Al-Qiyama—القيامة

 
00:00

kellâ bel tüḥibbûne-l`âcileh.

Arapça:

كَلَّا بَلْ تُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ

Türkçe:

Hayır, hayır! Siz hemencecik geleni seversiniz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da

Diyanet Vakfı:

Hayır! Doğrusu siz, çarçabuk geçeni (dünya hayatını ve nimetlerini) seviyorsunuz da,

İngilizce:

Nay, (ye men!) but ye love the fleeting life,

Fransızca:

Mais vous aimez plutôt [la vie] éphémère,

Almanca:

Gewiß, nein! Sondern ihr liebt das Gegenwärtige,

Rusça:

Но нет! Вы любите жизнь ближнюю

Açıklama:
 
00:00

veteẕerûne-l'âḫirah.

Arapça:

وَتَذَرُونَ الْآخِرَةَ

Türkçe:

Ve sonradan geleceği terk edersiniz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ahireti bırakıyorsunuz.

Diyanet Vakfı:

Ahireti bırakıyorsunuz.

İngilizce:

And leave alone the Hereafter.

Fransızca:

et vous délaissez l'au-delà.

Almanca:

und vernachlässigt das Jenseits.

Rusça:

и пренебрегаете Последней жизнью.

Açıklama:
 
00:00

vucûhüy yevmeiẕin nâḍirah.

Arapça:

وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَّاضِرَةٌ

Türkçe:

Yüzler vardır o gün parıltılı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar.

Diyanet Vakfı:

Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır.

İngilizce:

Some faces, that Day, will beam (in brightness and beauty);-

Fransızca:

Ce jour-là, il y aura des visages resplendissants

Almanca:

Es sind an diesem Tag strahlende Gesichter,

Rusça:

Одни лица в тот день будут сиять

Açıklama:
 
00:00

ilâ rabbihâ nâżirah.

Arapça:

إِلَىٰ رَبِّهَا نَاظِرَةٌ

Türkçe:

Rabbine doğru bakan.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rabbine bakar.

Diyanet Vakfı:

Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir).

İngilizce:

Looking towards their Lord;

Fransızca:

qui regarderont leur Seigneur;

Almanca:

die zu ihrem HERRN aufschauen.

Rusça:

и взирать на своего Господа.

Açıklama:
 
00:00

vevucûhüy yevmeiẕim bâsirah.

Arapça:

وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ بَاسِرَةٌ

Türkçe:

Ve yüzler vardır o gün, asık/buruk,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yüzler de var ki o gün asıktır.

Diyanet Vakfı:

Yüzler de vardır ki, o gün buruşacaktır;

İngilizce:

And some faces, that Day, will be sad and dismal,

Fransızca:

et il y aura ce jour-là, des visages assombris,

Almanca:

und es sind an diesem Tag verfinsterte Gesichter.

Rusça:

Другие же лица в тот день будут омрачены.

Açıklama:
 
00:00

teżunnü ey yüf`ale bihâ fâḳirah.

Arapça:

تَظُنُّ أَن يُفْعَلَ بِهَا فَاقِرَةٌ

Türkçe:

Kendisine, bel kıracak bir hesap yöneleceğini sezinler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Anlar ki kendisine belkıran (bel kemiklerini kıran belalı bir iş) yapılır.

Diyanet Vakfı:

Kendilerinin, bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacağını sezeceklerdir.

İngilizce:

In the thought that some back-breaking calamity was about to be inflicted on them;

Fransızca:

qui s'attendent à subir une catastrophe.

Almanca:

Sie glauben, daß ihnen Vernichtendes angetan wird.

Rusça:

Они будут думать о том, что их поразит беда.

Açıklama:
 
00:00

kellâ iẕâ belegati-tterâḳiy.

Arapça:

كَلَّا إِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَ

Türkçe:

İş, onların sandığı gibi değil! Can, köprücüklere dayandığında,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır,

Diyanet Vakfı:

Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır,

İngilizce:

Yea, when (the soul) reaches to the collar-bone (in its exit),

Fransızca:

Mais non ! Quand [l'âme] en arrive aux clavicules

Almanca:

Gewiß, 3 nein! Wenn sie (die Seele) die Schlüsselbeine erreicht,

Rusça:

Но нет! Когда она (душа) достигнет ключицы,

Açıklama:
 
00:00

veḳîle men râḳ.

Arapça:

وَقِيلَ مَنْ ۜ رَاقٍ

Türkçe:

"Kim var okuyup üfleyecek?" denilir!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Tedavi edebilecek kimdir? denilir.

Diyanet Vakfı:

"Tedavi edebilecek kimdir?" denir.

İngilizce:

And there will be a cry, "Who is a magician (to restore him)?"

Fransızca:

et qu'on dit : "Qui est exorciseur ? "

Almanca:

und gesagt wird: "Wer ist Heiler?"

Rusça:

будет сказано: "Кто же прочтет заклинание?"

Açıklama:
 
00:00

veżanne ennehü-lfirâḳ.

Arapça:

وَظَنَّ أَنَّهُ الْفِرَاقُ

Türkçe:

Sezinlemiştir ki odur ayrılık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar.

Diyanet Vakfı:

(Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar.

İngilizce:

And he will conclude that it was (the Time) of Parting;

Fransızca:

et qu'il [l'agonisant] est convaincu que c'est la séparation (la mort),

Almanca:

Und er glaubte, daß es doch die Trennung ist,

Rusça:

Он (умирающий) поймет, что наступило расставание.

Açıklama:
 
00:00

velteffeti-ssâḳu bissâḳ.

Arapça:

وَالْتَفَّتِ السَّاقُ بِالسَّاقِ

Türkçe:

Dolaşmıştır el-ayak/kol-bacak.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bacak bacağa dolaşır..

Diyanet Vakfı:

Ve bacak bacağa dolaşır.

İngilizce:

And one leg will be joined with another:

Fransızca:

et que la jambe s'enlace à la jambe,

Almanca:

und das Bein über das (andere) Bein geschlagen wird,

Rusça:

Голень сойдется с голенью (тяготы мирской жизни объединятся с тяготами последней жизни или голени человека будут сложены вместе в саване),

Açıklama:

Pages

Subscribe to Al-Qiyama—القيامة