Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

7

Ayah_chapter_number: 

83

Ayahid: 

1037

Sayfa No: 

161

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ

Çeviriyazı: 

feenceynâhü veehlehû ille-mraeteh. kânet mine-lgâbirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı(nı kurtarmadık) çünkü o, geride kalanlardan oldu.

Diyanet İşleri: 

Bunun üzerine Lut'u ve taraftarlarını kurtardık; yalnız karısı, geride kalıp helake uğrayanlardan oldu.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onu ve akRabasını kurtardık, ancak karısı kurtulmadı ve o, kavmiyle kalanlardandı.

Şaban Piriş: 

Biz de Lût’u ve âilesini kurtardık yalnız karısı geride kalanlardan oldu.

Edip Yüksel: 

Onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. O geride kalanlardan oldu.

Ali Bulaç: 

Bunun üzerine Biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.

Suat Yıldırım: 

Biz de onu ve ailesini kurtardık.Ancak eşi geride kalıp helâk olanlardan oldu. [11,81; 21,74; 51,35-36] {KM, Tekvin 19,26}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Artık Biz O´nu ve ehlini kurtardık, zevcesi müstesna, o geriye kalıp helâk olanlardan oldu.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz de onu ve ailesini kurtardık. Karısı müstesna. O, geriye kalıp yere geçenlerden oldu.

Bekir Sadak: 

(88-89) Milletinin buyukluk taslayan ileri gelenleri, «Ey suayb! Ya dinimize donersiniz ya da, and olsun ki seni ve inananlari seninle beraber kasabamizdan cikaririz» dediler. suayb, onlara: «Istemezsek de mi? Allah bizi dininizden kurtardiktan sonra ona donecek olursak, dogrusu Allah´a karsi yalan uydurmus oluruz. Rabbimizin dilemesi bir yana, dininize donmek bize yakismaz. Rabbimizin ilmi her seyi kusatmistir. Biz yalniz Allah´a guvendik. Rabbimiz! Bizimle milletimiz arasinda hak ile Sen hukum ver, Sen hukmedenlerin en hayirlisisin» dedi.

İbni Kesir: 

Bunun üzerine Biz de, hem onu, hem de ehlini kurtardık. Ancak karısı, geride kalanlardan oldu.

Adem Ugur: 

Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık

İskender Ali Mihr: 

Böylece Biz, onun eşi (hanımı) hariç, onu ve ailesini kurtardık. O, geride kalanlardan oldu.

Celal Yıldırım: 

Bunun üzerine biz Lût´u da, onun ev halkını da kurtardık, ancak karısını değil, o geriye kalıp (gazaba uğrayanlardan) oldu.

Tefhim ul Kuran: 

Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık

Fransızca: 

Or, Nous l'avons sauvé, lui et sa famille, sauf sa femme qui fut parmi les exterminés.

İspanyolca: 

Y les salvamos, a él y a su familia, salvo a su mujer, que fue de los que se rezagaron.

İtalyanca: 

E Noi salvammo lui e la sua famiglia, eccetto sua moglie, che fu tra quelli che rimasero indietro.

Almanca: 

Dann erretteten WIR ihn und seine Familie außer seiner Ehefrau, sie gehörte zu den zugrundegehenden Zurückgebliebenen.

Çince: 

我拯救了他和他的信徒,没有拯救他的女人,她是和其余的人同受刑罚的。

Hollandaca: 

Daarom bevrijdden wij hem en zijn gezin, uitgenomen zijne vrouw; zij was eene dergenen die achterbleven.

Rusça: 

Мы спасли его и его семью, кроме его жены, которая оказалась в числе оставшихся позади.

Somalice: 

Waana Korinay Luudh iyo Ehelkiisa Haweenaysiisii mooyee oo ka mid noqotay kuwa halaag ku hadhay.

Swahilice: 

Basi tukamwokoa yeye na watu wake, isipo kuwa mkewe, alikuwa miongoni mwa walio bakia nyuma.

Uygurca: 

لۇتنى ئۇنىڭ خوتۇنىدىن باشقا، تەۋە كىشىلىرى بىلەن بىللە (ئۇنىڭ قەۋمىگە نازىل بولغان ئازابتىن) قۇتقۇزدۇق، پەقەت خوتۇنىلا (شەھەردە) قىلىپ ھالاك بولغۇچىلاردىن بولدى

Japonca: 

こうしてわれは,かれ(ルート)の妻を除き,かれとその家族を救った。かの女は後の方になった遅れた者の仲間であった。

Arapça (Ürdün): 

«فأنجيناه وأهله إلا امرأته كانت من الغابرين» الباقين في العذاب.

Hintçe: 

तब हमने उनको और उनके घर वालों को नजात दी मगर सिर्फ (एक) उनकी बीबी को कि वह (अपनी बदआमाली से) पीछे रह जाने वालों में थी

Tayca: 

“และเรา ได้ช่วยเขาและครอบครัวของเขาให้รอดพ้น นอกจากภรรยาของเขาเท่านั้น ซึ่งนางปรากฏอยู่ในหมู่ที่คงอยู่ (เพื่อรับการลงโทษ)

İbranice: 

אולם אנו חילצנו אותו עם בני ביתו, חוץ מאשתו אשר הייתה מהנשארים שעונו בעונש

Hırvatça: 

I Mi smo njega i porodicu njegovu spasili, osim žene njegove; ona je ostala sa onima koji su kaznu iskusili.

Rumence: 

Noi i-am mântuit pe el şi pe ai săi, în afară de femeia sa, căci ea se afla printre cei rămaşi în urmă.

Transliteration: 

Faanjaynahu waahlahu illa imraatahu kanat mina alghabireena

Türkçe: 

Biz de onu ve ailesini kurtardık. Karısı müstesna. O, geriye kalıp yere geçenlerden oldu.

Sahih International: 

So We saved him and his family, except for his wife; she was of those who remained [with the evildoers].

İngilizce: 

But we saved him and his family, except his wife: she was of those who legged behind.

Azerbaycanca: 

Biz onu (Lutu) və ailəsini (həmçinin ona iman gətirənləri) xilas etdik. Yalnız övrəti (Vailə öz gizki küfrü səbəbilə) həlak oldu.

Süleyman Ateş: 

Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı geride kalanlardan oldu.

Diyanet Vakfı: 

Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık; çünkü karısı geride kalanlardan (kafirlerden) idi.

Erhan Aktaş: 

Bunun üzerine onu ve yanında yer alanları kurtardık. Karısı hariç; o, geride kalanlardan oldu.

Kral Fahd: 

Bunun üzerine biz de, geride kalanlardan olan karısı dışında, hem Lût u, hem de ehlini kurtarmıştık.

Hasan Basri Çantay: 

Bunun üzerine biz de hem onu, hem geride kalanlardan olan karısından başka bütün ehlini kurtardık.

Muhammed Esed: 

Bunun üzerine onun ve geride kalanlar arasında bulunan karısı dışında yandaşlarını kurtardık.

Gültekin Onan: 

Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ehlini (ailesini) kurtardık

Ali Fikri Yavuz: 

Biz de Lût (Aleyhisselâm) ile ailesini ve bağlılarını kurtardık

Portekizce: 

Porém, salvamo-los, juntamente com a sua família, exceto a sua mulher, que se contou entre os que foram deixados paratrás.

İsveççe: 

Och Vi räddade honom och hela hans hus utom hans hustru, som var bland dem som dröjde sig kvar,

Farsça: 

پس او و اهلش را نجات دادیم مگر همسرش که از باقی ماندگان [در میان کافران] بود.

Kürtçe: 

ئەمجا ئێمە خۆی وشوێنکەوتوانیمان ڕزگار کرد جگە لەخێزانەکەی کە لەتیاچووان بوو

Özbekçe: 

Бас, унга ва аҳлига нажот бердик. Магар хотини ҳалок бўлгувчилардан бўлди. (Пайғамбарга фақат унинг оила аъзоларигина иймон келтирдилар. Аммо уларнинг орасидан ҳам энг яқин кишиси–хотини иймон келтирмади. Оқибатда у жинояткор қавмга қўшилиб ҳалок бўлди.)

Malayca: 

Maka Kami selamatkan dia dan keluarganya (serta pengikut-pengikutnya) melainkan isterinya, adalah ia dari orang-orang yang dibinasakan.

Arnavutça: 

E, Na e kemi shpëtuar atë dhe familjen e tij, përveç gruas së tij. Ajo ishte nga ata që humbën. –

Bulgarca: 

И спасихме него и семейството му, освен неговата жена. Тя бе от оставащите.

Sırpça: 

И Ми смо њега и породицу његову спасили, осим његове жене; она је остала са онима који су казну искусили.

Çekçe: 

A zachránili jsme jej i rodinu jeho kromě ženy jeho, jež byla s těmi, kdož se omeškali.

Urduca: 

آخر کار ہم نے لوطؑ اوراس کے گھر والوں کو بجز اس کی بیوی کے جو پیچھے رہ جانے والوں میں تھی

Tacikçe: 

Лут ва хонадонашро наҷот додем. Ғайри занаш, ки бо дигарон дар шаҳр монд.

Tatarca: 

Лутны вә әһелене коткардык, мәгәр хатынын коткармадык – һәлакәттә калучылардан булды.

Endonezyaca: 

Kemudian Kami selamatkan dia dan pengikut-pengikutnya kecuali isterinya; dia termasuk orang-orang yang tertinggal (dibinasakan).

Amharca: 

እርሱንና ቤተሰቦቹንም አዳንናቸው ሚስቱ ብቻ ስትቀር፡፡ እርሷ (ለጥፋት) ከቀሩት ኾነች፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவரையும் அவருடைய மனைவியைத் தவிர அவருடைய குடும்பத்தையும் பாதுகாத்தோம். அவள் (தண்டனையில்) தங்கியவர்களில் ஆகிவிட்டாள்.

Korece: 

그러나 하나님은 그와 그의 아내를 제외한 그의 가족을 구하 였으며 그녀는 그의 백성과 함께 남아있었더라

Vietnamca: 

Bởi thế, TA đã giải cứu (Lut) và gia đình của Y ngoại trừ vợ của Y. Ả nằm trong đám người bị tiêu diệt kia.