаградит меня только Господь миров.

Açıklama:
 
00:00

etütrakûne fî mâ hâhünâ âminîn.

Arapça:

أَتُتْرَكُونَ فِي مَا هَاهُنَا آمِنِينَ

Türkçe:

"Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız?

Diyanet Vakfı:

Siz burada, güven içinde bırakılacak mısınız (sanırsınız)?

İngilizce:

Will ye be left secure, in (the enjoyment of) all that ye have here?-

Fransızca:

Vous laissera-t-on en sécurité dans votre présente condition ?

Almanca:

ihr werdet hier gelassen, wo ihr sicher seid,

Rusça:

Неужели вы будете оставлены в безопасности среди того, что есть здесь,

Açıklama:
 
00:00

fî cennâtiv ve`uyûn.

Arapça:

فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

Türkçe:

"Bahçelerde, pınarlarda."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bahçelerin, pınarların içinde,

Diyanet Vakfı:

"Böyle bahçelerde, çeşme başlarında?"

İngilizce:

Gardens and Springs,

Fransızca:

Au milieu de jardins, de sources,

Almanca:

in Dschannat und an Quellen,

Rusça:

среди садов и источников,

Açıklama:
 
00:00

vezürû`iv venaḫlin ṭal`uhâ heḍîm.

Arapça:

وَزُرُوعٍ وَنَخْلٍ طَلْعُهَا هَضِيمٌ

Türkçe:

"Ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar içinde."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalar arasında,

Diyanet Vakfı:

"Ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında?"

İngilizce:

And corn-fields and date-palms with spathes near breaking (with the weight of fruit)?

Fransızca:

de cultures et de palmiers aux fruits digestes ?

Almanca:

Gewächse und Dattelpalmen, deren Blütenstand fein ist.

Rusça:

среди посевов и пальм с нежными плодами,

Açıklama:
 
00:00

vetenḥitûne mine-lcibâli büyûten fârihîn.

Arapça:

وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا فَارِهِينَ

Türkçe:

"Keyif içinde, dağlardan evler yontuyorsunuz."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ki bir de dağlardan keyifli keyifli kâşâneler oyuyorsunuz."

Diyanet Vakfı:

(Böyle sanıp) dağlardan ustaca evler yontuyorsunuz (oyup yapıyorsunuz).

İngilizce:

And ye carve houses out of (rocky) mountains with great skill.

Fransızca:

Creusez-vous habilement des maisons dans les montagnes ?

Almanca:

Und ihr meißelt aus den Felsenbergen Häuser in Übermut.

Rusça:

и будете искусно (или горделиво) высекать в горах жилища?

Açıklama:

Pages

Subscribe to Ash-Shuara—الشعراء