Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 164
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
1061 164 7 107 9 فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُّبِينٌ feelḳâ `aṣâhü feiẕâ hiye ŝü`bânüm mübîn. Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler. So Moses threw his staff, and suddenly it was a serpent, manifest. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1062 164 7 108 9 وَنَزَعَ يَدَهُ فَإِذَا هِيَ بَيْضَاءُ لِلنَّاظِرِينَ veneza`a yedehû feiẕâ hiye beyḍâü linnâżirîn. Musa, asasını yere atar atmaz apaçık bir yılan (ejderha) oluverdi; elini çıkardı, bakanlar bembeyaz olduğunu gördüler. And he drew out his hand; thereupon it was white [with radiance] for the observers. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1063 164 7 109 9 قَالَ الْمَلَأُ مِن قَوْمِ فِرْعَوْنَ إِنَّ هَٰذَا لَسَاحِرٌ عَلِيمٌ ḳâle-lmeleü min ḳavmi fir`avne inne hâẕâ lesâḥirun `alîm. Firavun milletinin ileri gelenleri, "Doğrusu bu bilgin bir sihirbazdır, sizi memleketinizden çıkarmak istiyor" dediler. Firavun: "Ne buyurursunuz?" dedi. Said the eminent among the people of Pharaoh, "Indeed, this is a learned magician Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1064 164 7 110 9 يُرِيدُ أَن يُخْرِجَكُم مِّنْ أَرْضِكُمْ ۖ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ yürîdü ey yuḫriceküm min arḍiküm. femâẕâ te'mürûn. Firavun milletinin ileri gelenleri, "Doğrusu bu bilgin bir sihirbazdır, sizi memleketinizden çıkarmak istiyor" dediler. Firavun: "Ne buyurursunuz?" dedi. Who wants to expel you from your land [through magic], so what do you instruct?" Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1065 164 7 111 9 قَالُوا أَرْجِهْ وَأَخَاهُ وَأَرْسِلْ فِي الْمَدَائِنِ حَاشِرِينَ ḳâlû ercih veeḫâhü veersil fi-lmedâini ḥâşirîn. Onu ve kardeşini eğle; şehirlere toplayıcılar gönder, bütün bilgin sihirbazları sana getirsinler dediler. They said, "Postpone [the matter of] him and his brother and send among the cities gatherers Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1066 164 7 112 9 يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ ye'tûke bikülli sâḥirin `alîm. Onu ve kardeşini eğle; şehirlere toplayıcılar gönder, bütün bilgin sihirbazları sana getirsinler dediler. Who will bring you every learned magician." Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1067 164 7 113 9 وَجَاءَ السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالُوا إِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِن كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ vecâe-sseḥaratü fir`avne ḳâlû inne lenâ leecran in künnâ naḥnü-lgâlibîn. Sihirbazlar Firavun'a geldi, "Yenecek olursak bize şüphesiz bir mükafat var değil mi?" dediler. And the magicians came to Pharaoh. They said, "Indeed for us is a reward if we are the predominant." Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1068 164 7 114 9 قَالَ نَعَمْ وَإِنَّكُمْ لَمِنَ الْمُقَرَّبِينَ ḳâle ne`am veinneküm lemine-lmüḳarrabîn. Firavun, "Evet, yenerseniz gözdelerden olacaksınız" dedi. He said, "Yes, and, [moreover], you will be among those made near [to me]." Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1069 164 7 115 9 قَالُوا يَا مُوسَىٰ إِمَّا أَن تُلْقِيَ وَإِمَّا أَن نَّكُونَ نَحْنُ الْمُلْقِينَ ḳâlû yâ mûsâ immâ en tülḳiye veimmâ en nekûne naḥnü-lmülḳîn. Sihirbazlar: "Ey Musa! Marifetini ya sen ortaya koy veya biz koyalım" dediler. They said, "O Moses, either you throw [your staff], or we will be the ones to throw [first]." Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1070 164 7 116 9 قَالَ أَلْقُوا ۖ فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ ḳâle elḳû. felemmâ elḳav seḥarû a`yüne-nnâsi vesterhebûhüm vecâû bisiḥrin `ażîm. Musa: "Siz koyun" dedi. Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca insanların gözlerini sihirlediler ve onları ürküttüler, büyük bir sihir yaptılar. He said, "Throw," and when they threw, they bewitched the eyes of the people and struck terror into them, and they presented a great [feat of] magic. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1071 164 7 117 9 ۞ وَأَوْحَيْنَا إِلَىٰ مُوسَىٰ أَنْ أَلْقِ عَصَاكَ ۖ فَإِذَا هِيَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ veevḥaynâ ilâ mûsâ en elḳi `aṣâk. feiẕâ hiye telḳafü mâ ye'fikûn. Biz de Musa'ya, "Asanı koyuver" dedik, o da koydu; hemen onların uydurduklarını yutmaya başladı. And We inspired to Moses, "Throw your staff," and at once it devoured what they were falsifying. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1072 164 7 118 9 فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ feveḳa`a-lḥaḳḳu vebeṭale mâ kânû ya`melûn. Hak tahakkuk etti, onların yaptıkları boşa gitti. So the truth was established, and abolished was what they were doing. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1073 164 7 119 9 فَغُلِبُوا هُنَالِكَ وَانقَلَبُوا صَاغِرِينَ fegulibû hünâlike venḳalebû ṣâgirîn. İşte orada yenildiler, küçük düştüler. And Pharaoh and his people were overcome right there and became debased. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1074 164 7 120 9 وَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سَاجِدِينَ veülḳiye-sseḥaratü sâcidîn. Sihirbazlar secdeye kapanıp, "Alemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandık" dediler. And the magicians fell down in prostration [to Allah]. Sayfa 164, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 165
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
1075 165 7 121 9 قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ الْعَالَمِينَ ḳâlû âmennâ birabbi-l`âlemîn. Sihirbazlar secdeye kapanıp, "Alemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandık" dediler. They said, "We have believed in the Lord of the worlds, Sayfa 165, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1076 165 7 122 9 رَبِّ مُوسَىٰ وَهَارُونَ rabbi mûsâ vehârûn. Sihirbazlar secdeye kapanıp, "Alemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandık" dediler. The Lord of Moses and Aaron." Sayfa 165, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1077 165 7 123 9 قَالَ فِرْعَوْنُ آمَنتُم بِهِ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّ هَٰذَا لَمَكْرٌ مَّكَرْتُمُوهُ فِي الْمَدِينَةِ لِتُخْرِجُوا مِنْهَا أَهْلَهَا ۖ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ ḳâle fir`avnü âmentüm bihî ḳable en âẕene leküm. inne hâẕâ lemekrum mekertümûhü fi-lmedîneti lituḫricû minhâ ehlehâ. fesevfe ta`lemûn. Firavun: "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir, fakat siz göreceksiniz. And olsun ki, ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım" dedi. Said Pharaoh, "You believed in him before I gave you permission. Indeed, this is a conspiracy which you conspired in the city to expel therefrom its people. But you are going to know. Sayfa 165, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1078 165 7 124 9 لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَافٍ ثُمَّ لَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ leüḳaṭṭi`anne eydiyeküm veercüleküm min ḫilâfin ŝümme leüṣallibenneküm ecme`în. Firavun: "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu bu, halkı şehirden çıkarmak için düzdüğünüz bir hiledir, fakat siz göreceksiniz. And olsun ki, ellerinizi ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra da hepinizi asacağım" dedi. I will surely cut off your hands and your feet on opposite sides; then I will surely crucify you all." Sayfa 165, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1079 165 7 125 9 قَالُوا إِنَّا إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ ḳâlû innâ ilâ rabbinâ münḳalibûn. Onlar da: "Doğrusu biz ancak Rabbimize döneriz. Rabbimizin ayetleri gelince, onlara inanmamızdan ötürü bizden öç alıyorsun. Rabbimiz! Bize sabır ver ve canımızı müslim olarak al" dediler. They said, "Indeed, to our Lord we will return. Sayfa 165, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف
1080 165 7 126 9 وَمَا تَنقِمُ مِنَّا إِلَّا أَنْ آمَنَّا بِآيَاتِ رَبِّنَا لَمَّا جَاءَتْنَا ۚ رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَتَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ vemâ tenḳimü minnâ illâ en âmennâ biâyâti rabbinâ lemmâ câetnâ. rabbenâ efrig `aleynâ ṣabrav veteveffenâ müslimîn. Onlar da: "Doğrusu biz ancak Rabbimize döneriz. Rabbimizin ayetleri gelince, onlara inanmamızdan ötürü bizden öç alıyorsun. Rabbimiz! Bize sabır ver ve canımızı müslim olarak al" dediler. And you do not resent us except because we believed in the signs of our Lord when they came to us. Our Lord, pour upon us patience and let us die as Muslims [in submission to You]." Sayfa 165, Cuz 9, الأعراف, Al-Araf-- الأعراف

Pages

CSV