content_ar:
فَاصْفَحْ عَنْهُمْ وَقُلْ سَلَامٌ ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Çeviriyazı:
faṣfaḥ `anhüm veḳul selâm. fesevfe ya`lemûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ey Muhammed! Şimdilik sen onlara aldırma ve: "Size selâm olsun." de. Onlar yakında bilecekler!
Diyanet İşleri:
Onlar hakkında: "Ey Rabbim! Bunlar inanmayan bir millettir" demesi üzerine Allah: "Onlardan geç, esenlik dile; yakında bileceklerdir" buyurdu.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık yüzçevir onlardan ve de ki: Esenlik size, yakında bilip anlarlar.
Şaban Piriş:
Şimdilik sen onlara aldırma/yüz çevir ve selam de. Yakında bilecekler!
Edip Yüksel:
Onlara aldırma ve "Selam" (barış ve esenlik), de; yakında bilecekler.
Ali Bulaç:
Şimdi sen, 'aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir' ve: "Selam" de. Artık onlar bileceklerdir.
Suat Yıldırım:
Şimdi sen onlardan yüz çevir ve: “Selâm size!” de.Artık yakında mâruz kalacakları âkıbeti öğrenirler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
43:88
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık sen onlara aldırma, "Selam!" deyiver. Yakında bilecekler.
Bekir Sadak:
44:4
İbni Kesir:
Şimdilik sen, onlardan yüz çevir ve
Adem Ugur:
Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
İskender Ali Mihr:
Bundan sonra onlardan vazgeç ve: “Selâm olsun.” de. Artık yakında bilecekler.
Celal Yıldırım:
43:88
Tefhim ul Kuran:
Şimdi sen, ´aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir´ ve: «Selam» de. Artık onlar bileceklerdir.
Fransızca:
Et bien, éloigne-toi d'eux (pardonne-leur); et dit : "Salut ! " Car ils sauront bientôt.
İspanyolca:
Aléjate, pues, de ellos y di: «¡Paz!» ¡Van a ver...!
İtalyanca:
[risponderà Allah]: «Allontanati da loro [o Muhammad] e di': " Pace". Presto sapranno».
Almanca:
So wende dich von ihnen ab und sag: "Salam (mit euch)", denn sie werden noch wissen.
Çince:
你应当原谅他们,你应当说:祝你们平安!他们不久就知道了。
Hollandaca:
Wend dus van hen af en zeg: Vrede!--Hierna zullen zij hunne dwaling kennen.
Rusça:
Отвернись же от них и скажи: "Мир!" Скоро они узнают.
Somalice:
Iska saamax waxaadna dhahdaa Nabadgalyo, way ogaandoonaan (waxa ku dhacee).
Swahilice:
Basi wasamehe, na uwambie maneno ya salama. Watakuja jua.
Uygurca:
سەن ئۇلاردىن يۈز ئۆرۈگىن، سالام دېگىن (يەنى ئۇلارغا بەتدۇئامۇ قىلمىغىن، دىنغا دەۋەتمۇ قىلمىغىن)، ئۇلار كەلگۈسىدە (كۇفرىنىڭ ئاقىۋىتىنى) بىلىدۇ
Japonca:
(それで主は仰せられた。)かれらから逸れて去りなさい,だが「平安あれ。」と(挨拶して)言いなさい。やがてかれらも知るであろう。
Arapça (Ürdün):
قال تعالى: «فاصفح» أعرض «عنهم وقل سلام» منكم وهذا قبل أن يؤمر بقتالهم «فسوف يعلمون» بالياء والتاء تهديد لهم.
Hintçe:
तो तुम उनसे मुँह फेर लो और कह दो कि तुम को सलाम तो उन्हें अनक़रीब ही (शरारत का नतीजा) मालूम हो जाएगा
Tayca:
ดังนั้น เจ้าจงให้อภัยแก่พวกเขา และจงกล่าวว่าศานติ แล้วพวกเขาก็จะรู้
İbranice:
וסלח להם, ידוע יידעו הכול ריבוני! אכן הם ואמור 'שלום.' וסופם שהם
Hırvatça:
Pa ti se okreni od njih i reci: "Selam!" Sigurno će oni znati!
Rumence:
Întoarce-te de la ei şi spune: “Pace! Căci vor afla curând!”
Transliteration:
Faisfah AAanhum waqul salamun fasawfa yaAAlamoona
Türkçe:
Artık sen onlara aldırma, "Selam!" deyiver. Yakında bilecekler.
Sahih International:
So turn aside from them and say, "Peace." But they are going to know.
İngilizce:
But turn away from them, and say "Peace!" But soon shall they know!
Azerbaycanca:
(Ya Peyğəmbər!) Onlardan üz çevir və (arada düşmənçilik, kin-küdurət olmasın deyə, rastlaşdıqda) “Salam!” de. Onlar (küfrləri üzündən başlarına nə gələcəyini) mütləq biləcəklər!
Süleyman Ateş:
Şimdi sen onlardan geç ve: "Size esenlik (dilerim)" de. Yakında bileceklerdir.
Diyanet Vakfı:
Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
Erhan Aktaş:
Onları kendi hallerine bırak: “Selâm olsun.” de. Yakında gerçeği görecekler.
Kral Fahd:
Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. Yakında bilecekler! buyurdu.
Hasan Basri Çantay:
Şimdilik sen (Habîbim) onlardan yüz çevir, «Selâm» de. Artık yakında bileceklerdir.
Muhammed Esed:
Ama sen onlar(ın yaptıkların)a dayan ve de ki: "Selam (olsun size)!" Çünkü onlar zamanı geldiğinde (hakikati) anlayacaklar.
Gültekin Onan:
Şimdi sen ´aldırış etmeksizin onlardan yüz çevir´ ve "
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), şimdilik onlardan yüz çevir, (kendilerini terk et) de “Selâm= anlaşma var” söyle. Artık yakında (başlarına gelecek felâketi) bileceklerdir.
Portekizce:
Sê condescendente para com eles (ó Mohammad) e dize: Paz! Porém, logo haverão de saber.
İsveççe:
Förlåt dem och hälsa dem med fredshälsningen - de kommer att få veta [sanningen].
Farsça:
بنابراین از آنان روی بگردان و سلام جدایی [را به آنان] بگو، پس [سرانجام شقاوت بار خود و نتیجه کفر و عنادشان را] خواهند دانست.
Kürtçe:
(خوای گەورە فەرمووی: ئەی موحەممەد ﷺ) تۆش وازیان لێ بھێنە و گوێیان پێ مەدە وپێان بڵێ (سەلام) لەمەو پاش دەزانن (چی یان بەسەردێت)
Özbekçe:
Бас, сен улардан юз ўгир ва: «Сизларга салом бўлсин», дегин. Бас, улар тезда билурлар.
Malayca:
(Tuhan menjawab rayuannya dengan berfirman): "Jika demikian, maka janganlah engkau (wahai Muhammad) hiraukan mereka, dan katakanlah: ` Selamat tinggalah! ' Kemudian mereka akan mengetahui kelak (akibat keingkarannya)! "
Arnavutça:
(O Muhammed!) largohu prej tyre dhe thuaju: “Selam!” (Lamtumirë), e ata së shpejti do ta dinë (gjendjen)!
Bulgarca:
Отдръпни се от тях [о, Мухаммад] и кажи: “Мир!” Те ще узнаят.
Sırpça:
Па ти се окрени од њих и реци: „Мир!“ Сигурно ће они да знају!
Çekçe:
Odvrať se tedy od nich a rci: 'Mír s vámi!' A záhy se dozvědí!
Urduca:
اچھا، اے نبیؐ، اِن سے درگزر کرو اور کہہ دو کہ سلام ہے تمہیں، عنقریب اِنہیں معلوم ہو جائے گا
Tacikçe:
Пас, аз онҳо даргузар ва бигӯ: «Саломат бошед!» Оре, ба зуди хоҳанд донист.
Tatarca:
Аллаһ әйтте: "Син алардан кисел, биз, вә алардан киселеп киткәндә аларга сәлам бир, алар тиздән белерләр эшләренең яманлыгын."
Endonezyaca:
Maka berpalinglah (hai Muhammad) dari mereka dan katakanlah: "Salam (selamat tinggal)". Kelak mereka akan mengetahui (nasib mereka yang buruk).
Amharca:
እነርሱንም ተዋቸው፡፡ ነገሬ ሰላም ነው በልም፡፡ ወደፊትም (የሚመጣባቸውን) ያውቃሉ፡፡
Tamilce:
ஆகவே, (நபியே!) அவர்களை புறக்கணிப்பீராக! இன்னும், (அவர்களுக்கு) ஸலாம் கூறிவிடுவீராக! ஆக, அவர்கள் விரைவில் (அவர்களின் தண்டனையை) அறிவார்கள்.
Korece:
그대여 그들로부터 멀리 하 라 그리고 안녕히 있으라 말하라 그들은 곧 알게 되리라
Vietnamca:
Vì vậy, Ngươi hãy lánh xa chúng và nói: “Chào bằng an!” Rồi đây chúng sẽ biết (hình phạt mà chúng sẽ phải đối mặt).
Ayet Linkleri: