Al-Maarij—المعارج

 
00:00

velâ yes'elü ḥamîmün ḥamîmâ.

Arapça:

وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيمًا

Türkçe:

En yakın dostlar birbirlerinin halini sormaz/bir dost bir dostundan bir şey isteyemez.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Dost dostun halini soramaz.

Diyanet Vakfı:

Dost, dostu sormaz.

İngilizce:

And no friend will ask after a friend,

Fransızca:

où nul ami dévoué ne s'enquerra d'un ami,

Almanca:

und kein enger Freund einen engen Freund fragt.

Rusça:

родственник не станет расспрашивать родственника,

Açıklama:
 
00:00

yübeṣṣarûnehüm. yeveddü-lmücrimü lev yeftedî min `aẕâbi yevmiiẕim bibenîh.

Arapça:

يُبَصَّرُونَهُمْ ۚ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ

Türkçe:

Birbirlerine gösterilirler. Suçlu, o günün azabından kurtulmak için oğullarını fidye vermeyi bile ister.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,

Diyanet Vakfı:

Birbirlerine gösterilirler (fakat herkes kendi derdindedir). Günahkar kimse ister ki, o günün azabından (kurtuluş için), oğullarını,

İngilizce:

Though they will be put in sight of each other,- the sinner's desire will be: Would that he could redeem himself from the Penalty of that Day by (sacrificing) his children,

Fransızca:

bien qu'ils se voient l'un l'autre. Le criminel aimerait pouvoir se racheter du châtiment de ce jour, en livrant ses enfants,

Almanca:

Und sie werden ihnen gezeigt. Der schwer Verfehlende wünscht sich, er könnte sich von der Peinigung an diesem Tag freikaufen mit seinen Söhnen,

Rusça:

хотя они будут видеть друг друга. Грешник пожелает откупиться от мучений того дня своими сыновьями,

Açıklama:
 
00:00

veṣâḥibetihî veeḫîh.

Arapça:

وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ

Türkçe:

Eşini, kardeşini,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Eşini ve kardeşini,

Diyanet Vakfı:

Karısını ve kardeşini,

İngilizce:

His wife and his brother,

Fransızca:

sa compagne, son frère,

Almanca:

mit seiner Gefährtin, mit seinem Bruder,

Rusça:

своей супругой и своим братом,

Açıklama:
 
00:00

vefeṣîletihi-lletî tü'vîh.

Arapça:

وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْوِيهِ

Türkçe:

Kendisini kucaklayıp barındıran ailesini.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,

Diyanet Vakfı:

Kendisini koruyup barındıran tüm ailesini

İngilizce:

His kindred who sheltered him,

Fransızca:

même son clan qui lui donnait asile,

Almanca:

mit seiner Großfamilie, die ihn aufnimmt,

Rusça:

своим родом, который укрывал его,

Açıklama:
 
00:00

vemen fi-l'arḍi cemî`an ŝümme yüncîh.

Arapça:

وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعًا ثُمَّ يُنجِيهِ

Türkçe:

Ve yeryüzündeki insanların tümünü fidye verip kendisini kurtarmayı ister.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.

Diyanet Vakfı:

Ve yeryüzünde kim varsa hepsini fidye olarak versin de, tek kendini kurtarsın.

İngilizce:

And all, all that is on earth,- so it could deliver him:

Fransızca:

et tout ce qui est sur la terre, tout, qui pourrait le sauver.

Almanca:

und mit allen auf der Erde, allesamt, dann daß dies ihn errettet.

Rusça:

и всеми обитателями земли, чтобы затем спастись.

Açıklama:
 
00:00

kellâ. innehâ leżâ.

Arapça:

كَلَّا ۖ إِنَّهَا لَظَىٰ

Türkçe:

Hayır, hayır! O, alevlenen bir ateştir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır, o alevlenen bir ateştir.

Diyanet Vakfı:

Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.

İngilizce:

By no means! for it would be the Fire of Hell!-

Fransızca:

Mais rien [ne le sauvera]. [L'Enfer] est un brasier

Almanca:

Nein! Es ist eine Feuerflamme,

Rusça:

Но нет! Это - Адское пламя,

Açıklama:
 
00:00

nezzâ`atel lişşevâ.

Arapça:

نَزَّاعَةً لِّلشَّوَىٰ

Türkçe:

Yakar-kavurur deriyi/koparıp götürür kolu-bacağı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Derileri kavurur, soyar.

Diyanet Vakfı:

Derileri kavurup soyar.

İngilizce:

Plucking out (his being) right to the skull!-

Fransızca:

arrachant brutalement la peau du crâne.

Almanca:

Abziehende der Kopfhäute,

Rusça:

сдирающее кожу с головы,

Açıklama:
 
00:00

ted`û men edbera vetevellâ.

Arapça:

تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّىٰ

Türkçe:

Çağırır, sırtını dönüp uzaklaşanı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çağırır, sırtını dönüp gideni,

Diyanet Vakfı:

Yüz çevirip geri döneni, (kendine) çağırır!

İngilizce:

Inviting (all) such as turn their backs and turn away their faces (from the Right).

Fransızca:

Il appellera celui qui tournait le dos et s'en allait,

Almanca:

die denjenigen ruft, der den Rücken kehrte und sich abwandte

Rusça:

зовущее тех, кто повернулся спиной и отвернулся,

Açıklama:
 
00:00

veceme`a feev`â.

Arapça:

وَجَمَعَ فَأَوْعَىٰ

Türkçe:

Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Mal toplayıp kasada yığanı,

Diyanet Vakfı:

(Servet) toplayıp yığan kimseyi!.

İngilizce:

And collect (wealth) and hide it (from use)!

Fransızca:

amassait et thésaurisait.

Almanca:

und anhäufte, dann (nur für sich) behielt.

Rusça:

кто копил и прятал.

Açıklama:
 
00:00

inne-l'insâne ḫuliḳa helû`â.

Arapça:

۞ إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعًا

Türkçe:

İşin gereği şu ki insan; aceleci/hırslı/sabırsız/ tahammülsüz yaratılmıştır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.

Diyanet Vakfı:

Gerçekten insan, pek hırslı (ve sabırsız) yaratılmıştır.

İngilizce:

Truly man was created very impatient;-

Fransızca:

Oui, l'homme a été créé instable [très inquiet];

Almanca:

Gewiß, der Mensch wurde als ein ängstlich Ungeduldiger erschaffen.

Rusça:

Воистину, человек создан нетерпеливым,

Açıklama:

Pages

Subscribe to Al-Maarij—المعارج