080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس

 
00:00

`abese vetevellâ.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ عَبَسَ وَتَوَلَّىٰ

Türkçe:

Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.

Diyanet Vakfı:

 (Peygamber), yüzünü ekşitti ve geri döndü.

İngilizce:

(The Prophet) frowned and turned away,

Fransızca:

Il s'est renfrogné et il s'est détourné

Almanca:

Er runzelte die Stirn und kehrte den Rücken,

Rusça:

Он нахмурился и отвернулся,

Açıklama:
 
00:00

en câehü-l'a`mâ.

Arapça:

أَن جَاءَهُ الْأَعْمَىٰ

Türkçe:

Yanına kör adam geldi diye.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kendisine âmâ geldi, diye.

Diyanet Vakfı:

 Âmanın kendisine gelmesinden ötürü

İngilizce:

Because there came to him the blind man (interrupting).

Fransızca:

parce que l'aveugle est venu à lui.

Almanca:

da der Blinde zu ihm kam.

Rusça:

потому что к нему подошел слепой.

Açıklama:
 
00:00

vemâ yüdrîke le`allehû yezzekkâ.

Arapça:

وَمَا يُدْرِيكَ لَعَلَّهُ يَزَّكَّىٰ

Türkçe:

Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

Diyanet Vakfı:

 Belki o temizlenecek,

İngilizce:

But what could tell thee but that perchance he might grow (in spiritual understanding)?-

Fransızca:

Qui te dit : peut-être [cherche]-t-il à se purifier ?

Almanca:

Und was weißt du, vielleicht wird er sich läutern,

Rusça:

Откуда тебе знать? Возможно, он бы очистился

Açıklama:
 
00:00

ev yeẕẕekkeru fetenfe`ahü-ẕẕikrâ.

Arapça:

أَوْ يَذَّكَّرُ فَتَنفَعَهُ الذِّكْرَىٰ

Türkçe:

Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.

Diyanet Vakfı:

 Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.

İngilizce:

Or that he might receive admonition, and the teaching might profit him?

Fransızca:

ou à se rappeler en sorte que le rappel lui profite ?

Almanca:

oder sich erinnern, so dann die Erinnerung ihm nützt.

Rusça:

или помянул бы наставление, и поминание принесло бы ему пользу.

Açıklama:
 
00:00

emmâ meni-stagnâ.

Arapça:

أَمَّا مَنِ اسْتَغْنَىٰ

Türkçe:

O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,

Diyanet Vakfı:

 Kendini (sana) muhtaç görmeyene gelince,

İngilizce:

As to one who regards Himself as self-sufficient,

Fransızca:

Quant à celui qui se complaît dans sa suffisance (pour sa richesse)

Almanca:

Hinsichtlich desjenigen, der darauf verzichtet,

Rusça:

Тому, кто решил, что он ни в чем не нуждается,

Açıklama:
 
00:00

feente lehû teṣaddâ.

Arapça:

فَأَنتَ لَهُ تَصَدَّىٰ

Türkçe:

Ki sen ona yöneliyorsun;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sen ona yöneliyorsun.

Diyanet Vakfı:

 Sen ona yöneliyorsun,

İngilizce:

To him dost thou attend;

Fransızca:

tu vas avec empressement à sa rencontre.

Almanca:

dem kommst du entgegen,

Rusça:

ты уделяешь внимание,

Açıklama:
 
00:00

vemâ `aleyke ellâ yezzekkâ.

Arapça:

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّىٰ

Türkçe:

Sana ne onun arınmasından!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onun temizlenmemesinden sana ne?

Diyanet Vakfı:

Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

İngilizce:

Though it is no blame to thee if he grow not (in spiritual understanding).

Fransızca:

Or, que t'importe qu'il ne se purifie pas "

Almanca:

und dir obliegt es nicht, wenn er sich nicht läutert.

Rusça:

Что же будет тебе, если он не очистится?

Açıklama:
 
00:00

veemmâ men câeke yes`â.

Arapça:

وَأَمَّا مَن جَاءَكَ يَسْعَىٰ

Türkçe:

O, koşarak sana gelen var ya;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ama sana can atarak gelen,

Diyanet Vakfı:

Fakat koşarak sana gelen,

İngilizce:

But as to him who came to thee striving earnestly,

Fransızca:

Et quant à celui qui vient à toi avec empressement

Almanca:

Und hinsichtlich desjenigen, der zu dir kommt, der anstrebt,

Rusça:

А того, кто приходит к тебе со рвением

Açıklama:
 
00:00

vehüve yaḫşâ.

Arapça:

وَهُوَ يَخْشَىٰ

Türkçe:

Odur içine ürperti düşen.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah'tan korkarak gelmişken,

Diyanet Vakfı:

Ve (Allah'tan) korkarak gelenle,

İngilizce:

And with fear (in his heart),

Fransızca:

tout en ayant la crainte,

Almanca:

während er sich ehrfürchtig erweist,

Rusça:

и страшится Аллаха,

Açıklama:
 
00:00

feente `anhü telehhâ.

Arapça:

فَأَنتَ عَنْهُ تَلَهَّىٰ

Türkçe:

Sen ona aldırmazlık ediyorsun.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sen onunla ilgilenmiyorsun.

Diyanet Vakfı:

Sen onunla ilgilenmiyorsun.

İngilizce:

Of him wast thou unmindful.

Fransızca:

tu ne t'en soucies pas.

Almanca:

den vernachlässigst du.

Rusça:

ты оставляешь без внимания.

Açıklama:

Pages

Subscribe to 080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس