content_ar:
فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَالنُّورِ الَّذِي أَنزَلْنَا ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
Çeviriyazı:
feâminû billâhi verasûlihî vennûri-lleẕî enzelnâ. vellâhü bimâ ta`melûne ḫabîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Artık Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur'ân'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Diyanet İşleri:
Öyleyse Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz nura, Kuran'a inanın; Allah işlediklerinizden haberdardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Artık inanın Allah'a ve Peygamberine ve indirdiğimiz nura ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.
Şaban Piriş:
Allah’a, Rasûlüne ve indirdiğimiz nura iman edin. Allah, tüm yaptıklarınızdan haberdardır.
Edip Yüksel:
ALLAH'a, elçisine ve indirdiğimiz bu ışığa inanınız. ALLAH yaptıklarınızdan Haberdardır.
Ali Bulaç:
Şu halde Allah'a, O'nun Resûlü’ne ve indirdiğimiz nur (Kur'an)a iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Suat Yıldırım:
O halde Allah'a, Resulüne ve ona indirdiğimiz nûra, Kur’ân’a iman edin. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Artık Allah´a ve O´nun Resûlüne ve indirmiş olduğumuz nûra imân ediniz ve Allah yapar olduğunuz şeylerden haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Artık Allah'a, onun resulüne ve size indirdiğimiz nura inanın. Allah, yapmakta olduklarınızı iyiden iyiye haber almaktadır.
Bekir Sadak:
Ey inananlar! Esleriniz ve cocuklarinizdan size dusmanlik edenler olur, onlardan sakinin
İbni Kesir:
Şu halde Allah´a, peygamberine ve indirdiğimiz nura iman edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Adem Ugur:
Onun için Allah´a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur´an´a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
İskender Ali Mihr:
Artık Allah´a, O´nun Resûl´üne ve indirdiğimiz Nur´a îmân edin. Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.
Celal Yıldırım:
Artık Allah´a, Peygamberine ve indirdiğimiz nura (Kur´ân´a) inanın. Allah sizin yaptıklarınızdan haberlidir.
Tefhim ul Kuran:
«Şu halde Allah´a, O´nun Resulüne ve indirdiğimiz nur (Kur´an)a iman edin. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.»
Fransızca:
Croyez en Allah donc et en Son messager, ainsi qu'en la Lumière [le Coran] que Nous avons fait descendre. Et Allah est Parfaitement Connaisseur de ce que vous faites.
İspanyolca:
¡Creed, pues, en Alá, en Su Enviado y en la Luz que Nosotros hemos revelado! Alá está bien informado de lo que hacéis.
İtalyanca:
Credete dunque in Allah e nel Suo Messaggero e nella Luce che abbiamo fatta scendere. Allah è ben informato a proposito di quello che fate.
Almanca:
Also verinnerlicht den Iman an ALLAH, Seinen Gesandten und das Licht, das WIR hinabsandten. Und ALLAH ist dessen, was ihr tut, allkundig.
Çince:
故你们当信仰真主和使者,和他所降示的光明。真主是彻知你们的行为的。
Hollandaca:
Gelooft dus in God en zijn gezant, en het licht dat wij hebben nedergezonden; want God is wel bekend met hetgeen gij doet.
Rusça:
Уверуйте же в Аллаха, Его Посланника и свет, который Мы ниспослали. Аллах ведает о том, что вы совершаете.
Somalice:
Ee rumeeya Eebe iyo Rasuulkiisa iyo nuurka Eebe soo dejiyey (Quraanka) Eebana waxaad camal falaysaan waa ogyahay.
Swahilice:
Basi muaminini Mwenyezi Mungu na Mtume wake, na Nuru tuliyo iteremsha. Na Mwenyezi Mungu anazo khabari za mnayo yatenda.
Uygurca:
اﷲ قا، اﷲ نىڭ پەيغەمبىرىگە ۋە بىز نازىل قىلغان نۇرغا (يەنى قۇرئانغا) ئىمان ئېيتىڭلار، اﷲ قىلىۋاتقان ئىشىڭلاردىن تولۇق خەۋەرداردۇر
Japonca:
だからアッラーとその使徒,そしてわれが下した光明を信じなさい。本当にアッラーはあなたがたの行ったことに通暁なされる。
Arapça (Ürdün):
«فآمنوا بالله ورسوله والنور» القرآن «الذي أنزلنا والله بما تعملون خبير».
Hintçe:
तो तुम ख़ुदा और उसके रसूल पर उसी नूर पर ईमान लाओ जिसको हमने नाज़िल किया है और जो कुछ तुम करते हो ख़ुदा उससे ख़बरदार है
Tayca:
ดังนั้นจงศรัทธาต่ออัลลอฮฺและร่อซูลของพระองค์ และแสงสว่าง (อัลกุรอาน) ซึ่งในสิ่งที่พวกเจ้ากระทำ
İbranice:
והאמינו באלוהים ובשליחו ובאור אשר הורדנו. מפני שאלוהים בקי באשר אתם עושים
Hırvatça:
Zato, vjerujte u Allaha i Poslanika Njegova i u Svjetlo koje objavljujemo, Allah u potpunosti zna ono što vi radite.
Rumence:
Credeţi în Dumnezeu şi în trimisul Său, precum şi în Lumina pe care am pogorât-o. Dumnezeu este Cunoscător a ceea ce faceţi.
Transliteration:
Faaminoo biAllahi warasoolihi waalnnoori allathee anzalna waAllahu bima taAAmaloona khabeerun
Türkçe:
Artık Allah'a, onun resulüne ve size indirdiğimiz nura inanın. Allah, yapmakta olduklarınızı iyiden iyiye haber almaktadır.
Sahih International:
So believe in Allah and His Messenger and the Qur'an which We have sent down. And Allah is Acquainted with what you do.
İngilizce:
Believe, therefore, in Allah and His Messenger, and in the Light which we have sent down. And Allah is well acquainted with all that ye do.
Azerbaycanca:
Elə isə Allaha, Onun Peyğəmbərinə və nazil etdiyimiz nura (Qur’ana) iman gətirin! Allah etdiyimiz əməllərdən agahdır!
Süleyman Ateş:
Artık Allah'a, Elçisine ve indirdiğimiz ışığa inanın. Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır.
Diyanet Vakfı:
Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nura (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Erhan Aktaş:
O halde, Allah’a, Resûl’üne ve indirdiğimiz nûra(1) inanın. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Kral Fahd:
Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nura (Kur'an'a) iman edin. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Hasan Basri Çantay:
O halde Allaha, Onun peygamberlerine ve indirdiğimiz O nuura îman edin. Allah, ne yaparsanız, hakkıyle haberdârdır.
Muhammed Esed:
Öyleyse, (ey insanlar!) Allah´a ve Elçisine ve (size) bahşettiğimiz (vahiy) aydınlığına inanın! Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Onun için, siz, Allah’a, Peygamberine ve indirdiğimiz Kur’an’a iman ediniz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Portekizce:
Crede, pois, em Deus, em Seu Mensageiro e na Luz que vos temos revelado, porque Deus está bem inteirado de tudoquanto fazeis.
İsveççe:
Tro därför på Gud och Hans Sändebud och på det ljus som Vi har uppenbarat [för er]; Gud är väl underrättad om vad ni gör.
Farsça:
پس به خدا و پیامبرش و نوری که نازل کردیم، ایمان آورید و خدا به آنچه انجام می دهید، آگاه است.
Kürtçe:
کەواتە باوەڕ بھێنن بەخوا وپێغەمبەرەکەی وبەو ڕووناکیەی دامان بەزاندووە (کە قورئانە) وە خوا ئاگادارە بەوەی کە دەیکەن
Özbekçe:
Бас, Аллоҳга, Унинг Расулига ва Биз туширган нурга иймон келтиринглар. Аллоҳ нима қилаётганингиздан хабардордир.
Malayca:
Oleh itu, berimanlah kamu kepada Allah dan kepada rasulNya serta kepada penerangan cahaya Al-Quran - yang Kami turunkan. Dan (ingatlah), Allah Amat Mendalam PengetahuanNya akan segala yang kamu kerjakan.
Arnavutça:
Besoni në Perëndinë dhe në të Dërguarin e Tij dhe në dritën (Kur’anin) që ju kemi sjellë. Perëndia, di mirë çdo gjë që punoni ju.
Bulgarca:
Вярвайте в Аллах и в Неговия Пратеник, и в Светлината, която низпослахме! Сведущ е Аллах за вашите дела.
Sırpça:
Зато, верујте у Аллаха и Његовог Посланика и у Светло које објављујемо, Аллах у потпуности зна оно шта ви радите.
Çekçe:
Věřte tedy v Boha, posla Jeho i světlo, jež jsme vám seslali; Bůh dobře je zpraven o všem, co děláte.
Urduca:
پس ایمان لاؤ اللہ پر، اور اُس کے رسول پر، اور اُس روشنی پر جو ہم نے نازل کی ہے جو کچھ تم کرتے ہو اللہ اس سے باخبر ہے
Tacikçe:
Пас ба Худову паёмбараш ва ин нур, ки нозил кардаем, имон биёваред. Ва Худо ба корҳое, ки мекунед, огоҳ аст!
Tatarca:
Кубарылу хак булгач, Аллаһуга вә Аның рәсүленә һәм Без иңдергән гакыл нуры булган Коръәнгә ышаныгыз! Аллаһ сезнең кылган эшләрегездән хәбәрдардыр.
Endonezyaca:
Maka berimanlah kamu kepada Allah dan Rasul-Nya dan kepada cahaya (Al-Quran) yang telah Kami turunkan. Dan Allah Maha Mengetahui apa yang kamu kerjakan.
Amharca:
በአላህና በመልክተኛውም፡፡ በዚያም ባወረድነው ብርሃን እመኑ፡፡ «አላህም በምትሠሩት ሁሉ ውስጠ ዐዋቂ ነው» (በላቸው)፡፡
Tamilce:
ஆகவே, அல்லாஹ்வையும் அவனது தூதரையும் (குர்ஆன் எனும்) நாம் இறக்கிய ஒளியையும் நம்பிக்கை கொள்ளுங்கள்! நீங்கள் செய்பவற்றை அல்லாஹ் ஆழ்ந்தறிபவன் ஆவான்.
Korece:
그러므로 하나님과 그분의 선지자와 하나님이 계시한 빛을 믿 으라 하나님은 너희가 행하는 모 든 것을 알고 계시니라
Vietnamca:
Vì vậy, các ngươi hãy tin Allah và Sứ Giả của Ngài, và hãy tin vào Ánh Sáng (Qur’an) mà TA đã ban xuống. Quả thật, Allah thông toàn về mọi thứ các ngươi làm.
Ayet Linkleri: