Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

43

Ayah_chapter_number: 

89

Ayahid: 

4414

Sayfa No: 

495

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

فَاصْفَحْ عَنْهُمْ وَقُلْ سَلَامٌ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

faṣfaḥ `anhüm veḳul selâm. fesevfe ya`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey Muhammed! Şimdilik sen onlara aldırma ve: "Size selâm olsun." de. Onlar yakında bilecekler!

Diyanet İşleri: 

Onlar hakkında: "Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir" demesi üzerine Allah: "Onlardan geç, esenlik dile; yakında bileceklerdir" buyurdu.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Artık yüzçevir onlardan ve de ki: Esenlik size, yakında bilip anlarlar.

Şaban Piriş: 

Şimdilik sen onlara aldırma/yüz çevir ve selam de. Yakında bilecekler!

Edip Yüksel: 

Onlara aldırma ve "Selam" (barış ve esenlik), de; yakında bilecekler.

Ali Bulaç: 

Şimdi sen, 'aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir' ve: "Selam" de. Artık onlar bileceklerdir.

Suat Yıldırım: 

Şimdi sen onlardan yüz çevir ve: “Selâm size!” de.Artık yakında mâruz kalacakları âkıbeti öğrenirler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

43:88

Yaşar Nuri Öztürk: 

Artık sen onlara aldırma, "Selam!" deyiver. Yakında bilecekler.

Bekir Sadak: 

44:4

İbni Kesir: 

Şimdilik sen, onlardan yüz çevir ve

Adem Ugur: 

Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.

İskender Ali Mihr: 

Bundan sonra onlardan vazgeç ve: “Selâm olsun.” de. Artık yakında bilecekler.

Celal Yıldırım: 

43:88

Tefhim ul Kuran: 

Şimdi sen, ´aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir´ ve: «Selam» de. Artık onlar bileceklerdir.

Fransızca: 

Et bien, éloigne-toi d'eux (pardonne-leur); et dit : "Salut ! " Car ils sauront bientôt.

İspanyolca: 

Aléjate, pues, de ellos y di: «¡Paz!» ¡Van a ver...!

İtalyanca: 

[risponderà Allah]: «Allontanati da loro [o Muhammad] e di': " Pace". Presto sapranno».

Almanca: 

So wende dich von ihnen ab und sag: "Salam (mit euch)", denn sie werden noch wissen.

Çince: 

你应当原谅他们,你应当说:祝你们平安!他们不久就知道了。

Hollandaca: 

Wend dus van hen af en zeg: Vrede!--Hierna zullen zij hunne dwaling kennen.

Rusça: 

Отвернись же от них и скажи: "Мир!" Скоро они узнают.

Somalice: 

Iska saamax waxaadna dhahdaa Nabadgalyo, way ogaandoonaan (waxa ku dhacee).

Swahilice: 

Basi wasamehe, na uwambie maneno ya salama. Watakuja jua.

Uygurca: 

سەن ئۇلاردىن يۈز ئۆرۈگىن، سالام دېگىن (يەنى ئۇلارغا بەتدۇئامۇ قىلمىغىن، دىنغا دەۋەتمۇ قىلمىغىن)، ئۇلار كەلگۈسىدە (كۇفرىنىڭ ئاقىۋىتىنى) بىلىدۇ

Japonca: 

(それで主は仰せられた。)かれらから逸れて去りなさい,だが「平安あれ。」と(挨拶して)言いなさい。やがてかれらも知るであろう。

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى: «فاصفح» أعرض «عنهم وقل سلام» منكم وهذا قبل أن يؤمر بقتالهم «فسوف يعلمون» بالياء والتاء تهديد لهم.

Hintçe: 

तो तुम उनसे मुँह फेर लो और कह दो कि तुम को सलाम तो उन्हें अनक़रीब ही (शरारत का नतीजा) मालूम हो जाएगा

Tayca: 

ดังนั้น เจ้าจงให้อภัยแก่พวกเขา และจงกล่าวว่าศานติ แล้วพวกเขาก็จะรู้

İbranice: 

וסלח להם, ידוע יידעו הכול ריבוני! אכן הם ואמור 'שלום.' וסופם שהם

Hırvatça: 

Pa ti se okreni od njih i reci: "Selam!" Sigurno će oni znati!

Rumence: 

Întoarce-te de la ei şi spune: “Pace! Căci vor afla curând!”

Transliteration: 

Faisfah AAanhum waqul salamun fasawfa yaAAlamoona

Türkçe: 

Artık sen onlara aldırma, "Selam!" deyiver. Yakında bilecekler.

Sahih International: 

So turn aside from them and say, "Peace." But they are going to know.

İngilizce: 

But turn away from them, and say "Peace!" But soon shall they know!

Azerbaycanca: 

(Ya Peyğəmbər!) Onlardan üz çevir və (arada düşmənçilik, kin-küdurət olmasın deyə, rastlaşdıqda) “Salam!” de. Onlar (küfrləri üzündən başlarına nə gələcəyini) mütləq biləcəklər!

Süleyman Ateş: 

Şimdi sen onlardan geç ve: "Size esenlik (dilerim)" de. Yakında bileceklerdir.

Diyanet Vakfı: 

Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.

Erhan Aktaş: 

Onları kendi hallerine bırak: “Selâm olsun.” de. Yakında gerçeği görecekler.

Kral Fahd: 

Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu. 

Hasan Basri Çantay: 

Şimdilik sen (Habîbim) onlardan yüz çevir, «Selâm» de. Artık yakında bileceklerdir.

Muhammed Esed: 

Ama sen onlar(ın yaptıkların)a dayan ve de ki: "Selam (olsun size)!" Çünkü onlar zamanı geldiğinde (hakikati) anlayacaklar.

Gültekin Onan: 

Şimdi sen ´aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir´ ve &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Ey Rasûlüm), şimdilik onlardan yüz çevir, (kendilerini terk et) de “Selâm= anlaşma var” söyle. Artık yakında (başlarına gelecek felâketi) bileceklerdir.

Portekizce: 

Sê condescendente para com eles (ó Mohammad) e dize: Paz! Porém, logo haverão de saber.

İsveççe: 

Förlåt dem och hälsa dem med fredshälsningen - de kommer att få veta [sanningen].

Farsça: 

بنابراین از آنان روی بگردان و سلام جدایی [را به آنان] بگو، پس [سرانجام شقاوت بار خود و نتیجه کفر و عنادشان را] خواهند دانست.

Kürtçe: 

(خوای گەورە فەرمووی: ئەی موحەممەد ﷺ) تۆش وازیان لێ بھێنە و گوێیان پێ مەدە وپێان بڵێ (سەلام) لەمەو پاش دەزانن (چی یان بەسەردێت)

Özbekçe: 

Бас, сен улардан юз ўгир ва: «Сизларга салом бўлсин», дегин. Бас, улар тезда билурлар.

Malayca: 

(Tuhan menjawab rayuannya dengan berfirman): "Jika demikian, maka janganlah engkau (wahai Muhammad) hiraukan mereka, dan katakanlah: ` Selamat tinggalah! ' Kemudian mereka akan mengetahui kelak (akibat keingkarannya)! "

Arnavutça: 

(O Muhammed!) largohu prej tyre dhe thuaju: “Selam!” (Lamtumirë), e ata së shpejti do ta dinë (gjendjen)!

Bulgarca: 

Отдръпни се от тях [о, Мухаммад] и кажи: “Мир!” Те ще узнаят.

Sırpça: 

Па ти се окрени од њих и реци: „Мир!“ Сигурно ће они да знају!

Çekçe: 

Odvrať se tedy od nich a rci: 'Mír s vámi!' A záhy se dozvědí!

Urduca: 

اچھا، اے نبیؐ، اِن سے درگزر کرو اور کہہ دو کہ سلام ہے تمہیں، عنقریب اِنہیں معلوم ہو جائے گا

Tacikçe: 

Пас, аз онҳо даргузар ва бигӯ: «Саломат бошед!» Оре, ба зуди хоҳанд донист.

Tatarca: 

Аллаһ әйтте: "Син алардан кисел, биз, вә алардан киселеп киткәндә аларга сәлам бир, алар тиздән белерләр эшләренең яманлыгын."

Endonezyaca: 

Maka berpalinglah (hai Muhammad) dari mereka dan katakanlah: "Salam (selamat tinggal)". Kelak mereka akan mengetahui (nasib mereka yang buruk).

Amharca: 

እነርሱንም ተዋቸው፡፡ ነገሬ ሰላም ነው በልም፡፡ ወደፊትም (የሚመጣባቸውን) ያውቃሉ፡፡

Tamilce: 

ஆகவே, (நபியே!) அவர்களை புறக்கணிப்பீராக! இன்னும், (அவர்களுக்கு) ஸலாம் கூறிவிடுவீராக! ஆக, அவர்கள் விரைவில் (அவர்களின் தண்டனையை) அறிவார்கள்.

Korece: 

그대여 그들로부터 멀리 하 라 그리고 안녕히 있으라 말하라 그들은 곧 알게 되리라

Vietnamca: 

Vì vậy, Ngươi hãy lánh xa chúng và nói: “Chào bằng an!” Rồi đây chúng sẽ biết (hình phạt mà chúng sẽ phải đối mặt).