
fein tevellev feḳul ehentüküm `alâ sevâ'. vein edrî eḳarîbün em be`îdüm mâ tû`adûn.
Arapça:
فَإِن تَوَلَّوْا فَقُلْ آذَنتُكُمْ عَلَىٰ سَوَاءٍ ۖ وَإِنْ أَدْرِي أَقَرِيبٌ أَم بَعِيدٌ مَّا تُوعَدُونَ
Türkçe:
Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Hepinize aynı şekilde, aynı düzeyde açıkladım. Artık bilmiyorum, tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır, uzak mıdır?"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer (yine de) yüz çevirirlerse, de ki: "Size düpedüz açıkladım; tehdit olunduğunuz şeyin yakın mı, uzak mı olduğunu bilmem."
Diyanet Vakfı:
Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vadolunan şey (mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı uzak mı, bilmiyorum.
İngilizce:
But if they turn back, Say: "I have proclaimed the Message to you all alike and in truth; but I know not whether that which ye are promised is near or far.
Fransızca:
Si ensuite ils se détournent dis alors : "Je vous ai avertis en toute équité; je ne sais si ce qui vous est promis est proche ou lointain.
Almanca:
Und sollten sie sich abwenden, dann sag: "Euch habe ich es in Gleichmäßigkeit mitgeteilt. Und ich weiß nicht, ob es nah oder fern, was euch angedroht wurde.
Rusça:
Если они отвернутся, то скажи: "Я предупреждаю всех вас в равной мере, и я не знаю, рано или поздно настанет то, что вам обещано.
Açıklama:

innehû ya`lemü-lcehra mine-lḳavli veya`lemü mâ tektümûn.
Arapça:
إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ مِنَ الْقَوْلِ وَيَعْلَمُ مَا تَكْتُمُونَ
Türkçe:
Kuşkusuz O, sözün açığa vurulanını da bilir; saklamakta olduklarımızı da bilir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz Allah açığa vurulan sözü de bilir, gizlediklerinizi de bilir.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz Allah sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.
İngilizce:
It is He Who knows what is open in speech and what ye hide (in your hearts).
Fransızca:
Il connaît ce que vous dites à haute voix et ce que vous cachez.
Almanca:
Gewiß, ER kennt das Verlautbarte vom Gesagten und ER kennt das, was ihr verschweigt.
Rusça:
Воистину, Он ведает о словах, которые произносят вслух, и ведает о том, что вы утаиваете.
Açıklama:

vein edrî le`allehû fitnetül leküm vemetâ`un ilâ ḥîn.
Arapça:
وَإِنْ أَدْرِي لَعَلَّهُ فِتْنَةٌ لَّكُمْ وَمَتَاعٌ إِلَىٰ حِينٍ
Türkçe:
Bilmiyorum, belki de o, sizin için bir fitnedir. Belirli bir süreye kadar bir nimetlendirmedir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bilmem belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir.
Diyanet Vakfı:
Bilmiyorum, belki de o (azabın ertelenmesi), sizi denemek ve bir zamana kadar sizi (imkanlardan) faydalandırmak içindir.
İngilizce:
I know not but that it may be a trial for you, and a grant of (worldly) livelihood (to you) for a time.
Fransızca:
Et je ne sais pas; ceci est peut-être une tentation pour vous et une jouissance pour un certain temps" !
Almanca:
Und ich weiß nicht, vielleicht ist es eine Fitna für euch, ein Vergnügen bis zu einer Frist."
Rusça:
Я не знаю, может быть, это - искушение для вас или же возможность пользоваться благами до определенного времени".
Açıklama:

ḳâle rabbi-ḥküm bilḥaḳḳ. verabbüne-rraḥmânü-lmüste`ânü `alâ mâ teṣifûn.
Arapça:
قَالَ رَبِّ احْكُم بِالْحَقِّ ۗ وَرَبُّنَا الرَّحْمَٰنُ الْمُسْتَعَانُ عَلَىٰ مَا تَصِفُونَ
Türkçe:
Resul şöyle yakardı: "Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Hz. Peygamber şöyle) dedi: "Ey Rabbim! Aramızda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân'dır ki, isnad ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak O'dur. "
Diyanet Vakfı:
(Muhammed:) Rabbim! (Onlar hakkında) adaletinle hükmünü ver. Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin anlattıklarınıza karşı yardımı umulandır, dedi.
İngilizce:
Say: "O my Lord! judge Thou in truth!" "Our Lord Most Gracious is the One Whose assistance should be sought against the blasphemies ye utter!"
Fransızca:
Il dit : "Seigneur, juge en toute justice ! Et Notre Seigneur le Tout Miséricordieux, c'est Lui dont le secours est imploré contre vos assertions"
Almanca:
Sag: "Mein HERR! Richte nach Gerechtigkeit! Und unser HERR, Der Allgnade Erweisende ist Der um Hilfe Gebetene gegen das, was ihr behauptet."
Rusça:
Он сказал: "Господи! Рассуди по справедливости. У нашего Милостивого Господа надо просить помощи против того, что вы приписываете".
Açıklama:
Pages
