074. Müddessir - (Gizlenen) Al-Muddathir—المدّثر

 
00:00

ẕernî vemen ḫalaḳtü veḥîdâ.

Arapça:

ذَرْنِي وَمَنْ خَلَقْتُ وَحِيدًا

Türkçe:

Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak.

Diyanet Vakfı:

Tek olarak yarattığım, kimseyi bana bırak,

İngilizce:

Leave Me alone, (to deal) with the (creature) whom I created (bare and) alone!-

Fransızca:

Laisse-Moi avec celui que J'ai créé seul,

Almanca:

Lasst Mich mit demjenigen, den ICH als Einzelnen erschuf,

Rusça:

Оставь Меня с тем, кого Я сотворил одиноким,

Açıklama:
 
00:00

vece`altü lehû mâlem memdûdâ.

Arapça:

وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَّمْدُودًا

Türkçe:

Hesapsız bir mal verdim ona.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hem ona bol servet verdim.

Diyanet Vakfı:

Kendisine geniş servet verdim,

İngilizce:

To whom I granted resources in abundance,

Fransızca:

et à qui J'ai donné des biens étendus,

Almanca:

und dem ICH großes Vermögen gewährte

Rusça:

даровал ему большое богатство

Açıklama:
 
00:00

vebenîne şühûdâ.

Arapça:

وَبَنِينَ شُهُودًا

Türkçe:

Göz doyurucu oğullar verdim.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hem göz önünde oğullar verdim.

Diyanet Vakfı:

Göz önünde duran oğullar (verdim),

İngilizce:

And sons to be by his side!-

Fransızca:

et des enfants qui lui tiennent toujours compagnie,

Almanca:

sowie anwesende Kinder,

Rusça:

и сыновей, которые находились рядом с ним,

Açıklama:
 
00:00

vemehhettü lehû temhîdâ.

Arapça:

وَمَهَّدتُّ لَهُ تَمْهِيدًا

Türkçe:

Alabildiğine imkânlar döşedim onun için.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hem ona büyük imkânlar sağladım.

Diyanet Vakfı:

Kendisine bir döşeyiş döşedim.

İngilizce:

To whom I made (life) smooth and comfortable!

Fransızca:

pour qui aussi J'ai aplani toutes difficultés.

Almanca:

und dem ICH (den Weg zum Ruhm) ebnete.

Rusça:

и распростер перед ним этот мир полностью.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme yaṭme`u en ezîd.

Arapça:

ثُمَّ يَطْمَعُ أَنْ أَزِيدَ

Türkçe:

Tüm bunlardan sonra hırs ile daha da artırmamı istiyor.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım.

Diyanet Vakfı:

Üstelik o (nimetlerimi) daha da arttırmamı umuyor.

İngilizce:

Yet is he greedy-that I should add (yet more);-

Fransızca:

Cependant, il convoite [de Moi] que Je lui donne davantage.

Almanca:

Dann hofft er, daß ICH ihm noch mehr gebe.

Rusça:

После всего этого он желает, чтобы Я добавил ему.

Açıklama:
 
00:00

kellâ. innehû kâne liâyâtinâ `anîdâ.

Arapça:

كَلَّا ۖ إِنَّهُ كَانَ لِآيَاتِنَا عَنِيدًا

Türkçe:

Hayır, iş sanıldığı gibi değil! O, bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

Diyanet Vakfı:

Asla (ummasın)! Çünkü o, bizim ayetlerimize karşı alabildiğine inatçıdır.

İngilizce:

By no means! For to Our Signs he has been refractory!

Fransızca:

Pas du tout ! Car il reniait nos versets (le Coran) avec entêtement.

Almanca:

Nein! Gewiß, er war Unseren Ayat gegenüber trotzig.

Rusça:

Но нет! Он упрямо отрицает Наши знамения.

Açıklama:
 
00:00

seürhiḳuhû ṣa`ûdâ.

Arapça:

سَأُرْهِقُهُ صَعُودًا

Türkçe:

Ben onu dik bir yola süreceğim.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.

Diyanet Vakfı:

Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım!

İngilizce:

Soon will I visit him with a mount of calamities!

Fransızca:

Je vais le contraindre à gravir une pente.

Almanca:

ICH werde ihn durch schwere Hürde ermatten.

Rusça:

Я возложу на него подъем (восхождение на гору в Аду).

Açıklama:
 
00:00

innehû fekkera veḳaddera.

Arapça:

إِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَ

Türkçe:

Derin derin düşündü o; ölçtü-biçti.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti.

Diyanet Vakfı:

Zira o, düşündü taşındı, ölçtü biçti.

İngilizce:

For he thought and he plotted;-

Fransızca:

Il a réfléchi. Et il a décidé.

Almanca:

Gewiß, er dachte und schätzte ein.

Rusça:

Он подумал и рассчитал.

Açıklama:
 
00:00

feḳutile keyfe ḳaddera.

Arapça:

فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ

Türkçe:

Kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti.

Diyanet Vakfı:

Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti!

İngilizce:

And woe to him! How he plotted!-

Fransızca:

Qu'il périsse ! Comme il a décidé !

Almanca:

Also Tod sei ihm, wie er einschätzte.

Rusça:

Да сгинет он! Как он рассчитал?!

Açıklama:
 
00:00

ŝümme ḳutile keyfe ḳaddera.

Arapça:

ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَ

Türkçe:

Bir kez daha kahrolası, nasıl bir ölçü kullandı?!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.

Diyanet Vakfı:

Sonra, canı çıkasıca tekrar (ölçtü biçti); nasıl ölçtü biçtiyse!

İngilizce:

Yea, Woe to him; How he plotted!-

Fransızca:

Encore une fois, qu'il périsse; comme il a décidé !

Almanca:

Dann Tod sei ihm, wie er einschätzte.

Rusça:

Да сгинет он еще раз! Как он рассчитал?!

Açıklama:

Pages

Subscribe to 074. Müddessir - (Gizlenen) Al-Muddathir—المدّثر