Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

chapter_number: 

16

Ayah_chapter_number: 

99

Ayahid: 

2000

Sayfa No: 

278

Nüzûl Yeri: 

content_ar: 

إِنَّهُ لَيْسَ لَهُ سُلْطَانٌ عَلَى الَّذِينَ آمَنُوا وَعَلَىٰ رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ

Çeviriyazı: 

innehû leyse lehû sülṭânün `ale-lleẕîne âmenû ve`alâ rabbihim yetevekkelûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu şeytanın, inananlar ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfuzu yoktur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki inanan ve Rablerine dayanan kimselere karşı gücükuvveti yoktur, hükmü yürümez onun.

Şaban Piriş: 

Şüphesiz ki, onun iman edenler ve Rabbine tevekkül edenler üzerinde hiçbir gücü yoktur.

Edip Yüksel: 

İnanıp Rab'lerine güvenenlere onun bir gücü yoktur.

Ali Bulaç: 

Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiçbir zorlayıcı-gücü yoktur.

Suat Yıldırım: 

Aslında iman edip Rab'lerine güvenen ve dayananlar üzerinde onun bir nüfuzu yoktur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Muhakkak ki, imân etmiş olanların ve Rablerine tevekkülde bulunanların üzerine Onun için bir hakimiyet yoktur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şu bir gerçek ki şeytanın elinde, iman edip yalnız Rablerine dayananlar aleyhine hiçbir sulta/hiçbir kanıt yoktur.

Bekir Sadak: 

Allah´in ayetlerine inanmayanlari Allah dogru yola eristirmez. Onlara can yakici azap vardir.

İbni Kesir: 

Doğrusu inananlar ve yalnız Rabblarına güvenenler üzerinde, onun bir nüfuzu yoktur.

Adem Ugur: 

Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.

İskender Ali Mihr: 

Çünkü onun, âmenû olanlar ve Rab´lerine tevekkül edenler üzerinde bir sultanlığı (yaptırım gücü) yoktur.

Celal Yıldırım: 

Şüphesiz ki şeytanın, imân edip Rablerine güvenip dayananlar üzerinde sultası yoktur.

Tefhim ul Kuran: 

Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.

Fransızca: 

Il n'a aucun pouvoir sur ceux qui croient et qui placent leur confiance en leur Seigneur.

İspanyolca: 

Él no puede nada contra los que creen y confían en su Señor.

İtalyanca: 

Egli non ha alcun potere su quelli che credono e confidano nel loro Signore,

Almanca: 

Gewiß, er hat keine Verfügung über diejenigen, die den Iman verinnerlichten und ihrem HERRN gegenüber Tawakkul üben.

Çince: 

对信道而且信赖真主者,他毫无权力。

Hollandaca: 

Doch hij heeft geene macht over hen die gelooven en die vertrouwen in hunnen Heer stellen.

Rusça: 

Воистину, он не властен над теми, которые уверовали и уповают только на своего Господа.

Somalice: 

isagu kuma leh xujo kuwa Rumeeyey xaqa Eebahoodna talo saarta

Swahilice: 

Hakika yeye hana madaraka juu ya walio amini na wakamtegemea Mola wao Mlezi.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، مۆمىنلەرنىڭ ۋە پەرۋەردىگارىغا تەۋەككۈل قىلغۇچىلار (يەنى يۆلەنگۈچىلەر) نىڭ ئۈستىدىن شەيتان ھۆكۈمرانلىق قىلالمايدۇ (يەنى پەرۋەردىگارىغا چىن يۆلەنگەن مۆمىنلەرگە شەيتاننىڭ ۋەسۋەسىسى تەسىر قىلالمايدۇ)

Japonca: 

信仰して主に縋る者に対しては,(悪魔)はどんな権威も持たない。

Arapça (Ürdün): 

«إنه ليس له سلطان» تسلط «على الذين آمنوا وعلى ربهم يتوكلون».

Hintçe: 

इसमें शक नहीं कि जो लोग ईमानदार हैं और अपने परवरदिगार पर भरोसा रखते हैं उन पर उसका क़ाबू नहीं चलता

Tayca: 

แท้จริงมันไม่มีอำนาจใด ๆ เหนือบรรดาผู้ศรัทธา โดยที่พวกเขาได้มอบหมาย(การงาน) ต่อพระเจ้าของพวกเขา

İbranice: 

מפני שאין לו (לשטן) שלטון על אלה אשר האמינו ואשר על ריבונם נסמכים

Hırvatça: 

on doista nema nikakve moći nad onima koji vjeruju i koji se u Gospodara svoga uzdaju,

Rumence: 

Diavolul nu are nici o împuternicire asupra credincioşilor şi asupra celor care-şi pun credinţa în Domnul lor.

Transliteration: 

Innahu laysa lahu sultanun AAala allatheena amanoo waAAala rabbihim yatawakkaloona

Türkçe: 

Şu bir gerçek ki şeytanın elinde, iman edip yalnız Rablerine dayananlar aleyhine hiçbir sulta/hiçbir kanıt yoktur.

Sahih International: 

Indeed, there is for him no authority over those who have believed and rely upon their Lord.

İngilizce: 

No authority has he over those who believe and put their trust in their Lord.

Azerbaycanca: 

Həqiqətən, iman gətirib yalnız öz Rəbbinə təvəkkül edənlərin üzərində Şeytanın heç bir hökmü yoxdur!

Süleyman Ateş: 

Çünkü inananlara ve Rablerine dayananlara o(şeyta)nın bir gücü yoktur.

Diyanet Vakfı: 

Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.

Erhan Aktaş: 

Kuşkusuz, îmân etmiş ve Rabb’lerine tevekkül(1) eden kimseler üzerinde, onun bir sûltanlığı(2) yoktur.

Kral Fahd: 

Gerçek şu ki: İman edip de yalnız Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.

Hasan Basri Çantay: 

Hakıykat şudur ki îman edenler ve Rablerine güvenib dayananlar üzerinde onun hiç bir haakimiyyeti yokdur.

Muhammed Esed: 

Gerçekte, onun, imana erişenlerin ve Rablerine güven bağlamış olanların üzerinde bir nüfuzu/etkisi yoktur:

Gültekin Onan: 

Gerçek şu ki, inananlar ve rablerine tevekkül edenler üzerinde onun (şeytanın) hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.

Ali Fikri Yavuz: 

Doğrusu şu ki, iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerine o Şeytan’ın bir hâkimiyyeti yoktur.

Portekizce: 

Porque ele não tem nenhuma autoridade sobre os fiéis, que confiam em seu Senhor.

İsveççe: 

Han har ingen makt över dem som tror och litar till sin Herre;

Farsça: 

یقیناً او بر کسانی که ایمان آورده اند وهمواره بر پروردگارشان توکل می کنند، تسلّطی ندارد.

Kürtçe: 

بەڕاستی ئەو (شەیتان) دەسەڵاتی نیە بەسەر ئەوانەی کە باوەڕیان ھێناوە وتەنھا پشت بە پەروەردگاریان دەبەستن

Özbekçe: 

Албатта, иймон келтирганлар ва ўз Роббиларига таваккал қилганларга у(шайтон)нинг султони йўқ.

Malayca: 

Sesungguhnya Syaitan itu tidak mempunyai sebarang pengaruh terhadap orang-orang yang beriman dan yang berserah bulat-bulat kepada Tuhan mereka.

Arnavutça: 

Me të vërtetë, djalli nuk ka kurrfarë pushteti ndaj atyre që besojnë dhe (të cilët) mbështeten te Zoti i tyre,

Bulgarca: 

Няма той власт над онези, които вярват и на своя Господ се уповават.

Sırpça: 

он заиста нема никакве моћи над онима који верују и који се уздају у свога Господара,

Çekçe: 

jenž věru nemá pravomoc žádnou nad těmi, kdož uvěřili a spoléhají na Pána svého,

Urduca: 

اُسے اُن لوگوں پر تسلط حاصل نہیں ہوتا جو ایمان لاتے اور اپنے رب پر بھروسا کرتے ہیں

Tacikçe: 

Шайтонро бар касоне, ки имон овардаанд ва бар Худо таваккал мекунанд, ғолибияте нест.

Tatarca: 

Әлбәттә, ул шайтанның иман китереп шәригать хөкемнәрен тулысынча үтәү өчен Аллаһуга тәвәккәл кылган хак мөэминнәргә ихтыяры юктыр, ягъни үзенә ияртергә көче җитмәс.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya syaitan itu tidak ada kekuasaannya atas orang-orang yang beriman dan bertawakkal kepada Tuhannya.

Amharca: 

እርሱ በእነዚያ ባመኑትና በጌታቸው ላይ በሚጠጉት ላይ ለእርሱ ስልጣን የለውምና፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக எவர்கள் (அல்லாஹ்வை) நம்பிக்கை கொண்டு, தங்கள் இறைவன் மீது நம்பிக்கை வைத்(து அவனை மட்டுமே சார்ந்த்)திருக்கிறார்களோ அவர்கள் மீது அவனுக்கு (-ஷைத்தானுக்கு) அதிகாரம் எதுவும் இல்லை.

Korece: 

실로 그것은 믿음으로 주님 께 의지하는 이들 위에 아무런 권 한이 없노라

Vietnamca: 

Thật vậy, (Shaytan) không có quyền hạn nào đối với những người đã tin tưởng và phó thác cho Thượng Đế của họ.