068. Kalem - (Kalem) Al-Qalam—القلم

hemmâzim meşşâim binemîm.

Türkçe:
Alaycı/gammaz, koğuculuk için dolaşıp duran,
İngilizce:
A slanderer, going about with calumnies,
Fransızca:
grand diffamateur, grand colporteur de médisance,
Almanca:
(der) bloßstellend, Namima verbreitend,
Rusça:
хулителю, разносящему сплетни,
Arapça:
هَمَّازٍ مَّشَّاءٍ بِنَمِيمٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,
Diyanet Vakfı:
(Herkesi) kötüleğen, söz götürüp getiren,

mennâ`il lilḫayri mü`tedin eŝîm.

Türkçe:
Hayrı engelleyen, sınır tanımaz-saldırgan, günaha batmış,
İngilizce:
(Habitually) hindering (all) good, transgressing beyond bounds, deep in sin,
Fransızca:
grand empêcheur du bien, transgresseur, grand pécheur,
Almanca:
das Gute verhindernd, Aggression begehend, viel verfehlend
Rusça:
скупящемуся на добро, преступнику, грешнику,
Arapça:
مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,
Diyanet Vakfı:
Hayra engel olan, mütecaviz ve saldırgan günahkar,

`utüllim ba`de ẕâlike zenîm.

Türkçe:
Kaba/obur, bütün bunlardan sonra da soyu bozuk, kötülükle damgalı.
İngilizce:
Violent (and cruel),- with all that, base-born,-
Fransızca:
au cœur dur, et en plus de cela bâtard .
Almanca:
und flegelhaft ist, auch dazu noch ein Bastard ist.
Rusça:
жестокому, к тому же самозванцу,
Arapça:
عُتُلٍّ بَعْدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kaba ve haşin, sonra da kötülükle damgalı,
Diyanet Vakfı:
Kaba ve kötülükle damgalı,

en kâne ẕâ mâliv vebenîn.

Türkçe:
Mal ve oğullar sahibi olmuş da ne olmuş?
İngilizce:
Because he possesses wealth and (numerous) sons.
Fransızca:
Même s'il est doté de richesses et (de nombreux) enfants.
Almanca:
3 (Dies nur), weil er über Vermögen und Kinder verfügte.
Rusça:
даже если он будет богат и будет иметь сыновей.
Arapça:
أَن كَانَ ذَا مَالٍ وَبَنِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Mal ve oğulları var diye (böyle davranır).
Diyanet Vakfı:
Mal ve oğullar sahibi olmuş diye (böyle yolunu şaşırmış)

iẕâ tütlâ `aleyhi âyâtünâ ḳâle esâṭîru-l'evvelîn.

Türkçe:
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"
İngilizce:
When to him are rehearsed Our Signs, "Tales of the ancients", he cries!
Fransızca:
Quand Nos versets lui sont récités, il dit : "Des contes d'anciens".
Almanca:
Wenn ihm Unsere Ayat vorgetragen wurden, sagte er: "Es sind Legenden der Früheren."
Rusça:
Когда ему читают Наши аяты, он говорит: "Сказки древних народов!"
Arapça:
إِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِ آيَاتُنَا قَالَ أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.
Diyanet Vakfı:
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman o, "Öncekilerin masalları!" der.

senesimühû `ale-lḫurṭûm.

Türkçe:
Yakında biz onun hortumu üzerine damga basacağız/burnunu sürteceğiz.
İngilizce:
Soon shall We brand (the beast) on the snout!
Fransızca:
Nous le marquerons sur le museau [nez] .
Almanca:
WIR werden ihn auf dem Rüssel brandmarken.
Rusça:
Мы заклеймим его хобот (нос).
Arapça:
سَنَسِمُهُ عَلَى الْخُرْطُومِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yakında biz onu hortumunun (burnunun) üzerinden damgalayacağız.
Diyanet Vakfı:
Biz yakında onun burnuna damga vuracağız (kibirini kırıp rezil edeceğiz).

innâ belevnâhüm kemâ belevnâ aṣḥâbe-lcenneh. iẕ aḳsemû leyaṣrimünnehâ muṣbiḥîn.

Türkçe:
Biz onları, o bahçe sahiplerini belalandırdığımız gibi belalandırdık. Hani, onlar sabaha çıktıklarında, bahçeyi mutlaka kesip biçeceklerine yemin etmişlerdi.
İngilizce:
Verily We have tried them as We tried the People of the Garden, when they resolved to gather the fruits of the (garden) in the morning.
Fransızca:
Nous les avons éprouvés comme Nous avons éprouvés les propriétaires du verger qui avaient juré d'en faire la récolte au matin,
Almanca:
Gewiß, WIR prüften sie, wie WIR die Besitzer der Dschanna prüften, als sie schworen, sie doch am Morgen abzuernten
Rusça:
Воистину, мы подвергли их испытанию, подобно тому, как мы подвергли испытанию владельцев сада, когда они поклялись, что утром они непременно сорвут их (плоды),
Arapça:
إِنَّا بَلَوْنَاهُمْ كَمَا بَلَوْنَا أَصْحَابَ الْجَنَّةِ إِذْ أَقْسَمُوا لَيَصْرِمُنَّهَا مُصْبِحِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi.
Diyanet Vakfı:
Biz, vaktiyle "bahçe sahipleri" ne bela verdiğimiz gibi, onlara da bela verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.

velâ yesteŝnûn.

Türkçe:
Hiçbir istisna tanımıyorlardı.
İngilizce:
But made no reservation, ("If it be Allah's Will").
Fransızca:
sans dire : "Si Allah le veut". .
Almanca:
und nichts auszulassen.
Rusça:
но не сделали оговорки (не сказали: "Если того пожелает Аллах").
Arapça:
وَلَا يَسْتَثْنُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İstisna da etmiyorlardı ("inşaallah" demiyorlardı).
Diyanet Vakfı:
Onlar istisna da etmiyorlardı.

feṭâfe `aleyhâ ṭâifüm mir rabbike vehüm nâimûn.

Türkçe:
Ama onlar uyumaktayken, Rabbinden gelen bir dolaşıcı bahçeyi dolaştı da,
İngilizce:
Then there came on the (garden) a visitation from thy Lord, (which swept away) all around, while they were asleep.
Fransızca:
Une calamité de la part de ton Seigneur tomba dessus pendant qu'ils dormaient,
Almanca:
Dann wirbelte durch sie ein Wirbelndes von deinem HERRN, während sie schliefen,
Rusça:
Ночью же, пока они спали, их сад поразила кара от твоего Господа.
Arapça:
فَطَافَ عَلَيْهَا طَائِفٌ مِّن رَّبِّكَ وَهُمْ نَائِمُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da,
Diyanet Vakfı:
Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir afet (ateş) bahçeyi sarıverdi de,

feaṣbeḥat keṣṣarîm.

Türkçe:
O, simsiyah kesiliverdi.
İngilizce:
So the (garden) became, by the morning, like a dark and desolate spot, (whose fruit had been gathered).
Fransızca:
et le matin, ce fut comme si tout avait été rasé.
Almanca:
dann wurde sie wie das Abgeerntete.
Rusça:
К утру сад был подобен мрачной ночи (был погублен).
Arapça:
فَأَصْبَحَتْ كَالصَّرِيمِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bahçe simsiyah kesiliverdi.
Diyanet Vakfı:
Bahçe kapkara kesildi.

Pages

068. Kalem - (Kalem) Al-Qalam—القلم beslemesine abone olun.