019. Meryem - (Meryem) Maryam – مريم

 
00:00

kâf-hâ-yâ-`ayn-ṣâd.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ كهيعص

Türkçe:

Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.

Diyanet Vakfı:

Kaf. Ha. Ya. Ayn. Sad.

İngilizce:

Kaf. Ha. Ya. 'Ain. Sad.

Fransızca:

Kaf, Ha, Ya, Ain, Sad .

Almanca:

Kaf-ha-ja-'ain-sad .

Rusça:

Каф. Ха. Йа. Айн. Сад.

Açıklama:
 
00:00

ẕikru raḥmeti rabbike `abdehû zekeriyyâ.

Arapça:

ذِكْرُ رَحْمَتِ رَبِّكَ عَبْدَهُ زَكَرِيَّا

Türkçe:

Rabbinin rahmetinin, Zekeriyya kuluna anılışıdır bu...

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır.

Diyanet Vakfı:

(Bu,) Rabbinin, Zekeriyya kuluna rahmetinin anılmasıdır.

İngilizce:

(This is) a recital of the Mercy of thy Lord to His servant Zakariya.

Fransızca:

C'est un récit de la miséricorde de ton Seigneur envers Son serviteur Zacharie.

Almanca:

Dies ist die Mitteilung über die Gnade, die dein HERR Seinem Diener Zakaria erwiesen hat,

Rusça:

Это является напоминанием о милости твоего Господа, оказанной Его рабу Закарийе (Захарие).

Açıklama:
 
00:00

iẕ nâdâ rabbehû nidâen ḫafiyyâ.

Arapça:

إِذْ نَادَىٰ رَبَّهُ نِدَاءً خَفِيًّا

Türkçe:

Hani o, Rabbine gizli bir sesle seslenmişti de,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bir zamanlar o, Rabbine gizlice (içinden) yalvarmıştı.

Diyanet Vakfı:

Hani o, gizli bir sesle Rabbine niyaz etmişti:

İngilizce:

Behold! he cried to his Lord in secret,

Fransızca:

Lorsqu'il invoqua son Seigneur d'une invocation secrète,

Almanca:

als dieser seinen HERRN mit einem unauffälligen Ruf anrief.

Rusça:

Вот он воззвал к своему Господу в тайне

Açıklama:
 
00:00

ḳâle rabbi innî vehene-l`ażmü minnî veşte`ale-rra'sü şeybev velem eküm bidü`âike rabbi şeḳiyyâ.

Arapça:

قَالَ رَبِّ إِنِّي وَهَنَ الْعَظْمُ مِنِّي وَاشْتَعَلَ الرَّأْسُ شَيْبًا وَلَمْ أَكُن بِدُعَائِكَ رَبِّ شَقِيًّا

Türkçe:

Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma/senin için çağrı yapma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht/zorluk ve şiddet yanlısı olmadım."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şöyle demişti: "Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım."

Diyanet Vakfı:

Rabbim! dedi, benden (vücudumdan), kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ve ben, Rabbim, sana (ettiğim) dua sayesinde hiç bedbaht olmadım.

İngilizce:

Praying: "O my Lord! infirm indeed are my bones, and the hair of my head doth glisten with grey: but never am I unblest, O my Lord, in my prayer to Thee!

Fransızca:

et dit : "ô mon Seigneur , mes os sont affaiblis et ma tête s'est enflammée de cheveux blancs. [Cependant], je n'ai jamais été malheureux [déçu] en te priant, ô mon Seigneur.

Almanca:

Er sagte: "HERR! Gewiß, mir liegt die Schwäche in den Knochen und mein Kopf ist voll grauer Haare. Doch nie war ich mit dem Bittgebet zu Dir - HERR! – erfolglos.

Rusça:

и сказал: "Господи! Воистину, кости мои ослабели, а седина уже распространилась по моей голове. А ведь раньше благодаря молитвам к Тебе, Господи, я не был несчастен.

Açıklama:
 
00:00

veinnî ḫiftü-lmevâliye miv verâî vekâneti-mraetî `âḳiran feheb lî mil ledünke veliyyâ.

Arapça:

وَإِنِّي خِفْتُ الْمَوَالِيَ مِن وَرَائِي وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا فَهَبْ لِي مِن لَّدُنكَ وَلِيًّا

Türkçe:

"Ben, arkamdan gelecek yakınlarımdan endişe ediyorum. Karımsa kısır. O halde, katından bana bir dost bağışla;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek varislerden endişedeyim. Karım da kısır bulunuyor. Onun için katından bana bir çocuk ihsan et.

Diyanet Vakfı:

Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver.

İngilizce:

Now I fear (what) my relatives (and colleagues) (will do) after me: but my wife is barren: so give me an heir as from Thyself,-

Fransızca:

Je crains [le comportement] de mes héritiers, après mois. Et ma propre femme est stérile. Accorde-moi, de Ta part, un descendant

Almanca:

Auch bin ich besorgt über das Verhalten der Erben nach meinem Tod, und meine Gattin war immer unfruchtbar, so schenke mir von Dir aus einen Wali ,

Rusça:

Я опасаюсь того, что натворят мои родственники после меня, потому что жена моя бесплодна. Даруй же мне от Тебя наследника,

Açıklama:
 
00:00

yeriŝünî veyeriŝü min âli ya`ḳûb. vec`alhü rabbi raḍiyyâ.

Arapça:

يَرِثُنِي وَيَرِثُ مِنْ آلِ يَعْقُوبَ ۖ وَاجْعَلْهُ رَبِّ رَضِيًّا

Türkçe:

Ki hem bana mirasçı olsun hem de Yakub hanedanına mirasçı olsun. Ve onu hoşnutluğunu kazanmış bir kul eyle, Rabbim."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ki bana da mirasçı olsun, Yakub ailesine de mirascı olsun. Rabbim, onu sen rızana kavuştur.

Diyanet Vakfı:

Ki o bana varis olsun; Ya'kub hanedanına da varis olsun. Rabbim, onu rızana layık kıl!

İngilizce:

(One that) will (truly) represent me, and represent the posterity of Jacob; and make him, O my Lord! one with whom Thou art well-pleased!

Fransızca:

qui hérite de moi et hérite de la famille de Jacob. Et fais qu'il te soit agréable, ô mon Seigneur".

Almanca:

der mich beerbt und auch von der Familie Ya'qubs erbt, und lasse ihn - HERR! - ein Angenommener sein!"

Rusça:

который наследует мне и семейству Йакуба (Иакова). И сделай его, Господи, угодником".

Açıklama:
 
00:00

yâ zekeriyyâ innâ nübeşşiruke bigulâmin-smühû yaḥyâ lem nec`al lehû min ḳablü semiyyâ.

Arapça:

يَا زَكَرِيَّا إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَىٰ لَمْ نَجْعَل لَّهُ مِن قَبْلُ سَمِيًّا

Türkçe:

Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeliyoruz; adı Yahya, daha önce ona hiç kimseyi adaş yapmadık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Allah şöyle buyurdu): "Ey Zekeriyya! Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık."

Diyanet Vakfı:

(Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.

İngilizce:

(His prayer was answered): "O Zakariya! We give thee good news of a son: His name shall be Yahya: on none by that name have We conferred distinction before."

Fransızca:

"ô Zacharie, Nous t'annonçons la bonne nouvelle d'un fils. Son nom sera Yahya [Jean]. Nous ne lui avons pas donné auparavant d'homonyme".

Almanca:

Zakaria! Gewiß, WIR überbringen dir doch frohe Botschaft von einem Jungen Namens Yahya. Dessen Namen haben WIR niemandem zuvor gegeben.

Rusça:

О Закарийа (Захария)! Воистину, Мы радуем тебя вестью о мальчике, имя которому Йахйа (Иоанн). Мы не создавали прежде никого с таким именем (или никого подобного ему).

Açıklama:
 
00:00

ḳâle rabbi ennâ yekûnü lî gulâmüv vekâneti-mraetî `âḳirav veḳad belagtü mine-lkiberi `itiyyâ.

Arapça:

قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَامٌ وَكَانَتِ امْرَأَتِي عَاقِرًا وَقَدْ بَلَغْتُ مِنَ الْكِبَرِ عِتِيًّا

Türkçe:

Dedi: "Rabbim, benim için oğul nasıl söz konusu olur? Karım, doğurganlığını yitirmiştir, bense yaşlılığın gerçekten en ileri basamağına ulaştım."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Zekeriyya: "Rabbim! Karım kısır, ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi.

Diyanet Vakfı:

Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır olduğu, ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?

