content_ar:
أَمْ أَنزَلْنَا عَلَيْهِمْ سُلْطَانًا فَهُوَ يَتَكَلَّمُ بِمَا كَانُوا بِهِ يُشْرِكُونَ
Çeviriyazı:
em enzelnâ `aleyhim sülṭânen fehüve yetekellemü bimâ kânû bihî yüşrikûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa biz onlara bir delil indirmişiz de O'na ortak koşmalarını o mu söylüyor?
Diyanet İşleri:
Yoksa onlara ortak koşmalarını söyleyen bir delil mi indirdik.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yoksa biz onlara kesin bir delil mi indirdik de şirk koştukları şeyler hakkında onlara söz söyledi.
Şaban Piriş:
Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil müşrik olmalarını mı söylüyor?
Edip Yüksel:
Yoksa onlara, ortak koşmalarını destekleyen bir delil mi indirdik?
Ali Bulaç:
Yoksa Biz, onlara ispatlı bir delil indirdik de, o mu O'na ortak koşmalarını söylüyor?
Suat Yıldırım:
Yoksa Biz onlara bir ferman indirmişiz de, o ferman mı Allah'a şirk koşmalarını bildiriyor?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa biz onlara apaçık bir delil mi indirdik de O´na şerik koşmalarını bu mu söylüyor?
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa onlara kesin bir kanıt mı indirdik de onlara Allah'a ortak koşmalarını söylüyor!
Bekir Sadak:
Insanlarin elleriyle isledikleri yuzunden karada ve denizde fesat cikar
İbni Kesir:
Yoksa onlara ortak koşmalarını söyleyen bir delil mi indirdik?
Adem Ugur:
Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müşrik olmalarını mı söylüyor?
İskender Ali Mihr:
Yoksa onlara bir sultan (delil, kitap) indirdik de böylece o (kitap onlara), O´na (Allah´a) şirk koşmalarını mı söylüyor?
Celal Yıldırım:
Yoksa biz onlara ortak koşmakta oldukları hakkında konuşan (bilgi veren) bir belge mi indirdik ?
Tefhim ul Kuran:
Yoksa biz, onlara ispatlı bir delil indirdik de, o mu O´na ortak koşmalarını söylüyor?
Fransızca:
Avons-Nous fait descendre sur eux une autorité (un Livre) telle qu'elle parle de ce qu'ils Lui associaient ?
İspanyolca:
¿Acaso les hemos conferido una autoridad que hable de lo que ellos Le asocian?
İtalyanca:
Abbiamo forse fatto scendere su di loro un'autorità che dia loro ragione di ciò che Gli associano?
Almanca:
Oder sandten WIR ihnen etwa eine Bestätigung hinab, die das besagt, was sie an Schirk zu betreiben pflegten?!
Çince:
难道我曾降示他们一个明证,命令他们以物配主吗?
Hollandaca:
Hebben wij hun eenig gezag nedergezonden, dat van de valsche goden spreekt; welke zij met hem vereenigen?
Rusça:
Разве Мы ниспослали им доказательство, которое говорило бы им о тех, кого они приобщают в сотоварищи к Нему?
Somalice:
mise waxaan ku soo dejiney xujo, oo ku hadli waxay Eebe la wadaajin.
Swahilice:
Au tumewateremshia hoja ambayo kwayo ndio wanafanya ushirikina?
Uygurca:
ياكى ئۇلارغا ئۇلارنىڭ بۇتلارغا چوقۇنىشىنىڭ توغرىلىقىنى سۆزلەيدىغان بىرەر كىتاب نازىل قىلدۇقمۇ؟ (مۇنداق بولغىنى يوق)
Japonca:
われに配しているものを支持する権威を,われがかれらに下したとでもいうのか。
Arapça (Ürdün):
«أَم» بمعنى همزة الإنكار «أنزلنا عليهم سلطاناً» حجة وكتاباً «فهو يتكلم» تكلم دلالة «بما كانوا به يشركون» أي يأمرهم بالإشراك! لا.
Hintçe:
क्या हमने उन लोगों पर कोई दलील नाज़िल की है जो उस (के हक़ होने) को बयान करती है जिसे ये लोग ख़ुदा का शरीक ठहराते हैं (हरग़िज नहीं)
Tayca:
หรือว่าเราได้ให้หลักฐานอันใดแก่พวกเขา เพื่อมันจะได้พูดในสิ่งที่พวกเขาตั้งภาคีต่อพระองค์
İbranice:
האם הורדנו אליהם איזו סמכות אשר תומכת באלילים אשר מייחסים לו
Hırvatça:
Štaviše, da im nismo poslali kakav dokaz koji govori u prilog onima koje Njemu ravnim smatraju?
Rumence:
Oare le-am pogorât lor vreo împuternicire care să le vorbească de cei pe care I-i alătură?
Transliteration:
Am anzalna AAalayhim sultanan fahuwa yatakallamu bima kanoo bihi yushrikoona
Türkçe:
Yoksa onlara kesin bir kanıt mı indirdik de onlara Allah'a ortak koşmalarını söylüyor!
Sahih International:
Or have We sent down to them an authority, and it speaks of what they were associating with Him?
İngilizce:
Or have We sent down authority to them, which points out to them the things to which they pay part-worship?
Azerbaycanca:
Yoxsa Biz (müşriklərə Allaha) şərik qoşmaqlarını söyləyən (təsdiq edən) bir dəlil (kitab) göndərdik?!
Süleyman Ateş:
Yoksa onlara bir delil indirmişiz de o mu (Allah'a) ortak koşmalarını söylüyor?
Diyanet Vakfı:
Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müşrik olmalarını mı söylüyor?
Erhan Aktaş:
Yoksa onlara bir sûltan(1) gönderdik de o, onlara şirk koşmalarını mı söylüyor?
Kral Fahd:
Yoksa onlara bir kesin delil indirdik de, o delil, müşrik olmalarını mı söylüyor?
Hasan Basri Çantay:
Yoksa biz onlara bir hüccet indirdik de Ona eş tutmalarını bu mu söylüyor?
Muhammed Esed:
Biz onlara, Bizden başkasına kulluk yapmalarını söyleyen bir ilahi vahiy mi gönderdik?
Gültekin Onan:
Yoksa biz onlara ispatlı bir delil indirdik de, o mu O´na ortak koşmalarını söylüyor?
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa, biz o müşriklere bir hüccet (kitab) indirdik de, Allah’a ortak koşmalarını o mu söylüyor?
Portekizce:
Porventura, enviamos-lhes alguma autoridade, que justifique a sua idolatria?
İsveççe:
Skulle Vi ha sänt dem ett budskap, där de nämns som de vill sätta [som medhjälpare] vid Vår sida?
Farsça:
یا [مگر] دلیلی استوار بر آنان نازل کرده ایم که آن دلیل [بر حقّانیّت] معبودانی که به وسیله آن [به خدا] شرک می ورزند، سخن می گوید؟
Kürtçe:
ئایا بەڵگەیەکمان بۆ ناردوون کە بدوێت دەربارەی ئەوەی ئەوان کردویانەتە ھاوبەشی خوا؟
Özbekçe:
Ёки Биз уларга осмондан ҳужжат туширганмизу у(ҳужжат) У зотга ширк келтирган нарса (жоизлиги) ҳақида сўзлайдими?!
Malayca:
Pernahkah Kami menurunkan kepada mereka (yang musyrik itu) sebarang bukti keterangan, lalu ia menerangkan jalan yang membolehkan mereka lakukan perbuatan syirik itu?
Arnavutça:
A mos vallë u kemi dërguar Ne atyre (ndonjë) argument, që flet për atë që më bënin Mua shok ata?
Bulgarca:
Или им низпослахме довод и той им казва да Го съдружават?
Sırpça:
Зар смо им Ми послали какав доказ који говори у прилог оних које поред Њега обожавају?
Çekçe:
Či jsme jim snad seslali plnou moc, jež by hovořila o tom, co k Němu přidružují?
Urduca:
کیا ہم نے کوئی سند اور دلیل ان پر نازل کی ہے جو شہادت دیتی ہو اس شرک کی صداقت پر جو یہ کر رہے ہیں؟
Tacikçe:
Оё барояшон далеле нозил кардем, то аз чизе, ки бо Худо шарик месозанд, сухан гуфта бошад?
Tatarca:
Әллә Аллаһуның тиңдәше барлыгын дөресләп сөйли торган китап яки фәрештә иңдердекме аларга?
Endonezyaca:
Atau pernahkah Kami menurunkan kepada mereka keterangan, lalu keterangan itu menunjukkan (kebenaran) apa yang mereka selalu mempersekutukan dengan Tuhan?
Amharca:
በእነርሱ ላይ አስረጅ አወረድን? ታዲያ እርሱ በዚያ በእርሱ ያጋሩ በነበሩት ነገር ይናገራልን;(የለም)፡፡
Tamilce:
(அவர்களின் இணைவைப்புக்கு) அவர்கள் மீது நாம் ஓர் ஆதாரத்தை இறக்கினோமா? அவர்கள் எதை அவனுக்கு இணைவைப்பவர்களாக இருந்தார்களோ அதைப் பற்றி (அது சரி என்று) அ(ந்த ஆதாரமான)து பேசுகிறதா?
Korece:
흑은 하나님이 그들에게 권 한을 주어 불신하고 있는 것에 관 하여 말하도록 하였단 말이뇨
Vietnamca:
Hoặc lẽ nào TA (Allah) đã ban xuống một thẩm quyền nào đó cho họ để rồi họ (có thể mạnh dạn) nói về việc tổ hợp những đối tác ngang vai cùng với Ngài?
Ayet Linkleri: