080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس

 
00:00

kellâ innehâ teẕkirah.

Arapça:

كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ

Türkçe:

Hayır, hiç de öyle değil! O, bir düşündürücüdür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır hayır, sakın. Çünkü o Kur'ân bir öğüttür.

Diyanet Vakfı:

Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür,

İngilizce:

By no means (should it be so)! For it is indeed a Message of instruction:

Fransızca:

N'agis plus ainsi ! Vraiment ceci est un rappel -

Almanca:

Gewiß, nein! Gewiß, es ist eine Ermahnung -

Rusça:

Но нет! Это есть Назидание,

Açıklama:
 
00:00

femen şâe ẕekerah.

Arapça:

فَمَن شَاءَ ذَكَرَهُ

Türkçe:

Dileyen onu düşünüp öğüt alır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Artık dileyen onu düşünür.

Diyanet Vakfı:

Dileyen ondan (Kur'an'dan) öğüt alır,

İngilizce:

Therefore let whoso will, keep it in remembrance.

Fransızca:

quiconque veut, donc, s'en rappelle -

Almanca:

also wer will, erinnert sich daran -

Rusça:

и пусть помянет его всякий желающий.

Açıklama:
 
00:00

fî ṣuḥufim mükerrameh.

Arapça:

فِي صُحُفٍ مُّكَرَّمَةٍ

Türkçe:

Kutsanan-bereketli sayfalardadır o.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, değerli sahifelerdedir.

Diyanet Vakfı:

O, değerli sahifelerdir,

İngilizce:

(It is) in Books held (greatly) in honour,

Fransızca:

consigné dans des feuilles honorées,

Almanca:

auf gewürdigten Blättern,

Rusça:

Оно записано в свитках почитаемых,

Açıklama:
 
00:00

merfû`atim müṭahherah.

Arapça:

مَّرْفُوعَةٍ مُّطَهَّرَةٍ

Türkçe:

Yüceltilen, tertemiz sayfalarda,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde.

Diyanet Vakfı:

Tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde,

İngilizce:

Exalted (in dignity), kept pure and holy,

Fransızca:

élevées, purifiées,

Almanca:

die gehoben und gereinigt sind,

Rusça:

вознесенных и очищенных,

Açıklama:
 
00:00

bieydî seferah.

Arapça:

بِأَيْدِي سَفَرَةٍ

Türkçe:

Yazıcıların ellerinde;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yazıcıların ellerindedir,

Diyanet Vakfı:

Katiplerin ellerindedir,

İngilizce:

(Written) by the hands of scribes-

Fransızca:

entre les mains d'ambassadeurs

Almanca:

mit Händen von Botschaftern,

Rusça:

в руках посланцев

Açıklama:
 
00:00

kirâmim berarah.

Arapça:

كِرَامٍ بَرَرَةٍ

Türkçe:

Ak-pak, mübarek yazıcıların.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Değerli, iyi yazıcıların.

Diyanet Vakfı:

Değerli ve güvenilir katiplerin.

İngilizce:

Honourable and Pious and Just.

Fransızca:

nobles, obéissants.

Almanca:

die würdig, gütig-gehorsam sind.

Rusça:

благородных и покорных.

Açıklama:
 
00:00

ḳutile-l'insânü mâ ekferah.

Arapça:

قُتِلَ الْإِنسَانُ مَا أَكْفَرَهُ

Türkçe:

Kahrolası insan, ne kadar da nankördür!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O kahrolası insan, ne nankör şey.

Diyanet Vakfı:

Kahrolası insan! Ne inkarcıdır!

İngilizce:

Woe to man! What hath made him reject Allah;

Fransızca:

Que périsse l'homme ! Qu'il est ingrat !

Almanca:

Tod sei dem Menschen, wie kufr-betreibend er ist.

Rusça:

Да сгинет человек! Как же он неблагодарен!

Açıklama:
 
00:00

min eyyi şey'in ḫaleḳah.

Arapça:

مِنْ أَيِّ شَيْءٍ خَلَقَهُ

Türkçe:

Hangi şeyden yarattı onu?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O yaratan onu hangi şeyden yarattı?

Diyanet Vakfı:

Allah onu neden yarattı?

İngilizce:

From what stuff hath He created him?

Fransızca:

De quoi [Allah] l'a-t-Il créé ?

Almanca:

Woraus erschuf ER ihn?!

Rusça:

Из чего Он сотворил его?

Açıklama:
 
00:00

min nuṭfeh. ḫaleḳahû feḳadderah.

Arapça:

مِن نُّطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ

Türkçe:

Bir spermden! Yarattı onu, ölçülendirip biçimlendirdi onu.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bir damla sudan, onu yarattı da biçime koydu.

Diyanet Vakfı:

Bir nutfeden (spermadan) yarattı da ona şekil verdi.

İngilizce:

From a sperm-drop: He hath created him, and then mouldeth him in due proportions;

Fransızca:

D'une goutte de sperme, Il le crée et détermine (son destin) :

Almanca:

Aus Nutfa erschuf ER ihn, dann bestimmte ER ihn,

Rusça:

Он сотворил его из капли и соразмерил,

Açıklama:
 
00:00

ŝümme-ssebîle yesserah.

Arapça:

ثُمَّ السَّبِيلَ يَسَّرَهُ

Türkçe:

Sonra, yolu kolaylaştırdı ona,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra ona yolunu kolaylaştırdı.

Diyanet Vakfı:

Sonra ona yolu kolaylaştırdı.

İngilizce:

Then doth He make His path smooth for him;

Fransızca:

puis Il lui facilite le chemin;

Almanca:

dann erleichterte ER ihm den Weg,

Rusça:

потом облегчил ему путь,

Açıklama:

Pages

Subscribe to 080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس