Al-Waqia—الواقعة

vefâkihetim mimmâ yeteḫayyerûn.

Türkçe:
Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden.
İngilizce:
And with fruits, any that they may select:
Fransızca:
et des fruits de leur choix,
Almanca:
Und es gibt Obst von dem, was sie sich auswählen,
Rusça:
с фруктами, которые они выбирают,
Arapça:
وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Beğendikleri meyvalar,
Diyanet Vakfı:
(Onlara) beğendikleri meyveler,

velaḥmi ṭayrim mimmâ yeştehûn.

Türkçe:
Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.
İngilizce:
And the flesh of fowls, any that they may desire.
Fransızca:
et toute chair d'oiseau qu'ils désireront.
Almanca:
sowie Geflügelfleisch von dem, was sie begehren,
Rusça:
и мясом птиц, которое они желают.
Arapça:
وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Canlarının çektiği kuş etleri,
Diyanet Vakfı:
Canlarının çektiği kuş etleri,

veḥûrun `în.

Türkçe:
Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.
İngilizce:
And (there will be) Companions with beautiful, big, and lustrous eyes,-
Fransızca:
Et ils auront des houris aux yeux, grands et beaux,
Almanca:
sowie Hur-'in,
Rusça:
Их женами будут черноокие, большеглазые девы,
Arapça:
وَحُورٌ عِينٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İri gözlü hûriler,
Diyanet Vakfı:
İri gözlü huriler,

keemŝâli-llü'lüi-lmeknûn.

Türkçe:
Titizlikle korunan inciler misali;
İngilizce:
Like unto Pearls well-guarded.
Fransızca:
pareilles à des perles en coquille.
Almanca:
als wären sie in Muscheln bewahrte Perlen,
Rusça:
подобные сокрытым жемчужинам.
Arapça:
كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Saklı inciler gibi,
Diyanet Vakfı:
Saklı inciler gibi.

cezâem bimâ kânû ya`melûn.

Türkçe:
Yaptıklarına karşılık olarak.
İngilizce:
A Reward for the deeds of their past (life).
Fransızca:
en récompense pour ce qu'ils faisaient.
Almanca:
als Belohnung für das, was sie zu tun pflegten.
Rusça:
Таково воздаяние за то, что они совершали.
Arapça:
جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yaptıklarına karşılık olarak verilir.
Diyanet Vakfı:
Yaptıklarına karşılık olarak (verilir).

lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ te'ŝîmâ.

Türkçe:
Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.
İngilizce:
Not frivolity will they hear therein, nor any taint of ill,-
Fransızca:
Ils n'y entendront ni futilité ni blasphème;
Almanca:
Weder hören sie darin sinnloses Gerede, noch Verfehltes
Rusça:
Они не услышат там ни празднословия, ни греховных речей,
Arapça:
لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.
Diyanet Vakfı:
Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

illâ ḳîlen selâmen selâmâ.

Türkçe:
Sadece "Selam, selam!" denir.
İngilizce:
Only the saying, "Peace! Peace".
Fransızca:
mais seulement les propos : "Salam ! Salam ! "... [Paix ! paix ! ]
Almanca:
außer dem Wort: "Salam, Salam (sei mit euch)".
Rusça:
а только слова: "Мир! Мир!"
Arapça:
إِلَّا قِيلًا سَلَامًا سَلَامًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Duydukları söz, yalnız "selam", "selam" dır.
Diyanet Vakfı:
Söylenen, yalnızca "selam, selam" dır.

veaṣḥâbü-lyemîni mâ aṣḥâbü-lyemîn.

Türkçe:
Uğur ve mutluluk yâranı. Nedir uğur ve mutluluk yâranı?
İngilizce:
The Companions of the Right Hand,- what will be the Companions of the Right Hand?
Fransızca:
Et les gens de la droite; que sont les gens de la droite ?
Almanca:
Und die Weggenossen von der Rechten. Was sind die Weggenossen von der Rechten?!
Rusça:
А те, которые на правой стороне: Кто же те, которые на правой стороне?
Arapça:
وَأَصْحَابُ الْيَمِينِ مَا أَصْحَابُ الْيَمِينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sağın adamları, nedir o sağın adamları!
Diyanet Vakfı:
Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere!

fî sidrim maḫḍûd.

Türkçe:
Dikensiz kirazlar,
İngilizce:
(They will be) among Lote-trees without thorns,
Fransızca:
[Ils seront parmi]: des jujubiers sans épines,
Almanca:
Sie sind unter entdornten Lotusbäumen
Rusça:
Они пребудут среди лотосов, лишенных шипов,
Arapça:
فِي سِدْرٍ مَّخْضُودٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dalbastı kirazlar,
Diyanet Vakfı:
Düzgün kiraz ağacı,

veṭalḥim menḍûd.

Türkçe:
Meyve dizili muz ağaçları,
İngilizce:
Among Talh trees with flowers (or fruits) piled one above another,-
Fransızca:
et parmi des bananiers aux régimes bien fournis,
Almanca:
und nebeneinanderstehenden Akazienbäumen.
Rusça:
под бананами (или акациями камеденосными) с висящими рядами плодами,
Arapça:
وَطَلْحٍ مَّنضُودٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Meyva dizili muzlar,
Diyanet Vakfı:
Meyveleri salkım salkım dizili muz ağaçları,

Pages

Al-Waqia—الواقعة beslemesine abone olun.