Ash-Shuara—الشعراء

veiẕâ meriḍtü fehüve yeşfîn.

Türkçe:
"Hastalandığımda O'dur bana şifa ulaştıran."
İngilizce:
And when I am ill, it is He Who cures me;
Fransızca:
et quand je suis malade, c'est Lui qui me guérit,
Almanca:
Und sollte ich krank werden, dann heilt ER mich.
Rusça:
Который исцеляет меня, когда я заболеваю,
Arapça:
وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir.
Diyanet Vakfı:
Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur.

velleẕî yümîtünî ŝümme yuḥyîn.

Türkçe:
"Beni öldürecek, sonra diriltecek O'dur."
İngilizce:
Who will cause me to die, and then to life (again);
Fransızca:
et qui me fera mourir, puis me redonnera la vie,
Almanca:
Und Derjenige, Der mich sterben läßt, dann mich lebendig macht.
Rusça:
Который умертвит меня, а потом воскресит,
Arapça:
وَالَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحْيِينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir.
Diyanet Vakfı:
Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O'dur.

velleẕî aṭme`u ey yagfira lî ḫaṭîetî yevme-ddîn.

Türkçe:
"Din gününde hatalarımı affetmesini umup durduğum da O'dur."
İngilizce:
And who, I hope, will forgive me my faults on the day of Judgment.
Fransızca:
et c'est de Lui que je convoite le pardon de mes fautes le Jour de la Rétribution.
Almanca:
Und Derjenige, von Ihm ich begehre, daß ER mir meine Verfehlungen am Tag des Din vergibt.
Rusça:
Который, я надеюсь, простит мой грех в День воздаяния.
Arapça:
وَالَّذِي أَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لِي خَطِيئَتِي يَوْمَ الدِّينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve hesap günü, hatamı bağışlayacağını umduğumdur.
Diyanet Vakfı:
Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O'dur.

rabbi heb lî ḥukmev veelḥiḳnî biṣṣâliḥîn.

Türkçe:
"Rabbim, bana hükmetme gücü/hikmet bağışla, beni hak ve barış seven iyiler arasına kat!"
İngilizce:
O my Lord! bestow wisdom on me, and join me with the righteous;
Fransızca:
Seigneur, accorde-moi sagesse (et savoir) et fais-moi rejoindre les gens de bien;
Almanca:
Mein HERR! Schenke mir Weisheit und lasse mich den gottgefällig Guttuenden folgen!
Rusça:
Господи! Даруй мне власть (пророчество или знание) и воссоедини меня с праведниками!
Arapça:
رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ya Rab! Bana hikmet (hüküm) ver ve beni iyiler (zümresin)e kat.
Diyanet Vakfı:
Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.

vec`al lî lisâne ṣidḳin fi-l'âḫirîn.

Türkçe:
"Sonradan gelecekler arasında benimle ilgili doğru/isabetli bir dil oluştur."
İngilizce:
Grant me honourable mention on the tongue of truth among the latest (generations);
Fransızca:
fais que j'aie une mention honorable sur les langues de la postérité;
Almanca:
Und gewähre mir eine Zunge der Wahrhaftigkeit bei den Nachkömmlingen!
Rusça:
Оставь обо мне правдивую молву в последующих поколениях!
Arapça:
وَاجْعَل لِّي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْآخِرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!
Diyanet Vakfı:
Bana, sonra gelecekler içinde, iyilikle anılmak nasip eyle!

vec`alnî miv veraŝeti cenneti-nne`îm.

Türkçe:
"Beni, nimetlerle dolu cennetin mirasçılarından kıl."
İngilizce:
Make me one of the inheritors of the Garden of Bliss;
Fransızca:
et fais de moi l'un des héritiers du Jardin des délices.
Almanca:
Und mache mich von den Erben der Dschanna desWohlergehens!
Rusça:
Сделай меня одним из наследников Сада блаженства!
Arapça:
وَاجْعَلْنِي مِن وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّعِيمِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve beni naîm (nimeti bol) cennetin varislerinden eyle!
Diyanet Vakfı:
Beni, Naim cennetinin varislerinden kıl.

vagfir liebî innehû kâne mine-ḍḍâllîn.

Türkçe:
"Babamı da affet. Çünkü o, sapmışlardandır."
İngilizce:
Forgive my father, for that he is among those astray;
Fransızca:
et pardonne à mon père : car il a été du nombre des égarés;
Almanca:
Und vergib meinem Vater. Er war gewiß von den Irrenden.
Rusça:
Прости моего отца, ибо он был одним из заблудших!
Arapça:
وَاغْفِرْ لِأَبِي إِنَّهُ كَانَ مِنَ الضَّالِّينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Babamı da bağışla, çünkü o yanlış gidenlerdendir.
Diyanet Vakfı:
Babamı da bağışla (ona tevbe ve iman nasip et). Çünkü o sapıklardandır.

velâ tuḫzinî yevme yüb`aŝûn.

Türkçe:
"Herkesin diriltileceği gün beni utandırma."
İngilizce:
And let me not be in disgrace on the Day when (men) will be raised up;-
Fransızca:
et ne me couvre pas d'ignominie, le jour où l'on sera ressuscité,
Almanca:
Und lasse mich nicht erniedrigt werden an dem Tag, wenn sie erweckt werden.
Rusça:
И не позорь меня в День воскресения -
Arapça:
وَلَا تُخْزِنِي يَوْمَ يُبْعَثُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme.
Diyanet Vakfı:
(İnsanların) dirilecekleri gün, beni mahcup etme.

yevme lâ yenfe`u mâlüv velâ benûn.

Türkçe:
"Bir gündür ki o, ne mal fayda verir ne oğullar."
İngilizce:
The Day whereon neither wealth nor sons will avail,
Fransızca:
le jour où ni les biens, ni les enfants ne seront d'aucune utilité,
Almanca:
An dem Tag, wenn weder Vermögen nützt noch Kinder,
Rusça:
в тот день, когда ни богатство, ни сыновья не принесут пользы никому,
Arapça:
يَوْمَ لَا يَنفَعُ مَالٌ وَلَا بَنُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!
Diyanet Vakfı:
O gün, ne mal fayda verir ne de evlat.

illâ men ete-llâhe biḳalbin selîm.

Türkçe:
"Yalnız temiz bir kalple Allah'a varan kurtulur."
İngilizce:
But only he (will prosper) that brings to Allah a sound heart;
Fransızca:
sauf celui qui vient à Allah avec un cœur sain".
Almanca:
außer dem, der zu ALLAH mit einem reinen Herz kam."
Rusça:
кроме тех, которые предстанут перед Аллахом с непорочным сердцем".
Arapça:
إِلَّا مَنْ أَتَى اللَّهَ بِقَلْبٍ سَلِيمٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ancak Allah'a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtuluşa erer).
Diyanet Vakfı:
Ancak Allah'a kalb-i selim (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).

Pages

Ash-Shuara—الشعراء beslemesine abone olun.