080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس

 
00:00

ŝümme emâtehû feaḳberah.

Arapça:

ثُمَّ أَمَاتَهُ فَأَقْبَرَهُ

Türkçe:

Sonra öldürdü onu, kabre koydurdu onu.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu.

Diyanet Vakfı:

Sonra onun canını aldı ve kabre soktu.

İngilizce:

Then He causeth him to die, and putteth him in his grave;

Fransızca:

puis Il lui donne la mort et le met au tombeau;

Almanca:

dann ließ ER ihn sterben, dann ließ ER ihn begraben,

Rusça:

потом умертвил его и поместил в могилу.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme iẕâ şâe enşerah.

Arapça:

ثُمَّ إِذَا شَاءَ أَنشَرَهُ

Türkçe:

Sonra dilediği zaman diriltip ortaya çıkardı onu.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra dilediği vakit onu tekrar diriltir.

Diyanet Vakfı:

Sonra dilediği bir vakitte onu yeniden diriltir.

İngilizce:

Then, when it is His Will, He will raise him up (again).

Fransızca:

puis Il le ressuscitera quand Il voudra.

Almanca:

dann wenn ER will, läßt ER ihn erwecken.

Rusça:

Потом, когда пожелает, Он воскресит его.

Açıklama:
 
00:00

kellâ lemmâ yaḳḍi mâ emerah.

Arapça:

كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ

Türkçe:

Hayır, hayır! O, O'nun kendisine emrettiğini hiç yerine getirmedi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır hayır, doğrusu o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi,

Diyanet Vakfı:

Hayır! (İnsan) Allah'ın emrettiğini yapmadı.

İngilizce:

By no means hath he fulfilled what Allah hath commanded him.

Fransızca:

Eh bien non ! [L'homme] n'accomplit pas ce qu'Il lui commande.

Almanca:

Gewiß, nein! Er erledigte nicht, was ER ihm gebot.

Rusça:

Но нет! Он не выполняет того, что Он приказал ему.

Açıklama:
 
00:00

felyenżuri-l'insânü ilâ ṭa`âmih.

Arapça:

فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَىٰ طَعَامِهِ

Türkçe:

Hadi, bakıversin insan, kendi yiyeceğine!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bir de o insan yiyeceğine baksın.

Diyanet Vakfı:

İnsan, yediğine bir baksın!

İngilizce:

Then let man look at his food, (and how We provide it):

Fransızca:

Que l'homme considère donc sa nourriture :

Almanca:

So soll der Mensch zu seinem Essen schauen!

Rusça:

Пусть посмотрит человек на свое пропитание!

Açıklama:
 
00:00

ennâ ṣabebne-lmâe ṣabbâ.

Arapça:

أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا

Türkçe:

Biz suyu döktük de döktük.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz o suyu bol bol döktük.

Diyanet Vakfı:

Yağmurlar yağdırdık,

İngilizce:

For that We pour forth water in abundance,

Fransızca:

C'est Nous qui versons l'eau abondante,

Almanca:

Gewiß, WIR ließen das Wasser im Gießen gießen,

Rusça:

Мы проливаем обильные ливни,

Açıklama:
 
00:00

ŝümme şaḳaḳne-l'arḍa şeḳḳâ.

Arapça:

ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا

Türkçe:

Sonra yeryüzünü yardık da yardık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra toprağı nasıl da yardık.

Diyanet Vakfı:

Sonra toprağı göz göz yardık,

İngilizce:

And We split the earth in fragments,

Fransızca:

puis Nous fendons la terre par fissures

Almanca:

dann zerrissen WIR die Erde in Rissen,

Rusça:

затем рассекаем землю трещинами

Açıklama:
 
00:00

feembetnâ fîhâ ḥabbâ.

Arapça:

فَأَنبَتْنَا فِيهَا حَبًّا

Türkçe:

Ardından orada dâneler bitirdik.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bu suretle orada ekinler bitirdik.

Diyanet Vakfı:

Bu suretle orada ekinler bitirdik,

İngilizce:

And produce therein corn,

Fransızca:

et y faisons pousser grains,

Almanca:

dann ließen WIR auf ihr Getreide wachsen

Rusça:

и взращиваем на ней злаки,

Açıklama:
 
00:00

ve`inebev veḳaḍbâ.

Arapça:

وَعِنَبًا وَقَضْبًا

Türkçe:

Üzümler, yoncalar,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Üzümler, yoncalar,

Diyanet Vakfı:

Üzümler, yoncalar,

İngilizce:

And Grapes and nutritious plants,

Fransızca:

vignobles et légumes,

Almanca:

sowie Rebstöcke und Gemüse,

Rusça:

виноград и люцерну,

Açıklama:
 
00:00

vezeytûnev venaḫlâ.

Arapça:

وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا

Türkçe:

Zeytinlikler, hurmalıklar,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Zeytinlikler, hurmalıklar,

Diyanet Vakfı:

Zeytinlikler, hurmalıklar,

İngilizce:

And Olives and Dates,

Fransızca:

oliviers et palmiers,

Almanca:

und Olivenbäume und Dattelpalmen

Rusça:

маслины и пальмы,

Açıklama:
 
00:00

veḥadâiḳa gulbâ.

Arapça:

وَحَدَائِقَ غُلْبًا

Türkçe:

Gür çimenli, bol ağaçlı bahçeler,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İri ve sık ağaçlı bahçeler,

Diyanet Vakfı:

İri ve sık ağaçlı bahçeler,

İngilizce:

And enclosed Gardens, dense with lofty trees,

Fransızca:

jardins touffus,

Almanca:

und dicht bewachsene Gärten

Rusça:

сады густые,

Açıklama:

Pages

Subscribe to 080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس