At-Takwir—التكوير

 
00:00

müṭâ`in ŝemme emîn.

Arapça:

مُّطَاعٍ ثَمَّ أَمِينٍ

Türkçe:

İtaat edilir orada kendisine, emindir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Orada ona itaat edilir, güvenilir.

Diyanet Vakfı:

O orada sayılan, güvenilen (bir elçi) dir.

İngilizce:

With authority there, (and) faithful to his trust.

Fransızca:

obéi, là-haut, et digne de confiance.

Almanca:

ihm gegenüber wird Gehorsam entgegengebracht und er ist vertrauenswürdig.

Rusça:

которому там (на небесах) повинуются, доверенного.

Açıklama:
 
00:00

vemâ ṣâḥibüküm bimecnûn.

Arapça:

وَمَا صَاحِبُكُم بِمَجْنُونٍ

Türkçe:

Ve arkadaşınız bir cin çarpmış değildir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.

Diyanet Vakfı:

Arkadaşınız (Muhammed) de mecnun değildir.

İngilizce:

And (O people!) your companion is not one possessed;

Fransızca:

Votre compagnon (Muhammad) n'est nullement fou;

Almanca:

Und euer Weggenosse ist nicht geistesgestört.

Rusça:

Ваш товарищ не является одержимым.

Açıklama:
 
00:00

veleḳad raâhü bil'üfüḳi-lmübîn.

Arapça:

وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ

Türkçe:

Yemin olsun ki, onu apaçık ufukta gördü.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü.

Diyanet Vakfı:

Andolsun ki, onu (Cebrail'i) apaçık ufukta görmüştür.

İngilizce:

And without doubt he saw him in the clear horizon.

Fransızca:

il l'a effectivement vu (Gabriel), au clair horizon

Almanca:

Und gewiß bereits sah er ihn am deutlichen Horizont.

Rusça:

Он видел его (Джибриля) на ясном горизонте

Açıklama:
 
00:00

vemâ hüve `ale-lgaybi biḍanîn.

Arapça:

وَمَا هُوَ عَلَى الْغَيْبِ بِضَنِينٍ

Türkçe:

O, gayb konusunda cimri değildir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, gayb hakkında cimri de değildir.

Diyanet Vakfı:

O, gaybın bilgilerini (sizden) esirgemez.

İngilizce:

Neither doth he withhold grudgingly a knowledge of the Unseen.

Fransızca:

et il ne garde pas avarement pour lui-même ce qui lui a été révélé.

Almanca:

Und er ist mit dem Verborgenen (Wahy) nicht enthaltsam.

Rusça:

и не скупится передать сокровенное.

Açıklama:
 
00:00

vemâ hüve biḳavli şeyṭânir racîm.

Arapça:

وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَّجِيمٍ

Türkçe:

Ve o, kovulmuş şeytanın sözü değildir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.

Diyanet Vakfı:

O lanetlenmiş şeytanın sözü de değildir.

İngilizce:

Nor is it the word of an evil spirit accursed.

Fransızca:

Et ceci [le Coran] n'est point la parole d'un diable banni.

Almanca:

Und er ist nicht das Wort eines verdammten Satans!

Rusça:

Это - не речи проклятого сатаны.

Açıklama:
 
00:00

feeyne teẕhebûn.

Arapça:

فَأَيْنَ تَذْهَبُونَ

Türkçe:

Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?

İngilizce:

When whither go ye?

Fransızca:

Où allez-vous donc ?

Almanca:

Wo geht ihr denn hin?!

Rusça:

Куда же вы направляетесь?

Açıklama:
 
00:00

in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn.

Arapça:

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ

Türkçe:

O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,

Diyanet Vakfı:

O, herkes için, bir öğüttür,

İngilizce:

Verily this is no less than a Message to (all) the Worlds:

Fransızca:

Ceci n'est qu'un rappel pour l'univers,

Almanca:

Er ist gewiß nur eine Ermahnung für die Schöpfung,

Rusça:

Это - лишь Напоминание мирам,

Açıklama:
 
00:00

limen şâe minküm ey yesteḳîm.

Arapça:

لِمَن شَاءَ مِنكُمْ أَن يَسْتَقِيمَ

Türkçe:

İçinizden, dosdoğru yürümek isteyen için.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İçinizden doğru gitmek isteyenler için.

Diyanet Vakfı:

Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.

İngilizce:

(With profit) to whoever among you wills to go straight:

Fransızca:

pour celui d'entre vous qui veut suivre le chemin droit.

Almanca:

für denjenigen von euch, der sich geradlinig verhalten will.

Rusça:

тем из вас, кто желает следовать прямым путем.

Açıklama:
 
00:00

vemâ teşâûne illâ ey yeşâe-llâhü rabbü-l`âlemîn.

Arapça:

وَمَا تَشَاءُونَ إِلَّا أَن يَشَاءَ اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ

Türkçe:

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.

Diyanet Vakfı:

Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.

İngilizce:

But ye shall not will except as Allah wills,- the Cherisher of the Worlds.

Fransızca:

Mais vous ne pouvez vouloir, que si Allah veut, [Lui], le Seigneur de l'Univers;

Almanca:

Und ihr wollt nicht, außer daß ALLAH will, Der HERR aller Schöpfung.

Rusça:

Но вы не пожелаете этого, если этого не пожелает Аллах, Господь миров.

Açıklama:

Pages

Subscribe to At-Takwir—التكوير