content_ar:
فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ
Çeviriyazı:
fîhimâ `aynâni neḍḍâḫatân.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır.
Diyanet İşleri:
İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
İkisinde de iki pınar var, fışkırıp çıkar da akar.
Şaban Piriş:
İkisinde de fışkıran iki pınar vardır.
Edip Yüksel:
İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır.
Ali Bulaç:
İçlerinde durmaksızın fışkırıp-akan iki pınar vardır.
Suat Yıldırım:
Bunlarda da kaynayan iki pınar var.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(66-67) O ikisinde de iki fışkıran pınar vardır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?
Yaşar Nuri Öztürk:
İkisinde de iki kaynak var, sürekli fışkıran.
Bekir Sadak:
Cadirlar icinde ceylan gozluler vardir.
İbni Kesir:
İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.
Adem Ugur:
İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.
İskender Ali Mihr:
İkisinde de (iki cennette de) devamlı fışkırıp gürül gürül akan iki pınar vardır.
Celal Yıldırım:
İkisinde de durmadan fışkırıp akan iki pınar vardır.
Tefhim ul Kuran:
İçlerinde durmaksızın fışkırıp akan iki pınar vardır.
Fransızca:
Dans lesquelles il y aura deux sources jaillissantes.
İspanyolca:
con dos fuentes abundantes.
İtalyanca:
In entrambi due sorgenti sgorganti.
Almanca:
In ihnen gibt es zwei Quellen, die sprudeln.
Çince:
在那两座乐园里,有两洞涌出的泉源。
Hollandaca:
In elken daarvan zullen twee fonteinen een overvloed van water doen uitstroomen.
Rusça:
В них обоих бурлят два источника.
Somalice:
Waxaa dhexdeeda ah Laba ilood oo burqan.
Swahilice:
Na chemchem mbili zinazo furika.
Uygurca:
ئۇ ئىككى جەننەتتە قايناپ چىقىپ تۇرغان ئىككى بۇلاق بار
Japonca:
そこには2つの泉が涌き出ている。
Arapça (Ürdün):
«فيهما عينان نضاختان» فوارتان بالماء.
Hintçe:
उन दोनों बाग़ों में दो चश्में जोश मारते होंगे
Tayca:
ในสวนสวรรค์ทั้งสองแห่งนั้น มีตาน้ำสองแห่งที่พวยพุ่งออกมาอย่างไม่ขาดสาย
İbranice:
ובהם שני מעינות שופעים מים
Hırvatça:
U njima su dva izvora iz kojih voda kulja;
Rumence:
... din care ţâşnesc două izvoare,...
Transliteration:
Feehima AAaynani naddakhatani
Türkçe:
İkisinde de iki kaynak var, sürekli fışkıran.
Sahih International:
In both of them are two springs, spouting.
İngilizce:
In them (each) will be two Springs pouring forth water in continuous abundance:
Azerbaycanca:
Orada (o iki cənnətdə) fəvvarə verib qaynayan iki bulaq vardır.
Süleyman Ateş:
İkisinde de fışkıran iki kaynak var.
Diyanet Vakfı:
İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.
Erhan Aktaş:
İkisinde de coşkun iki su kaynağı vardır.
Kral Fahd:
İkisinde de durmadan fışkıran iki kaynak vardır.
Hasan Basri Çantay:
İçlerinde (suları) durmayıb fışkıran iki pınar vardır.
Muhammed Esed:
Bu iki (bahçe)nin (her birinde) iki kaynak fışkıracak.
Gültekin Onan:
İçlerinde durmaksızın fışkırıp akan iki pınar vardır.
Ali Fikri Yavuz:
İçlerinden fışkıran iki şadırvan...
Portekizce:
Neles haverá duas fontes a jorrar.
İsveççe:
I båda flödar två källor;
Farsça:
در آن دو بهشت دو چشمه همواره جوشان و در حال فوران است.
Kürtçe:
لەو دوو (باخە)دا دوو کانی ھەڵقوڵاویان تێدایە
Özbekçe:
Икковларида отилиб турувчи икки булоқ бор.
Malayca:
Dalam kedua-dua Syurga itu terdapat dua matair yang terus menerus memancutkan airnya:
Arnavutça:
në to janë dy burime (të përhershme) fiskishë (që hedhin lart ujin),
Bulgarca:
В тях има два бликащи извора.
Sırpça:
У њима су два извора из којих вода прска;
Çekçe:
v nich obou prameny dva budou tryskat.
Urduca:
دونوں باغوں میں دو چشمے فواروں کی طرح ابلتے ہوئے
Tacikçe:
Дар он ду, ду чашмаи ҷӯшанда ҳаст.
Tatarca:
Ул ике җәннәттә ургып агучы ике чишмә бардыр.
Endonezyaca:
Di dalam kedua surga itu ada dua buah mata air yang memancar.
Amharca:
በውስጣቸው ሁለት የሚንፏፉ ምንጮች አልሉ፡፡
Tamilce:
அவை இரண்டிலும் பொங்கி எழக்கூடிய இரு ஊற்றுகள் இருக்கும்.
Korece:
그 두 곳에는 풍성하게 넘치는 두개의 우물이 있노라
Vietnamca:
Trong hai (Ngôi Vườn đó) có hai dòng suối chảy liên tục.
Ayet Linkleri: