Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 600
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
6161 600 101 4 30 يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ yevme yekûnü-nnâsü kelferâşi-lmebŝûŝ. O gün insanlar, ateş etrafında çırpınıp dökülen pervaneye dönecekler. It is the Day when people will be like moths, dispersed, Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6162 600 101 5 30 وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ الْمَنفُوشِ vetekûnü-lcibâlü kel`ihni-lmenfûş. Dağlar, atılmış renkli yüne benzeyecekler. And the mountains will be like wool, fluffed up. Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6163 600 101 6 30 فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ feemmâ men ŝeḳulet mevâzînüh. Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır. Then as for one whose scales are heavy [with good deeds], Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6164 600 101 7 30 فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ fehüve fî `îşetir râḍiyeh. Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır. He will be in a pleasant life. Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6165 600 101 8 30 وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ veemmâ men ḫaffet mevâzînüh. Tartıları hafif gelenler ise, But as for one whose scales are light, Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6166 600 101 9 30 فَأُمُّهُ هَاوِيَةٌ feümmühû hâviyeh. Onların yeri bir çukurdur. His refuge will be an abyss. Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6167 600 101 10 30 وَمَا أَدْرَاكَ مَا هِيَهْ vemâ edrâke mâ hiyeh. O çukurun ne olduğunu sen bilir misin? And what can make you know what that is? Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6168 600 101 11 30 نَارٌ حَامِيَةٌ nârun ḥâmiyeh. O, kızgın bir ateştir. It is a Fire, intensely hot. Sayfa 600, Cuz 30, القارعة, Al-Qaria—القارعة
6169 600 102 1 30 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَلْهَاكُمُ التَّكَاثُرُ elhâkümü-ttekâŝür. Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz. Competition in [worldly] increase diverts you Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6170 600 102 2 30 حَتَّىٰ زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ ḥattâ zürtümü-lmeḳâbir. Çoğunluk olmak iddianız sizi o kadar meşgul etti ki, mezarları ziyaretle oradakileri de sayacak kadar oldunuz. Until you visit the graveyards. Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6171 600 102 3 30 كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ kellâ sevfe ta`lemûn. Hayır; öyle olmayın; yakında bileceksiniz. No! You are going to know. Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6172 600 102 4 30 ثُمَّ كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ ŝümme kellâ sevfe ta`lemûn. Hayır; gözünüzü açın; yakında bileceksiniz. Then no! You are going to know. Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6173 600 102 5 30 كَلَّا لَوْ تَعْلَمُونَ عِلْمَ الْيَقِينِ kellâ lev ta`lemûne `ilme-lyeḳîn. Dikkat edin, şayet yaptığınızın sonucunu kesin olarak bir bilseniz! No! If you only knew with knowledge of certainty... Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6174 600 102 6 30 لَتَرَوُنَّ الْجَحِيمَ leteravunne-lceḥîm. And olsun ki, cehennemi göreceksiniz. You will surely see the Hellfire. Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6175 600 102 7 30 ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ ŝümme leteravunnehâ `ayne-lyeḳîn. And olsun ki, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. Then you will surely see it with the eye of certainty. Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
6176 600 102 8 30 ثُمَّ لَتُسْأَلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّعِيمِ ŝümme letüs'elünne yevmeiẕin `ani-nne`îm. Sonra o gün, size verilmiş olan her nimetten sorguya çekileceksiniz. Then you will surely be asked that Day about pleasure. Sayfa 600, Cuz 30, التكاثر, At-Takathur—التكاثر
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 601
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
6177 601 103 1 30 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالْعَصْرِ vel`aṣr. İkindi vaktine (Asra; çağa) and olsun ki, By time, Sayfa 601, Cuz 30, العصر, Al-Asr—العصر
6178 601 103 2 30 إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ inne-l'insâne lefî ḫusr. İnsan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Indeed, mankind is in loss, Sayfa 601, Cuz 30, العصر, Al-Asr—العصر
6179 601 103 3 30 إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ ille-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti vetevâṣav bilḥaḳḳi vetevâṣav biṣṣabr. Ancak inanıp yararlı iş işleyenler, birbirlerine gerçeği tavsiye edenler ve sabırlı olmayı tavsiye edenler bunun dışındadır. Except for those who have believed and done righteous deeds and advised each other to truth and advised each other to patience. Sayfa 601, Cuz 30, العصر, Al-Asr—العصر
6180 601 104 1 30 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَيْلٌ لِّكُلِّ هُمَزَةٍ لُّمَزَةٍ veylül likülli hümezetil lümezeh. Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline! Woe to every scorner and mocker Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة

Pages

CSV