content_ar:
إِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Çeviriyazı:
iẕ ḳâle lehüm şu`aybün elâ tetteḳûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"
Diyanet İşleri:
Şuayb onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum, benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Ölçüyü tam yapın, eksiltenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanların hakkını azaltmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın. Sizi ve daha önceki nesilleri yaratandan korkun" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hani Şuayb, onlara demişti ki: Hala mı çekinmezsiniz?
Şaban Piriş:
Şuayb onlara: Hiç Allah’tan sakınmıyor musunuz? demişti.
Edip Yüksel:
Kardeşleri Şuayb onlara demişti ki, "Erdemli olmayacak mısınız?"
Ali Bulaç:
Hani onlara Şuayb: "Sakınmaz mısınız?" demişti.
Suat Yıldırım:
Şuayb onlara şöyle dedi: “Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız?Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.Öyleyse Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin.Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum.Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
O vakit ki, onlara Şuayb dedi ki: «İttikada bulunmaz mısınız?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şuayb onlara demişti ki: "Hâlâ sakınmıyor musunuz?"
Bekir Sadak:
26:177
İbni Kesir:
Hani onlara Şuayb demişti ki: Siz, sakınmaz mısınız?
Adem Ugur:
Şuayb onlara şöyle demişti: (Allah´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?
İskender Ali Mihr:
Şuayb (A.S) onlara: “Siz takva sahibi olmayacak mısınız (Allah´a ulaşmayı dilemeyecek misiniz)?” demişti.
Celal Yıldırım:
Hani Şuâyb onlara: «Artık (putlara tapmaktan, haksızlık etmekten, Hakk´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız ?
Tefhim ul Kuran:
Hani onlara Şuayb: «Sakınmaz mısınız?» demişti.
Fransızca:
Lorsque Chuaïb leur dit : "Ne craindrez-vous pas [Allah]".
İspanyolca:
Cuando Suayb les dijo: «¡Es que no vais a temer a Alá?
İtalyanca:
Quando Shu'ayb disse loro: «Non sarete dunque timorati [di Allah]?
Almanca:
Als ihnen Schu'aib sagte: "Wollt ihr nicht Taqwa gemäß handeln?
Çince:
当日,舒阿卜曾对他们说:你们怎么不敬畏呢?
Hollandaca:
Toen Shoaib tot hen zeide: Wilt gij God niet vreezen?
Rusça:
Вот Шуейб сказал им: "Неужели вы не устрашитесь?
Somalice:
Markuu ku Yidhi Nabi Shucayb Miyeydaan Dhawrsanayn.
Swahilice:
Shuaibu alipo waambia: Je! Hamfanyi mkamchamngu?
Uygurca:
ئۆز ۋاقتىدا شۇئەيب ئۇلارغا ئېيتتى: «سىلەر (اﷲ تىن) قورقمامسىلەر؟
Japonca:
シュアイブがかれらに,「あなたがたは主を畏れないのですか。」と言った時を思い起しなさい。
Arapça (Ürdün):
«إذ قال لهم شعيب» لم يقل أخوهم لأنه لم يكن منهم «ألا تتقون».
Hintçe:
जब शुएब ने उनसे कहा कि तुम (ख़ुदा से) क्यों नहीं डरते
Tayca:
ขณะที่ชุไอบ์ได้กล่าวแก่พวกเขาว่า โอ้พวกท่านไม่ยำเกรงบ้างหรือ?
İbranice:
אמר להם שועיב: 'הלא תיראו את אלוהים
Hırvatça:
Kad im Šuajb reče: "Kako to da se Allaha ne bojite?
Rumence:
când Şu’aib le spuse: “Nu vă temeţi, oare?
Transliteration:
Ith qala lahum shuAAaybun ala tattaqoona
Türkçe:
Şuayb onlara demişti ki: "Hâlâ sakınmıyor musunuz?"
Sahih International:
When Shu'ayb said to them, "Will you not fear Allah?
İngilizce:
Behold, Shu'aib said to them: "Will ye not fear (Allah)?
Azerbaycanca:
O zaman ki, Şüeyb onlara dedi: “Məgər (küfr etdiyinizə, peyğəmbərləri yalançı saydığınıza görə Allahın əzabından) qorxmursunuz?
Süleyman Ateş:
Şu'ayb, onlara demişti ki: "Korunmaz mısınız?"
Diyanet Vakfı:
Şuayb onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?
Erhan Aktaş:
Hani! Şu’âyb onlara: “Takvâ sahibi olmayacak mısınız?” demişti.
Kral Fahd:
Şuayb onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?
Hasan Basri Çantay:
O zamanda ki Şuayb onlara: «(Allahdan) korkmaz mısınız?» demişdi,
Muhammed Esed:
Hani, Şuayb onlara: "Allah´a karşı sorumluluk bilinci taşımayacak mısınız?" demişti,
Gültekin Onan:
Hani onlara Şuayb: "
Ali Fikri Yavuz:
O vakit, (peygamberleri) Şuayp onlara şöyle demişti: “- Allah’dan korkmazmısınız?”
Portekizce:
Quando Xuaib lhes disse: Não temeis a Deus?
İsveççe:
Deras broder Shu`ayb sade till dem: "Fruktar ni inte Gud
Farsça:
هنگامی که شعیب به آنان گفت: آیا [از سرانجام شرک و طغیان که خشم و عذاب خداست] نمی پرهیزید؟
Kürtçe:
کاتێ شوعەیب (علیە السلام) پێی ووتن: ئایا خۆتان ناپارێزن و لەخوا ناترسن
Özbekçe:
Ўшанда уларга биродарлари Шуайб деди: «Қўрқмайсизларми?!
Malayca:
Ketika Nabi Syuaib berkata kepada mereka: "Hendaknya kamu mematuhi perintah Allah dan menjauhi laranganNya.
Arnavutça:
Kur Shuajbi, u tha atyre: “Vallë, a nuk i druani ju Perëndisë?
Bulgarca:
Шуайб им каза: “Не се ли боите?
Sırpça:
Кад им Јофор рече: „Како то да се Аллаха не бојите?
Çekçe:
když jim Šu´ajb říkal: 'Což nebudete bohabojní?
Urduca:
یاد کرو جبکہ شعیبؑ نے ان سے کہا تھا "کیا تم ڈرتے نہیں؟
Tacikçe:
Он гоҳ ки Шуъайб ба онҳо гуфт: «Оё аз Худо наметарсед?
Tatarca:
Шөґәеб пәйгамбәр аларга әйтте: "Әйә Аллаһудан курыкмыйсызмы, Аңардан башкага гыйбадәт кыласыз.
Endonezyaca:
ketika Syu'aib berkata kepada mereka: "Mengapa kamu tidak bertakwa?,
Amharca:
ሹዕይብ ለእነርሱ ባላቸው ጊዜ «አትጠነቀቁምን
Tamilce:
அவர்களது சகோதரர் ஷுஐபு (பின் வருமாறு) அவர்களுக்கு கூறிய சமயத்தை நினைவு கூருங்கள்! “நீங்கள் (அல்லாஹ்வை) அஞ்ச வேண்டாமா?
Korece:
슈아이브가 그들에게 말 했더라 하나님이 두렵지 않느뇨
Vietnamca:
Khi Shu’aib bảo họ: “Các người không sợ (Allah) sao?”
Ayet Linkleri: