Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 151
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
961 151 7 7 8 فَلَنَقُصَّنَّ عَلَيْهِم بِعِلْمٍ ۖ وَمَا كُنَّا غَائِبِينَ feleneḳuṣṣanne `aleyhim bi`ilmiv vemâ künnâ gâibîn. And olsun ki, yaptıklarını kendilerine bir bir anlatacağız, zira onlardan uzak değildik. Then We will surely relate [their deeds] to them with knowledge, and We were not [at all] absent. Sayfa 151, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
962 151 7 8 8 وَالْوَزْنُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ ۚ فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ velveznü yevmeiẕin-lḥaḳḳ. femen ŝeḳulet mevâzînühû feülâike hümü-lmüfliḥûn. Gerçek tartı kıyamet günündedir. Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtulanlardır. And the weighing [of deeds] that Day will be the truth. So those whose scales are heavy - it is they who will be the successful. Sayfa 151, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
963 151 7 9 8 وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ فَأُولَٰئِكَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُم بِمَا كَانُوا بِآيَاتِنَا يَظْلِمُونَ vemen ḫaffet mevâzînühû feülâike-lleẕîne ḫasirû enfüsehüm bimâ kânû biâyâtinâ yażlimûn. Tartıları hafif gelenler, ayetlerimize yaptıkları haksızlıklardan ötürü kendilerini mahvetmiş olanlardır. And those whose scales are light - they are the ones who will lose themselves for what injustice they were doing toward Our verses. Sayfa 151, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
964 151 7 10 8 وَلَقَدْ مَكَّنَّاكُمْ فِي الْأَرْضِ وَجَعَلْنَا لَكُمْ فِيهَا مَعَايِشَ ۗ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ veleḳad mekkennâküm fi-l'arḍi vece`alnâ leküm fîhâ me`âyiş. ḳalîlem mâ teşkürûn. Sizi yeryüzünde yerleştirdik ve orada size geçimlikler yarattık. Öyleyken pek az şükrediyorsunuz. And We have certainly established you upon the earth and made for you therein ways of livelihood. Little are you grateful. Sayfa 151, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
965 151 7 11 8 وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلَائِكَةِ اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ لَمْ يَكُن مِّنَ السَّاجِدِينَ veleḳad ḫalaḳnâküm ŝümme ṣavvernâküm ŝümme ḳulnâ lilmelâiketi-scüdû liâdem. fesecedû illâ iblîs. lem yeküm mine-ssâcidîn. And olsun ki, sizi yarattık, sonra şekil verdik, sonra meleklere, "Adem'e secde edin" dedik; İblis'ten başka hepsi secde etti, o secde edenlerden olmadı. And We have certainly created you, [O Mankind], and given you [human] form. Then We said to the angels, "Prostrate to Adam"; so they prostrated, except for Iblees. He was not of those who prostrated. Sayfa 151, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف, Adem, Adam
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 152
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
966 152 7 12 8 قَالَ مَا مَنَعَكَ أَلَّا تَسْجُدَ إِذْ أَمَرْتُكَ ۖ قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِّنْهُ خَلَقْتَنِي مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُ مِن طِينٍ ḳâle mâ mene`ake ellâ tescüde iẕ emertük. ḳâle ene ḫayrum minh. ḫalaḳtenî min nâriv veḫalaḳtehû min ṭîn. Allah, "Sana emrettiğim halde, seni secdeden alıkoyan nedir?" dedi, "Beni ateşten onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm" cevabını verdi. [Allah] said, "What prevented you from prostrating when I commanded you?" [Satan] said, "I am better than him. You created me from fire and created him from clay." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
967 152 7 13 8 قَالَ فَاهْبِطْ مِنْهَا فَمَا يَكُونُ لَكَ أَن تَتَكَبَّرَ فِيهَا فَاخْرُجْ إِنَّكَ مِنَ الصَّاغِرِينَ ḳâle fehbiṭ minhâ femâ yekûnü leke en tetekebbera fîhâ faḫruc inneke mine-ṣṣâgirîn. Ona, "İn oradan, orada büyüklenmek sana düşmez, defol, sen alçağın birisin" dedi. [Allah] said, "Descend from Paradise, for it is not for you to be arrogant therein. So get out; indeed, you are of the debased. Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
968 152 7 14 8 قَالَ أَنظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ ḳâle enżirnî ilâ yevmi yüb`aŝûn. Ona, "İnsanların tekrar dirilecekleri güne kadar beni ertele" dedi. [Satan] said, "Reprieve me until the Day they are resurrected." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
969 152 7 15 8 قَالَ إِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ ḳâle inneke mine-lmünżarîn. Allah; "Sen erteye bırakılanlardansın" dedi. [Allah] said, "Indeed, you are of those reprieved." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
970 152 7 16 8 قَالَ فَبِمَا أَغْوَيْتَنِي لَأَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَقِيمَ ḳâle febimâ agveytenî leaḳ`udenne lehüm ṣirâṭake-lmüsteḳîm. Beni azdırdığın için, and olsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım; sonra önlerinden, ardlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın dedi. [Satan] said, "Because You have put me in error, I will surely sit in wait for them on Your straight path. Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
971 152 7 17 8 ثُمَّ لَآتِيَنَّهُم مِّن بَيْنِ أَيْدِيهِمْ وَمِنْ خَلْفِهِمْ وَعَنْ أَيْمَانِهِمْ وَعَن شَمَائِلِهِمْ ۖ وَلَا تَجِدُ أَكْثَرَهُمْ شَاكِرِينَ ŝümme leâtiyennehüm mim beyni eydîhim vemin ḫalfihim ve`an eymânihim ve`an şemâilihim. velâ tecidü ekŝerahüm şâkirîn. Beni azdırdığın için, and olsun ki, Senin doğru yolun üzerinde onlara karşı duracağım; sonra önlerinden, ardlarından, sağ ve sollarından onlara sokulacağım; çoğunu Sana şükreder bulamayacaksın dedi. Then I will come to them from before them and from behind them and on their right and on their left, and You will not find most of them grateful [to You]." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
972 152 7 18 8 قَالَ اخْرُجْ مِنْهَا مَذْءُومًا مَّدْحُورًا ۖ لَّمَن تَبِعَكَ مِنْهُمْ لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكُمْ أَجْمَعِينَ ḳâle-ḫruc minhâ meẕ'ûmem medḥûrâ. lemen tebi`ake minhüm leemleenne cehenneme minküm ecme`în. Allah, "Yerilmiş ve kovulmuşsun, oradan defol; and olsun ki insanlardan sana kim uyarsa, hepinizi cehenneme dolduracağım" dedi. [Allah] said, "Get out of Paradise, reproached and expelled. Whoever follows you among them - I will surely fill Hell with you, all together." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
973 152 7 19 8 وَيَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ فَكُلَا مِنْ حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هَٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمِينَ veyâ âdemü-skün ente vezevcüke-lcennete fekülâ min ḥayŝü şi'tümâ velâ taḳrabâ hâẕihi-şşecerate fetekûnâ mine-żżâlimîn. Ey Adem! Sen ve eşin cennette kalın ve istediğiniz yerden yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz. And "O Adam, dwell, you and your wife, in Paradise and eat from wherever you will but do not approach this tree, lest you be among the wrongdoers." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف, Adem, Adam
974 152 7 20 8 فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَا مِن سَوْآتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهَاكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هَٰذِهِ الشَّجَرَةِ إِلَّا أَن تَكُونَا مَلَكَيْنِ أَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدِينَ fevesvese lehüme-şşeyṭânü liyübdiye lehümâ mâ vûriye `anhümâ min sev'âtihimâ veḳâle mâ nehâkümâ rabbükümâ `an hâẕihi-şşecerati illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ mine-lḫâlidîn. Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı: "Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi melek olmanız veya burada temelli kalmanızı önlemek içindir." But Satan whispered to them to make apparent to them that which was concealed from them of their private parts. He said, "Your Lord did not forbid you this tree except that you become angels or become of the immortal." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
