Kur'an Ayetleri

chapter_number: 

31

Ayah_chapter_number: 

30

Ayahid: 

3499

Sayfa No: 

414

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

ذَٰلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ

Çeviriyazı: 

ẕâlike bienne-llâhe hüve-lḥaḳḳu veenne mâ yed`ûne min dûnihi-lbâṭili veenne-llâhe hüve-l`aliyyü-lkebîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bu da şundandır ki, Allah hakkın ta kendisidir. (İnsanların) O'ndan başka taptıkları ise mutlaka batıldır. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

Diyanet İşleri: 

Bu, Allah'ın hak olmasından ve O'ndan başka taptıkları şeylerin batıl olmasındandır. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bu da şu yüzdendir; çünkü Allah, gerçektir ve ondan başka herneye kulluk ediyorsanız hepsi de boştur ve şüphe yok ki Allah, öyle bir mabuttur ki odur pek yüce ve büyük.

Şaban Piriş: 

Çünkü Allah, tek haktır ve O’ndan başka dua ettikleriniz batıldır. O Allah, herşeyden üstündür, büyüktür.

Edip Yüksel: 

Çünkü ALLAH gerçektir, O'nun dışında çağırdıkları batıldır ve ALLAH En Yüce ve En Büyüktür.

Ali Bulaç: 

İşte-böyle; şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise, batıldır. Şüphesiz Allah, Yücedir, büyüktür.

Suat Yıldırım: 

Bu, böyledir. Çünkü Allah gerçeğin, hakkın ta kendisidir.Müşriklerin O'ndan başka yalvardıkları tanrılar ise batıldır. Gerçekten Allah çok yücedir, çok büyüktür.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şu beyan olunanlar şundandır ki, hak olan şüphe yok ancak Allah Teâlâ´dır. O´nun gayrı çağırdıkları hep bâtıldır. Ve muhakkak ki Allah´tır, o çok yüce, çok büyük olan O´dur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise bâtıldır. Ve Allah Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir, büyüklüğüne sınır yoktur.

Bekir Sadak: 

suphe goturmeyen Kitap, alemlerin Rabbi´nin indirdigidir.

İbni Kesir: 

Bu, Allah´ın

Adem Ugur: 

Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir

İskender Ali Mihr: 

İşte bu, Allah´ın hak olması sebebiyledir. Ve O´ndan başka taptıkları şeyler mutlaka bâtıldır. Muhakkak ki Allah

Celal Yıldırım: 

Bu böyledir. Çünkü Allah hakk´tır, O´ndan başka taptıklarınız bâtıldır. Ve elbette Allah cok yücedir, cok büyüktür.

Tefhim ul Kuran: 

İşte böyle

Fransızca: 

Il en est ainsi parce qu'Allah est la Vérité, et que tout ce qu'ils invoquent en dehors de Lui est le Faux, et qu'Allah, c'est Lui le Haut, le Grand.

İspanyolca: 

Esto es así porque Alá es la Verdad, pero lo que ellos invocan en lugar de invocarle a Él es lo falso. Alá es el Altísimo, el Grande.

İtalyanca: 

Ciò in quanto Allah è la Verità, mentre quel che invocano all'infuori di Lui è falsità. Allah è l'Altissimo, il Grande.

Almanca: 

Dies ist es, weil ALLAH gewiß Das Wahre ist, weil das, an das sie anstelle von Ihm Bittgebete richten, gewiß das für nichtig Erklärte ist, und weil ALLAH gewiß Der Allhöchste, Der Allgrößte ist.

Çince: 

那是因为真主确是真实的;他们舍他而祈祷的,确是虚伪的;真主确是至尊的,确是至大的。

Hollandaca: 

Dit laat zich verklaren door de goddelijke kennis en macht, omdat God het ware wezen is, en omdat alles wat gij naast hem aanroept, ijdel is, en omdat God de verhevene, de groote God is.

Rusça: 

Это - потому, что Аллах является Истиной, а все, к чему взывают помимо Него, является ложью, а также потому, что Аллах - Возвышенный, Большой.

Somalice: 

Taasna wa in Eebe xaq yahay waxay caabudi ee ka soohadhayna baadil yahay iyo in Eebe yahay Sareeye wayn.

Swahilice: 

Hivi ni kwa sababu hakika Mwenyezi Mungu ndiye wa kweli, na hakika wanacho kiomba ni cha uwongo. Na kwamba hakika Mwenyezi Mungu ndiye Mtukufu na ndiye Mkubwa.

Uygurca: 

بۇ شۇنىڭ ئۈچۈنكى، اﷲ ھەق (ئىلاھ) دۇر، ئۇلارنىڭ اﷲ نى قويۇپ ئىبادەت قىلغانلىرى (يەنى بۇتلىرى) باتىلدۇر، اﷲ ئالىيدۇر، بۈيۈكتۇر

Japonca: 

それはアッラーこそが真理であられるためである。かれを差し置いて,あなたがたの祈るのは虚偽のものである。本当にアッラーこそは,至高にして至大であられる。

Arapça (Ürdün): 

«ذلك» المذكور «بأن الله هو الحق» الثابت «وأن ما يدعون» بالياء والتاء يعبدون «من دونه الباطل» الزائل «وأن الله هو العليُّ» على خلقه بالقهر «الكبيرُ» العظيم.

Hintçe: 

ये (सब बातें) इस सबब से हैं कि ख़ुदा ही यक़ीनी बरहक़ (माबूद) है और उस के सिवा जिसको लोग पुकारते हैं यक़ीनी बिल्कुल बातिल और इसमें शक नहीं कि ख़ुदा ही आलीशान और बड़ा रुतबे वाला है

Tayca: 

นั่นเพราะว่าอัลลอฮฺนั้น พระองค์คือผู้ทรงสัจจะ และเพราะว่าสิ่งที่พวกเขาวิงวอนขออื่นจากพระองค์นั้นเป็นเท็จ

İbranice: 

זה משום שאלוהים הוא הצדק, וכל מי שיפנו אליו מלבדו הוא הבל, ואלוהים הוא העליון והכביר

Hırvatça: 

To je zato što je Allah- Istina, a oni kojima oni, pored Njega, dove upućuju - neistina, i što je Allah Uzvišeni i Veliki.

Rumence: 

Aceasta pentru că Dumnezeu este Adevărul, iar ceea ce voi chemaţi, în afară de El, este deşărtăciune. Dumnezeu este Înaltul, Marele!

Transliteration: 

Thalika bianna Allaha huwa alhaqqu waanna ma yadAAoona min doonihi albatilu waanna Allaha huwa alAAaliyyu alkabeeru

Türkçe: 

Bu böyledir; çünkü Allah, Hakk'ın ta kendisidir. O'nun berisinde yalvarıp yakardıkları ise bâtıldır. Ve Allah Aliyy'dir, yüceliğine sınır yoktur; Kebîr'dir, büyüklüğüne sınır yoktur.

Sahih International: 

That is because Allah is the Truth, and that what they call upon other than Him is falsehood, and because Allah is the Most High, the Grand.

İngilizce: 

That is because Allah is the (only) Reality, and because whatever else they invoke besides Him is Falsehood; and because Allah,- He is the Most High, Most Great.

Azerbaycanca: 

Bu (deyilənlər) ona görədir ki, Allah haqq, (müşriklərin) Ondan qeyri ibadət etdikləri isə batildir. Həqiqətən, Allah (hər şeydən) ucadır, (hər şeydən) böyükdür!

Süleyman Ateş: 

Böyledir, çünkü Allah haktır, O'ndan başka yalvardıkları batıldır. Gerçekten ulu ve büyük olan, yalnız Allah'tır.

Diyanet Vakfı: 

Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur.

Erhan Aktaş: 

Çünkü Allah gerçekliğin ta kendisidir. Ve onların, O’nun yanı sıra yakardıkları ise kesinlikle gerçek dışıdır. Kuşkusuz Allah, Çok Yüce’dir, Çok Büyük’tür.

Kral Fahd: 

Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir; O’ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz bâtıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok uludur.

Hasan Basri Çantay: 

Bu, şundandır: Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, Ondan başka tapdıklarınız ise hiç şübhesiz baatıldır. Hakıykat, Allah, O, çok yüce, çok büyükdür.

Muhammed Esed: 

Gerçek budur: Yalnızca Allah, Mutlak Hakikattir ve insanların O´ndan başka çağırdıkları her şey tamamiyle değersiz ve geçersizdir; çünkü yalnız Allah yüce ve gerçekten uludur!

Gültekin Onan: 

İşte böyle

Ali Fikri Yavuz: 

(Allah’ın ilim ve kudretinin genişliği) şundan: Çünkü Allah, ibadete müstahak olan Vacib Tealâ’dır. O’ndan başka taptıkları hep bâtıldır. Gerçekten Allah, her şeyden yücedir, her şeyden büyüktür.

Portekizce: 

Isso ocorre porque Deus é a Verdade, e porque tudo quanto invocam, em lugar d'Ele, é a falsidade, e porque Deus é oGrandioso, o Altíssimo.

İsveççe: 

Detta, därför att Gud är Sanningen, och allt det som människor anropar i Hans ställe är sken och lögn; Gud är den Höge, den Väldige.

Farsça: 

این [آفریده های شگفت و این تغییرات و تحولات] دلیل بر این است که خدا فقط حق است و آنچه به جای او می پرستند باطل است، و بی تردید خدا همان والا مرتبه و بزرگ است.

Kürtçe: 

ئەمە لەبەر ئەوەیە کە بێگومان تەنھا خوا ڕاست و ھەقە و بەڕاستی ئەوەی ھاواری لێدەکەن و دەیپەرستنن بێجگە لەو(خوا) بەتاڵ وناڕاستە وە بێگومان ھەر خوا بڵند و گەورەیە

Özbekçe: 

Бу, албатта, Аллоҳнинг Ўзи ҳақ, албатта, Ундан ўзга илтижо қилаётганлари ботил ва, албатта, Аллоҳнинг Ўзи энг юксак ва энг буюк зот эканидандир.

Malayca: 

Bersifatnya Allah dengan penuh kekuasaan dan luas ilmu pengetahuan itu kerana bahawasanya Allah Dia lah sahaja Tuhan Yang Sebenar-benarnya, dan bahawa segala yang mereka sembah selain dari Allah adalah palsu belaka. Dan (ingatlah) sesungguhnya Allah Dia lah Yang Maha Tinggi keadaanNya, lagi Maha Besar (kekuasaanNya).

Arnavutça: 

Kjo është (kështu), ngase Perëndia është i vetmi i Vërtetë, e ato që adhurojnë ata – pos Tij, janë të kota, dhe se Perëndia është i lartësuar dhe i madh.

Bulgarca: 

Така е, защото Аллах е Истината и защото всичко, което зоват вместо Него, е лъжа, и защото Аллах е Всевишния, Превеликия.

Sırpça: 

То је зато што је Аллах - истина, а они којима они, поред Њега, упућују молбе - неистина, и што је Аллах Узвишени и Велики.

Çekçe: 

A je to proto, že Bůh je skutečnost, zatímco to, co vzýváte vedle Něho, je falešné - a Bůh věru je vznešený i veliký.

Urduca: 

یہ سب کچھ اس وجہ سے ہے کہ اللہ ہی حق ہے اور اسے چھوڑ کر جن دُوسری چیزوں کو یہ لوگ پکارتے ہیں وہ سب باطل ہیں، اور (اس وجہ سے کہ) اللہ ہی بزرگ و برتر ہے

Tacikçe: 

Ин ба он сабаб аст, ки Худои якто ҳақ аст ва ҳар чӣ ба ғайри Ӯ мехонанд, ботил аст ва Худост баландмартабаву бузургвор.

Tatarca: 

Аллаһу тәгаләнең белеменең вә кодрәтенең киң булуы Ул – Аллаһ Үзе генә Илаһә булганы өчендер, әмма Аллаһудан башкага гыйбадәт кылган нәрсәләре батыл ялгандыр, вә Ул – Аллаһ һәр нәрсәдән өстендер вә олугътыр.

Endonezyaca: 

Demikianlah, karena sesungguhnya Allah, Dialah yang hak dan sesungguhnya apa saja yang mereka seru selain dari Allah itulah yang batil; dan sesungguhnya Allah Dialah Yang Maha Tinggi lagi Maha Besar.

Amharca: 

ይህ አላህ እርሱ እውነት ከእርሱም ሌላ የሚግገዙት (ጣዖት) ውሸት በመሆኑና አላህም እርሱ የበላይ ታላቅ በመሆኑ ነው፡፡

Tamilce: 

அது, (-மேற்கூறப்பட்ட அனைத்தும்) நிச்சயமாக அல்லாஹ்தான் உண்மையானவன்; இன்னும், நிச்சயமாக அவனை அன்றி அவர்கள் அழைப்பவை (-வணங்குபவை) பொய்யானவை; இன்னும், நிச்சயமாக அல்லாஹ்தான் மிக உயர்ந்தவன், மிகப் பெரியவன் என்ற காரணத்தால் ஆகும்.

Korece: 

이는 하나님께서 진리이기 때문이라 그분 외에 다른 것을 숭 배하는 것은 허위라 실로 하나님 은 가장 높고 위대하심이라

Vietnamca: 

Đó là vì Allah chính là Chân Lý còn những kẻ (vật) mà họ van vái cầu nguyện ngoài Ngài chỉ là ngụy tạo; và quả thật Allah là Đấng Tối Cao, Đấng Vĩ Đại.