6181 |
601 |
104 |
2 |
30 |
الَّذِي جَمَعَ مَالًا وَعَدَّدَهُ |
elleẕî ceme`a mâlev ve`addedeh. |
Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline! |
Who collects wealth and [continuously] counts it. |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6182 |
601 |
104 |
3 |
30 |
يَحْسَبُ أَنَّ مَالَهُ أَخْلَدَهُ |
yaḥsebü enne mâlehû aḫledeh. |
Malının kendisini ölümsüz kılacağını sanır. |
He thinks that his wealth will make him immortal. |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6183 |
601 |
104 |
4 |
30 |
كَلَّا ۖ لَيُنبَذَنَّ فِي الْحُطَمَةِ |
kellâ leyümbeẕenne fi-lḥuṭameh. |
Hayır; o, and olsun ki, Hutame'ye atılacaktır. |
No! He will surely be thrown into the Crusher. |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6184 |
601 |
104 |
5 |
30 |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْحُطَمَةُ |
vemâ edrâke me-lḥuṭameh. |
Hutame'nin ne olduğunu sen bilir misin? |
And what can make you know what is the Crusher? |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6185 |
601 |
104 |
6 |
30 |
نَارُ اللَّهِ الْمُوقَدَةُ |
nâru-llâhi-lmûḳadeh. |
O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir. |
It is the fire of Allah, [eternally] fueled, |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6186 |
601 |
104 |
7 |
30 |
الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ |
elletî teṭṭali`u `ale-l'ef'ideh. |
O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir. |
Which mounts directed at the hearts. |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6187 |
601 |
104 |
8 |
30 |
إِنَّهَا عَلَيْهِم مُّؤْصَدَةٌ |
innehâ `aleyhim mü'ṣadeh. |
Onlar, uzun sütunlar arasında, her yönden o ateşle kapatılmışlardır. |
Indeed, Hellfire will be closed down upon them |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6188 |
601 |
104 |
9 |
30 |
فِي عَمَدٍ مُّمَدَّدَةٍ |
fî `amedim mümeddedeh. |
Onlar, uzun sütunlar arasında, her yönden o ateşle kapatılmışlardır. |
In extended columns. |
Sayfa 601, Cuz 30, الهُمَزَة, Al-Humaza-- الهُمَزَة |
6189 |
601 |
105 |
1 |
30 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِأَصْحَابِ الْفِيلِ |
elem tera keyfe fe`ale rabbüke biaṣḥâbi-lfîl. |
Fil sahiplerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? |
Have you not considered, [O Muhammad], how your Lord dealt with the companions of the elephant? |
Sayfa 601, Cuz 30, الفيل, Al-fil—الفيل |
6190 |
601 |
105 |
2 |
30 |
أَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فِي تَضْلِيلٍ |
elem yec`al keydehüm fî taḍlîl. |
Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? |
Did He not make their plan into misguidance? |
Sayfa 601, Cuz 30, الفيل, Al-fil—الفيل |
6191 |
601 |
105 |
3 |
30 |
وَأَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا أَبَابِيلَ |
veersele `aleyhim ṭayran ebâbîl. |
Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. |
And He sent against them birds in flocks, |
Sayfa 601, Cuz 30, الفيل, Al-fil—الفيل |
6192 |
601 |
105 |
4 |
30 |
تَرْمِيهِم بِحِجَارَةٍ مِّن سِجِّيلٍ |
termîhim biḥicâratim min siccîl. |
Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. |
Striking them with stones of hard clay, |
Sayfa 601, Cuz 30, الفيل, Al-fil—الفيل |
6193 |
601 |
105 |
5 |
30 |
فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَّأْكُولٍ |
fece`alehüm ke`aṣfim me'kûl. |
Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı. |
And He made them like eaten straw. |
Sayfa 601, Cuz 30, الفيل, Al-fil—الفيل |