content_ar:
فَأَصَابَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ
Çeviriyazı:
feeṣâbehüm seyyietü mâ `amilû veḥâḳa bihim mâ kânû bihî yestehziûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun için, sonunda yaptıklarının cezası başlarına felaket oldu ve alay edip durdukları o azap, kendilerini kuşattı.
Diyanet İşleri:
Bu yüzden, işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yaptıkları kötülüğe uğradılar ve alay ettiklerinin cezasını çektiler.
Şaban Piriş:
Onlara, yapmış oldukları amellerin kötülüğü dokundu ve onları alay ettikleri şey, çepeçevre kuşattı.
Edip Yüksel:
Yapmış olduklarının kötü sonuçları onlara dokundu ve alaya almış oldukları şeyler onları kuşattı.
Ali Bulaç:
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp-kuşatıverdi.
Suat Yıldırım:
Dini inkâr edenler ille kendilerine meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin azap emrinin gelmesini mi bekliyorlar?Onlardan öncekiler de böyle yaptılar.Allah zulmetmedi onlara, kendi canlarına zulmediyordu onlar! Kendilerini buldu, yaptıkları kötü işler.Sarıp kuşatıverdi onları alay ettikleri şeyler. [52,14]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık onlara yapar oldukları şeylerin kötülükleri dokundu ve onları kendisiyle istihzâ eder oldukları şey sarıverdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sonunda, yapıp ettiklerinin kötülükleri başlarına musibet olmuş, alay edip durdukları şey kendilerini sarıvermiştir.
İbni Kesir:
Bunun için işledikleri kötülüklere uğradılar ve alay ettikleri şey onları kuşattı.
Adem Ugur:
Sonunda yaptıklarının cezası onlara ulaştı ve alay etmekte oldukları şey onları çepeçevre kuşatıverdi.
İskender Ali Mihr:
Böylece yaptıkları kötü ameller, onlara isabet etti (ulaştı). Alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı.
Celal Yıldırım:
Bu sebeple, işledikleri kötülükler, onlara yetişip dokunmuş ve alaya aldıkları şey de onları kuşatmıştır.
Tefhim ul Kuran:
Böylece işledikleri kötülükleri kendilerine isabet etti ve alaya aldıkları şey, kendilerini sarıp kuşatıverdi.
Fransızca:
Les méfaits qu'ils accomplissaient les atteindront, et ce dont ils se moquaient les cernera de toutes parts.
İspanyolca:
Les alcanzará la misma maldad de sus acciones y les cercará aquello de que se burlaban.
İtalyanca:
Saranno colpiti dal male che avranno commesso e ciò di cui si burlavano li avvolgerà.
Almanca:
So trafen sie die Bosheiten dessen, was sie taten, und es umgab sie das, was sie zu verspotten pflegten.
Çince:
所以他们必遭受他们的行为的恶报,而他们一向嘲笑的(刑罚)将包围他们。
Hollandaca:
De booze daden welke zij bedreven hadden, bereikten hen en het goddelijke oordeel, dat zij bespot hadden, stortte op hen neder.
Rusça:
Злое возмездие постигло их за то, что они творили, и окружило (или поразило) их то, над чем они издевались.
Somalice:
Waxaana ku dhacay Xumaantii waxay faleen, Waxaana ku dagay (Ciqaahtii) Waxay ku jeesi Jireen.
Swahilice:
Basi ukawafikia uovu wa waliyo yatenda, na waliyo kuwa wakiyakejeli yakawazunguka.
Uygurca:
ئۇلار قىلمىشلىرىنىڭ جازاسىنى تارتتى، ئۇلارغا مەسخىرە قىلغانلىقلىرىنىڭ جازاسى (يەنى قاتتىق ئازابى) چۈشتى
Japonca:
かれらの行為の悪い結果がかれらに降り懸かり,以前に嘲笑していたことが,かれらを取り囲む。
Arapça (Ürdün):
فأصابهم سيئات ما عملوا» أي جزاءها «وحاق» نزل «بهم ما كانوا به يستهزءُون» أي العذاب.
Hintçe:
फिर जो जो करतूतें उनकी थी उसकी सज़ा में बुरे नतीजे उनको मिले और जिस (अज़ाब) की वह हँसी उड़ाया करते थे उसने उन्हें (चारो तरफ से) घेर लिया
Tayca:
ดังนั้น ความชั่วทั้งหลายที่พวกเขาได้กระทำไว้ ก็จะประสบแก่พวกเขา และสิ่งที่พวกเขาเคยเย้ยหยันไว้ ก็จะห้อมล้อมพวกเขา
İbranice:
וכך פגע בהם כל הרע אשר עשו, והעונש שהיו מזלזלים בו הקיף אותם מכל עבר
Hırvatça:
I stigla ih je kazna za ono što su činili, i sa svih strana ih je obuzelo ono čemu su se rugali.
Rumence:
Faptele rele pe care le-au săvârşit, îi vor lovi şi cea de care îşi băteau joc îi va împresura de peste tot.
Transliteration:
Faasabahum sayyiatu ma AAamiloo wahaqa bihim ma kanoo bihi yastahzioona