content_ar:
وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ
Çeviriyazı:
velâ yeḥuḍḍu `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu.
Diyanet İşleri:
Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmezdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve yoksulun yiyeceğine bakmazdı.
Şaban Piriş:
Yoksulu yedirmeye teşvik etmiyordu.
Edip Yüksel:
Yoksullara yedirmeğe de çalışmıyordu.
Ali Bulaç:
Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.
Suat Yıldırım:
Çünkü o, fakiri doyurmayı teşvik etmezdi.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve yoksullara yemek verilmesine teşvikte bulunmazdı.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu.
Bekir Sadak:
69:38
İbni Kesir:
Ve yoksulu doyurmaktan hoşlanmazdı. 69
Adem Ugur:
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
İskender Ali Mihr:
Ve yoksullara yemek vermeye teşvik etmiyordu.
Celal Yıldırım:
Yoksulu yedirmek üzere kimseyi tahrîk-teşvîk etmezdi.
Tefhim ul Kuran:
«Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdı.»
Fransızca:
et n'incitait pas à nourrir le pauvre.
İspanyolca:
ni animaba a dar de comer al pobre.
İtalyanca:
e non esortava a nutrire il povero.
Almanca:
und zur Speisung des Bedürftigen nicht anzuspornen.
Çince:
不勉励人账济贪民;
Hollandaca:
En omdat hij niet begeerlijk was, den arme te voeden.
Rusça:
и не призывал кормить бедняка.
Somalice:
aana fari jirin in Masaakiinta wax la siiyo.
Swahilice:
Wala hahimizi kulisha masikini.
Uygurca:
مىسكىنگە تاماق بېرىشنى تەرغىب قىلمايتتى
Japonca:
また貧者を養うことを勧めなかった。
Arapça (Ürdün):
«ولا يحض على طعام المسكين».
Hintçe:
तो आज न उसका कोई ग़मख्वार है
Tayca:
และเขามิได้ส่งเสริมให้อาหารแก่คนขัดสน
İbranice:
ולא נחלץ להאכיל את המסכן
Hırvatça:
i da se nahrani nevoljnik nije podsticao,
Rumence:
şi nu îndemna pe nimeni să ospăteze sărmanul.
Transliteration:
Wala yahuddu AAala taAAami almiskeeni
Türkçe:
"Yoksulu doyurmaya özendirmiyordu."
Sahih International:
Nor did he encourage the feeding of the poor.
İngilizce:
And would not encourage the feeding of the indigent!
Azerbaycanca:
O (özü zəkat vermir, acizə, kimsəsizə kömək etmit, xalqda da) yoxsulu yedirtməyə rəğbət oyatmırdı.
Süleyman Ateş:
Yoksulu doyurmaya ön ayak olmuyurdu!
Diyanet Vakfı:
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
Erhan Aktaş:
Miskinin yedirilmesini(1) teşvik etmiyordu.
Kral Fahd:
Yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.
Hasan Basri Çantay:
«(kendisi) yoksula yemek (yedirmek şöyle dursun, başkalarını da) vermiye teşvıyk etmezdi»,
Muhammed Esed:
ve ihtiyaç içinde olanları yedirip içirmek için hiçbir istek ve kararlılık duymadı:
Gültekin Onan:
69:31
Ali Fikri Yavuz:
Yoksulların yiyeceğine hiç bakmıyor, teşvik etmiyordu.
Portekizce:
Nem diligenciou, no sentido de alimentar os necessitados.
İsveççe:
och uppmanade ingen att ge den fattige att äta.
Farsça:
و مردم را به اطعام نیازمندان تشویق نمی کرده.
Kürtçe:
وە ھانی کەسی نەدەدا بۆ خۆراك دان بە ھەژاران
Özbekçe:
Ва мискинларга таом беришга қизиқтирмаган эди. (Мискинларга таом беришга қизиқтирмаслик шунчаликка олиб келса, имкони бўлса туриб уларга таом бермаслик қанчалик гуноҳ экан–буни китобхоннинг ўзи фаҳмлайверсин.)
Malayca:
"Dan dia juga tidak menggalakkan (dirinya dan orang lain) memberi makanan (yang berhak diterima oleh) orang miskin.
Arnavutça:
dhe nuk ka nxitur të ushqejë të varfërit e shkretë.
Bulgarca:
И не подканваше да бъде нахранен нуждаещият се,
Sırpça:
и да се нахрани сиромах није подстицао,
Çekçe:
a nevybízel k nakrmení nuzného,
Urduca:
اور نہ مسکین کو کھانا کھلانے کی ترغیب دیتا تھا
Tacikçe:
ва ба таъом додан ба мискинон касеро тарғиб намекард.
Tatarca:
Дәхи ул үзен вә әһлен мескенне ашатырга кызыктырмый иде.
Endonezyaca:
Dan juga dia tidak mendorong (orang lain) untuk memberi makan orang miskin.
Amharca:
ድኾችንም በማብላት ላይ አያግባባም ነበርና፡፡
Tamilce:
இன்னும், ஏழைகளின் உணவிற்கு (-வாழ்வாதாரத்திற்கு பிறரை) தூண்டாதவனாக இருந்தான்.
Korece:
가난한 사람들에게 자선도 베풀지 아니 했노라
Vietnamca:
“Hắn đã không thúc giục việc nuôi ăn người túng thiếu.”
Ayet Linkleri: