083. Mutaffifin - (Kandıranlar) Mutaffifin—المطففين

 
00:00

veylül lilmüṭaffifîn.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ

Türkçe:

Azap ve kaygu, tartıda ve ölçüde hile yapanlara olsun;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Eksik ölçüp tartanların vay haline!

Diyanet Vakfı:

Eksik ölçüp noksan yapan hilekarlara yazıklar olsun!

İngilizce:

Woe to those that deal in fraud,-

Fransızca:

Malheur aux fraudeurs

Almanca:

Niedergang sei den beim Abmessen Betrügenden,

Rusça:

Горе обвешивающим,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne iẕe-ktâlû `ale-nnâsi yestevfûn.

Arapça:

الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ

Türkçe:

Ki onlar insanlardan alırken ölçüyü tam yaparlar,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.

Diyanet Vakfı:

Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam,

İngilizce:

Those who, when they have to receive by measure from men, exact full measure,

Fransızca:

qui, lorsqu'ils font mesurer pour eux-mêmes exigent la pleine mesure,

Almanca:

diejenigen, wenn sie sich von den Menschen zumessen lassen, über das Maß Hinausgehendes nehmen,

Rusça:

которые хотят получить сполна, когда люди отмеривают им,

Açıklama:
 
00:00

veiẕâ kâlûhüm ev vezenûhüm yuḫsirûn.

Arapça:

وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ

Türkçe:

Onlara vermek üzere tartıp ölçtükleri zaman, eksiltmeye giderler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.

Diyanet Vakfı:

Onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar.

İngilizce:

But when they have to give by measure or weight to men, give less than due.

Fransızca:

et qui lorsqu'eux-mêmes mesurent ou pèsent pour les autres, [leur] causent perte.

Almanca:

und wenn sie ihnen zumessen oder abwiegen, vermindern.

Rusça:

а когда сами мерят или взвешивают для других, то наносят им урон.

Açıklama:
 
00:00

elâ yeżunnü ülâike ennehüm meb`ûŝûn.

Arapça:

أَلَا يَظُنُّ أُولَٰئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ

Türkçe:

Peki, bunlar kendilerinin diriltileceğini sanmıyorlar mı?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?

Diyanet Vakfı:

Onlar düşünmezler mi ki, tekrar diriltilecekler!

İngilizce:

Do they not think that they will be called to account?-

Fransızca:

Ceux-là ne pensent-ils pas qu'ils seront ressuscités,

Almanca:

Denken diese etwa nicht, daß sie erweckt werden

Rusça:

Разве не думают они, что будут воскрешены

Açıklama:
 
00:00

liyevmin `ażîm.

Arapça:

لِيَوْمٍ عَظِيمٍ

Türkçe:

Çok büyük bir gün için.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Büyük bir gün için.

Diyanet Vakfı:

Büyük bir günde

İngilizce:

On a Mighty Day,

Fransızca:

en un jour terrible,

Almanca:

zu einem gewaltigen Tag,

Rusça:

в Великий день -

Açıklama:
 
00:00

yevme yeḳûmü-nnâsü lirabbi-l`âlemîn.

Arapça:

يَوْمَ يَقُومُ النَّاسُ لِرَبِّ الْعَالَمِينَ

Türkçe:

Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.

Diyanet Vakfı:

Öyle bir gün ki, insanlar o günde alemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.

İngilizce:

A Day when (all) mankind will stand before the Lord of the Worlds?

Fransızca:

le jour où les gens se tiendront debout devant le Seigneur de l'Univers ?

Almanca:

wenn dieMenschen für den HERRN aller Schöpfung aufstehen?!

Rusça:

в тот день, когда люди предстанут перед Господом миров?

Açıklama:
 
00:00

kellâ inne kitâbe-lfüccâri lefî siccîn.

Arapça:

كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ

Türkçe:

Hayır, iş düşündükleri gibi değil! Rezilliğe batmışların kitabı, karanlık ve pis bir çukurun, Siccîn'in ta içindedir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hayır hayır, kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir.

Diyanet Vakfı:

Doğrusu günahkarların yazısı, muhakkak Siccin'de olmaktır.

İngilizce:

Nay! Surely the record of the wicked is (preserved) in Sijjin.

Fransızca:

Non... ! Mais en vérité le livre des libertins sera dans le Sijjin

Almanca:

Gewiß, nein! Gewiß, das Register der öffentlich die Verfehlung Begehenden ist doch in Sidsch-dschin!

Rusça:

Но нет! Книга грешников окажется в Сиджжине.

Açıklama:
 
00:00

vemâ edrâke mâ siccîn.

Arapça:

وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ

Türkçe:

Siccîn'in ne olduğunu sana gösteren nedir?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bildin mi sen, Siccin nedir?

Diyanet Vakfı:

Siccin nedir, bilir misin?

İngilizce:

And what will explain to thee what Sijjin is?

Fransızca:

et qui te dira ce qu'est le Sijjin ? -

Almanca:

Und was weißt du, was Sidsch-dschin ist?!

Rusça:

Откуда ты мог знать, что такое Сиджжин?

Açıklama:
 
00:00

kitâbüm merḳûm.

Arapça:

كِتَابٌ مَّرْقُومٌ

Türkçe:

Rakamlandırılmış bir kitaptır o.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yazılmış bir kitaptır o.

Diyanet Vakfı:

(O günahkarların yazısı) Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır.

İngilizce:

(There is) a Register (fully) inscribed.

Fransızca:

un livre déjà cacheté (achevé).

Almanca:

Es ist ein versiegeltes/gekennzeichnetes Register.

Rusça:

Это - книга начертанная.

Açıklama:
 
00:00

veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.

Arapça:

وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ

Türkçe:

Vay haline o gün, yalanlayanların!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Vay haline yalanlayanların o gün!

Diyanet Vakfı:

O gün vay haline yalancıların!

İngilizce:

Woe, that Day, to those that deny-

Fransızca:

Malheur, ce jour-là, aux négateurs,

Almanca:

Niedergang ist an diesem Tag für die Ableugner bestimmt,

Rusça:

Горе в тот день обвиняющим во лжи,

Açıklama:

Pages

083. Mutaffifin - (Kandıranlar) Mutaffifin—المطففين beslemesine abone olun.