975 152 7 21 8 وَقَاسَمَهُمَا إِنِّي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِحِينَ veḳâsemehümâ innî lekümâ lemine-nnâṣiḥîn. Doğrusu ben size öğüt verenlerdenim diye ikisine yemin etti. And he swore [by Allah] to them, "Indeed, I am to you from among the sincere advisors." Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
976 152 7 22 8 فَدَلَّاهُمَا بِغُرُورٍ ۚ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِن وَرَقِ الْجَنَّةِ ۖ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَن تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُل لَّكُمَا إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُّبِينٌ fedellâhümâ bigurûr. felemmâ ẕâḳe-şşecerate bedet lehümâ sev'âtühümâ veṭafiḳâ yaḫṣifâni `aleyhimâ miv veraḳi-lcenneh. venâdâhümâ rabbühümâ elem enhekümâ `an tilküme-şşecerati veeḳul lekümâ inne-şşeyṭâne lekümâ `adüvvüm mübîn. Böylece onların yanılmalarını sağladı. Ağaçtan meyve tattıklarında kendilerine ayıp yerleri göründü, cennet yapraklarından oralarına örtmeğe koyuldular. Rableri onlara, "Ben sizi o ağaçtan menetmemiş miydim? Şeytanın size apaçık bir düşman olduğunu söylememiş miydim?" diye seslendi. So he made them fall, through deception. And when they tasted of the tree, their private parts became apparent to them, and they began to fasten together over themselves from the leaves of Paradise. And their Lord called to them, "Did I not forbid you from that tree and tell you that Satan is to you a clear enemy?" Sayfa 152, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 153
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
977 153 7 23 8 قَالَا رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ ḳâlâ rabbenâ żalemnâ enfüsenâ veil lem tagfir lenâ veterḥamnâ lenekûnenne mine-lḫâsirîn. Her ikisi, "Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz" dediler. They said, "Our Lord, we have wronged ourselves, and if You do not forgive us and have mercy upon us, we will surely be among the losers." Sayfa 153, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
978 153 7 24 8 قَالَ اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ ۖ وَلَكُمْ فِي الْأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَاعٌ إِلَىٰ حِينٍ ḳâle-hbiṭû ba`ḍuküm liba`ḍin `adüvv. veleküm fi-l'arḍi müsteḳarruv vemetâ`un ilâ ḥîn. Birbirinize düşman olarak inin, siz yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz. [Allah] said, "Descend, being to one another enemies. And for you on the earth is a place of settlement and enjoyment for a time." Sayfa 153, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
979 153 7 25 8 قَالَ فِيهَا تَحْيَوْنَ وَفِيهَا تَمُوتُونَ وَمِنْهَا تُخْرَجُونَ ḳâle fîhâ taḥyevne vefîhâ temûtûne veminhâ tuḫracûn. Orada yaşar, orada ölür ve oradan dirilip çıkarılırsınız dedi. He said, "Therein you will live, and therein you will die, and from it you will be brought forth." Sayfa 153, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
980 153 7 26 8 يَا بَنِي آدَمَ قَدْ أَنزَلْنَا عَلَيْكُمْ لِبَاسًا يُوَارِي سَوْآتِكُمْ وَرِيشًا ۖ وَلِبَاسُ التَّقْوَىٰ ذَٰلِكَ خَيْرٌ ۚ ذَٰلِكَ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ yâ benî âdeme ḳad enzelnâ `aleyküm libâsey yüvârî sev'âtiküm verîşâ. velibâsü-ttaḳvâ ẕâlike ḫayr. ẕâlike min âyâti-llâhi le`allehüm yeẕẕekkerûn. Ey İnsanoğulları! Ayıp yerlerinizi örtecek giyimlikle sizi süsleyecek elbiseler gönderdik. Takva örtüsü ise bunlardan daha hayırlıdır. Allah'ın bu ayetleri öğüt almanız içindir. O children of Adam, We have bestowed upon you clothing to conceal your private parts and as adornment. But the clothing of righteousness - that is best. That is from the signs of Allah that perhaps they will remember. Sayfa 153, Cuz 8, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف

Pages

CSV