Al-Qiyama—القيامة

İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

lâ uḳsimü biyevmi-lḳiyâmeh.

Türkçe:
Hayır, öyle değil! Kıyamet gününe yemin ederim ki,
İngilizce:
I do call to witness the Resurrection Day;
Fransızca:
Non ! ... Je jure par le jour de la Résurrection !
Almanca:
Nein, ICH schwöre beim Tag der Auferstehung,
Rusça:
Клянусь Днем воскресения!
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ لَا أُقْسِمُ بِيَوْمِ الْقِيَامَةِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayır, yemin ederim o kıyamet gününe.
Diyanet Vakfı:
Kıyamet gününe yemin ederim.

velâ uḳsimü binnefsi-llevvâmeh.

Türkçe:
Öyle değil! Kendisini ısrarla kınayan benliğe de yemin ederim.
İngilizce:
And I do call to witness the self-reproaching spirit: (Eschew Evil).
Fransızca:
Mais non ! , Je jure par l'âme qui ne cesse de se blâmer. .
Almanca:
nein, auch schwöre ICH bei der tadelnden Seele.
Rusça:
Клянусь душой попрекающей!
Arapça:
وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse.
Diyanet Vakfı:
Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz).

eyaḥsebü-l'insânü ellen necme`a `iżâmeh.

Türkçe:
İnsan, kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor?
İngilizce:
Does man think that We cannot assemble his bones?
Fransızca:
L'homme, pense-t-il que Nous ne réunirons jamais ses os ?
Almanca:
Denkt der Mensch etwa, daß WIR seine Knochen nicht zusammenfügen werden?!
Rusça:
Неужели человек полагает, что Мы не соберем его костей?
Arapça:
أَيَحْسَبُ الْإِنسَانُ أَلَّن نَّجْمَعَ عِظَامَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor?
Diyanet Vakfı:
İnsan, kendisinin kemiklerini biraraya toplayamayacağımızı mı sanır?

belâ ḳâdirîne `alâ en nüsevviye benâneh.

Türkçe:
Hayır, sandığı gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz.
İngilizce:
Nay, We are able to put together in perfect order the very tips of his fingers.
Fransızca:
Mais si ! Nous sommes Capable de remettre à leur place les extrémités de ses doigts. .
Almanca:
Doch, mit Sicherheit! WIR sind fähig, daß WIR seine Fingerkuppen in Ordnung bringen.
Rusça:
Конечно! Мы способны восстановить даже кончики его пальцев.
Arapça:
بَلَىٰ قَادِرِينَ عَلَىٰ أَن نُّسَوِّيَ بَنَانَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
Diyanet Vakfı:
Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

bel yürîdü-l'insânü liyefcüra emâmeh.

Türkçe:
Fakat insan kendi önünde rezillik sergilemeyi ister.
İngilizce:
But man wishes to do wrong (even) in the time in front of him.
Fransızca:
L'homme voudrait plutôt continuer à vivre en libertin.
Almanca:
Nein, sondern der Mensch will, vor Ihm Verfehlungen öffentlich begehen.
Rusça:
Но человек желает и впредь совершать грехи.
Arapça:
بَلْ يُرِيدُ الْإِنسَانُ لِيَفْجُرَ أَمَامَهُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat insan günahı devam ettirmek ister.
Diyanet Vakfı:
Fakat insan önündekini (kıyameti) yalanlamak ister.

yes'elü eyyâne yevmü-lḳiyâmeh.

Türkçe:
"Kıyamet günü nerede/ne zaman?" diye sorar.
İngilizce:
He questions: "When is the Day of Resurrection?"
Fransızca:
Il interroge : "A quand, le Jour de la Résurrection ? "
Almanca:
Er fragt: "Wann ist der Tag der Auferstehung?"
Rusça:
Он спрашивает, когда же наступит День воскресения?
Arapça:
يَسْأَلُ أَيَّانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O kıyamet günü ne zaman? diye sorar.
Diyanet Vakfı:
"Kıyamet günü ne zamanmış?" diye sorar.

feiẕâ beriḳa-lbeṣar.

Türkçe:
Göz şimşek çaktığında,
İngilizce:
At length, when the sight is dazed,
Fransızca:
Lorsque la vue sera éblouie,
Almanca:
Also wenn die Augen strahlen,
Rusça:
Когда взор будет ошеломлен,
Arapça:
فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ne zaman ki o göz şimşek çakar,
Diyanet Vakfı:
İşte, göz kamaştığı,

veḫasefe-lḳamer.

Türkçe:
Ay tutulduğunda,
İngilizce:
And the moon is buried in darkness.
Fransızca:
et que la lune s'éclipsera,
Almanca:
der Mond verfinstert wird
Rusça:
луна затмится,
Arapça:
وَخَسَفَ الْقَمَرُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ay tutulur,
Diyanet Vakfı:
Ay tutulduğu,

vecümi`a-şşemsü velḳamer.

Türkçe:
Ve Güneş'le Ay biraraya getirildiğinde,
İngilizce:
And the sun and moon are joined together,-
Fransızca:
et que le soleil et la lune serons réunis,
Almanca:
und die Sonne und der Mond zusammengefügt werden,
Rusça:
а солнце и луна сойдутся.
Arapça:
وَجُمِعَ الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Güneş ve ay toplanır,
Diyanet Vakfı:
Güneşle ay biraraya getirildiği zaman!

Pages

Al-Qiyama—القيامة beslemesine abone olun.