080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس

vefâkihetev veebbâ.

Türkçe:
Meyve, otlak/sebze.
İngilizce:
And fruits and fodder,-
Fransızca:
fruits et herbages,
Almanca:
und Obst und Futter
Rusça:
плоды и травы
Arapça:
وَفَاكِهَةً وَأَبًّا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Meyveler, çayırlar bitirdik.
Diyanet Vakfı:
Meyveler ve çayırlar bitirdik.

metâ`al leküm velien`âmiküm.

Türkçe:
Sizin ve hayvanlarınızın yararına.
İngilizce:
For use and convenience to you and your cattle.
Fransızca:
pour votre jouissance vous et vos bestiaux.
Almanca:
als Verbrauchsgut für euch und eure An'am .
Rusça:
на пользу вам и вашей скотине.
Arapça:
مَّتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye.
Diyanet Vakfı:
(Bütün bunlar) sizi ve hayvanlarınızı yararlandırmak içindir.

feiẕâ câeti-ṣṣâḫḫah.

Türkçe:
Şiddetle çarpanın çıkardığı korkunç ses geldiğinde,
İngilizce:
At length, when there comes the Deafening Noise,-
Fransızca:
Puis quand viendra le Fracas,
Almanca:
Und wenn der ohrenbetäubende Schrei kommt,
Rusça:
Когда же раздастся Оглушительный глас,
Arapça:
فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde,
Diyanet Vakfı:
Kulakları sağır eden o ses geldiğinde,

yevme yefirru-lmerü min eḫîh.

Türkçe:
Bir gün ki o, kişi öz kardeşinden kaçar,
İngilizce:
That Day shall a man flee from his own brother,
Fransızca:
le jour où l'homme s'enfuira de son frère,
Almanca:
an dem Tag, wenn der Mann vor seinem Bruder flieht
Rusça:
в тот день человек бросит своего брата,
Arapça:
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün kişi kaçar, kardeşinden...
Diyanet Vakfı:
İşte o gün kişi kardeşinden, kaçar.

veümmihî veebîh.

Türkçe:
Öz annesinden, öz babasından,
İngilizce:
And from his mother and his father,
Fransızca:
de sa mère, de son père,
Almanca:
sowie (vor) seiner Mutter und seinem Vater
Rusça:
свою мать и своего отца,
Arapça:
وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Anasından, babasından..
Diyanet Vakfı:
Annesinden, babasından,

veṣâḥibetihî vebenîh.

Türkçe:
Eşinden, oğullarından.
İngilizce:
And from his wife and his children.
Fransızca:
de sa compagne et de ses enfants,
Almanca:
und seiner Gefährtin und seinen Kindern,
Rusça:
свою жену и своих сыновей,
Arapça:
وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eşinden ve oğullarından.
Diyanet Vakfı:
Eşinden ve çocuklarından.

likülli-mriim minhüm yevmeiẕin şe'nüy yugnîh.

Türkçe:
O gün onlardan her kişinin kendisine yetecek bir uğraşı vardır.
İngilizce:
Each one of them, that Day, will have enough concern (of his own) to make him indifferent to the others.
Fransızca:
car chacun d'eux, ce jour-là, aura son propre cas pour l'occuper.
Almanca:
für jeden Mann von ihnen an diesem Tag gibt es eine Angelegenheit, die ihn beschäftigt.
Rusça:
ибо у каждого человека своих забот будет сполна.
Arapça:
لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlardan her birinin o gün başından aşan işi vardır.
Diyanet Vakfı:
O gün, herkesin kendine yetip artacak bir derdi vardır.

vucûhüy yevmeiẕim müsfirah.

Türkçe:
Yüzler vardır o gün, pırıl pırıl,
İngilizce:
Some faces that Day will be beaming,
Fransızca:
ce jour-là, il y aura des visages rayonnants,
Almanca:
Strahlende Gesichter gibt es an diesem Tag,
Rusça:
В тот день одни лица будут сиять,
Arapça:
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُّسْفِرَةٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yüzler var ki, o gün parıl parıl,
Diyanet Vakfı:
O gün bir takım yüzler parıl parıl,

ḍâḥiketüm müstebşirah.

Türkçe:
Gülen, müjdelerle parıldayan.
İngilizce:
Laughing, rejoicing.
Fransızca:
riants et réjouis.
Almanca:
lächelnd voller Zuversicht.
Rusça:
смеяться и ликовать.
Arapça:
ضَاحِكَةٌ مُّسْتَبْشِرَةٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Güler, sevinir.
Diyanet Vakfı:
Güler ve sevinir.

vevucûhüy yevmeiẕin `aleyhâ gaberah.

Türkçe:
Ve yüzler vardır o gün toza-toprağa bulanmış.
İngilizce:
And other faces that Day will be dust-stained,
Fransızca:
De même qu'il y aura, ce jour-là, des visages couverts de poussière,
Almanca:
Und es gibt an diesem Tag Gesichter, auf denen Staub ist.
Rusça:
На других же лицах в тот день будет прах,
Arapça:
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,
Diyanet Vakfı:
Yine o gün birtakım yüzleri de keder bürümüş,

Pages

080. Abese - (Surat Astı) Abasa -- عبس beslemesine abone olun.