Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

74

Ayah_chapter_number: 

44

Ayahid: 

5539

Sayfa No: 

576

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْكِينَ

Çeviriyazı: 

velem nekü nuṭ`imü-lmiskîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Yoksula da yedirmezdik.

Diyanet İşleri: 

Düşkün kimseyi doyurmuyorduk.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve yoksulu doyurmazdık.

Şaban Piriş: 

Miskinleri/fakirleri doyurmuyorduk.

Edip Yüksel: 

Yoksula da yedirmezdik.

Ali Bulaç: 

Yoksula yedirmezdik.

Suat Yıldırım: 

Fakirleri doyurmaz, onların ihtiyaçlarıyla ilgilenmezdik.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

74:43

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yoksulu yedirip doyurmuyorduk.

Bekir Sadak: 

(50-51) Arslandan urkerek kacan yabani merkeplere benzerler.

İbni Kesir: 

Yoksulu doyurmazdık,

Adem Ugur: 

Yoksulu doyurmuyorduk,

İskender Ali Mihr: 

Ve biz yoksulları doyurmuyorduk.

Celal Yıldırım: 

Yoksulu yedirmedik.

Tefhim ul Kuran: 

«Yoksula da yedirmezdik.»

Fransızca: 

et nous ne nourrissions pas le pauvre,

İspanyolca: 

no dábamos de comer al pobre,

İtalyanca: 

né nutrivamo il povero,

Almanca: 

und wir pflegten nicht den Bedürftigen zu speisen,

Çince: 

也没有济贫,

Hollandaca: 

Nimmer laafden wij de armen.

Rusça: 

Мы не кормили бедняков.

Somalice: 

Mana aannaan ahayn kuwa Quudiya Miskiinka.

Swahilice: 

Wala hatukuwa tukiwalisha masikini.

Uygurca: 

مىسكىنلەرگە تائام بەرمىدۇق

Japonca: 

わたしたちはまた,貧者を養いませんでした。

Arapça (Ürdün): 

«ولم نك نطعم المسكين».

Hintçe: 

और न मोहताजों को खाना खिलाते थे

Tayca: 

เรามิได้ให้อาหารแก่บรรดาผู้ขัดสน

İbranice: 

ולא היינו מאכילים את המסכנים

Hırvatça: 

niti smo siromahe hranili.

Rumence: 

nu am fost printre cei care au ospătat sărmanul,

Transliteration: 

Walam naku nutAAimu almiskeena

Türkçe: 

"Yoksulu yedirip doyurmuyorduk."

Sahih International: 

Nor did we used to feed the poor.

İngilizce: 

Nor were we of those who fed the indigent;

Azerbaycanca: 

Yoxsulu da yedirtməzdik;

Süleyman Ateş: 

Yoksula da yedirmezdik.

Diyanet Vakfı: 

Yoksulu doyurmuyorduk,

Erhan Aktaş: 

“Miskine yediren değildik.”

Kral Fahd: 

yoksulu doyurmuyorduk,

Hasan Basri Çantay: 

«Yoksula yedirmezdik»,

Muhammed Esed: 

ne de yoksulları doyururduk;

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yoksula yedirmezdik,

Portekizce: 

Nem alimentávamos o necessitado;

İsveççe: 

och vi gav inte heller den nödställde att äta

Farsça: 

و به تهیدستان و نیازمندان طعام نمی دادیم

Kürtçe: 

وە خۆراکمان نەدەدا بە ھەژاران

Özbekçe: 

Ва мискинларга таом бермаган эдик.

Malayca: 

"Dan kami tidak pernah memberi makan orang-orang miskin;

Arnavutça: 

dhe prej atyre që i kanë ushqyer të varfërit

Bulgarca: 

и не хранехме нуждаещия се,

Sırpça: 

нити смо хранили сиромахе.

Çekçe: 

ani mezi nuzné krmícími,

Urduca: 

اور مسکین کو کھانا نہیں کھلاتے تھے

Tacikçe: 

ва ба дарвешон таъом намедодем

Tatarca: 

Дәхи без фәкыйрьләрне ашатучылардан, аларга садака бирүчеләрдән булмадык.

Endonezyaca: 

dan kami tidak (pula) memberi makan orang miskin,

Amharca: 

«ለድኾችም የምናበላ አልነበርንም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், ஏழைகளுக்கு உணவளிப்பவர்களாக நாங்கள் இருக்கவில்லை.

Korece: 

가난한 사람들에게 자선을 베풀지 아니하고

Vietnamca: 

“Chúng tôi đã không nuôi ăn người nghèo.”