Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 525
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4781 525 52 46 27 يَوْمَ لَا يُغْنِي عَنْهُمْ كَيْدُهُمْ شَيْئًا وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ yevme lâ yugnî `anhüm keydühüm şey'ev velâ hüm yünṣarûn. O gün, düzenleri kendilerine bir fayda vermez; yardım da görmezler. The Day their plan will not avail them at all, nor will they be helped. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4782 525 52 47 27 وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذَٰلِكَ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ veinne lilleẕîne żalemû `aẕâben dûne ẕâlike velâkinne ekŝerahüm lâ ya`lemûn. Zulmedenlere, şüphesiz, bundan başka da azap vardır; fakat onların çoğu bilmezler. And indeed, for those who have wronged is a punishment before that, but most of them do not know. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4783 525 52 48 27 وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعْيُنِنَا ۖ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ vaṣbir liḥukmi rabbike feinneke bia`yüninâ vesebbiḥ biḥamdi rabbike ḥîne teḳûm. Rabbinin hükmü yerine gelinceye kadar sabret; doğrusu sen, Bizim nezaretimiz altındasın; kalkarken Rabbini överek tesbih et; And be patient, [O Muhammad], for the decision of your Lord, for indeed, you are in Our eyes. And exalt [Allah] with praise of your Lord when you arise. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4784 525 52 49 27 وَمِنَ اللَّيْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ vemine-lleyli fesebbiḥhü veidbâra-nnücûm. Geceleyin ve yıldızlar kaybolurken de O'nu tesbih et. And in a part of the night exalt Him and after [the setting of] the stars. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 526
ANosort descending SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4785 526 53 1 27 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَىٰ vennecmi iẕâ hevâ. Batmakta olan yıldıza and olsun ki, By the star when it descends, Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4786 526 53 2 27 مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ mâ ḍalle ṣâḥibüküm vemâ gavâ. Arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır. Your companion [Muhammad] has not strayed, nor has he erred, Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4787 526 53 3 27 وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَىٰ vemâ yenṭiḳu `ani-lhevâ. O, kendiliğinden konuşmamaktadır. Nor does he speak from [his own] inclination. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4788 526 53 4 27 إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَىٰ in hüve illâ vaḥyüy yûḥâ. Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir. It is not but a revelation revealed, Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4789 526 53 5 27 عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَىٰ `allemehû şedîdü-lḳuvâ. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş. Taught to him by one intense in strength - Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4790 526 53 6 27 ذُو مِرَّةٍ فَاسْتَوَىٰ ẕû mirrah. festevâ. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş. One of soundness. And he rose to [his] true form Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4791 526 53 7 27 وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَىٰ vehüve bil'üfüḳi-l'a`lâ. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş. While he was in the higher [part of the] horizon. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4792 526 53 8 27 ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ŝümme denâ fetedellâ. Sonra yaklaşmış ve inmiştir. Then he approached and descended Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4793 526 53 9 27 فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ fekâne ḳâbe ḳavseyni ev ednâ. Araları iki yay aralığı kadar veya daha da yakın oldu. And was at a distance of two bow lengths or nearer. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4794 526 53 10 27 فَأَوْحَىٰ إِلَىٰ عَبْدِهِ مَا أَوْحَىٰ feevḥâ ilâ `abdihî mâ evḥâ. Allah o anda kuluna vahyedeceğini etti. And he revealed to His Servant what he revealed. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4795 526 53 11 27 مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَىٰ mâ keẕebe-lfüâdü mâ raâ. Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı. The heart did not lie [about] what it saw. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4796 526 53 12 27 أَفَتُمَارُونَهُ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ efetümârûnehû `alâ mâ yerâ. Ey inkarcılar! Onun gördüğü şey hakkında kendisi ile tartışır mısınız? So will you dispute with him over what he saw? Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4797 526 53 13 27 وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَىٰ veleḳad raâhü nezleten uḫrâ. And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür. And he certainly saw him in another descent Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4798 526 53 14 27 عِندَ سِدْرَةِ الْمُنتَهَىٰ `inde sidrati-lmüntehâ. And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür. At the Lote Tree of the Utmost Boundary - Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4799 526 53 15 27 عِندَهَا جَنَّةُ الْمَأْوَىٰ `indehâ cennetü-lme'vâ. Orada Me'va cenneti vardır. Near it is the Garden of Refuge - Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4800 526 53 16 27 إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَىٰ iẕ yagşe-ssidrate mâ yagşâ. Sidre'yi bürüyen bürüyordu. When there covered the Lote Tree that which covered [it]. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم

Pages

CSV