İngilizce:

He said: "O my Lord! How shall I have a son, when my wife is barren and I have grown quite decrepit from old age?"

Fransızca:

Et [Zacharie dit]: "ô mon Seigneur, comment aurai-je un fils, quand ma femme est stérile et que je suis très avancé en vieillesse ? "

Almanca:

Er sagte: "HERR! Wie kann ich einen Jungen haben, wo meine Gattin immer unfruchtbar war und ich bereits das Greisenalter erreicht habe?!"

Rusça:

Он сказал: "Господи! Как может быть у меня мальчик, если моя жена бесплодна, а я уже достиг дряхлого возраста?"

Açıklama:
 
00:00

ḳâle keẕâlik. ḳâle rabbüke hüve `aleyye heyyinüv veḳad ḫalaḳtüke min ḳablü velem tekü şey'â.

Arapça:

قَالَ كَذَٰلِكَ قَالَ رَبُّكَ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ وَقَدْ خَلَقْتُكَ مِن قَبْلُ وَلَمْ تَكُ شَيْئًا

Türkçe:

"Bu budur." dedi. Rabbin şöyle buyurdu: "Onu yapmak benim için çok kolaydır. Nitekim daha önce de sen hiçbir şey değilken seni yaratmıştım."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Allah yahut Cebrail ona şöyle) dedi: "Dediğin gibidir, (fakat) Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak bana kolaydır. Nitekim bundan önce seni yarattım. Halbuki sen hiçbir şey değildin."

Diyanet Vakfı:

Allah: Öyledir, dedi; Rabbin: O bana kolaydır. Daha önce, sen hiçbir şey değilken seni de yaratmıştım, buyurdu.

İngilizce:

He said: "So (it will be) thy Lord saith, 'that is easy for Me: I did indeed create thee before, when thou hadst been nothing!'"

Fransızca:

[Allah] lui dit : "Ainsi sera-t-il ! Ton Seigneur a dit : "Ceci m'est facile. Et avant cela, Je t'ai créé alors que tu n'étais rien".

Almanca:

Er (der Engel) sagte: "Es ist so! Dein HERR sagte: "Dies ist Mir ein Leichtes! ICH erschuf bereits auch dich, obwohl du nichts warst."

Rusça:

Он сказал: "Все так и будет! Господь твой сказал: "Это для Меня легко, ведь прежде Я сотворил тебя самого, хотя тебя вообще не было"".

Açıklama:
 
00:00

ḳâle rabbi-c`al lî âyeh. ḳâle âyetüke ellâ tükellime-nnâse ŝelâŝe leyâlin seviyyâ.

Arapça:

قَالَ رَبِّ اجْعَل لِّي آيَةً ۚ قَالَ آيَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ النَّاسَ ثَلَاثَ لَيَالٍ سَوِيًّا

Türkçe:

Dedi: "Rabbim, bana bir işaret ver." Cevap verdi: "İşaretin, sapasağlam olduğun halde üç gece insanlarla konuşmamandır."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Zekeriyya şöyle dedi: "Rabbim! Bana alâmet ver." Allah: "Senin alâmetin, sapasağlam olduğun halde, üç gün, üç gece insanlarla konuşamaz hale gelmendir." buyurdu.

Diyanet Vakfı:

O: Rabbim! dedi, (çocuğum olacağına dair) bana bir işaret ver. Allah: Sana işaret, sapasağlam olduğun halde üç gün insanlarla konuşamamandır, buyurdu.

İngilizce:

(Zakariya) said: "O my Lord! give me a Sign." "Thy Sign," was the answer, "Shall be that thou shalt speak to no man for three nights, although thou art not dumb."

Fransızca:

"ô mon Seigneur, dit [Zacharie], accorde-moi un signe". "Ton signe, dit [Allah,] sera que tu ne pourras pas parler aux gens pendant trois nuits tout en étant bien portant.

Almanca:

Er sagte: "HERR! Lege mir eine Aya fest!" ER sagte: "Deine Aya sei, daß du mit den Menschen drei volle Nächte nicht reden kannst."

Rusça:

Он сказал: "Господи! Назначь для меня знамение". Он сказал: "Знамением для тебя станет то, что ты не будешь говорить с людьми в течение трех ночей, будучи в полном здравии".

Açıklama:

Pages

Subscribe to 019. Meryem - (Meryem) Maryam – مريم