Maryam—مريم

İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

kâf-hâ-yâ-`ayn-ṣâd.

Türkçe:
Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
İngilizce:
Kaf. Ha. Ya. 'Ain. Sad.
Fransızca:
Kaf, Ha, Ya, Ain, Sad .
Almanca:
Kaf-ha-ja-'ain-sad .
Rusça:
Каф. Ха. Йа. Айн. Сад.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ كهيعص
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.
Diyanet Vakfı:
Kaf. Ha. Ya. Ayn. Sad.

ẕikru raḥmeti rabbike `abdehû zekeriyyâ.

Türkçe:
Rabbinin rahmetinin, Zekeriyya kuluna anılışıdır bu...
İngilizce:
(This is) a recital of the Mercy of thy Lord to His servant Zakariya.
Fransızca:
C'est un récit de la miséricorde de ton Seigneur envers Son serviteur Zacharie.
Almanca:
Dies ist die Mitteilung über die Gnade, die dein HERR Seinem Diener Zakaria erwiesen hat,
Rusça:
Это является напоминанием о милости твоего Господа, оказанной Его рабу Закарийе (Захарие).
Arapça:
ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır.
Diyanet Vakfı:
(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.

iẕ nâdâ rabbehû nidâen ḫafiyyâ.

Türkçe:
Hani o, Rabbine gizli bir sesle seslenmişti de,
İngilizce:
Behold! he cried to his Lord in secret,
Fransızca:
Lorsqu'il invoqua son Seigneur d'une invocation secrète,
Almanca:
als dieser seinen HERRN mit einem unauffälligen Ruf anrief.
Rusça:
Вот он воззвал к своему Господу в тайне
Arapça:
إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ نِدَاءً خَفِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmıştı.
Diyanet Vakfı:
Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:

ḳâle rabbi innî vehene-l`ażmü minnî veşte`ale-rra'sü şeybev velem eküm bidü`âike rabbi şeḳiyyâ.

Türkçe:
Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma/senin için çağrı yapma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht/zorluk ve şiddet yanlısı olmadım."
İngilizce:
Praying: "O my Lord! infirm indeed are my bones, and the hair of my head doth glisten with grey: but never am I unblest, O my Lord, in my prayer to Thee!
Fransızca:
et dit : "ô mon Seigneur , mes os sont affaiblis et ma tête s'est enflammée de cheveux blancs. [Cependant], je n'ai jamais été malheureux [déçu] en te priant, ô mon Seigneur.
Almanca:
Er sagte: "HERR! Gewiß, mir liegt die Schwäche in den Knochen und mein Kopf ist voll grauer Haare. Doch nie war ich mit dem Bittgebet zu Dir - HERR! – erfolglos.
Rusça:
и сказал: "Господи! Воистину, кости мои ослабели, а седина уже распространилась по моей голове. А ведь раньше благодаря молитвам к Тебе, Господи, я не был несчастен.
Arapça:
قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şöyle demişti: "Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım."
Diyanet Vakfı:
Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.

veinnî ḫiftü-lmevâliye miv verâî vekâneti-mraetî `âḳiran feheb lî mil ledünke veliyyâ.

Türkçe:
"Ben, arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde, katından bana bir dost bağışla;
İngilizce:
Now I fear (what) my relatives (and colleagues) (will do) after me: but my wife is barren: so give me an heir as from Thyself,-
Fransızca:
Je crains [le comportement] de mes héritiers, après mois. Et ma propre femme est stérile. Accorde-moi, de Ta part, un descendant
Almanca:
Auch bin ich besorgt über das Verhalten der Erben nach meinem Tod, und meine Gattin war immer unfruchtbar, so schenke mir von Dir aus einen Wali ,
Rusça:
Я опасаюсь того, что натворят мои родственники после меня, потому что жена моя бесплодна. Даруй же мне от Тебя наследника,
Arapça:
وَإِنِّي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِن وَرَائِي وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا فَهَبْ لِي مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endişedeyim. Karım da kısır bulunuyor. Onun için katından bana bir çocuk ihsan et.
Diyanet Vakfı:
Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.

yeriŝünî veyeriŝü min âli ya`ḳûb. vec`alhü rabbi raḍiyyâ.

Türkçe:
Ki hem bana mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu kazanmış bir kul eyle, Rabbim."
İngilizce:
(One that) will (truly) represent me, and represent the posterity of Jacob; and make him, O my Lord! one with whom Thou art well-pleased!
Fransızca:
qui hérite de moi et hérite de la famille de Jacob. Et fais qu'il te soit agréable, ô mon Seigneur".
Almanca:
der mich beerbt und auch von der Familie Ya'qubs erbt, und lasse ihn - HERR! - ein Angenommener sein!"
Rusça:
который наследует мне и семейству Йакуба (Иакова). И сделай его, Господи, угодником".
Arapça:
يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنْ آلِ يَعْقُوبَ ۖ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ki bana da mirasçı olsun, Yakub ailesine de mirascı olsun. Rabbim, onu sen rızana kavuştur.
Diyanet Vakfı:
Ki o bana varis olsun; Ya'kub hanedanına da varis olsun. Rabbim, onu rızana layık kıl!

yâ zekeriyyâ innâ nübeşşiruke bigulâmin-smühû yaḥyâ lem nec`al lehû min ḳablü semiyyâ.

Türkçe:
Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeliyoruz; adı Yahya, daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık.
İngilizce:
(His prayer was answered): "O Zakariya! We give thee good news of a son: His name shall be Yahya: on none by that name have We conferred distinction before."
Fransızca:
"ô Zacharie, Nous t'annonçons la bonne nouvelle d'un fils. Son nom sera Yahya [Jean]. Nous ne lui avons pas donné auparavant d'homonyme".
Almanca:
Zakaria! Gewiß, WIR überbringen dir doch frohe Botschaft von einem Jungen Namens Yahya. Dessen Namen haben WIR niemandem zuvor gegeben.
Rusça:
О Закарийа (Захария)! Воистину, Мы радуем тебя вестью о мальчике, имя которому Йахйа (Иоанн). Мы не создавали прежде никого с таким именем (или никого подобного ему).
Arapça:
يَا زَكَرِيَّا إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَىٰ لَمْ نَجْعَل لَّهُ مِن قَبْلُ سَمِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah şöyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık."
Diyanet Vakfı:
(Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.

ḳâle rabbi ennâ yekûnü lî gulâmüv vekâneti-mraetî `âḳirav veḳad belagtü mine-lkiberi `itiyyâ.

Türkçe:
Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım."
İngilizce:
He said: "O my Lord! How shall I have a son, when my wife is barren and I have grown quite decrepit from old age?"
Fransızca:
Et [Zacharie dit]: "ô mon Seigneur, comment aurai-je un fils, quand ma femme est stérile et que je suis très avancé en vieillesse ? "
Almanca:
Er sagte: "HERR! Wie kann ich einen Jungen haben, wo meine Gattin immer unfruchtbar war und ich bereits das Greisenalter erreicht habe?!"
Rusça:
Он сказал: "Господи! Как может быть у меня мальчик, если моя жена бесплодна, а я уже достиг дряхлого возраста?"
Arapça:
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Zekeriyya: "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi.
Diyanet Vakfı:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

ḳâle keẕâlik. ḳâle rabbüke hüve `aleyye heyyinüv veḳad ḫalaḳtüke min ḳablü velem tekü şey'â.

Türkçe:
"Bu budur." dedi. Rabbin şöyle buyurdu: "Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım."
İngilizce:
He said: "So (it will be) thy Lord saith, 'that is easy for Me: I did indeed create thee before, when thou hadst been nothing!'"
Fransızca:
[Allah] lui dit : "Ainsi sera-t-il ! Ton Seigneur a dit : "Ceci m'est facile. Et avant cela, Je t'ai créé alors que tu n'étais rien".
Almanca:
Er (der Engel) sagte: "Es ist so! Dein HERR sagte: "Dies ist Mir ein Leichtes! ICH erschuf bereits auch dich, obwohl du nichts warst."
Rusça:
Он сказал: "Все так и будет! Господь твой сказал: "Это для Меня легко, ведь прежде Я сотворил тебя самого, хотя тебя вообще не было"".
Arapça:
قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِن قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah yahut Cebrail ona şöyle) dedi: "Dediğin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır. Nitekim bundan önce seni yarattım. Halbuki sen hiçbir şey değildin."
Diyanet Vakfı:
Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.

Pages

Maryam—مريم beslemesine abone olun.