content_ar:
يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ
Çeviriyazı:
ya`lemûne żâhiram mine-lḥayâti-ddünyâ. vehüm `ani-l'âḫirati hüm gâfilûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.
Diyanet İşleri:
Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Dünya yaşayışının yalnız dış yüzünü bilirler ve onlar, ahiretten gafil olanlardır.
Şaban Piriş:
Onlar, dünya hayatının görünen zahirini bilirler. Onlar, ahiretten gafil kimselerdir.
Edip Yüksel:
Onlar dünya hayatının dış yüzünü yanını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Ali Bulaç:
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Suat Yıldırım:
Bildikleri, sadece dünya hayatının dış görünüşüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiller olanlar onlardır, onlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam bir gaflet içindedirler onlar!
Bekir Sadak:
Kostuklari ortaklari artik sefaatcileri degildir
İbni Kesir:
Onlar dünya hayatının yalnız dış yüzünü bilirler. Ve onlar ahiretten ise gafillerdir.
Adem Ugur:
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
İskender Ali Mihr:
Onlar, dünya hayatının zahirini (görünen kısmını) bilirler. Ve onlar, ahiretten gâfil olanlardır.
Celal Yıldırım:
Onlar Dünya hayatının bir dış tarafını bilirler. Onlar Âhiret´ten oldukça habersizdirler.
Tefhim ul Kuran:
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Fransızca:
Ils connaissent un aspect de la vie présente, tandis qu'ils sont inattentifs à l'au-delà.
İspanyolca:
Conocen lo externo de la vida de acá, pero no se preocupan por la otra vida.
İtalyanca:
essi conoscono [solo] l'apparenza della vita terrena e non si curano affatto dell'altra vita.
Almanca:
Sie kennen (nur) Oberflächliches vom diesseitigen Leben und sie sind dem Jenseits gegenüber achtlos.
Çince:
他们只知道今世生活的表面,他们对于后世,是疏忽的。
Hollandaca:
Zij kennen het uiterlijke aanzien van het tegenwoordige leven; maar zij zijn zorgeloos nopens het volgende leven.
Rusça:
Они знают о мирской жизни только явное и беспечны к Последней жизни.
Somalice:
waxay yaqaanaan Dadku muuqaalka nolosha addunyo Aakhirose way halmaansanyihiin (ka jaahil yihiin).
Swahilice:
Wanajua hali ya dhaahiri ya maisha ya dunia, na wameghafilika na Akhera.
Uygurca:
ئۇلار ھاياتىي دۇنيانىڭ تاشقى كۆرۈنۈشىنىلا بىلىدۇ، ئۇلار ئاخىرەتتىن (يەنى ئاخىرەت ئىشىدا ئويلىنىشتىن ۋە ئاخىرەت ئۈچۈن ئىشلەشتىن) غەپلەتتىدۇر
Japonca:
かれらの知るのは,現世の生活の表面だけである。かれらは(事物の)結末に就いては注意しない。
Arapça (Ürdün):
«يعلمون ظاهراً من الحياة الدنيا» أي معايشها من التجارة والزراعة والبناء والغرس وغير ذلك «وهم عن الآخرة هم غافلون» إعادة هم تأكيد.
Hintçe:
ये लोग बस दुनियावी ज़िन्दगी की ज़ाहिरी हालत को जानते हैं और ये लोग आखेरत से बिल्कुल ग़ाफिल हैं
Tayca:
พวกเขารู้แต่เพียงผิวเผินในเรื่องการดำรงชีวิตในโลกนี้ และพวกเขาไม่คำนึงถึงการมีชีวิตในปรโลก
İbranice:
יודעים הם רק את חיי העולם הזה הנגלים לעין, והם מתעלמים מן העולם-הבא
Hırvatça:
Oni znaju samo spoljašnju stranu života dunjalučkog, a prema ahiretu su nemarni.
Rumence:
Ei cunosc poleiala Vieţii de Acum şi nu le pasă de Viaţa de Apoi.
Transliteration:
YaAAlamoona thahiran mina alhayati alddunya wahum AAani alakhirati hum ghafiloona
Türkçe:
Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam bir gaflet içindedirler onlar!
Sahih International:
They know what is apparent of the worldly life, but they, of the Hereafter, are unaware.
İngilizce:
They know but the outer (things) in the life of this world: but of the End of things they are heedless.
Azerbaycanca:
Onlar dünya həyatının zahirini (ticarət və əkinçilik işlərini, məişət məsələlərini) bilirlər, axirətdən isə xəbərsizdirlər.
Süleyman Ateş:
Onlar, sadece şu yakın hayatın dış yüzünü bilirler; ahiretten ise onlar tamamen gafildirler.
Diyanet Vakfı:
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Erhan Aktaş:
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Onlar, âhiret hayatının bilincinde değildirler.
Kral Fahd:
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Hasan Basri Çantay:
Onlar (bu) dünyâ hayâtından (yalınız) bir dış (taraf) ı bilirler. Ahiretden ise onlar gaafillerin ta kendileridir.
Muhammed Esed:
Onlar bu dünya hayatının yalnız görünen yüzünü tanırlar, ebedi ve nihai olandan ise tamamen habersizdirler.
Gültekin Onan:
Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Ali Fikri Yavuz:
(O Mekke halkı) dünya hayatından bir dış görünüşü bilirler, (geçimleri için çalışırlar). Ahiretten ise hep habersizdirler.
Portekizce:
Distinguem tão-somente o aparente da vida terrena; porém, estão alheios quanto à outra vida.
İsveççe:
De uppfattar [bara] det yttre skenet av livet i denna värld och är likgiltiga för de yttersta tingen.
Farsça:
[تنها] ظاهری [محسوس] از زندگی دنیا را می شناسند و آنان از آخرت [که سرای ابدی و دارای نعمت های جاودانی و حیات سرمدی است] بی خبرند.
Kürtçe:
تەنھا ڕواڵەتی ئەم ژیانی دونیا دەزانن بەڵام بێ ئاگان لە ڕۆژی دوایی
Özbekçe:
Улар бу дунё ҳаётининг зоҳирини билурлар. Ҳолбуки, улар охиратдан ғофилдирлар. (Одамларнинг кўплари бу беш кунлик дунёнинг зоҳирий, сиртқи тарафини, юзаки биладилар. Кўзларига кўринган, қўллари билан ушлайдиган ёки бошқа ҳис этиш аъзолари ва асбоблари билан сезадиган нарсаларнигина, уларни ҳам бир қисминигина биладилар. Улар асосан бу дунёга қизиқадилар.)
Malayca:
Mereka hanya mengetahui perkara yang zahir nyata dari kehidupan dunia sahaja, dan mereka tidak pernah ingat hendak mengambil tahu tentang hari akhirat.
Arnavutça:
Ata dinë vetëm anën sipërfaqësore të kësaj jete, ndërsa për jetën tjetër janë të pakujdesshëm (indiferent).
Bulgarca:
Те добре познават земния живот, ала нехаят за отвъдния.
Sırpça:
Они знају само спољашњу страну овосветског живота, а према Оном свету су немарни.
Çekçe:
Znají jen vnější stránky života pozemského, zatímco k životu budoucímu jsou lhostejní.
Urduca:
لوگ دُنیا کی زندگی کا بس ظاہری پہلو جانتے ہیں اور آخرت سے وہ خود ہی غافل ہیں
Tacikçe:
Онон ба зоҳири зиндагии дунё огоҳанд ва аз охират бехабаранд.
Tatarca:
Алар дөнья тереклеге өчен нәрсә кирәк, шуны белерләр, ләкин алар ахирәттән гафилләр, анда нәрсә кирәк булачагын белмиләр.
Endonezyaca:
Mereka hanya mengetahui yang lahir (saja) dari kehidupan dunia; sedang mereka tentang (kehidupan) akhirat adalah lalai.
Amharca:
ከቅርቢቱ ህይወት ግልጹን ብቻ ያውቃሉ፡፡ እነርሱም ከኋለኛይቱ ዓለም እነርሱ ዘንጊዎች ናቸው፡፡
Tamilce:
அவர்கள் இவ்வுலக வாழ்க்கையில் வெளிப்புற (தோற்ற)த்தை அறிவார்கள். அவர்கள் மறுமையைப் பற்றி முற்றிலும் கவனமற்றவர்கள் ஆவார்கள்.
Korece:
그들은 현세의 외형만을 알뿐내세에 대해서는 알지 못하노라
Vietnamca:
Họ chỉ biết những gì được nhìn thấy từ đời sống trần tục này còn đối với cuộc sống Đời Sau thì họ lại lơ là, không quan tâm.
Ayet Linkleri: