content_ar:
فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Çeviriyazı:
feenceynâhü veehlehû ille-mraeteh. kânet mine-lgâbirîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı(nı kurtarmadık) çünkü o, geride kalanlardan oldu.
Diyanet İşleri:
Bunun üzerine Lut'u ve taraftarlarını kurtardık; yalnız karısı, geride kalıp helake uğrayanlardan oldu.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onu ve akRabasını kurtardık, ancak karısı kurtulmadı ve o, kavmiyle kalanlardandı.
Şaban Piriş:
Biz de Lût’u ve âilesini kurtardık yalnız karısı geride kalanlardan oldu.
Edip Yüksel:
Onu ve ailesini kurtardık. Karısı hariç. O geride kalanlardan oldu.
Ali Bulaç:
Bunun üzerine Biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.
Suat Yıldırım:
Biz de onu ve ailesini kurtardık.Ancak eşi geride kalıp helâk olanlardan oldu. [11,81; 21,74; 51,35-36] {KM, Tekvin 19,26}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık Biz O´nu ve ehlini kurtardık, zevcesi müstesna, o geriye kalıp helâk olanlardan oldu.
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz de onu ve ailesini kurtardık. Karısı müstesna. O, geriye kalıp yere geçenlerden oldu.
Bekir Sadak:
(88-89) Milletinin buyukluk taslayan ileri gelenleri, «Ey suayb! Ya dinimize donersiniz ya da, and olsun ki seni ve inananlari seninle beraber kasabamizdan cikaririz» dediler. suayb, onlara: «Istemezsek de mi? Allah bizi dininizden kurtardiktan sonra ona donecek olursak, dogrusu Allah´a karsi yalan uydurmus oluruz. Rabbimizin dilemesi bir yana, dininize donmek bize yakismaz. Rabbimizin ilmi her seyi kusatmistir. Biz yalniz Allah´a guvendik. Rabbimiz! Bizimle milletimiz arasinda hak ile Sen hukum ver, Sen hukmedenlerin en hayirlisisin» dedi.
İbni Kesir:
Bunun üzerine Biz de, hem onu, hem de ehlini kurtardık. Ancak karısı, geride kalanlardan oldu.
Adem Ugur:
Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık
İskender Ali Mihr:
Böylece Biz, onun eşi (hanımı) hariç, onu ve ailesini kurtardık. O, geride kalanlardan oldu.
Celal Yıldırım:
Bunun üzerine biz Lût´u da, onun ev halkını da kurtardık, ancak karısını değil, o geriye kalıp (gazaba uğrayanlardan) oldu.
Tefhim ul Kuran:
Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ailesini kurtardık
Fransızca:
Or, Nous l'avons sauvé, lui et sa famille, sauf sa femme qui fut parmi les exterminés.
İspanyolca:
Y les salvamos, a él y a su familia, salvo a su mujer, que fue de los que se rezagaron.
İtalyanca:
E Noi salvammo lui e la sua famiglia, eccetto sua moglie, che fu tra quelli che rimasero indietro.
Almanca:
Dann erretteten WIR ihn und seine Familie außer seiner Ehefrau, sie gehörte zu den zugrundegehenden Zurückgebliebenen.
Çince:
我拯救了他和他的信徒,没有拯救他的女人,她是和其余的人同受刑罚的。
Hollandaca:
Daarom bevrijdden wij hem en zijn gezin, uitgenomen zijne vrouw; zij was eene dergenen die achterbleven.
Rusça:
Мы спасли его и его семью, кроме его жены, которая оказалась в числе оставшихся позади.
Somalice:
Waana Korinay Luudh iyo Ehelkiisa Haweenaysiisii mooyee oo ka mid noqotay kuwa halaag ku hadhay.
Swahilice:
Basi tukamwokoa yeye na watu wake, isipo kuwa mkewe, alikuwa miongoni mwa walio bakia nyuma.
Uygurca:
لۇتنى ئۇنىڭ خوتۇنىدىن باشقا، تەۋە كىشىلىرى بىلەن بىللە (ئۇنىڭ قەۋمىگە نازىل بولغان ئازابتىن) قۇتقۇزدۇق، پەقەت خوتۇنىلا (شەھەردە) قىلىپ ھالاك بولغۇچىلاردىن بولدى
Japonca:
こうしてわれは,かれ(ルート)の妻を除き,かれとその家族を救った。かの女は後の方になった遅れた者の仲間であった。
Arapça (Ürdün):
«فأنجيناه وأهله إلا امرأته كانت من الغابرين» الباقين في العذاب.
Hintçe:
तब हमने उनको और उनके घर वालों को नजात दी मगर सिर्फ (एक) उनकी बीबी को कि वह (अपनी बदआमाली से) पीछे रह जाने वालों में थी
Tayca:
“และเรา ได้ช่วยเขาและครอบครัวของเขาให้รอดพ้น นอกจากภรรยาของเขาเท่านั้น ซึ่งนางปรากฏอยู่ในหมู่ที่คงอยู่ (เพื่อรับการลงโทษ)
İbranice:
אולם אנו חילצנו אותו עם בני ביתו, חוץ מאשתו אשר הייתה מהנשארים שעונו בעונש
Hırvatça:
I Mi smo njega i porodicu njegovu spasili, osim žene njegove; ona je ostala sa onima koji su kaznu iskusili.
Rumence:
Noi i-am mântuit pe el şi pe ai săi, în afară de femeia sa, căci ea se afla printre cei rămaşi în urmă.
Transliteration:
Faanjaynahu waahlahu illa imraatahu kanat mina alghabireena
Türkçe:
Biz de onu ve ailesini kurtardık. Karısı müstesna. O, geriye kalıp yere geçenlerden oldu.
Sahih International:
So We saved him and his family, except for his wife; she was of those who remained [with the evildoers].
İngilizce:
But we saved him and his family, except his wife: she was of those who legged behind.
Azerbaycanca:
Biz onu (Lutu) və ailəsini (həmçinin ona iman gətirənləri) xilas etdik. Yalnız övrəti (Vailə öz gizki küfrü səbəbilə) həlak oldu.
Süleyman Ateş:
Biz de onu ve ailesini kurtardık, yalnız karısı geride kalanlardan oldu.
Diyanet Vakfı:
Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık; çünkü karısı geride kalanlardan (kafirlerden) idi.
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine onu ve yanında yer alanları kurtardık. Karısı hariç; o, geride kalanlardan oldu.
Kral Fahd:
Bunun üzerine biz de, geride kalanlardan olan karısı dışında, hem Lût u, hem de ehlini kurtarmıştık.
Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine biz de hem onu, hem geride kalanlardan olan karısından başka bütün ehlini kurtardık.
Muhammed Esed:
Bunun üzerine onun ve geride kalanlar arasında bulunan karısı dışında yandaşlarını kurtardık.
Gültekin Onan:
Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve ehlini (ailesini) kurtardık
Ali Fikri Yavuz:
Biz de Lût (Aleyhisselâm) ile ailesini ve bağlılarını kurtardık
Portekizce:
Porém, salvamo-los, juntamente com a sua família, exceto a sua mulher, que se contou entre os que foram deixados paratrás.
İsveççe:
Och Vi räddade honom och hela hans hus utom hans hustru, som var bland dem som dröjde sig kvar,
Farsça:
پس او و اهلش را نجات دادیم مگر همسرش که از باقی ماندگان [در میان کافران] بود.
Kürtçe:
ئەمجا ئێمە خۆی وشوێنکەوتوانیمان ڕزگار کرد جگە لەخێزانەکەی کە لەتیاچووان بوو
Özbekçe:
Бас, унга ва аҳлига нажот бердик. Магар хотини ҳалок бўлгувчилардан бўлди. (Пайғамбарга фақат унинг оила аъзоларигина иймон келтирдилар. Аммо уларнинг орасидан ҳам энг яқин кишиси–хотини иймон келтирмади. Оқибатда у жинояткор қавмга қўшилиб ҳалок бўлди.)
Malayca:
Maka Kami selamatkan dia dan keluarganya (serta pengikut-pengikutnya) melainkan isterinya, adalah ia dari orang-orang yang dibinasakan.
Arnavutça:
E, Na e kemi shpëtuar atë dhe familjen e tij, përveç gruas së tij. Ajo ishte nga ata që humbën. –
Bulgarca:
И спасихме него и семейството му, освен неговата жена. Тя бе от оставащите.
Sırpça:
И Ми смо њега и породицу његову спасили, осим његове жене; она је остала са онима који су казну искусили.
Çekçe:
A zachránili jsme jej i rodinu jeho kromě ženy jeho, jež byla s těmi, kdož se omeškali.
Urduca:
آخر کار ہم نے لوطؑ اوراس کے گھر والوں کو بجز اس کی بیوی کے جو پیچھے رہ جانے والوں میں تھی
Tacikçe:
Лут ва хонадонашро наҷот додем. Ғайри занаш, ки бо дигарон дар шаҳр монд.
Tatarca:
Лутны вә әһелене коткардык, мәгәр хатынын коткармадык – һәлакәттә калучылардан булды.
Endonezyaca:
Kemudian Kami selamatkan dia dan pengikut-pengikutnya kecuali isterinya; dia termasuk orang-orang yang tertinggal (dibinasakan).
Amharca:
እርሱንና ቤተሰቦቹንም አዳንናቸው ሚስቱ ብቻ ስትቀር፡፡ እርሷ (ለጥፋት) ከቀሩት ኾነች፡፡
Tamilce:
ஆக, அவரையும் அவருடைய மனைவியைத் தவிர அவருடைய குடும்பத்தையும் பாதுகாத்தோம். அவள் (தண்டனையில்) தங்கியவர்களில் ஆகிவிட்டாள்.
Korece:
그러나 하나님은 그와 그의 아내를 제외한 그의 가족을 구하 였으며 그녀는 그의 백성과 함께 남아있었더라
Vietnamca:
Bởi thế, TA đã giải cứu (Lut) và gia đình của Y ngoại trừ vợ của Y. Ả nằm trong đám người bị tiêu diệt kia.
Ayet Linkleri: