Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

30

Ayah_chapter_number: 

6

Ayahid: 

3415

Sayfa No: 

405

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

وَعْدَ اللَّهِ ۖ لَا يُخْلِفُ اللَّهُ وَعْدَهُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

va`de-llâh. lâ yuḫlifü-llâhü va`dehû velâkinne ekŝera-nnâsi lâ ya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın vaadi budur. Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.

Diyanet İşleri: 

Bu, Allah'ın vaadidir; Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların çoğu bilmezler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ın vaadidir; Allah vaadinden caymaz ve fakat insanların çoğu bilmez.

Şaban Piriş: 

Bu Allah’ın vaadidir. Allah, vaadinden asla dönmez. Fakat, insanların çoğu bunu bilmez.

Edip Yüksel: 

ALLAH'ın vermiş olduğu sözdür. ALLAH sözünü bozmaz; fakat insanların çoğu bilmez.

Ali Bulaç: 

(Bu,) Allah'ın va’didir; Allah, vadinden geri dönmez. Ancak insanların çoğu bilmezler.

Suat Yıldırım: 

Bu, Allah'ın vâdidir. Allah verdiği sözden caymaz, fakat insanların ekserisi bunu bilmezler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Bu) Allah´ın vaadi. Allah vaadinde hulf etmez. Velâkin insanların çoğu bilmezler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın vaadi bu! Allah kendi vaadine ters düşmez. Ne var ki, insanların çokları bilmiyorlar.

Bekir Sadak: 

Kiyamet koptugu gun suclular umutsuz kaliverirler.

İbni Kesir: 

Allah´ın vaadi. Allah vaadinden asla caymaz, ama insanların çoğu bilmezler.

Adem Ugur: 

(Bu) Allah´ın vâdettiğidir. Allah vâdinden caymaz

İskender Ali Mihr: 

(Bu), Allah´ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.

Celal Yıldırım: 

Bu, Allah´ın verdiği bir sözdür. Allah verdiği sözünden caymaz. Ama ne var ki insanların çoğu (bu gerçeği) bilmezler.

Tefhim ul Kuran: 

(Bu,) Allah´ın vâdidir

Fransızca: 

C'est [là] la promesse d'Allah. Allah ne manque jamais à Sa promesse mais la plupart des gens ne savent pas.

İspanyolca: 

¡Promesa de Alá! Alá no falta a Su promesa. Pero la mayoría de los hombres no saben.

İtalyanca: 

Promessa di Allah. Allah non manca alla Sua promessa, ma la maggior parte degli uomini non sa:

Almanca: 

Dies ist ein Versprechen von ALLAH. ALLAH verletzt nie Sein Versprechen. Doch die meisten Menschen wissen es nicht.

Çince: 

真主应许(他们胜利),真主并不爽约,但人们大半不知道。

Hollandaca: 

Dit is de belofte van God: God zal niet in tegenspraak met zijne belofte handelen; maar het grootste deel der menschen kennen Gods waarachtigheid niet.

Rusça: 

Таково обещание Аллаха, и Аллах не нарушает Своего обещания, однако большинство людей не знают этого.

Somalice: 

waa yabooha Eebe, mana baajiyo Eebe yaboohiisa, laakin Dadka badankiisu ma oga.

Swahilice: 

Ni ahadi ya Mwenyezi Mungu. Mwenyezi Mungu havunji ahadi yake. Lakini watu wengi hawajui.

Uygurca: 

اﷲ (ئۇلارنى غالىب قىلىدىغانلىقىنى) ۋەدە قىلدى. اﷲ ۋەدىسىگە خىلاپلىق قىلمايدۇ) چۈنكى اﷲ نىڭ ۋەدىسى ھەقتۇر، سۆزى راستتۇر)، لېكىن كىشىلەرنىڭ تولىسى (بۇنى) بىلمەيدۇ

Japonca: 

(これは)アッラーの約束である。アッラーはその約束を違えられない。だが人びとの多くは理解しない。

Arapça (Ürdün): 

«وعد الله» مصدر بدل من اللفظ بفعله، والأصل وعدهم الله النصر «لا يخلف الله وعده» به «ولكن أكثر الناس» أي كفار مكة «لا يعلمون» وعده تعالى بنصرهم.

Hintçe: 

(ये) ख़ुदा का वायदा है) ख़ुदा अपने वायदे के ख़िलाफ नहीं किया करता मगर अकसर लोग नहीं जानते हैं

Tayca: 

(นั่นคือ) สัญญาของอัลลอฮฺ อัลลอฮฺจะไม่ทรงบิดพริ้วสัญญาของพระองค์แต่ส่วนมากของมนุษย์ไม่รู้

İbranice: 

זו הבטחת אלוהים, ואלוהים לא יפר את הבטחתו, ואולם רוב האנשים אינם יודעים

Hırvatça: 

To je obećanje Allahovo. Allah ne krši obećanje svoje, ali većina ljudi ne zna.

Rumence: 

Aceasta este o făgăduială a lui Dumnezeu şi Dumnezeu nu-şi calcă făgăduiala, însă cei mai mulţi oameni nu ştiu.

Transliteration: 

WaAAda Allahi la yukhlifu Allahu waAAdahu walakinna akthara alnnasi la yaAAlamoona

Türkçe: 

Allah'ın vaadi bu! Allah kendi vaadine ters düşmez. Ne var ki, insanların çokları bilmiyorlar.

Sahih International: 

[It is] the promise of Allah. Allah does not fail in His promise, but most of the people do not know.

İngilizce: 

(It is) the promise of Allah. Never does Allah depart from His promise: but most men understand not.

Azerbaycanca: 

(Bu zəfəri Kitab əhlinə) Allah və’d etdi. Allah Öz və’dinə xilaf çıxmaz. Lakin insanların çoxu (müşriklər bunu) bilməzlər!

Süleyman Ateş: 

(Bu,) Allah'ın va'didir. Allah va'dinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.

Diyanet Vakfı: 

(Bu) Allah'ın vadettiğidir. Allah vadinden caymaz; fakat insanların çoğu bilmezler.

Erhan Aktaş: 

Bu, Allah’ın sözüdür. Allah verdiği sözden dönmez. Fakat insanların çoğu bunun bilincinde değildirler.

Kral Fahd: 

(Bu) Allah'ın vâdettiğidir. Allah vâdinden caymaz fakat insanların çoğu bilmezler.

Hasan Basri Çantay: 

(Bu) Allahın va´di. Allah va´dinden caymaz. Fakat insanların çoğu (Onun va´dini) bilmezler.

Muhammed Esed: 

Allah´ın vaadi(dir bu). Allah vaadinden asla dönmez. Ama insanların çoğu (bunu) bilmezler:

Gültekin Onan: 

(Bu,) Tanrı´nın vaadidir. Tanrı, vaadinden geri dönmez. Ancak insanların çoğu bilmezler.

Ali Fikri Yavuz: 

(Bu zaferi) Allah va’detti. Allah vaadinden caymaz, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Portekizce: 

É a promessa de Deus, e Deus jamais quebra a Sua promessa; porém, a maioria dos humanos o ignora.

İsveççe: 

Detta är vad Gud har lovat [och] Gud bryter inte Sina löften, men de flesta människor vet inte detta.

Farsça: 

خدا این وعده را داده است؛ و خدا از وعده اش تخلف نمی کند، ولی بیشتر مردم معرفت و شناخت [نسبت به وفای قطعی خدا در مورد وعده اش] ندارند.

Kürtçe: 

ئەوە بەڵێنی خوایە (کە ڕۆمەکان سەربخات) خوایش پێچەوانەی بەڵێنی خۆی ناکات بەڵام زۆربەی خەڵك نازانن

Özbekçe: 

(Бу) Аллоҳнинг ваъдасидир. Аллоҳ Ўз ваъдасига хилоф қилмас. Лекин одамларнинг кўпи буни билмаслар. (Аллоҳ Ўзи хоҳлаган кишисига нусрат бериши ҳақидаги гап Аллоҳнинг ваъдасидир. У зот Ўз иродаси билан ваъда қилади ва Ўз иродаси билан ваъдасини амалга оширади. Бунга ҳеч ким ва ҳеч нарса тўсиқ бўла олмайди. Лекин одамларнинг кўпи буни билмаслар. Ўзларича ниманидир билгандек бўладилар, аммо асл моҳиятни англаб етмайдилар.)

Malayca: 

Demikian dijanjikan Allah. Allah tidak pernah mengubah janjiNya, akan tetapi kebanyakan manusia tidak mengetahui (hakikat yang sebenarnya).

Arnavutça: 

(ky është) premtimi i Perëndisë, e Perëndia nuk e then premtimin e vet, por shumica e njerëzve nuk e dinë.

Bulgarca: 

Обещано е от Аллах. Аллах не нарушава Своето обещание, ала повечето хора не разбират.

Sırpça: 

То је Аллахово обећање. Аллах ће своје обећање испунити, али већина људи не зна.

Çekçe: 

Slib Boží - a Bůh slib Svůj neruší, však většina lidí to neví.

Urduca: 

یہ وعدہ اللہ نے کیا ہے، اللہ کبھی اپنے وعدے کی خلاف ورزی نہیں کرتا، مگر اکثر لوگ نہیں جانتے ہیں

Tacikçe: 

Худо ваъда додааст, ба ваъдаи худ хилоф накунад, вале бештари мардум намедонанд.

Tatarca: 

Аллаһ Румнарның җиңүен вәгъдә итте, Аллаһ вәгъдәсенә хыйлафлык кылмас, ләкин күбрәк кешеләр Аның вәгъдәсен – белмәсләр.

Endonezyaca: 

(Sebagai) janji yang sebenarnya dari Allah. Allah tidak akan menyalahi janji-Nya, tetapi kebanyakan manusia tidak mengetahui.

Amharca: 

አላህ እርዳታን ቀጠረ፡፡ አላህ ቀጠሮውን አያፈርስም፡፡ ግን አብዛኛዎቹ ሰዎች አያውቁም፡፡

Tamilce: 

(இதை) அல்லாஹ் வாக்களித்திருக்கிறான். அல்லாஹ் தனது வாக்கை மாற்ற மாட்டான். என்றாலும், மக்களில் அதிகமானவர்கள் (அல்லாஹ்வின் வாக்கு உண்மை என்பதை) அறிய மாட்டார்கள்.

Korece: 

그것은 하나님의 약속이라 하 나님께서는 그분의 약속을 어기시 지 아니하시나 많은 사람들이 알 지 못하더라

Vietnamca: 

(Sự chiến thắng đó là từ) Lời Hứa của Allah, Ngài không hề làm trái Lời Hứa của Ngài, tuy nhiên, đa số nhân loại không biết.