
vece`alnâ nevmeküm sübâtâ.
Türkçe:
Sizin uykunuzu bir dinlenme/bir rahatlama/bir tür ölüm yaptık.
İngilizce:
And made your sleep for rest,
Fransızca:
et désigné votre sommeil pour votre repos,
Almanca:
Auch machten WIR euren Schlaf als Ausruhendes.
Rusça:
и сделали ваш сон отдыхом,
Arapça:
وَجَعَلْنَا نَوْمَكُمْ سُبَاتًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Uykunuzu bir dinlenme yaptık.
Diyanet Vakfı:
Uykunuzu bir dinlenme kıldık.

vece`alne-lleyle libâsâ.
Türkçe:
Geceyi bir giysi yaptık.
İngilizce:
And made the night as a covering,
Fransızca:
et fait de la nuit un vêtement,
Almanca:
und WIR machten die Nacht als Umhüllendes.
Rusça:
и сделали ночь покрывалом,
Arapça:
وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ لِبَاسًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Geceyi bir örtü yaptık.
Diyanet Vakfı:
Geceyi bir örtü yaptık.

vece`alne-nnehâra me`âşâ.
Türkçe:
Gündüzü, geçim için çalışma zamanı yaptık.
İngilizce:
And made the day as a means of subsistence?
Fransızca:
et assigné le jour pour les affaires de la vie,
Almanca:
Auch machten WIR den Tag als Zeit des Lebenserwerbs.
Rusça:
и сделали день жалованием,
Arapça:
وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık.
Diyanet Vakfı:
Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı kıldık.

vebeneynâ fevḳaküm seb`an şidâdâ.
Türkçe:
Üstünüzde yedi sağlam/aşınmaz kurduk.
İngilizce:
And (have We not) built over you the seven firmaments,
Fransızca:
et construit au-dessus de vous sept (cieux) renforcés,
Almanca:
Und WIR richteten über euch sieben robuste (Himmel) ein.
Rusça:
и воздвигли над вами семь твердынь,
Arapça:
وَبَنَيْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعًا شِدَادًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Üstünüze yedi sağlam bina (gök) çattık.
Diyanet Vakfı:
Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.

vece`alnâ sirâcev vehhâcâ.
Türkçe:
Bir de parıl parıl parlayan kandil yerleştirdik.
İngilizce:
And placed (therein) a Light of Splendour?
Fransızca:
et [y] avons placé une lampe (le soleil) très ardente,
Almanca:
Auch machten WIR eine leuchtende Lampe.
Rusça:
и установили пылающий светильник,
Arapça:
وَجَعَلْنَا سِرَاجًا وَهَّاجًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İçlerine ışık saçan bir kandil astık.
Diyanet Vakfı:
(Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.

veenzelnâ mine-lmü`ṣirâti mâen ŝeccâcâ.
Türkçe:
Sıkarak su çıkaranlardan şarıl şarıl bir su indirdik,
İngilizce:
And do We not send down from the clouds water in abundance,
Fransızca:
et fait descendre des nuées une eau abondante
Almanca:
Und WIR ließen von Regenwolken reichlich fließendes Wasser fallen,
Rusça:
и низвели из облаков обильно льющуюся воду,
Arapça:
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik.
Diyanet Vakfı:
Sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.

linuḫrice bihî ḥabbev venebâtâ.
Türkçe:
Ki çıkaralım onlardan dâneler ve otlar;
İngilizce:
That We may produce therewith corn and vegetables,
Fransızca:
pour faire pousser par elle grains et plantes
Almanca:
damit WIR mit ihm Getreide und Gewächs hervorsprießen lassen
Rusça:
чтобы взрастить ею зерна и растения
Arapça:
لِّنُخْرِجَ بِهِ حَبًّا وَنَبَاتًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye.
Diyanet Vakfı:
Size tohumlar, bitkiler, yetiştirmek için

vecennâtin elfâfâ.
Türkçe:
Ve içiçe girmiş bağlar-bahçeler.
İngilizce:
And gardens of luxurious growth?
Fransızca:
et jardins luxuriants.
Almanca:
sowie dichtbewachsene Dschannat.
Rusça:
и густые сады.
Arapça:
وَجَنَّاتٍ أَلْفَافًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve sarmaş dolaş bağlar bahçeler (çıkaralım diye).
Diyanet Vakfı:
Ve ağaçları(birbirine) sarmaş dolaş bahçeler.

inne yevme-lfaṣli kâne mîḳâtâ.
Türkçe:
Hiç kuşkusuz, o ayırma ve hüküm günü kesin olarak belirlenmiştir.
İngilizce:
Verily the Day of Sorting out is a thing appointed,
Fransızca:
Le Jour de la Décision [du Jugement] a son terme fixé.
Almanca:
Gewiß, der Tag des Richtens ist ein festgelegter Zeitpunkt,
Rusça:
Воистину, День различения назначен на определенное время.
Arapça:
إِنَّ يَوْمَ الْفَصْلِ كَانَ مِيقَاتًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.

yevme yünfeḫu fi-ṣṣûri fete'tûne efvâcâ.
Türkçe:
Sûra üfürüldüğü gün, bölükler halinde geleceksiniz.
İngilizce:
The Day that the Trumpet shall be sounded, and ye shall come forth in crowds;
Fransızca:
Le jour où l'on soufflera dans la Trompe, vous viendrez par troupes,
Almanca:
an dem Tag, wenn in As-sur geblasen wird, und ihr dann in Gruppen kommt,
Rusça:
В тот день затрубят в Рог, и вы придете толпами,
Arapça:
يَوْمَ يُنفَخُ فِي الصُّورِ فَتَأْتُونَ أَفْوَاجًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz.
Diyanet Vakfı:
Sur'a üflendiği gün, bölük bölük Allah'a gelirsiniz.
Pages
