content_ar:
يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنكَرِ وَاصْبِرْ عَلَىٰ مَا أَصَابَكَ ۖ إِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ
Çeviriyazı:
yâ büneyye eḳimi-ṣṣalâte ve'mür bilma`rûfi venhe `ani-lmünkeri vaṣbir `alâ mâ eṣâbek. inne ẕâlike min `azmi-l'ümûr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir.
Diyanet İşleri:
Ey oğulcuğum! Namazı kıl, uygun olanı buyurup fenalığı önle, başına gelene sabret; doğrusu bunlar, azmedilmeğe değer işlerdir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ey oğulcağızım, namaz kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış halkı ve bu hususta uğradığın sıkıntılara dayan; şüphe yok ki bunlar, kesin olarak yapılması gereken işlerdendir.
Şaban Piriş:
Yavrucuğum! Namazı ikame et, iyiliği emret, kötülüğü engelle, başına gelene sabırlı ol. Çünkü bunlar azim/kararlılık gerektiren işlerdendir.
Edip Yüksel:
Sevgili oğlum, namazı gözet, iyiliği emret, kötülükten menet ve başına gelene sabret. Bunlar temel davranışlardandır.
Ali Bulaç:
"Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, ma'rufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.
Suat Yıldırım:
Evladım, namazı hakkıyla ifa et, iyiliği yay, kötülüğü de önlemeye çalış, ve başına gelen sıkıntılara sabret.Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren işlerdendir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Oğulcağızım! Namazı dosdoğru kıl ve maruf ile emret ve münkerden nehyet ve sana isabet edene sabreyle. Şüphe yok ki bu, kat´iyyen icab eden umûrdandır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Yavrucuğum; namazı/duayı yerine getir, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu/önemli işlerdendir.
Bekir Sadak:
Inkar edenin inkarciligi seni uzmesin
İbni Kesir:
31:16
Adem Ugur:
Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
İskender Ali Mihr:
Ey yavrum, namazı ikame et (namaz kıl)! Ma´ruf ile (irfanla, iyilikle) emret ve münkerden (kötülükten) nehyet (münkeri yasakla, mani ol). Ve sana isabet eden şeylere (musîbetlere) sabret. Muhakkak ki bu, azmedilen (mutlaka yapılması gereken) işlerdendir.
Celal Yıldırım:
Oğulcağızım! Namazı dosdoğru kıl, (dince, akılca, sağlam örfçe) uygun olanı emret, kötü olanlardan da men´et. Başına gelene sabret. Şüphesiz ki bunlar azmedilmeğe değer işlerdendir.
Tefhim ul Kuran:
«Ey oğlum, dosdoğru namazı kıl, ma´ruf olanı emret, münker olandan sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.
Fransızca:
ô mon enfant, accomplis la Salat, commande le convenable, interdis le blâmable et endure ce qui t'arrive avec patience. Telle est la résolution à prendre dans toute entreprise !
İspanyolca:
¡Hijito! ¡Haz la azalá! ¡Ordena lo que está bien y prohíbe lo que está mal! ¡Ten paciencia ante la adversidad! ¡Eso sí que es dar muestras de resolución!
İtalyanca:
O figlio mio, assolvi all'orazione, raccomanda le buone consuetudini e proibisci il biasimevole e sopporta con pazienza quello che ti succede: questo il comportamento da tenere in ogni impresa.
Almanca:
Mein Söhnchen! Verrichte ordnungsgemäß das rituelle Gebet, fordere zum Gebilligten auf, rate vom Mißbilligten ab und übe dich in Geduld wegen dem, was dich traf. Gewiß, dies gehört zur Entschlossenheit den Angelegenheiten gegenüber.
Çince:
我的小子啊!你应当谨守拜功,应当劝善戒恶,应当忍受患难,这确是应该决心做的事情。
Hollandaca:
O mijn zoon! wees standvastig in het gebed, en beveel wat rechtvaardig is; verbied het kwade en wees geduldig onder de rampen die u zullen treffen: want dit is een volstrekt noodzakelijke plicht voor alle menschen.
Rusça:
О сын мой! Совершай намаз, повелевай совершать одобряемое, запрещай предосудительное и терпеливо сноси все, что постигает тебя. Воистину, в этих делах надлежит проявлять решимость.
Somalice:
Wiilkayow oog Salaadda, oo far waanaagga oo reeb waxa lanaco kuna Samir waxa ku gaadha, arrintaasu waxay ka midtahay umuuraha wanaagsane.
Swahilice:
Ewe mwanangu! Shika Sala, na amrisha mema, na kataza maovu, na subiri kwa yanayo kupata. Hayo ni katika mambo ya kuazimiwa..
Uygurca:
ئى ئوغۇلچىقىم! نامازنى (ۋاقتىدا تەئدىل ئەركان بىلەن) ئوقۇغىن، (كىشىلەرنى) ياخشىلىققا بۇيرۇغىن، يامانلىقتىن توسقىن، ساڭا يەتكەن كۈلپەتلەرگە سەۋر قىلغىن (چۈنكى ھەقىقەتكە دەۋەت قىلغۇچى ئەزىيەتلەرگە ئۇچرايدۇ)، بۇ ھەقىقەتەن قىلىشقا ئىرادە تىكلەشكە تېگىشلىك ئىشلاردىندۇر
Japonca:
「息子よ,礼拝の務めを守り,善を(人に)勧め悪を禁じ,あなたに降りかかることを耐え忍ベ。本当にそれはアッラーが人に定められたこと。
Arapça (Ürdün):
«يا بنيّ أقْم الصلاة وأمُر بالمعروف وانْهَ عن المنكر واصبر على ما أصابك» بسبب الأمر والنهي «إن ذلك» المذكور «من عزم الأمور» أي معزوماتها التي يعزم عليها لوجوبها.
Hintçe:
ऐ बेटा नमाज़ पाबन्दी से पढ़ा कर और (लोगों से) अच्छा काम करने को कहो और बुरे काम से रोको और जो मुसीबत तुम पर पडे उस पर सब्र करो (क्योंकि) बेशक ये बड़ी हिम्मत का काम है
Tayca:
“โอ้ลูกเอ๋ย เจ้าจงดำรงไว้ซึ่งการละหมาด และจงใช้กันให้กระทำความดี และจงห้ามปรามกันให้ละเว้นการทำความชั่ว และจงอดทนต่อสิ่งที่ประสบกับเจ้า แท้จริง นั่นคือส่วนหนึ่งจากกิจการที่หนักแน่น มั่นคง”
İbranice:
הוי בני! התמד בקיום התפילות, צווה לעשות את הטוב ואסור את אשר רע לעשות , והתאזר בסבלנות כלפי כל אשר פגע בך, כי אלה הן המצוות החשובות ביותר
Hırvatça:
O sinko moj, obavljaj namaz i traži da se čine dobra djela, a odvraćaj od hrđavih i strpljivo podnosi ono što te zadesi - to, doista, u istinske postupke spada.
Rumence:
O, fiul meu! Săvârşeşte-ţi rugăciunea, porunceşte ceea ce este cuviincios, opreşte ceea ce este urâcios, rabdă ceea ce a căzut asupra ta. Întru aceasta este tăria firii.
Transliteration:
Ya bunayya aqimi alssalata wamur bialmaAAroofi wainha AAani almunkari waisbir AAala ma asabaka inna thalika min AAazmi alomoori
Türkçe:
"Yavrucuğum; namazı/duayı yerine getir, iyilik ve güzelliği belirlenene özendir, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındır, başına gelene sabret. Çünkü bunu yapabilmek, zorlu/önemli işlerdendir."
Sahih International:
O my son, establish prayer, enjoin what is right, forbid what is wrong, and be patient over what befalls you. Indeed, [all] that is of the matters [requiring] determination.
İngilizce:
O my son! establish regular prayer, enjoin what is just, and forbid what is wrong: and bear with patient constancy whatever betide thee; for this is firmness (of purpose) in (the conduct of) affairs.
Azerbaycanca:
Oğlum! Namaz qıl, (insanlara) yaxşı işlər görməyi əmr et, pis işləri qadağan elə. (Bu yolda) sənə üz verəcək müsibətlərə döz. Həqiqətən, bu (dediklərim) vacib əməllərdəndir!
Süleyman Ateş:
Yavrum namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçir ve başına gelene sabret. Çünkü bunlar yapılması gereken işlerdendir.
Diyanet Vakfı:
Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
Erhan Aktaş:
“Ey oğulcuğum! Salâtı ikâme et(1), ma’ruf(2) olanı yap, münker olandan sakındır.(2) Karşılaştığın zorluklara sabret.(3) Bunlar kararlılık göstermen gereken şeylerdir.”
Kral Fahd:
Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.
Hasan Basri Çantay:
«Oğulcağızım, namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten vaz geçirmiye çalış. Sana (bu emir ve nehiy sebebiyle) isaabet eden şeylere katlan. Çünkü bunlar kat´î suretde farzedilen umurdandır».
Muhammed Esed:
Ey yavrucuğum! Namazında kararlılık göster, doğru ve yararlı olanı emret, kötü ve eğriden vazgeçir, başına gelebilecek her (belaya) sabırla katlan: bu, azim ve kararlılık gösterilmeye değer bir şeydir!
Gültekin Onan:
31:16
Ali Fikri Yavuz:
Yavrum, namazı gereği üzre kıl, iyiliği emret ve fenalıktan alıkoy. Bu hususta sana isabet edecek eziyete katlan, çünkü bunlar, kesin olarak farz kılınan işlerdendir.
Portekizce:
Ó filho meu, observa a oração, recomenda o bem, proíbe o ilícito e sofre pacientemente tudo quanto te suceda, porqueisto é firmeza (de proprósito na condução) dos assuntos.
İsveççe:
Käre son! Förrätta bönen och anbefall det som är rätt och förbjud det som är orätt. Och bär med jämnmod det [onda] som drabbar dig! Och stå fast vid dina föresatser!
Farsça:
پسرکم! نماز را برپا دار و مردم را به کار پسندیده وادار و از کار زشت بازدار و بر آنچه [از مشکلات و سختی ها] به تو می رسد شکیبایی کن، که اینها از اموری است که ملازمت بر آن از واجبات است.
Kürtçe:
ئەی کوڕە شیرینەکەم نوێژ بەجێ بھێنە وفەرمان بکە بەچاکە و ڕێگری بکە لەخراپە ھۆگر و بەئارامبە لەسەر ھەر بەڵاو ناخۆشی یەك تووشت دێت بێگومان ئەوە لەوکارە گەورانەیە کە خوا پێویستی کردووە
Özbekçe:
Эй ўғилчам, намозни тўкис адо қил, яхшиликка буюриб, ёмонликдан қайтар ва ўзингга етган мусибатга сабр қил. Албатта, булар азм этилажак ишлардандир.
Malayca:
"Wahai anak kesayanganku, dirikanlah sembahyang, dan suruhlah berbuat kebaikan, serta laranglah daripada melakukan perbuatan yang mungkar, dan bersabarlah atas segala bala bencana yang menimpamu. Sesungguhnya yang demikian itu adalah dari perkara-perkara yang dikehendaki diambil berat melakukannya.
Arnavutça:
O djali im, kryeje namazin, urdhëro me të mirë dhe pengo nga të këqiat dhe bëhu i durueshëm për atë që të ka goditur! Me të vërtetë, kjo është nga punët e mëdha, të vendosura.
Bulgarca:
О, синко мой, отслужвай молитвата и повелявай одобряваното, и възбранявай порицаваното, и бъди търпелив към онова, което те сполети! Това е от решителните дела.
Sırpça:
О мој синко, обављај молитву и тражи да се раде добра дела, а одвраћај од лоших и стрпљиво подноси оно што те задеси - то, заиста, спада у истинске поступке.
Çekçe:
Synáčku, dodržuj modlitbu, přikazuj vhodné a zakazuj zavrženíhodné! Buď trpělivý vůči tomu, co tě postihne, neboť to patří k podstatě věci!
Urduca:
بیٹا، نماز قائم کرنے کا حکم دے، بدی سے منع کر، اور جو مصیبت بھی پڑے اس پر صبر کر یہ وہ باتیں ہیں جن کی بڑی تاکید کی گئی ہے
Tacikçe:
Эй писараки ман! Намоз бигузор ва амр ба маъруфу наҳй аз мункар кун ва бар ҳар чӣ бар ту расад, сабр кун, ки ин аз корҳоест, ки набояд дар онҳо бепарвоӣ кард.
Tatarca:
Ий угълым, намазларыңны вакытында укыгыл, һәркайда кешеләрне яхшылыкка өндә, вә гөнаһлы эшләрдән тый, вә сиңа ирешкән катылыкка, бәла-казаларга сабыр ит, тәхкыйк бу әйтелгән нәрсәләр Аллаһ фарыз кылган олугъ нәрсәләрдәндер.
Endonezyaca:
Hai anakku, dirikanlah shalat dan suruhlah (manusia) mengerjakan yang baik dan cegahlah (mereka) dari perbuatan yang mungkar dan bersabarlah terhadap apa yang menimpa kamu. Sesungguhnya yang demikian itu termasuk hal-hal yang diwajibkan (oleh Allah).
Amharca:
«ልጄ ሆይ! ሶላትን አስተካክለህ ስገድ፡፡ በበጎ ነገርም እዘዝ፡፡ ከሚጠላም ሁሉ ከልክል፡፡ በሚያገኝህም መከራ ላይ ታገስ፡፡ ይህ በምር ከሚያዙ ነገሮች ነው፡፡
Tamilce:
என் மகனே! தொழுகையை நிலைநிறுத்து! (மக்களுக்கு) நன்மையை ஏவு! தீமையை விட்டும் (மக்களைத்) தடு! உனக்கு ஏற்பட்ட சோதனையில் பொறுமையாக இரு! நிச்சயமாக இவைதான் உறுதிமிக்க (உயர்வான) காரியங்களில் உள்ளவை ஆகும்.
Korece:
나의 아들아 예배를 드리라 그리고 선을 행하고 악을 금하며 네가 당하는 모든 것에 인내하라 이것은 실로 용기가 필요한 것이 니라
Vietnamca:
“Này con yêu của cha! Con hãy chu đáo duy trì lễ nguyện Salah, con hãy bảo ban kêu gọi người làm điều thiện tốt và ngăn cản người làm điều xấu. Con hãy kiên nhẫn chịu đựng trước mọi điều rủi ro xảy đến cho con bởi đó là một sự kiên quyết trong mọi sự việc.”
Ayet Linkleri: