content_ar:
إِنَّا جَعَلْنَاهَا فِتْنَةً لِّلظَّالِمِينَ
Çeviriyazı:
innâ ce`alnâhâ fitnetel liżżâlimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık.
Diyanet İşleri:
Biz o ağacı, zalimler için bir dert yaptık.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki biz onu, zulmedenleri sınamak için yarattık,
Şaban Piriş:
Biz onu zalimler için bir fitne kıldık.
Edip Yüksel:
Biz onu zalimler için bir test kıldık.
Ali Bulaç:
Doğrusu Biz, onu kafirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.
Suat Yıldırım:
“Şimdi iyi düşünün!” buyurur Yüce Allah, “Sonuç olarak böylesi bir mutluluk mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir dert ve azap yaptık.O öyle bir ağaçtır ki cehennemin ta dibinden çıkar. Meyveleri: sanki şeytanların başları!” [23,20; 56,51-52; 17,60]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki, Biz onu (O ağacı) zalimler için bir mihnet kıldık.
Yaşar Nuri Öztürk:
O ağaç ki, zalimler için onu bir fitne yaptık.
Bekir Sadak:
Onlar babalarini suphesiz sapik kimseler olarak bulmuslardi.
İbni Kesir:
Doğrusu Biz, onu
Adem Ugur:
Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki Biz, onu (zakkum ağacını) zalimler için fitne (imtihan) kıldık.
Celal Yıldırım:
Şüphesiz ki biz o ağacı zâlimler için bir fitne (bir dert ve kaygı) kıldık.
Tefhim ul Kuran:
Doğrusu biz, onu kâfirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.
Fransızca:
Nous l'avons assigné en épreuve aux injustes.
İspanyolca:
Hemos hecho de éste tentación para los impíos.
İtalyanca:
In verità ne abbiamo fatto una prova per gli ingiusti.
Almanca:
Gewiß, WIR machten ihn als Fitna für die Unrecht-Begehenden.
Çince:
我以它为不义者的折磨。
Hollandaca:
Waarlijk, wij hebben dien aangeduid als eene aanleiding tot twist onder de onrechtvaardigen
Rusça:
Мы сделали его искушением для беззаконников.
Somalice:
Annagaa uga yeelay fitno (imtixaan) daalimiinta.
Swahilice:
Hakika Sisi tumeufanya huo kuwa ni mateso kwa walio dhulumu.
Uygurca:
زەققۇمنى بىز زالىملار (يەنى گۇمراھلار) ئۈچۈن (ئاخىرەتتە) ئازاب قىلدۇق
Japonca:
われはこの木を不義を行う者への試みとして,用意したのである。
Arapça (Ürdün):
«إنا جعلناها» بذلك «فتنة للظالمين» أي الكافرين من أهل مكة، إذ قالوا: النار تحرق الشجر فكيف تنبته.
Hintçe:
जिसे हमने यक़ीनन ज़ालिमों की आज़माइश के लिए बनाया है
Tayca:
แท้จริง เราได้จัดทำไว้เป็นการทดสอบแก่บรรดาผู้อธรรม
İbranice:
העץ אשר הועדנו כמבחן לרשעים
Hırvatça:
Mi smo njega zulumćarima kušnjom učinili.
Rumence:
Noi l-am făcut ca o ispită celor nedrepţi.
Transliteration:
Inna jaAAalnaha fitnatan lilththalimeena
Türkçe:
O ağaç ki, zalimler için onu bir fitne yaptık.
Sahih International:
Indeed, We have made it a torment for the wrongdoers.
İngilizce:
For We have truly made it (as) a trial for the wrong-doers.
Azerbaycanca:
Biz onu zalımlar (cəhənnəm istisində heç bir ağac bitməz deyən kafirlər) üçün bir bəla (dərd) etdik.
Süleyman Ateş:
Biz onu zalimler için bir fitne (sınav) yaptık.
Diyanet Vakfı:
Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık.
Erhan Aktaş:
Biz, onu zâlimler için bir fitne yaptık.
Kral Fahd:
Biz onu (zakkumu) zalimler için bir fitne (imtihan) kıldık.
Hasan Basri Çantay:
Hakıykat, biz onu zaalimler (kâfirler) için bir fitne (imtihan) yapdık.
Muhammed Esed:
Gerçek şu ki, biz o (ağac)ı zalimler için bir sınama aracı yaptık,
Gültekin Onan:
Doğrusu biz, onu kafirler için bir fitne (bir imtihan konusu) kıldık.
Ali Fikri Yavuz:
Gerçekten biz zakkûm ağacını kâfirler için (ahirette) bir azab yaptık.
Portekizce:
Sabei que a estabelecemos como prova para os iníquos.
İsveççe:
Vi har gjort [trädet] till en prövning för dem som begår orätt.
Farsça:
ما آن را برای ستمکاران مایه شکنجه و عذاب قرار داده ایم.
Kürtçe:
بێگومان ئێمە ئەو (دارە) مان کردە ھۆی تاقی کردنەوەی ستەمکاران (کە لە دونیادا گاڵتەیان پێدەکرد)
Özbekçe:
Албатта, Биз у(дарахт)ни золимлар учун фитна қилдик. (Биз заққум дарахтини золимлар–кофир ва мушриклар учун фитна қилиб қўйдик. Мушриклар, жаҳаннамда заққум деган дарахт бўлар экан, деган гапни эшитганларида, доимо олов ёниб турадиган дўзахда қандай қилиб дарахт ўсади, оловда куйиб кетмайдими, деб масхара қилишди.)
Malayca:
Sesungguhnya Kami jadikan pokok zaqqum itu satu ujian bagi orang-orang yang zalim (di dunia dan azab seksa bagi mereka di akhirat).
Arnavutça:
Ne, këtë sprovë e kemi bërë për zullumqarët.
Bulgarca:
Сторихме го изпитание за угнетителите.
Sırpça:
Које смо неверницима као искушење одредили?
Çekçe:
A učinili jsme jej pro nespravedlivé předmětem pokušení,
Urduca:
ہم نے اُس درخت کو ظالموں کے لیے فتنہ بنا دیا ہے
Tacikçe:
Мо он дарахтро барои ибтилои (гирифтории) ситамкорон падид овардаем.
Tatarca:
Ул заккум агачының җәһәннәм уты эчендә үскәнлегенә һәм җимеш биргәнлегенә ышанмыйлар, ышанмаулары аларга ґәзаб өстенә ґәзаб булачак. Ул җимеш энәле булып ашаганда тамакны ертыр, ачылыгы тамакны көйдерер. Ышанмаучыларга шул җимешне ашатырлар.
Endonezyaca:
Sesungguhnya Kami menjadikan pohon zaqqum itu sebagai siksaan bagi orang-orang yang zalim.
Amharca:
እኛ ለበዳዮች ፈተና አድርገናታል፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக நாம் அதை இணைவைப்பவர்களுக்கு ஒரு சோதனையாக (தண்டனையாக) ஆக்கி இருக்கிறோம்.
Korece:
하나님은 죄인들을 위한 시 험으로 그것을 두었노라
Vietnamca:
Quả thật, TA (Allah) đã tạo ra nó (cây Zaqqum) là để trừng phạt những kẻ làm điều sai quấy.
Ayet Linkleri: