content_ar:
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا جَعَلْنَا حَرَمًا آمِنًا وَيُتَخَطَّفُ النَّاسُ مِنْ حَوْلِهِمْ ۚ أَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَةِ اللَّهِ يَكْفُرُونَ
Çeviriyazı:
evelem yerav ennâ ce`alnâ ḥaramen âminev veyüteḫaṭṭafü-nnâsü min ḥavlehüm. efebilbâṭili yü'minûne vebini`meti-llâhi yekfürûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken (öldürülürken, ya da esir edilirken), bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hâlâ batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
Diyanet İşleri:
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken Bizim Mekke'yi güven içinde ve kutsal bir yer kıldığımızı görmediler mi? Batıla inanıp Allah'ın nimetini inkar mı ediyorlar?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Görmezler mi ki etraflarındaki insanlar, birbirlerini öldürüp dururken biz Harem'i, emin ettik; hala mı batıla inanırlar da Allah'ın nimetine nankörlük ederler?
Şaban Piriş:
Çevrelerinde insanlar kapılıp kaçırılırken, bizim (Mekke'yi) güvenilir, harem kıldığımızı görmüyorlar mı? Hâlâ, batıla ima edip, Allah’ın nimetlerine nankörlük mü edecekler?
Edip Yüksel:
Çevrelerindeki insanlar kapılıp götürülürken, kutsal bölgeyi güvenli kıldık. Batıla inanıp ALLAH'ın nimetini mi reddediyorlar?
Ali Bulaç:
Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapılıp-yağma edilirken, Biz Harem (Mekke)yi güvenilir (ve dokunulmaz) kıldık? Yine de onlar, batıla inanıp Allah'ın nimetlerine nankörlük mü ediyorlar?
Suat Yıldırım:
Görmüyorlar mı ki etraflarında bulunan insanlara saldırılırken, can güvenlikleri yokken,Biz Mekke'yi güvenli, emin bir belde yaptık.Hâlâ mı batıla inanıp Allah’ın nimetlerini inkâr edecekler? [106,1-4; 28,57; 14,35; 90,1; 14,28]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ya görmediler mi ki, Biz emniyete nâil bir harem yapmışızdır, halbuki, nâs onların çevresinden zorla kapılmaktadır. Artık bâtıla mı imân ediyorlar ve Allah´ın nîmetine mi nankörlükte bulunuyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk:
Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar çarpılıp götürülürken Harem'i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
Bekir Sadak:
30:2
İbni Kesir:
Çevrelerinde insanların zorla kapılıp götürülmesine rağmen orayı emin bir harem yaptığımızı onlar görmediler mi? Yoksa batıla inanıp da Allah´ın nimetine küfür mü ediyorlar?
Adem Ugur:
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (Mekke´yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hâla bâtıla inanıp Allah´ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
İskender Ali Mihr:
Onun etrafındaki insanlar (zorla) kapılıp götürülürken (esir alınıp) malları alınırken, onu (Mekke´yi) haram (hürmet edilen, kargaşadan yasaklanan) ve emin bir yer kıldığımızı görmediler mi? Hâlâ bâtıla mı inanıyorlar ve Allah´ın ni´metini inkâr mı ediyor?
Celal Yıldırım:
Görmediler mi ki, çevrelerindeki ve civarlarındaki insanlar kapılıp (malları) yağma edilirken, biz (Mekke´yi) güven verici bir Harem yaptık. Onlar hâlâ batıla inanıyor, Allah´ın nîmetini inkâr mı ediyorlar ?!
Tefhim ul Kuran:
Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapılıp yağma edilirken, biz Harem (Mekke´y)i güvenilir (ve dokunulmaz) kıldık. Yine de onlar, batıla inanıp Allah´ın nimetlerine nankörlük mü ediyorlar?
Fransızca:
Ne voient-ils pas que vraiment Nous avons fait un sanctuaire sûr [la Mecque], alors que tout autour d'eux on enlève les gens ? Croiront-ils donc au faux et nieront-ils les bienfaits d'Allah ?
İspanyolca:
¿No ven que hemos hecho un territorio sagrado y seguro, mientras, alrededor de ellos, secuestran a la gente? ¿Creen, pues, en lo falso y no creerán en la gracia de Alá?
İtalyanca:
Non vedono forse che abbiamo dato loro un
Almanca:
Sehen sie etwa nicht, daß WIR ein sicheres Ha-ramm errichteten, während die Menschen um sie herum weggerissen werden?! Verinnerlichen sie etwa den Iman an das für nichtig Erklärte und betreiben ALLAHs Wohltaten gegenüber Kufr?!
Çince:
难道他们没有知道吗?我曾以他们的城市为安宁的禁地,而他们四周的居民被人劫掠。难道他们确信邪神,而孤负真主的恩惠吗?
Hollandaca:
Zien zij niet dat wij het grondgebied van Mekka tot eene onschendbare en zekere wijkplaats hebben gemaakt, terwijl de menschen in den omtrek worden geplunderd? Gelooven zij daarom in datgene wat ijdel is, en erkennen niet Gods goedheid?
Rusça:
Неужели они не видят, что Мы сделали Мекку безопасным святилищем, тогда как вокруг них людей хватают? Неужели они веруют в ложь и не веруют в милость Аллаха?
Somalice:
miyeyna arkeyn Gaaladii (Qureesheed) inaan yeeley (dajiney) Xaram aamin ah oo ladafayo Dadka dhinacyadooda ah, mabaadilbay rumeyn oo nicmada Eebe ka gaaloobi.
Swahilice:
Je! Hawaoni ya kwamba tumeifanya nchi takatifu ina amani, na hali watu wengine wananyakuliwa kote kwa majirani zao? Je! Wanaamini upotovu, na neema za Mwenyezi Mungu wanazikataa?
Uygurca:
ئۇلار (يەنى مۇشرىكلار) كۆرمەمدۇكى، بىز ھەرەمنى ئامان (جاي) قىلدۇق، ھالبۇكى، ئۇلارنىڭ ئەتراپىدىكى كىشىلەر ئەسىر ئېلىنىۋاتىدۇ ۋە ئۆلتۈرۈلۈۋاتىدۇ، ئۇلار باتىلغا ئىشىنىپ، اﷲ نىڭ نېمىتىنى ئىنكار قىلامدۇ؟
Japonca:
かれらは,われが安全な聖域を定めたのに気付かないのか。まわりでは人びとが略奪に晒されているというのに。それでもかれらは虚構を信じ,アッラーの恩恵に背を向けるのか。
Arapça (Ürdün):
«أَو لم يروْا» يعلموا «أنَّا جعلنا» بلدهم مكة «حرماً آمناً ويتخطف الناس من حولهم» قتلاً وسبياً دونهم «أفبالباطل» الصنم «يؤمنون وبنعمة الله يكفرون» بإشراكهم.
Hintçe:
क्या उन लोगों ने इस पर ग़ौर नहीं किया कि हमने हरम (मक्का) को अमन व इत्मेनान की जगह बनाया हालॉकि उनके गिर्द व नवाह से लोग उचक ले जाते हैं तो क्या ये लोग झूठे माबूदों पर ईमान लाते हैं और ख़ुदा की नेअमत की नाशुक्री करते हैं
Tayca:
พวกเขาไม่เห็นดอกหรือว่า เราได้ทำเขตหวงห้ามให้เป็นที่ปลอดภัย ขณะที่ประชาชนรอบ ๆ พวกเขาถูกฆ่า ถูกลักพาตัวไป แล้วพวกเขายัวจะศรัทธาต่อความเท็จ และพวกเขายังจะเนรคุณต่อความโปราดปรานของอัลลอฮ์อีกหรือ ?
İbranice:
הלא יראו כי עשינו להם מתחם מקודש ומקום מבטחים, בעוד האנשים סביבם מגורשים ממקומותיהם? האם רק בהבל יאמינו ובחסד אלוהים יכפרו
Hırvatça:
Zar ne vide da smo Harem sigurnim učinili, dok se ljude oko njih otima i pljačka?! Zar u laž vjeruju, a Allahove blagodati poriču?!
Rumence:
Ei nu văd că am făcut un loc sfânt, tihnit, pe când oamenii între ei se jefuiesc. Ei vor crede în deşărtăciune şi vor tăgădui harul lui Dumnezeu?
Transliteration:
Awalam yaraw anna jaAAalna haraman aminan wayutakhattafu alnnasu min hawlihim afabialbatili yuminoona wabiniAAmati Allahi yakfuroona
Türkçe:
Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar çarpılıp götürülürken Harem'i güven içinde tuttuk. Hâlâ bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
Sahih International:
Have they not seen that We made [Makkah] a safe sanctuary, while people are being taken away all around them? Then in falsehood do they believe, and in the favor of Allah they disbelieve?
İngilizce:
Do they not then see that We have made a sanctuary secure, and that men are being snatched away from all around them? Then, do they believe in that which is vain, and reject the Grace of Allah?
Azerbaycanca:
Məgər (müşriklər) ətraflarındakı (başqa şəhərlərdəki) adamlar qamarlanıb götürüldüyü (əsir alındığı, öldürüldüyü, qarət edildiyi) halda, (içərisində yaşadıqları Məkkəni) onlar üçün müqəddəs, qorxusuz-xətərsiz bir yer etdiyimizi görmürlərmi? İndi batiləmi inanırlar? Allahın ne’mətinimi danırlar?
Süleyman Ateş:
Görmediler mi çevrelerinde insanlar kaçırılırken biz (kendi şehirleri Mekke'yi), güvenli, dokunulmaz bir bölge yaptık? Hala batıla inanıp Allah'ın ni'metine nankörlük mü ediyorlar?
Diyanet Vakfı:
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsi bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hala batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
Erhan Aktaş:
Çevresindeki insanlar can güvenliği içinde değilken, orayı(1) güvenli harem(2) ve emin bir yer kıldığımızı görmediler mi? Hâlâ Bâtıl’a mı inanıyorlar ve Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
Kral Fahd:
Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (Mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hâla bâtıla inanıp Allah’ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?
Hasan Basri Çantay:
Çevrelerinde insanların zorla (yakalanıb) kapılmakda olmasına rağmen (Mekkeyi) korkusuz (ve emîn bir yer) yapdığımızı onlar görmediler mi? Haalâ baatıla inanıyorlar da Allahın ni´metine nankörlük mü ediyorlar?
Muhammed Esed:
Görmezler mi ki çevrelerindeki insanlar (korku ve ümitsizlik içinde) paniğe kapılmışken (Bize inananlar için) güvenli bir sığınak oluşturmuşuz? Yoksa hala geçersiz ve anlamsız şeylere inan(maya devam ed)ip Allah´ın nimetini inkar mı edecekler?
Gültekin Onan:
Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapılıp yağma edilirken, biz Harem´i (Mekke) güvenilir (aminen) kıldık? Yine de onlar, batıla inanıp Tanrı´nın nimetlerine küfür mü ediyorlar?
Ali Fikri Yavuz:
Mekke halkı görmediler mi ki, biz (şehirlerini her türlü yağma, tecavüz, esaret ve adam öldürme hâdiselerinden) emniyet içinde bir koru yaptık, halbuki çevresinde insanlar çarpılıb yağma ediliyor. Artık bâtıla inanıb da Allah’ın nimetini inkâr mı edecekler?
Portekizce:
E não reparam (os maquenses) em que lhes concedemos um santuário seguro, ao passo que, ao seu redor, as pessoaseram saqueadas? Crerão, acaso, nas falsidades, e rejeitarão as graças de Deus?
İsveççe:
Har de inte sett att Vi har gjort [deras stad] till en säker tillflykt, medan övergrepp mot människor [och deras egendom ständigt] äger rum runt omkring dem? Kan de ändå [fortsätta att] tro på lögnen och förneka Guds välgärningar
Farsça:
آیا ندانسته اند که ما [شهرشان مکه را] حرم امنی قرار داده ایم [که در آن با آسایش و آرامش و محفوظ از قتل و غارت زندگی می کنند] در حالی که مردم از اطراف آنان [به وسیله دزدان و غارتگران عرب] ربوده می شوند؟ پس آیا [با دارا بودن این نعمت باارزش الهی] به باطل می گروند و به نعمت خدا کفران می ورزند؟!
Kürtçe:
ئایا نەیان زانیوە و سەرنجیان نەداوە کە ئێمە (شاری مەککە)مان کردۆتە جێگایەکی ڕێز لێگیراوی بێ ترس وپڕ ئاسایش لە کاتێکدا لە دەوروبەری ئەواندا خەڵك دەفڕێنرێت دەی ئایا باوەڕ بە بەتاڵ دەھێنن وە سپڵە وپیِ نەزانن بەرامبەر نیعمەتەکانی خوا ی گەورە
Özbekçe:
Биз уларга Ҳарамни омонлик жойи қилиб қўйганимизни билмабмидилар?! Ҳолбуки, уларнинг атрофида одамлар талон-тарожга учрамоқдалар. Улар ботилга иймон келтириб, Аллоҳнинг неъматига куфр келтирадиларми?! (Макка аҳли Ҳарами Шарифнинг ҳурмати сабабидан омонликда яшар эдилар. Ҳеч ким уларга тегмас, ҳатто ёмон қарамас, балки Ҳарами Шарифнинг юзидан уларни ҳам улуғлар, эҳтиром қилар эдилар. Ҳарамнинг чегарасидан ташқаридагиларни эса, хоҳлаганлар ўлдирар, хоҳлаганлар олиб кетиб, қул қилар ёки молу дунёсини тортиб олар эди.)
Malayca:
Dan tidakkah mereka melihat dan memerhatikan bahawa Kami telah menjadikan (Makkah, negeri mereka) tanah suci yang dihormati, lagi aman; sedang orang- orang ramai yang tinggal (dalam daerah-daerah) di sekeliling mereka sentiasa diculik (untuk ditawan atau dibunuh) ? Oleh itu, patutkah mereka percaya kepada perkara yang salah, dan kufur ingkar akan nikmat-nikmat Allah?
Arnavutça:
Vallë, a nuk e vërejnë ata, se Ne e kemi bërë Haramin (Mekken) të sigurtë, kurse njerëzit rreth tij po grabiten (e mbytën)? E, vallë, a po besojnë ata në gjëra të kota, ndërsa dhuntinë e Perëndisë po e mohojnë?
Bulgarca:
Не виждат ли, че Ние сторихме [Мека] свещено, сигурно място, а хората около тях биват похищавани? Нима в измамата вярват, а благодатта на Аллах отричат?
Sırpça:
Зар не виде да смо Кабу учинили сигурном, док се свуда около њих отима и пљачка? Зар у лаж верују, а на Аллаховим благодатима су незахвални?
Çekçe:
Což nevidí, že jsme učinili z města tohoto posvátný okrsek bezpečný, zatímco lidé okolo jsou olupováni? Chtějí snad věřit ve falešné a nevěřit v dobrodiní Boží?
Urduca:
کیا یہ دیکھتے نہیں ہیں کہ ہم نے ایک پر امن حرم بنا دیا ہے حالانکہ اِن کے گرد و پیش لوگ اُچک لیے جاتے ہیں؟ کیا پھر بھی یہ لوگ باطل کو مانتے ہیں اور اللہ کی نعمت کا کفران کرتے ہیں؟
Tacikçe:
Оё надонистаанд, ки ҳарамро ҷои амни мардум қарор додем, ҳол он ки мардум дар атрофашон ба асорат гирифта мешаванд? Оё ба ботил имон меоваранд ва неъмати Худоро куфрон мекунанд?
Tatarca:
Әйә белмиләрме Без мәсҗид Хәрамны башкаларның анда килеп золым күрүләреннән вә аңдагы кешеләрне үтермәктән имин кылдык, әмма мәсҗид тирәсендәге кешеләр үтерелү яки әсир булу белән фетнәләнерләр. Инде алар ялганга ышанып, Аллаһуның нигъмәтләре булган Коръәнне инкяр итәләрме?
Endonezyaca:
Dan apakah mereka tidak memperhatikan, bahwa sesungguhnya Kami telah menjadikan (negeri mereka) tanah suci yang aman, sedang manusia sekitarnya rampok-merampok. Maka mengapa (sesudah nyata kebenaran) mereka masih percaya kepada yang bathil dan ingkar kepada nikmat Allah?
Amharca:
ሰዎቹ ከዙሪያቸው ሲነጠቁ እኛ (አገራቸውን ) ጸጥተኛ ክልል ማድረጋችንን አያዩምን በውድቅ ነገር ያምናሉን በአላህም ጸጋ ይክዳሉን
Tamilce:
“பாதுகாப்பு அளிக்கின்ற புனிதத்தலத்தை நிச்சயமாக நாம் (அவர்களுக்கு) ஏற்படுத்தினோம்; அவர்களைச் சுற்றி மக்கள் (கொலை கொள்ளையால்) சூறையாடப்படுகிறார்கள்” என்பதை (-மக்காவை சேர்ந்த இணைவைப்பாளர்கள்) பார்க்கவில்லையா? ஆக, அவர்கள் பொய்யை நம்பிக்கை கொள்கின்றனரா? இன்னும், (உண்மையாளனாகிய) அல்லாஹ்வின் அருளை நிராகரிக்கின்றனரா?
Korece:
사람들의 생명과 재산이 약 탈됨에 하나님이 성역을 두어 안전케 하였음을 그들은 알지 못 하느뇨 실로 그들은 하나님의 은 혜를 부정하면서 무익한 것을 믿 고 있을 뿐이라
Vietnamca:
Lẽ nào họ không thấy việc TA đã làm cho Makkah thành một Thánh Địa an toàn bất khả xâm phạm trong lúc thiên hạ xung quanh Nó không ngừng xảy ra cảnh giết chóc? Lẽ nào với điều gian dối thì họ lại tin còn đối với ân huệ của Allah thì họ lại phủ nhận?
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: