content_ar:
قَالَ فَمَا خَطْبُكُمْ أَيُّهَا الْمُرْسَلُونَ
Çeviriyazı:
ḳâle femâ ḫaṭbüküm eyyühe-lmürselûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey elçiler! Başka ne işiniz var? dedi.
Diyanet İşleri:
Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser! diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?"
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey elçiler demişti, başka ne memuriyetiniz var?
Şaban Piriş:
Ey elçiler işiniz nedir? dedi.
Edip Yüksel:
"Ey elçiler, göreviniz nedir," dedi.
Ali Bulaç:
Dedi ki: "Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?"
Suat Yıldırım:
Ve ilâve etti: “Ey elçiler, bundan başka işiniz nedir? sorabilir miyim?”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve dedi ki: «Ey elçiler! Artık işiniz nedir?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Amacınız nedir ey elçiler? diye sordu.
Bekir Sadak:
15:61
İbni Kesir:
Ey elçiler
Adem Ugur:
Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var? dedi.
İskender Ali Mihr:
Şöyle dedi: “Ey elçiler! Bundan sonra sizin konuşacağınız konu nedir?”
Celal Yıldırım:
«Ey elçiler! Göreviniz ne?» diyerek sormuştu.
Tefhim ul Kuran:
Dedi ki: «Ey elçiler, (bunun dışında, diğer) işiniz ne?»
Fransızca:
Et il [leur] dit : "Que voulez-vous, ô envoyés d'Allah ?
İspanyolca:
Dijo: «¿Qué es lo que os trae, ¡enviados!?»
İtalyanca:
Disse [ancora]: «Qual è la vostra missione, o inviati?».
Almanca:
Er sagte: "Was ist denn euer Bestreben, ihr Entsandte?"
Çince:
他说:使者们啊!你们有什么差事呢?
Hollandaca:
En hij zeide: Wat is dus uwe zending, o gezanten van God?
Rusça:
Он сказал: "Какова же ваша миссия, о посланцы?"
Somalice:
Wuxuu yidhi Xaalkiinnu muxuu yahay Kuwan la Soo dirayaw.
Swahilice:
Akasema: Hebu nini amri yenu, enyi wajumbe?
Uygurca:
ئىبراھىم: «ئى ئەلچىلەر! نېمە ئىش بىلەن كەلدىڭلار؟» دېدى
Japonca:
かれは(また)言った。「(主の)使徒の方がたよ,あなたがた(が来られたところ)の用件は,何でしょうか。」
Arapça (Ürdün):
«قال فما خطبكم» شأنكم «أيها المرسلون».
Hintçe:
(फिर) इबराहीम ने कहा ऐ (ख़ुदा के) भेजे हुए (फरिश्तों) तुम्हें आख़िर क्या मुहिम दर पेश है
Tayca:
เขากล่าวว่า “ดังนั้น ธุระอันใดเล่าของพวกท่าน โอ้ทูตทั้งหลาย !?”
İbranice:
אמר: 'הוי, השליחים, מה מעשיכם כאן
Hırvatça:
I upita: "A koji je tačno razlog vašeg dolaska, o izaslanici?"
Rumence:
Apoi el spuse din nou: “O, voi trimişilor! Care este treaba voastră?”
Transliteration:
Qala fama khatbukum ayyuha almursaloona
Türkçe:
"Amacınız nedir ey elçiler?" diye sordu.
Sahih International:
[Abraham] said, "Then what is your business [here], O messengers?"
İngilizce:
Abraham said: "What then is the business on which ye (have come), O ye messengers (of Allah)?"
Azerbaycanca:
“Ey elçilər! (Ey Allahın mələkləri! Bir deyin görək) işiniz nədir?” – dedi.
Süleyman Ateş:
(İbrahim gelenlerin Hak elçileri melekler olduklarını anlayınca): "Ey elçiler, dedi, işiniz nedir?"
Diyanet Vakfı:
"Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?" dedi.
Erhan Aktaş:
İbrâhîm: “Ey elçiler! Sizin niyetiniz ne?” dedi.
Kral Fahd:
«Ey elçiler! (Başka) ne işiniz var?» dedi.
Hasan Basri Çantay:
«Ey gönderilenler (elçiler), dedi, daha işiniz (me´muriyetiniz) ne»?
Muhammed Esed:
Ve ekledi: "(Bana başka) bir diyeceğiniz var mı, ey (yüce makamın) elçileri?"
Gültekin Onan:
15:56
Ali Fikri Yavuz:
(Yine) dedi ki: “-Ey elçiler (Allah’ın melekleri!) Bundan sonra işiniz ne?”
Portekizce:
E perguntou (mais): Qual é a vossa missão, ó mensageiros?
İsveççe:
[Och] han fortsatte: "Vilka [andra] ärenden för er hit, ärade budbärare?"
Farsça:
[سپس] گفت: ای فرستادگان! کار مهم شما چیست؟
Kürtçe:
(ئیبراھیم) فەرمووی ئەی ڕەوانەکراوانی (خوا) چ کارێکی گرنگتان ھەیە
Özbekçe:
У: «Эй элчилар, нима иш ила юборилдингиз?» деди. (Яъни, менга жуда билимдон ўғил хушхабарини беришдан бошқа яна нима иш билан юборилдингиз, деди.)
Malayca:
Nabi Ibrahim bertanya pula: "Apa hal kamu wahai Utusan Tuhan?"
Arnavutça:
dhe pyeti (Ibrahimi): “E, çfarë është qëllimi juaj, o të dërguar?”
Bulgarca:
И каза: “А какво е намерението ви, о, пратеници?”
Sırpça:
И упита: „А који је тачно разлог вашег доласка, о изасланици?“
Çekçe:
A pokračoval: 'A jaká je tedy vaše záležitost, vyslanci?'
Urduca:
پھر ابراہیمؑ نے پوچھا "اے فرستادگان الٰہی، وہ مہم کیا ہے جس پر آپ حضرات تشریف لائے ہیں؟"
Tacikçe:
Гуфт: «Эй расулон, кори шумо чист?»
Tatarca:
Ибраһим фәрештәләрдән сорады: "Миңа сөенеч бирүдән башка тагын нинди эшегез бар, ий илчеләр!?"
Endonezyaca:
Berkata (pula) Ibrahim: "Apakah urusanmu yang penting (selain itu), hai para utusan?"
Amharca:
«እናንተ መልክተኞች ሆይ! ኧረ ለመኾኑ ነገራችሁ ምንድን ነው» አለ፡፡
Tamilce:
அவர் கூறினார்: “ஆக, (வானவத்) தூதர்களே! (நீங்கள் அனுப்பப்பட்ட) உங்கள் காரியமென்ன?”
Korece:
천사들이여 당신들의 사명이무엇이뇨 라고 물으니
Vietnamca:
(Ibrahim) hỏi: “Vậy công việc của các vị (ở đây) là gì, hỡi các Sứ Giả (của Allah)?”
Ayet Linkleri: