Adh-Dhariyat—الذاريات

feinne lilleẕîne żalemû ẕenûbem miŝle ẕenûbi aṣḥâbihim felâ yesta`cilûn.

Türkçe:
Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler.
İngilizce:
For the Wrong-doers, their portion is like unto the portion of their fellows (of earlier generations): then let them not ask Me to hasten (that portion)!
Fransızca:
Ceux qui ont été injustes auront une part [de tourments]: pareille à celle de leurs compagnons
Almanca:
Denn gewiß, für diejenigen, die Unrecht begingen, ist ein Anteil, wie der Anteil ihrer Weggenossen, so sollen sie nicht zur Eile auffordern!
Rusça:
Воистину, тем, которые поступали несправедливо, уготована доля наказания, подобная доле их товарищей. Пусть же они не торопят Меня.
Arapça:
فَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِّثْلَ ذَنُوبِ أَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphsiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır. Ama şimdi onu acele istemesinler.
Diyanet Vakfı:
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!

feveylül lilleẕîne keferû miy yevmihimü-lleẕî yû`adûn.

Türkçe:
O vaat edildikleri günlerinden dolayı vay kâfirlerin haline!
İngilizce:
Woe, then, to the Unbelievers, on account of that Day of theirs which they have been promised!
Fransızca:
Malheur donc à ceux qui ont mécru à cause du jour dont ils sont menacés !
Almanca:
Also Niedergang sei denjenigen, die Kufr betrieben haben, an ihrem Tag, der ihnen angedroht wird.
Rusça:
Горе неверующим от того дня их, который им обещан!
Arapça:
فَوَيْلٌ لِّلَّذِينَ كَفَرُوا مِن يَوْمِهِمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendilerine vaad edilen günlerinde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!.
Diyanet Vakfı:
Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kafirlerin haline!

Pages

Adh-Dhariyat—الذاريات beslemesine abone olun.