Taha—طه

 
00:00

feelḳâhâ feiẕâ hiye ḥayyetün tes`â.

Arapça:

فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَىٰ

Türkçe:

O da onu attı. Bir de ne görsün, bir yılan olmuş o, koşuyor...

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Musa da onu bıraktı, bir de ne görsün! o bir yılan olmuş koşuyor.

Diyanet Vakfı:

Onu hemen yere attı. Bir de ne görsün, hızla sürünen bir yılan değil mi!

İngilizce:

He threw it, and behold! It was a snake, active in motion.

Fransızca:

Il le jeta : et le voici un serpent qui rampait.

Almanca:

Sogleich warf er ihn hin, und er wurde zu einer Schlange, die umherglitt.

Rusça:

Он бросил посох, и тот превратился в змею, которая быстро двигалась.

Açıklama:
 
00:00

ḳâle ḫuẕhâ velâ teḫaf. senü`îdühâ sîratehe-l'ûlâ.

Arapça:

قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ ۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَىٰ

Türkçe:

Buyurdu: "Al onu, korkma! Biz onu ilk görünümüne döndüreceğiz."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz"

Diyanet Vakfı:

Allah buyurdu: Al onu! Korkma! Biz onu şimdi ilk haline sokacağız.

İngilizce:

(Allah) said, "Seize it, and fear not: We shall return it at once to its former condition"..

Fransızca:

[Allah] dit : "Saisis-le et ne crains rien : Nous le ramènerons à son premier état.

Almanca:

ER sagte: "Nimm sie auf und fürchte dich nicht! WIR werden sie in ihre vorherige Gestalt zurückverwandeln.

Rusça:

Он сказал: "Возьми ее и не бойся. Мы вернем ее в прежнее состояние.

Açıklama:
 
00:00

vaḍmüm yedeke ilâ cenâḥike taḫruc beyḍâe min gayri sûin âyeten uḫrâ.

Arapça:

وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَىٰ

Türkçe:

"Bir de elini koynuna sok! Bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz bir halde çıksın."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.

Diyanet Vakfı:

Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.

İngilizce:

Now draw thy hand close to thy side: It shall come forth white (and shining), without harm (or stain),- as another Sign,-

Fransızca:

Et serre ta main sous ton aisselle : elle en sortira blanche sans aucun mal, et ce sera là un autre prodige,

Almanca:

Und führe deine Hand zu deiner Seite heran, kommt sie hell unversehrt heraus als eine zweite Aya,

Rusça:

Прижми свою руку к боку, и она выйдет белой, без следов болезни. Вот тебе еще одно знамение!

Açıklama:
 
00:00

linüriyeke min âyâtine-lkübrâ.

Arapça:

لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى

Türkçe:

"Böylece sana en büyük mucizelerimizden bazılarını göstereceğiz."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bunları sana en büyük mucizelerimizden (bir kısmını) gösterelim diye yaptık.

Diyanet Vakfı:

Ta ki, sana, (böylece) en büyük ayetlerimizden bazılarını gösterelim.

İngilizce:

In order that We may show thee (two) of our Greater Signs.

Fransızca:

afin que Nous te fassions voir de Nos prodiges les plus importants.

Almanca:

damit WIR dir manche von Unseren großen Ayat zeigen.

Rusça:

Мы покажем тебе некоторые из Наших величайших знамений.

Açıklama:
 
00:00

iẕheb ilâ fir`avne innehû ṭagâ.

Arapça:

اذْهَبْ إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ

Türkçe:

"Firavun'a git; çünkü o, azdı."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Firavun'a git, çünkü o hakikaten azdı.

Diyanet Vakfı:

Firavun'a git. Çünkü o iyice azdı.

İngilizce:

Go thou to Pharaoh, for he has indeed transgressed all bounds.

Fransızca:

Rends-toi auprès de Pharaon car il a outrepassé toute limite.

Almanca:

Gehe zu Pharao, gewiß beging er äußerstes Übertreten!"

Rusça:

Ступай к Фараону, ибо он преступил границы дозволенного".

Açıklama:
 
00:00

ḳâle rabbi-şraḥ lî ṣadrî.

Arapça:

قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي

Türkçe:

Mûsa dedi: "Rabbim, göğsümü açıp genişlet;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Benim göğsüme genişlik ver,

Diyanet Vakfı:

Musa: Rabbim! dedi, yüreğime genişlik ver.

İngilizce:

(Moses) said: "O my Lord! expand me my breast;

Fransızca:

[Moïse] dit : "Seigneur, ouvre-moi ma poitrine ,

Almanca:

Er sagte: "Mein HERR! Entspanne mir meine Brust,

Rusça:

Он сказал: "Господи! Раскрой для меня мою грудь!

Açıklama:
 
00:00

veyessir lî emrî.

Arapça:

وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي

Türkçe:

İşimi bana kolaylaştır."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşimi kolaylaştır,

Diyanet Vakfı:

İşimi bana kolaylaştır.

İngilizce:

Ease my task for me;

Fransızca:

et facilite ma mission,

Almanca:

erleichtere mir meine Angelegenheit

Rusça:

Облегчи мою миссию!

Açıklama:
 
00:00

vaḥlül `uḳdetem mil lisânî.

Arapça:

وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِي

Türkçe:

"Dilimden düğümü çöz,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Dilimden düğümü çöz

Diyanet Vakfı:

Dilimden (şu) bağı çöz.

İngilizce:

And remove the impediment from my speech,

Fransızca:

et dénoue un noeud en ma langue,

Almanca:

und entknote eines Knotens meine Zunge,

Rusça:

Развяжи узел на моем языке,

Açıklama:
 
00:00

yefḳahû ḳavlî.

Arapça:

يَفْقَهُوا قَوْلِي

Türkçe:

Ki sözümü iyi anlasınlar."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ki, sözümü iyi anlasınlar.

Diyanet Vakfı:

Ki sözümü anlasınlar.

İngilizce:

So they may understand what I say:

Fransızca:

afin qu'ils comprennent mes paroles,

Almanca:

damit sie mein Gesagtes begreifen!

Rusça:

чтобы они могли понять мою речь.

Açıklama:
 
00:00

vec`al lî vezîram min ehlî.

Arapça:

وَاجْعَل لِّي وَزِيرًا مِّنْ أَهْلِي

Türkçe:

"Bana ailemden bir yardımcı ver,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bir de bana ailemden bir vezir ver.

Diyanet Vakfı:

Bana ailemden bir de vezir (yardımcı) ver,

İngilizce:

And give me a Minister from my family,

Fransızca:

et assigne-moi un assistant de ma famille :

Almanca:

Und ernenne mir einen Assistenten von meiner Familie,

Rusça:

Назначь мне помощника из моей семьи -

Açıklama:

Pages

Subscribe to Taha—طه